RÜYA (NEDİR GERÇEK?)
"Bunlarda nereden çıktı şimdi?diye sordu",Aysu.
"Bilmiyorum ki,birdenbire üstümüze gelmeye başladılar,lanet olsun,dedi,"Kerem.Şu anda oldukça sinirli görünüyordu.
"Birazdan giderler diyerek onları eliyle kovalamayı sürdürdü,"Burcu.Bunun için çabalıyordu.
"Bundan emin misin? " diyen bu sefer Kadir,oldu.Hayır pek gidecek gibi gözükmüyorlar da.
"Sabredin çocuklar bizi düşman sanmış olmalılar,eh böyle ıssız bir yerde gördüğünüz gibi bizden başka kimse yok,o yüzden böyle davranıyorlar.Başka neyden olabilir ki?Aksi taktirde durduk yere, hangi arı bir insana saldırır? diyerek görüşünü dile getirdi,"Cihangir.
"Haklı olabilirsin dedi,Gamze'de.Sabreden derviş,muradına ermiş diye de ekledi."Ersin,gene nereden aklına geldi bilmiyordu,ama, yola çıkan genç bir gurupla ilgili bir hikaye okumuştu.Bu bugün hatırlamış olduğu diğer hikayeden daha ilginçti.Gençlerin yolu karşılarına çıkan gökkuşağı sayesinde birdenbire değişir.Kendilerini gökkuşağının içinden geçer geçmez bambaşka bir yerde bulurlar.Burası dünya değildir,dünyanın çok daha ötesinde bir yerdir.
Bir tür orman.
Uçsuz,bucaksız sonu olmayan bu ormanda kardeşliği,dostluğu ve her şeyden daha önemlisi sevgiyi öğrenirler.İçlerindeki en büyük güç sevgidir,ve acaba içlerindeki sevgi onları ormandaki diğer kötü varlıklara karşı koruyabilecek midir?
Peki bu kötü varlıklar kimdir? Vahşi hayvanlar?gizemli, yaratıklar,canlılar?psikopatlar,sosyopatlar,katiller,ya da diğerleri...
Hayaletler,cinler,periler,melekler,şeytanlar ya da uzaylılar???
Aşkı arayan insanlar...
Aldatılanlar ve aldatanlar...
Sadece kendini ve kendini arayanlar.
Kaçanlar.
Gizlenenler,kaçıklar,deliler,sapıklar,hayalperestler???
Robotlar,uçan arabalar?
Konuşan telefonlar,zombiler???
Patlama sonucunda kendini kaybedenler,yozlaşanlar,benliğini ve ruhunu arayanlar?
Ruhlar.
Kim Bilir?
Bir Gün...
Belki de.
Ya da değil.
Bir hikayede şöyle diyordu; "adam bir yere hapsedilmişti, ve hayatının geri kalanını da orada geçirmek zorundaydı.Burası çok ufak,sıkıcı bir kasabaydı.Ve bir tek kendisi vardı.Ondan başka kimse yoktu.Burada yaşamak zorundaydı, ve başka hiçbir yere de gidemezdi.Issız kasabadan çıkamazdı.Ne yapacağını kara-kara düşünmeye başlamıştı.İki seçeneği vardı,ya yaşamak için mücadele edecekti, ya da intihar edecekti.İntihar etmek istemiyordu.Çünkü insanın şartlar,ve de koşullar ne denli kötü olursa olsun bu hayata bir kez geldiğini ve bunu yapmanın da saçmalık olduğunu düşünüyordu.Her ne kadar içinde bulunduğu durum korkunç ötesi olsa da,kendini öldürmek çözüm değildi,ve olmamalıydı da.Bunları düşünürken birdenbire karşısına bir kaplan çıkar.İlk başta kaplandan korkar , ve kendisine zarar vereceğini düşünür.
"Benden korkma,korku senin sadece beyninde anlıyor musun?görünümüm korkutucu olabilir,ama, unutma hiçbir şey göründüğü gibi değildir.Tıpkı acılar gibi,diye düşündü,Ersin, bu esnada içinden.Acılar da,sadece beynimizdedir.Onlar sadece kafamızda.Acı diye bir şey yok,aslında."
"Ama sen konuşuyorsun,bu nasıl mümkün olabilir ki? sanırım rüya görüyorum."
"Rüya mı görüyorsun? olabilir de,ama,olmayadabilir.Hem rüyalar da gerçektir."
"Gerçek midir,nasıl?"
