Dev Yıldız

Gözlerimi demir bir sedyenin üzerinde açmıştım parlak florasan ile ilk an irkilsemde umursamadım ve etrafa bakmaya başladım

Tam yanımdaki masada keskin cerrahi aletler vardı ellerim ve kollarım deri kayışlarla sedyeye bağlanmıştı ve haraket kabiliyetim yok denecek kadar azdı

Yanımdaki kapının açılması ile hızlıca kafamı oraya çevirdim üzerinde beyaz gecelik gibi duran bir elbise vardı kahve saçları ve morumsu gözleti bana bir yerden tanıdık geliyordu ama çıkartamadım

Sesiz ve adımlarla yanıma geldi açıkta kalan kollarından açılan damar yolu izleri çok net görünüyordu aynı zamanda kollarında boynuna doğru uzanan dövmeler vardı bazıları dalga gibiydi bazıları bulut ve aynı şekilde çıplak bacaklarında da dövmeler vardı

Hızlıca önce ellerimi sonrada ayaklarımı çözdü ben daha ona ne olduğunu soramadan konuşmaya başladı

"Sakın ha sakın bir şey sorma çünkü bunu anlatıcak zaman yok sadece ben Denek: 13D6 ve sende Denek:78D6 sın buradan çıkana kadar adın bu tamam mı?" dedi hafif aceleci ve sinirli bir tavırla

Ben daha ne diyeceğimi bilemeden elime bir silah tutuşturdu ve "Kendini koru" dedi elimdeki ağırlık ile şoku atlatmaya çalıştım sonrada hızlıca kafamı salladım

Küçük odadan çıkınca bende onu takip etmeye başladım dar koridorlarda geçiyorduk ki yanımdaki camdan gördüğüm yansımam ile donup kaldım dağılmış beyaz saçlarım vardı ve göz bebeğim tıpkı kedilerinki gibi düz bir şekildeydi gözlerim ise kırmızı-sarı arası bir renkteydi ağzım şaşkınlıkla aralanırken sivri dişlerim görüş alanıma girdi ben şaşkınlık ile kendime bakarken kahve saçlı kız yanıma geldi ve beni çekiştirmeye başladı

Şok ile açılmış gözlerim ile onu takip etmeye başladım hızlıca ilerlerken karşımıza sihay kıyafetler giymiş kasklı adamlar çıktı beni hızlıca karanlık bir köşeye çekti ve eli ile ağzımı kapattı kalbim ağzımda atarken korku dolu gözlerle kıza bakıyordum

Elini yavaşca ağzımdan çekti ve baş parmağı ile susmamı işaret etti kafamı yavaşca salladım ve nefesimi düzene sokmaya çalıştım göğsüm inip kalkarken

Siyahlı adamlar yanımızdan geçip gitmişti hızlıca ilerlemeye başladık ve bir havalandırma ızgarasının önünde durduk yavaşca ızgarayı alıp yere koydu ve önden girmemi işaret etti

Kafamı sallayıp havalandırmaya girdim ve sürünerek ilerlemeye başladım ara ara arkamdan gelip gelmediğini kontrol ediyordum demire sürtünen dirseklerin tahriş olmuşlardı

Arkadan seslenerek sağ git sola git yada düz devam et diyordu baya bir ilerlemiştik ve dirseklerin gerçekten çok acıyordu biraz daha ilerleyince beni durdurdu ve önümdeki ızgarayı itmemi söyledi

Dediğini yapıp ızgarayı ittim ve dışarı çıktım demire sürünen dirseklerim tahriş olmuştu ve gerçekten sızlıyordu içeriyi inceleyince tuhaf depo benzeri bir yerde olduğumuzu fark ettim etrafta bir sürü boru ve kontrol düğmesi gösterge falan vardı

Kahve saçlı kızın beni dürtmesi ile ona baktım elinde siyah bir t-short ve siyah bir eşofman vardı aynıları onunda üzerinde vardı elindekileri aldım ve o arkasını dönünce bende hemen üzerimdeki beyaz kumaş parçasını çıkarttım ve elimdekileri verdim

Üstümü değiştirdiğimi belli eden bir ses çıkartınca bana döndü ve elime bir spor ayakkabı tutuşturdu onuda giyince hazırdım. Birlikte kapıdan dışarıya çıktık ve dikkatlice yürümeye başladık

