YOLCULUK
Sonunda ne mi olmuştu?Cenk,ile Ebru hep arkadaş kalmışlardı.Kızın ismi Ebru,idi.Cenk'de, onu asla kaybetmemişti.Hüzünlü de olsa güzel bir dostluk hikayesi bence diye düşündü,Ersin.
Canı bir anda yazı yazmak istemişti.Yanında bazen bir kağıt,kalem taşırdı.Sırf içindekileri o anda bir masa başında cafede otururken dökmek bile, bazen onu rahatlatıp,mutlu ederdi.
Oysa,Ersin daha düne kadar Filiz'i,kaybettiğini ve bir daha asla göremeyeceğini düşünüyordu.O uzaktaydı,bir yerlerdeydi,ve kalbi çok uzakta olduğunu biliyor olmasına rağmen onunla çarpıyordu.Ulaşılmaz,ve de imkansızdı.Zordu.Aşkları yarım kalmıştı.Gene de Ersin'in, zamanında içinde çok azda olsa,imkansız da olsa bir umut vardı.
Filiz'i,bir gün tekrar göreceğine dair olan inancını yitirmemişti.Hayaldi,fakat gene de güzeldi.O bir gün onunla o onu unutmuş olsa da buluşacaktı.İçinde hep o arzu vardı.Bir gün kavuşacaklarına,ve buluşacaklarına dair olan o inancı her şeye rağmen yitirmemişti.Filiz'i,düşünmek eski bir defterin sayfasını yeniden açmak gibiydi,içindeki o yara ne yaparsa yapsın kapanmamıştı.Sonunun ayrılık olacağını bilerek yeniden başlamak gibiydi,Filiz'i,düşünmek.Ayrılığın kaçınılmaz,asla yürümeyeceğini bilerek yola çıkmaktı.Ve yeni bir maceraya atılmak gibiydi,onunla olmak.Sonunun hüsran olduğunu görüp,yeniden sevmek gibiydi.Olmayacağını bile-bile beklemekti,bazen de.Kara sevdaydı,bu.Ayrıca kimsenin onaylamayacağı,sevmeyeceği türden bir ilişkiydi.İnsanlar arkalarından bilmeden konuşup,dururdu,öyle işte. Ersin,onları boş yere kafaya takmıyordu.Seveni de olacaktı,sevmeyeni de.Hayat böyleydi.Ve bu şekilde devam edecekti...
Hayat da ayrılıklar kaçınılmazdı.Bazen bir dost tarafından yenilen kazık,bazense eski sevgilin tarafından kullanılman.Ersin,bazen içinden diyordu ki,aman kullanacaksa o kullansın bari,beğenmediği kadınlar tarafından kazık yemektense,o kazığı gene eski sevgilisi tarafından yemek isterdi.Ersin,hayatında bir kez aşık olmuştu, ve hayatı kaymıştı.İşinden,parasından olmuştu.Neyse ki,daha sonra daha iyi bir iş bulup,durumu düzeltmişti. Bazen de eski şarkıları yeniden hatırlamak gibiydi,Filiz'i,yaşamak.Filiz,aynı zamanda onun için geçmiş demekti.Geçmiş,onun için geçmemişti, gerçi orası ayrı.Geçmiş,geçmemişse nasıl geçmiş olabiliyordu,peki?bu işler çok karışık dostum,çok dedi içinden.Düşünceleri tıpkı bitmek bilmeyen bir okyanus gibiydi...Bir aşk kitabı yazıp,aşkı da yaşamak gibiydi,Filiz'i, düşünmek.İşte,onda ne buluyorsun?kimse ona Ersin'in,gözünden bakamaz,ve onu onun gözünden göremezdi.Kimse onu onun sevdiği gibi sevemezdi.
Gene de artık çok geçti.Bu durumu kabullenmeli ,ve olmayacağını bilerek yoluna devam etmekti.İşte Ersin,tamda bu şekilde düşünüyorken,ve bunları yaşarken Filiz,karşısına çıkmıştı.Bu mucize değil de neydi?bu bir mucizeydi.Asla olmayacak,imkansız bir aşk gerçeğe dönüşmüştü.Filiz'e,bu saatten sonra rastlaması, hele ki,dünya,insanlık yok olmuşken, tıpkı piyango bileti tutturmak gibiydi.Tamam herkese yılda bir, ya da iki-üç yılda bir denk geliyordu.Parayı tutturan zengin oluyordu.Fakat kaç milyon kişi oynuyor,bu çok az kişiye denk geliyordu.Bu bir şanstı.Az insana bu şans nasip oluyordu.İşte,Ersin'in,Filiz,ile olan aşkı da tıpkı böyleydi.Filiz'in,şu anda kollarında olması bir şanstı.O onun şansıydı.Onu aşk şarkılarında hayalinde düşünürken tekrar-tekrar yaşıyordu.Bazen aşkı şarkılar da yaşatırdı.İlla hayatında biri olmasına gerek yoktu.Bir gün bu aşkın gerçeğe dönüşeceğini asla bilemezdi,fakat işte dönüşmüştü.Ve sonunda kavuşmuşlardı.
