sorry i don't know how



18.05.2019

hani o gün sınıftan çıkarken, sınıfımızın karşısındaki pencerenin önünden durmuştun ya,

seni gördüm.

sen ve benim sınıflarımız ayrıydı sadece matematik dersimiz ortaktı, bu yüzden benim sınıfımın önünde durmanı ve içerisini izlemeni yadırgamıştım.

sırtını pencereye yaslayıp, kalçanı da kalorifere dayayıp bizim sınıfın içini izliyordun.

pek iyi hatırlamıyorum. zaten dört saniyeliğine tesadüfen görmüştüm seni.

fakat ben kapıdan çıkarken beni fark etmedin.

sanki o an dünyanın en hüzünlü insanının intihar eden ruhu bedeninin içine girmişti. sanki karşımda öyle birisi vardı. öyle derinden hissetmiştim işte.

hayatımda tek bir karakter beni dünyamı değiştirecek kadar etkiledi, ve sen sanki onun ölmüş ruhunun rekreasyonuydun.

sen, dünyadaki bütün hüzün kavramının rekreasyonuydun.

ve hani sen merdivende oturup oyun oynarken salak saçma dans yapmıştım karşında, ve bana gülümsemiştin ya.

acı gibi gülümsemiştin işte.

acının nasıl gülümsediğini ya da nasıl göründüğünü bilmiyorum ama sanki onun intihar eden gülümsemeleri senin dudaklarında yeniden doğmuştu.

W.Shakespeare'nin dediği gibi, belki ben sevdiğim bedenlere hayalimdeki ruhu koyup aşk sanıyorum.

oysa sen öyle değilsin.

sen kendi çapında jungkook'sun.

başkası olamazsın. senin kendine özgün hayallerin, tarzın, düşüncelerin, ve gülümsemen var.

sen hiç kimse değilsin.

çünkü sensin.

ve sanırım ben bugün hetero, homo kavramlarını beynimde öldürerek yerin yedinci katına gömmüştüm.

çünkü ben  hetere olduğum için kızlardan ve homo olduğum için erkeklerden hoşlanmıyordum. ben hiç kimseden hoşlanmıyordum, sen hariç.

belki de ben jungkookseksüeldim.

çünkü bu dünyada sadece seni seviyordum.

sen olduğun için.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top

Tags: #taekook