Hala bizi fark etmemeleri çok tuhaftı yavaşca ilerlerken karşımıza çıkan adamlar ile donup kaldım kahve saçlı kız ise direkmen savunma moduna geçti

Karşımızdaki adamlardan biri acil durum düğmesi olduğunu düşündüğüm bir değmeye bastı ve etrafta sağır edici bir ses yankılandı beyaz ışıklar yerine kırmızı parlak ışıklar gelince gerçekten korkmuştum kahve saçlı kız ise nasıl olduğunu anlamadan karşımızdaki siyahlı adamı yere sermişti bile

Sonra ise beni kolumdan tutup hızlıca çekmeye başladı kendimi gelince bu sefer ben onu kolundan tutum ve daha hızlı koşmaya başladım aynı zamandada "Nereden?" diye bağırarak gideceğimiz yönü soruyordum

Zar-zor depomsu bir yere gelmiştik ama burası diğer yerlerden daha büyüktü bir merdiveni işaret etti ve birlikte hızlıca çıkmaya başladık merdiveni yatılamıştık ki aşağıdan adım sesleri ve bir kaç bağrıma geldi

Sonrada ateş sesleri arkamızdan ateş ediyorlardı dahada hızlanmaya çalıştık ve tam üstümüzdeki kapağı açıp çıkmıştık ki bacağımda hissettiğim sızı ile ağzımdan istemsiz bir inleme yükselmişti bacağımı saran sızı ve uyuşukluk hissi ile gözlerimin yaşadığını hissettim

Kahverengi saçlı kız ise o arada çıktığımız kapıyı kapatmış üstünde eski demir bir dolabı atmıştı kapağın altından yumruklama ve silah sesleri geliyordu

Hızla bana döndü ve kan sızan eşofmanın paçasını yukarı kıvırdı beyaz bacağım kanla kızarmıştı ve canım gerçekten çok yanıyordu

Yaramda hissettiğim eller ile istemsizce acı bir çığlık attım karşımdaki kız ise sakin olmamı mırıldanıyordu sonra bana nereden bulduğunu bilemediğim bir demir parçasını uzattı ve bunu dişlerimin arasına koymamak söyledi

Ne yapıcağını anlamıştım ve itiraz etmeden kabul ettim o demir parçasını dişlerim arasında sıkarken oda yavaşca parmaklarını yarama soktu ve kurşunu çıkartmaya çalıştı

Acı ile gözlerimden yaşlar boşalırken demir kapağın zorlanma sesleri geliyordu en sonunda kuşunu çıkartınca rahat bir nefes aldım ve ağzımdaki bas yığınını atıp raskele yere tükürdüm

Kahve saçlı kız ise elindeki eşofmanından yırttığı Bez parçasını bacağıma sıkı bir biçimde sarmıştı sonra ise kanlı ellerini üstüne sildi ve elini bana uzattı bende elini tutup kalktım

Bacağım gerçekten çok ağrıyordu ama dayanabilirdim sanırım kahve saçlı kız kapağı ima ederek "Daha fazla tutacağını sanmam acele etsek iyi olur" dedi.

Kafamı tamam anlamında salladım ve aksak adımlarla onu takip ettim birlikte zorda olsa bir merdivenden daha çıktık ve ve o kapağında açtık

Kapağı açmam ile gözümü alan ışıkla kapatmam bir oldu kahve saçlı kız ise bu duruma sadece hafifce gülmüştü yavaşca kapağı tekrar açtım ve işıkla yüzümü buruştuturken dışarı çıktım

Kahve saçlı kız da peşimden çıkıp arkasından kapağı kapattı ve ilerlemeye başladı güneşin tenime değerden oluşturduğu his gerçekten çok tuhaftı

O kadar uzun zamandır dışarı çıkmamıştı ki tuhaf hissediyordum yüzümde hafifce bir gülümseme oluşurken kahve saçlı kızı takip etmeye başladım çorak toprağın üzerinde biraz ilerledik arkamızda küçük sayılabilecek bir kulube vardı

Kıza dönüp merakla "Acele etmemiz gerekmiyor mu? Ya gelirlerse?" dedim o ise rahat bir tavırla kafasını iki yana salladı ve "Hayır gelemezler çünkü bu ortam onlar için zehirli" dedi. Ne demeye çalıştığını anlamamıştım ki o da anlamadığımı anlamış olucak ki "Gemiye binince anlatıcam söz veriyorum... Şimdi lütfen hiçbir şey sorma" dedi

