1.5
"Bu bölümü hiçbir şarkı anlatamaz.."
∞
Onu kırdın,
Onu kırdın,
Onu kırdın..
Elinde küçük oyuncağıyla bekleyen o kızı çok kırdın. Onu parçaladın, onu yıktın, onu yok ettin. Ne yaptıysan ona yaptın.
Ama o kişi ben değilim. Ben olmak istemiyorum. Kendi bedenimden kurtulmak istiyorum. Kırdığın kişi olmak istemiyorum.
"Lisa!" Duyduğum sesi inkar etmek istermiş gibi ellerimi kulaklarıma yasladım ve koşmaya devam ettim. Ormanın ortasında koşuyordum. Nereye koşuyordun, nereye kadar koşabilirdim? Bilmiyorum fakat sadece koşuyordum.
Sanki koşarsam hissettiğim bu acılar ayaklarım altına düşerek parçalanacaktı.
"Lisa!"
Yine, yine, yine. Yine ismimi bağırıyordu. Eskiden hatırlayamadığı ismimi şimdi haykırıyordu. Koştuğum sırada ayağım takılarak yere çakıldım.
Kalkamadım.
Çakıldığımla kaldım.
Ellerimle yüzümü kapatıp ağlamamın hıçkırıklara dönüşmesine izin verdim. Kendimi durduramıyordum. Bu hissi durduramıyordum. Onu sevmeyi durduramıyordum. Bu canımı o kadar çok yakıyordu ki.
Karşıma çöküp oturan bedeni hissettiğimde kafamı aşağı eğdim ve ağlamaya devam ettim. Bir süre öylece oturduktan sonra hiçbir şey demeden yüzümü kapattığım ellerimin bileklerinden tutup onları indirdi. Onu gördüm. Görüşüm net olmasa bile onu gördüm.
Ona tokat attıktan sonra koşarak ormanın içine girmiştim. Karanlıktı, korkuyordum ama ondan uzaklaşmak istiyordum.
Canım acıyordu.
Canım acıyordu.
Canım acıyordu.
Onu o kızla gördüğümde canım acıyordu, beni kandırdığı aklıma geldiğinde canım acıyordu. Beni görmüyordu. En çokta bu canımı acıtıyordu.
"Lisa," diyerek bana yaklaştığında geriye doğru sürünerek gittim. "Bana yaklaşma. Lütfen."
"Dinle beni." dedi sakin sesiyle. Benim aksime o çok sakindi. Hep olduğu gibi.
"İstemiyorum!" diyerek hıçkırıklarımın arasından bağırdım. "Ben kandırdın! Sırf sevgilinle beraber olmak için bana yalan söyledin! Doğruyu söyleseydin yapardım Taehyung. Yine de giderdim. Ama sen bana yalan söyledin."
"Bunu yapmazdın. Doğruyu söylesem gelmezdin Lisa." Taehyung ciddiyetle konuştuğunda bakışlarımı yüzüne çevirdim. "Yapardım." Göz göze geldik.
"Neden?" diye sordu. "Bunu neden yapasın ki?"
Çünkü sana aşığım aptal!
O kadar çok aşığım ki seni kendi ellerimle o kıza teslim etmeyi bile göze alırdım ben.
Sadece omuz silkmekle yetindim. Konuşamıyordum. Konuşmak istemiyordum gerçi. Ona verebilecek bir cevabım yoktu çünkü.
Taehyung aniden bana yaklaşarak kollarını belime doladı ve beni kendine çekip kucağında oturttu. Ona karşı koyamamıştım bile. Bunu neden yapmıştı?
"Aptal kız." dedi. Daha çok kendi kendine konuşuyormuş gibiydi.
Sırtını arkasındaki ağaca yaslayıp bana uzunca bakmaya başladı. Hâlâ ağlamaya devam ediyordum. Taehyung boynumun arkasından tutup kafamı kendi göğüsüne yasladı ve usulca saçlarımı okşamaya başladı. Ciğerlerime dolan kokusuyla kendime engel olamadım ve ona daha da sokularak ağladım.
"Beni seviyorsun değil mi?"
Cevap vermemiştim. Anlamış mıydı? Çok mu açık vermiştim? Sanarım evet. Bunun için kendimden nefret ediyordum.
"Biliyorum işe yaramayacak ama özür dilerim." Taehyung yavaşça konuşmaya başladığında gözlerimi sıkıca yumdum. Konuşmasını istemiyordum ama onu dinlemek istiyordum. Bu anı bir daha asla yaşayamayacaktım. Asla onun kokusunu bu kadar yakından içime çekemeyecektim. Bir daha asla onun yakınına bile gelemeyecektim.
"Beni sevemezsin Lisa. Sadece çok fazla üzülürsün." diye konuştuktan sonra durdu. Sözlerini toparlamaya çalışıyordu. Beni reddetmişti. Bunu kibarca bana anlatmaya çalışıyordu işte.
Aptal adam.
"Hem bilirsin lisede böyle şeyler çok fazla olur. Bir gün birine, başka bir gün başka birine bu tür duygular hissedersin. Daha ileride çok şey yaşayacaksın. Büyüyüp üniversiteye gideceksin ve orada bir sürü kişiyle tanışacaksın. İçlerinden birisi illaki dikkatini çekecek. Benden daha iyi ve benden daha harika. Benim gibi bencil olmayan. Benim gibi canavar olmayan birisi. Seni kırmağa korkan, kıyamayarak seven birisi olacak hayatında."
Ama ben senden daha iyisini istemiyorum ki Taehyung, seni istiyorum.
"Ama o kişi ben değilim Lisa. O kişi ben olamam. Beni sevemezsin. Eğer böyle olacağını bilseydim o dans odasında karşına çıkmazdım. Geçmişi değiştiremem ama gelecek senin elinde olan birşey. Sadece kendini kurtarmaya bak. Yapabildiğin, başarabildiğin kadar uzak dur benden. Bende öyle yapacağım çünkü. Senin için."
Taehyung sustu.
Diğer bütün sesler sustu. Hayaller sustu, umut sustu, kalbimin sesi sustu. Herşey sessizliğe gömüldü. Güneş yavaşça doğdu. Ama o bile susmuştu.
"Bencilin tekisin Kim Taehyung." diyerek boğuk çıkan sesimle konuştum. Sesim yorgun çıkmıştı.
"Öyleyim." diyerek beni yanıtladı.
"Seni değiştireceğim." diyerek fısıldadım.
"Hayır, beni değiştiremezsin. Ben böyleyim. Ben hep böyleydim. Çabalamaktan vazgeç. Ben hayallerindeki o adam değilim. Ben umut ettiğin, güvendiğin, uzaktan izlediğin o adam değilim. Ben senin düşündüğün o adama çok yabancıyım."
Göğüs kafesi o her konuştuğunda kalkıp iniyordu. Ama kalbi atmıyordu sanki.
Hani insan aşık olduğunda yada aşık olduğu kişiyi gördüğünde kalbi hızla atar ya, işte onun kalbi öyle atmıyordu.
Kalbinin sesini duyduğumda vazgeçtim. Beni gözlerinin görmemesine bile alışmışken, ruhunun görmediğini anladığımda savaşmayı bıraktım.
Biliyordum, artık hiçbir şey eksisi gibi olmayacaktı.
Onu uzaktan bile izleyemeyecektim.
"Y"
Bütün bölümler 29 olduğunda geri geleceğim~
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top