Mutluydular.
Mucize gerçek olmuştu.Milyarda bir insanın başına gelebilecek türden bir aşktı,bu.Neden mi?çünkü onlar birbirlerini dünya yok olurken bulmuştu.İnsanlığın yarısı yok olmuşken,hayat onları birbirleriyle karşılaştırmıştı.Onlar seçilmiş kişiydi.Ya seçilmiş kişi olmasalardı?ya ölseydiler?
Bu yüzden bu bir mucizeydi.Ersin,zamanında olmasa da olur,bu aşkı özel kılan zaten imkansız olması diyorken,şimdi ulaşamadığı,hayalindeki,evli,o özel kadına sahipti.Onu bundan sonra bulmuşken, asla bırakmayacaktı.Bundan adı kadar emindi.Böylesi bir aşk zaten ender gelirdi,ne diye bırakıp,vazgeçsindi ki?Zoru seviyordu.Ve çok zoru elde etmeyi başarmıştı.Ersin,zoru başaranlardandı.Her insanın farklı bir özelliği vardı,onunki si de işte,buydu.Aslında bazen en iyi intikam unutmak derlerdi.Fakat,Ersin,hayatta sadece tek bir kadın olduğunda kalbine söz geçiremiyordu.Oda Filiz'den,başkası değildi.Hani bazı insanlar hayatta bazı insanları sırf elde edemediği,karşısındaki onu istemediği,ret ettiği için isterdi,ya,Ersin'in,Filiz, ile durumu böyle değildi.Asla,gerçek bundan çok daha farklıydı.Ersin,ayrıca hayatta hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığını da iyi bilenlerdendi.Tabi ki eğlendiği zamanlarda olmuştu.Çılgın anlar da yaşamıştı.Her ne kadar hayatını tek bir kadına adasa da,hayatında onu mutlu edecek, ne varsa yapmıştı.Pişman değildi.Hatalarından ders de , almıştı.O hep rahattı.Ve anı yaşamıştı.Çünkü o dünyadayken de, hayata bir kez gelineceğini bilenlerdendi.Ölüp gideceğiz,derdi hep.Aman be diyerek haykırdığı çok olmuştu.Aşka gelirsek,okuduğu aşk kitaplarına bakıyordu da,aşk illa ki bir insana aşık olmak da değildi.Eğer öyle olsaydı,her aşık olan,aşk yaşamış insan aşk kitabı yazardı.Oysa dünyada milyonlarca aşk kitabı yazarı vardı.Demek ki,insan hayalinde de birini yaratıp,aşık olup,aşkı yazabiliyordu.İnsan yazdığı kitaba,karaktere de aşık olabilirdi.Aşk bir tek görmek,sahip olmak değildi.Aşk her şeydi.İşte,bu yüzden Ersin'e,göre sevgiydi,ihtiyacımız olan.Sevgisiz bir yaşam düşünemiyordu.Aşk her yerdeydi.Doğaya,hayvanlara,bir şehre,bir eşyaya her şeye karşı aşk duyulabilirdi.Bunun bir diğer adı da, sevgiydi.Bunu inkar etmek, bazen de insanın kendini kandırmasından başka bir şey değildi.Ersin'e,göre her insan hayatında en az bir kez yalan söylemişti.Gerçi mutlu olan bu şekilde hayallerle yaşayarak mutlu olacaksa olsun diye düşündü.Bunun bir sakıncası yoktu.İnsan zaman-zaman kendisini kandırabilirdi.Hayallerle yaşamayı seçen o şekilde yaşasın dı.Gerçeklerin acı karanlığında kaybolan da kaybolsun.O kendi yaşamına bakıyordu.Onun tek hayali Filiz'di,ve zaten ona da sonunda kavuşmuştu.