Kafamı olumlu anlamda salladım ve onu takip etmeye devam ettim bacağımın sızısı gittikçe artıyordu ama umursamamaya çalıştım

En sonunda bir uçağa ulaştık tamamen sıyahtı ve tuhaf bir şekli vardı W harfine benziyordu ama tama ortasında yukarıya yükselen cam bir kubbe vardı

Uçağın yanına ulaşınca mekanik bir ses
"Hoşgeldin Azle seni uzun zaman sonra görmek çok güzel" dedi bende merakla "A-Azle benim adım bu mu?" dedim kahve saçlı kız kısaca kafasını salladı ve merdivenlerden yukarı çıktı

Bende binbir zorlukla onu takip edip en sonunda binicez kapı otamatik merdiven kapandı sonra ise birlikte komuta odası olduğunu tahmin ettiğim bir yere geldik ikimizde koltuklara oturduğumuz zaman kemerler otamatik olarak bağlandı

Kahve saçlı kız kontrol panelinden koordinatları girerken dikkatlice onu izliyordum sonra bana döndü ve sıkı tutun dede "Tamam" diye mırıldandım

Uçak yavaşca havalandı ve yeterli yüksekliğe ulaşınca ilerlemeye başladık uçağı otomatik pilota alınca kemerini çözdü ve onu takip etmemi söyledi bende kemerimi çözüp takip etmeye başladım

Birlikte kontrol odasından çıktık ve boş bir odaya girdik odada sadece bir dolap ve sedyemsi bir yatak vardı

Ben sedyeye ilerleyip oturunca oda dolaba yöneldi ve eline sargı bezi ile tentürdiyotu alıp yanıma geldi ve bacağımdaki bezi açtı kurşunun denk geldiği yer kızarmış ve hafif morarmıştı yavaşca tentürdiyot ile yarayı temizledi ve sargı bezi ile sardı o sırada da herşeyi anlatmaya başlamıştı

Biz aslında insanların değimi ile "Mavi Dev" yıldızında yani burada yaşıyormuşuz kısaca burası bizim evimizmiş İnsanların yaşadığı dünya gezegeninden 9Milyar yıl uzaklıkta olan bu yıldızdan bir süre haberleri yokmuş

Sonra kendi evleri yani dünyanın tüm kaynaklarını bitirmişler ve dünyayı bir çöplüğe dönüştürmüşler bunu üstüne birde atmosferde dolaşan uzay çöplerinin yerçekimi etkisi ile dünyaya bir nevi meteor gibi yağması orada yaşamayı iyice zorlaştırmış ve insanlar kendilerine yeni bir yer ararken bizim yıldızımızı fark etmişler

Sonrada ilk önce buraya keşif uçuşları yapmışlar onların ciğerleri buradaki havaya uygun olmadığı için soludukları anda ciğerleri patlıyor ve ölüyorlarmış

Bu duyduklarım ile şok olurken anlatmaya devam etti bende merakla onu dinliyordum

Daha sonra bizi yani "Mavi Dev" in yerlilerini fark etmişler biz ilk başta onları dostumuz yerine koyup çık sıcak karşılamış ama onlar bize ihanet edip bizim yaratıkları mızı kaçırıyor ve onların hafızalarını silip Denek faresi olarak kullanıyorlarmış

Bunun sonucundada bir savaş çıkmış ve bu savaşın üstünden tam 35 yıl geçmiş insanlar yenilmişler ama yinede bizim yaratıklarımızı kaçırmaya devam etmişler

Ben ve isminin Saylin olduğunu öğrendiğim takım arkadaşım yaratıkları kurtarmak için buraya geldiğimizde onları son anda kurtarmışız ama ben bir şekilde insanların tuzaklarına düşüp burada kalmışım

Sonra ise Saylin beni kurtarmak için denek rolüne bürünmüş ve tam beni kesip biçicekleri sırada beni kurtarmış

Dinlediğim hikaye ile istemeden aydınlanırken Gasli şehrine varmıştır bile bundan sonraki görevimiz ise diğer laboratuvarlardaki yaratıkları kurtarmak ve insanları sonsuza kadar buradan göndermek

Huh yoruldum ~>^<~

Okuduğunuz için teşekkürler

Sizleri seviyorum 🖤

~Gumiho~

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top