that's what a year-long headache does to you
"Evet," diye harfleri ağzımda yayarak iyice uzattım. Spor salonundaki herkes sessiz, bir o kadarda ifadesizdi. Bazıları dışarı çıkmak için olay çıkartmıştı. Fakat kapı gibi olan Jin ve Namjoon onlara engel olarak buna izin vermemişlerdi.
Elimdeki kahverengi kaplamalı deftere son kez bakarak yutkundum.
"Şimdiye kadar dinledikleriniz sadece iki çocuğun basit bir şekilde tanışması ve birbirlerine çekilmesinin en tatlı haliyle anlatımıydı. Tıpkı toz pembe bir aşk masalı gibi."
Dilimi şaklattım.
"Ama ne yazık ki, her şey sonsuza dek toz pembe kalmıyordu. Belki kalabilirdi ama buradaki hiç kimse buna izin vermedi. Hep aklımı şu soru kurcalayıp duruyor açıkçası.
Neden izin vermediniz?
Size ne zararları vardı ki?
Şarkı sözü yazan içine kapanık bir çocuğun ve yağmurdan korkan fotoğraf çekmeyi seven bir diğer çocuğun size ne gibi bir zararı dokunabilirdi de onlara bütün bunları yaptınız?
Niye ki?"
Bir diğer sayfayı çevirdiğimde gözlerimin dolduğunu hissetmiştim. Ama ağlamayacaktım. Daha yeni başlıyorduk. Daha ağlamak için ileride uzun bir zamanım vardı.
"Şimdi," diyerek alaycı bir şekilde konuştum. "Öncellikle herkesin çüküne sahip çıkamayan çocuk olarak tanımladığı Yuujin'le başlayalım isterseniz."
Bakışlarım kalabalığın arasındaki Yuujin'e kaydı.
"Sen de mi buradaydın bebeğim? Ben burada olmak yerine işi çoktan pişirirsin sanmıştım ama? Seni gördüğüme midem bulandı. Bu ne büyük bit rezalet cidden."
Güldüm.
Gözlerim spor salonunun kapısına yaslanıp beni izleyen Yoongi'yle kesiştiğinde içinde olduğum durumu bir kez daha kendime hatırlattım ve gülümsemem yüzümde dondu.
"Aniden öpüştüklerinin fotoğrafı bütün okulda yayılan bu iki çocuğun hayatı bir anda nasıl değiştiğini öğrenmek istemiyorsanız umurumda değil ama dinleyeceksiniz. Zorla. Dinleteceğim hepinize."
Derin bir nefes aldım.
"Nefret dolu Yuujin, sırf bir erkekle öpüştü diye onu her gün tuvalette sıkıştırdığın çocuğu taciz ederken, sen övgüye değer olduğunu mu zannediyordun? Onun iğrenç olduğunu söylemiştin. Bunu çok iyi hatırlıyorum.
Jungkook'un Taehyung'la öpüştüğü ve ikiside erkek olduğu için iğrenç olduklarını söylemiştin.
Eğer öyleyse günde üç kızı birden götüren sen neydin? Eğer onların masum öpücüğü iğrençlikse senin adres sormayan dudakların neydi?"
Kirpiklerime tutunam yaşları kafamı iki yana sallayarak geri itmeye çalıştım ama bu kez başaramamıştım. Yapamamıştım ve yaşlar yanaklarıma damlamaya başlamıştı.
"Benim tek hatam," diye konuştum gözyaşlarımın arasından. "Bütün bunları çok geç fark etmiş olmamdı."
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top