"Yaşadığın dünya sahte,aynı şekilde insanlarda.Fakat orada mutlu olduğunu biliyorum, ve birazdan uyanıp,oraya geri döneceksin.Sana sahte,masal diyarında mutluluklar.Ve masallar gerçektir,buna inan,tıpkı rüyaların da gerçek olduğu gibi."
"Ben-ben hiç bir şey anlamıyorum.Adam bu lanet kasabaya nasıl düşmüştü böyle? durumum gerçekten de umutsuz diye düşündü.Üstelik söz konusu olan vahşi bir kaplana yem olmaksa."
"Beni anlamanı da beklemiyorum,zaten.Biz hayvanları,insanoğlu asla anlamamıştır.Bize zarar veriyorlar,işkence ediyorlar,ve en kötüsü de ne biliyor musun? kendilerini bizden üstün sanıyorlar,hiç bir canlı bir diğerinden üstün değil.Tek akıllı sizsiniz,değil mi?bencilsiniz, bunu kabul edin,ve siz insanoğlu kendinizden başka kimseye değer vermiyorsunuz."
"Ben öyle insanlardan değilim,dedi,"Ersin.
"Korkma böyle konuştuğum için bir an sana zarar vereceğimi düşündün değil mi? merak etme sana zarar vermeyeceğim.Sözümü tutan bir kaplanım.Yalanı sevmem,dürüst bir canlıyım.Hem insan eti sevmiyorum,gerçi eğer acıkırsam ne yapacağım belli olmaz,sen gene de bana fazla güvenme."
"Bu lanet yerde kimseye güvenmiyorum,diye düşündü ," genç adam.
"haklı dedi "Sincap.Ağacın üzerinde durmuş meraklı bakışlarla kendisini dinliyordu.Bunun üzerine bir bu eksikti diye düşündü,genç adam.
"Sakin onu kızdırayım deme,pişman olursun ha.Kaplan bu ormanın en güçlü canlılarından birisidir.Eğer sağ kalmak istiyorsan onu dinle,istemiyorsan da dinleme,tercih sana kalmış,diyerek gülmeye başladı,"tavşan.
Seçimlerdir hayatımızı oluşturan.Seçimler mi?siktir etsene dedi genç adam içinden.
"Acıkmaya başladım.Aklımdan geçmedi değil,gerçi."
"Ne?diye sordu,genç adam."
"Hadi,yapma,ama,sen zeki bir adamsın.Seni yemek aklımdan geçti."
"O halde neden yapmadın?"
"Çünkü inanıyorum."
"Neye?"
"O lanet,sahte dünyaya birazdan geri döndüğünde dünyayı azda olsa değiştirebileceğine."
"Nasıl?"
"Mutlu olarak."
"Mutlu olmak mı?"
"Eğer mutlu olup,özgür olursan kötü, insanlara büyük bir ders vermiş olacaksın.Çünkü bencil,yalancı insanoğlu kendinden başka kimsenin mutlu ve de özgür olmasını istemez.Her şeye kendi sahip,olsun,yapsın,ama,başkası yapamasın.Ve lütfen senden ricam teknolojiden uzak dur,internet tam bir canavar,insanı yer,bitirir,bunun bir seri katilin eline düşmekten farkı yok.Cep telefonlarını hayatından çıkar,onlar tam bir uyuşturucu.Seni sömürüp,bitirir.Kullanır ,hasta eder, ve tam bir köle yapar.Teknoloji insanları mahvetti,inan bana dedi" kaplan.
"Tamam dediklerini yapacağım,ama, önce bana buradan nasıl çıkacağımı söyle?uyanmayı denedim,ama, bir türlü uyanamıyorum."
"Çünkü daha zamanı gelmedi."
"Uyanmamın mı?"
"Evet."
"Peki,ama,ya hiç uyanamazsam?ya sonsuza kadar bu ufak,ıssız kasabada sıkışıp,kalır ve ölürsem."
"Ne fark eder ki? dünyanın en güzel ülkesinde, ya da şehrinde de , öleceksin sonuçta."
"Öyle,ama, bir çıkış yolu mutlaka olmalı."
"Belki de yoktur.Ya da var.Sana tavsiyem neden yaşamıyorsun?"
"Yaşamak mı?"
