and i'll miss them




01.04.2020.



nisan'ın ilk günü.

satusu'dan çok uzakta daegu'dayım.

kim bilebilirdi ki, ileride kaldırımları ve yanakları ıslatmayı seven şehirimizden çok uzakta yaşayacağımı.

seninle tanışmamızın yıl dönümü olarak, satusunun tepesi kadar olmasa da, daegu'nun herhangi bir tepesindeki büyük ağacın altında oturarak ilerideki akan nehri izliyordum.

satusu'nun durgun nehirlerinden farklıydı burası. birçok şeyle farklıydı hem de.

mesela sen asla yoktun.

elimde senin çektiğin fotoğrafların albümü vardı; bu albüm elime yeni geçmişti.

o gece seninle kavga ettiğimizden sonra annemle, büyükannemlere gelmiştik. büyükannemle yaşamaya başlamıştım ve senden asla haber alamamıştım.

yine de telefonumu hiç kapatmamıştım, numaramı hiç değiştirmemiştim ve adresim hep aynıydı. bir kez seni buraya getirdiğimi ve başım ne zaman sıkışsa büyükannemlere geldiğimi söylememe rağmen, sen asla buraya gelmemiştin.

beni aramamıştın.

bunun için sana kızgındım.

sonra pişman olmaya başladım ve gururu siktir ederek seni aramaya başladım. numaran artık kullanılmıyordu.

bunun için daha da kızdım.

beni bu kadar çabuk unuttuğun ve açıklama yapmak için tek bir kez bile olsun uğraşmadığın için seni öldürmek istedim.

sonra dayanamadım ve evine gittim.

annenle kavga ettim, babana yumruk attım. tamamen piç gibi davrandığımı biliyorum ama annenin senin o gece özür dilemeye bana gitmek için evden çıktığını söylediğinde duraksamıştım.

sonra bir daha eve geri dönmediğini söylemişti ve iki gün sonra ölüm haberinin geldiğini.

darp edildiğini ve zorlanarak öldürüldüğünü söylemişlerdi. tam da aynı gece, bana gelmek için evden çıktığında.

kavga ettiğim ve hiç sevmediğim annenin kollarında ağladığımı hatırlıyorum, yumruk attığım babanın omuzumu sıvazladığını ve benim çok utandığımı.

seni bekleyen beni aslında sen hiç bekletmemiştin.

bana gelmiştin.

özür dilemek için.

ama yapamamıştın işte. sadece yapamamıştın.

elimdeki albümün sayfalarını çevirdiğimde, her sayfada ben nehiri, çocukları, gökyüzünü ve kuşlarını çektiğini sanarken sen bütün o fotoğraflarda sadece beni çekmiştin.

taehyung bir şeyleri not ederken, taehyung çocukları izlerken, taehyung uyurken, taehyung esnerken, taehyung ağlarken, taehyung öfkeden kızarırken, taehyung gülümserken.

en başından beri sadece beni çekiyordun.

nisan'ın ilk günü.

yağmur çiseliyor, fakat saçlarını okşayabileceğim bir çocuk yok.

nisan'ın ilk günü.

şaka gibi bir gün ama şaka gibi bir çocuk artık yok.

nisan'ın ilk günü.

ve bu kez benim seninle değil, yalnızlıkla tanışmamın hikayesi.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top

Tags: #taekook