Üzerinden çok yıllar geçmişti,belki,ama,onu beklemeye değmişti. Kendine yalanlar söyle, ve buna inandır.Mutlu olmak için en basit yöntem bu olsa gerek diye düşündü.Mutluluğu seçmek zordu,mutsuzluğu seçmekse bir o kadar kolay.Mutluluğun kitabını yazanlardan değildi,o sadece içinden gelenleri söylüyordu, o kadar.Doğal bir insandı,ve başkası için de,değişecek değildi.Onu kabul eden olduğu gibi kabul etmeli,bu şekilde sevmeliydi.Bukowski'nin,bir sözü vardı "bir insanı gerçekten sevmek mümkün mü"?sorusuna "tanımadığın biri ise belki"yanıtını vermişti.O buna katılmıyordu.Eğer hayatında Filiz,olmasaydı bu yüzde yüz katılacağı bir söz olurdu,çünkü hayatına o girmeseydi,o duygusuz,kısa süreli,ilişkiler yaşayan,bağlanamayan,korkak,çapkın bir adam olarak kalacaktı.Oysa Filiz,'e bağlanarak o yaşamını değiştirmişti.Hayatını tamamen değiştiren bu kadına borçluydu.O Filiz'i,tanıyordu.Ve delicesine tapacak kadar çok seviyordu.Bu romanlardaki gibi bir aşktı.Oysa eskiden aşkın sadece romanlarda yaşanacağını düşünürdü.Aşk gelip geçici diyenler umurunda bile değildi.Çünkü onlar hayatlarında sadece cinselliğe önem veren insanlardı.Ve o insanlar hayatlarında hiç aşık olmamışlardı.Birini sevmemişlerdi.Ancak seven insan onun durumunu yasak aşkını kabullenebilirdi.Kadın evli,manyak adam demek kolaydı.Küfür etmek de kolaydı,zor olan bir insanı karşındakinin yerine koyup,empati yaparak,onu anlayabilmekti.Filiz,bir zamanlar onun için bir ihtimalken bile, güzeldi.Oysa şimdi bir ihtimal olmaktan çıkıp,sonunda gerçek bir aşka dönüşmüştü.
Sonunda bunu başarmışlardı.
Hayat işte, bazen de böyleydi.Ne olacağını önceden kestiremiyordun.Bu yüzden kesin konuşmamakta fayda vardı.Artık onu düşünmek için eski şarkılara ihtiyacı yoktu.Çünkü Filiz,artık Ersin'in,yanındaydı.Artık asla ayrılmayacaklardı.Onlar her şeye rağmen ,aşkları için mücadele etmişlerdi.Bu çok zor ilişki bir şekilde yürümüştü.Ve yıllar sonra, dünyanın sonu geldikten sonra tekrar karşılaşmışlardı.Bu bir mucize değil de, neydi?
Mucizeler, bir gün gerçek olabiliyordu.Filiz'den,önce böyle bir şeye ihtimal bile vermiyordu.Fakat artık biliyordu ki,bazen inandığın zaman, işler ne denli zorlu olursa olsun, bir şekilde yürüyebiliyordu.
Olduğu kadar gidebildiği,yürüyebildiği kadar gidiyordu.Kalıcı olduğu zamanda işte, buna birliktelik adı veriliyordu.
Yürümediği zamanda yolunu ayırıyordun.
Ayrılıklarda hayatın içindeydi.
İki dakikalık şarkının verdiği mutluluğu, ve de huzuru veremeyen insanlar var,diye düşündü, içinden.Biraz da, o yüzden sevdiği kadını dinlediği güzel şarkılara benzetiyordu.Filiz, hep onun hayatında olmasını istediği,ve dinlemekten asla bıkmayacağı tek kadındı.Onu tanımadan önce aşka inanmıyordu.Hatta aşık olanlarla alay ediyordu.Ondan önce duygusuz,bencil,kıskanç adamın tekiydi.Ve işi,gücü eğlenceydi.
Onlar ayrılmışlardı.Böyle tekrardan bir araya gelebileceklerini ikisi de bilemezdi.Hatta hayal dahi edemezlerdi.
"En özelimsin, dedi" Ersin,Filiz'e,bakarak.Sen başkasın.
"Sende benim için öylesin ,diyerek karşılık verdi,Filiz'de.Ve o anda birbirlerinin gözlerinin içine bakarak bir kez daha eridiler.Birbirlerine sevgiyle sarıldılar."
"Saatlerce gözlerinin içine bakarak eriyebilirim,dedi,""Ersin.
"Bende öyle,diyerek karşılık verdi,"Filiz.Mutluydular.İkisi de bu aşkın hiç bitmemesi için dua ediyordu.Tüm hayallerin, ve de dileklerin gerçek olması dileği ile diye düşündü.
Gökyüzünde giderlerken, o hiçlik hissini,boşluğu ve de yalnızlığı yaşıyorlardı.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top