:3 - swindler.
Afallamış olan Minjeong, sandalyesine oturup son dersin bitmesini bekledi. Bunu yaparken oldukça sıkılmıştı. Normalde böyle olmazdı ama Jungeun'un davranışları hoşuna gitmemişti. Tezgahını bıkkınca toplayıp evine döndü.
Öğrenciler dışarı çıktıklarında Minjeong'u göremedikleri için şaşırmışlardı. Doğrusu şimdi bir bardak limonata iyi giderdi. Bu yüzden biraz da birlikte takılmak amacıyla okulun yakınındaki marketten iki tane limonata aldılar çimenlik bahçedeki gölgelik bir yere oturdular.
Kendi aralarında Minjeong'un neden erkenden gittiğini konuştular ve tahminler yürüttüler. Belki önemli bir durum vardı ve acilen gitmesi gerekiyordu ya da sadece hava çok sıcak olduğu için bunalmış ve gitmişti.
Onlar konuşurken bahçede öylesine dolaşan Jungeun tarafından fark edildiler ve genç kız kafasına estiği için yanlarına gitti, belki biraz aralarına katılırdı. Sehun onu görünce hemen bir soru yöneltti.
"Hey Lip! En son Minjeong'un yanında sen vardın, onun neden gittiğini biliyor musun?"
"O kazıkçı kız mı? Huh, ben nereden bileyim, neden bana soruyorsunuz?"
Yeji söze girdi.
"Kazıkçı mı? Ona niye öyle diyorsun şimdi Lippie?"
"Limonata diye boş bardak uzatıyor, üstüne de para veriyorsunuz. Bu kazıklamak değil de ne?"
"Boş mu? Hayır hayır. O işini gayet iyi yapıyor."
"Aman neyse işte, parası giden sizsiniz sonuçta."
Jungeun arkasını döndü ve saçlarını savurarak yürüyüşüne devam etti. Neden yanlarına gitmişti ki? Hah, saçmalık. O tek başına da mutluydu, onları ne yapsındı?
Peki, gerçekten öyle miydi?
*•.¸♡¸.•*
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top