"Evet, buraya bir şekilde geldin,olması gerekiyordu,ama,artık olanları bunu değiştiremezsin.Mutsuz olup,ölmek yerine,burada nasıl yaşarım?ne şekilde?sorusunu kendine bir sorsan.Senin sorunun tamamen buradan kaçıp,gitmekle ve gerçek dünyaya geri dönmekte ısrar etmende.Madem buraya geldin, ve uyanmanın bir zamanı var,bu zamanı burada yaşamaya çalışarak geçir,dostum,dedi " kaplan.
"İyi de burada tek bir insan bile yok,sizden başka,Birkaç konuşan hayvanla bir ömür geçer mi?"
"Seçim senin,söyleyeceklerim bu kadar.Acıktım,yorgunum ve gitmek zorundayım.Aksi taktirde senin işini hemen şuracıkta bitireceğim,ve ölüp,gittiğinde bu dertlerin tamamen ortadan kaybolacak.Merak etme,seni şu anda öldürmem,sana sadece bir iyilik, ve kurtuluş, olur,şu haline bir bak,perişan haldesin,acınacak bir halde.Bunu kendine neden yapıyorsun?Bir an önce kendini toparla,ve burada eğlenip,yaşamana bak.Olan oldu,bunu kabullen,ve değiştiremeyeceğin şeyler için kendini öldürme.Yaşayan bir ölü olma,gerçekten yaşa,hayatı."
Hikaye işte böyle bitiyordu.Kaplan haklı diye düşündü.Mutlu olmak ve yaşamak tamamen senin elinde olan bir şey.Her nerede olursan ol.Eğer vakti olsaydı kaplanla doyasıya oynardı.O bunları düşündüğü esnada çoktan gitmişti,bile.E beni bekleyecek hali yoktu,ya dedi içinden.Çocuklar gibi neşeyle oynardı, hem de.O masum,saf çocukluk yılları geri gelmeyecekti,ama,içindeki çocuğu da asla kaybetmeyecekti.İçimizdeki çocuk diye düşündü,içinden.
Onu asla yitirme.Ve kalbinde yaşatmayı sürdür.Bu kaybettiğimiz sevdiklerimiz içinde geçerliydi.Onlar kalbimizde yaşattığımız sürece vardılar.Dünya aslında güzel bir yerdi,dünyayı kötüleştirenler kötü olan insanlardan başkası değil,diye düşündü,Ersin.Okuduğu ve izlediği haberlerden bu sonucu çıkarmıştı.O yüzden hep söylüyordu, ve söylemeye de devam edecekti."Sevgidir ihtiyacımız olan".Umarım şu anda yaşamakta olduğumuz kabus sona erer dedi içinden.Sanki bir rüyada idi,ve bir türlü uyanamıyordu.
Belki de rüyalar da gerçektir.
Kim Bilir?
Bir Gün....gene de hayat kısaydı ve her şey eninde sonunda bir şekilde yoluna giriyordu.
Her şeye rağmen...
Belki de zamanı gelince bu tuhaflık sona erecek ve kendilerini huzurlu evlerinde bulacaklardı.
Kurtulacaklardı,ama,Ersin,şu soruyu sormadan edemeyecekti.
"Sahi neydi o başlarına gelenler"
Kim Bilir?
Asla pes etme.Ersin,bir keresinde bir kabus görmüştü.Gördüğü kabustan o denli etkilenmişti ki,yaşadıklarını bir kağıda not etmişti.
"ormanda bir şey vardı,varlığının ne olduğu bilinmeyen.O bir şeytandı belki,ve ölümsüzdü.Çok karanlıktı,onun ne olduğunu göremiyordu,fakat, kendisine gelmekte olan kötülüğü hissediyordu.Durmaksızın koşuyordu,ağaçlardan kanlar akıyordu.Bu ucu,bucağı olmayan ormanda bir gariplik vardı,varlığının ne olduğu bilinmeyen, ve kendisine doğru yavaş-yavaş yaklaşıyordu.Koşarken başı çatlayacakmışçasına ağrıyordu.Kendisini kötü hissediyordu.Hala umut var mıydı?korku filmlerinden birindeydi sanki,korku içindeydi, ve onu arkadan takip ediyordu.Olanca hızıyla koşmayı sürdürdü,ta ki kanlı bir yaratık arkadan kendisine saldırana kadar.Ağzından kanlar fışkırdı,ve kanı yere kustu.Korkunç yaratık her yerini bıçakla doğramaya başlamıştı.Ve acımasız bir biçimde öldü".
Ne kabus,ama, dedi içinden.Bunu düşündüğü esnada ağacın kenarına konmuş olan bir baykuş kendisine dikkatli bir biçimde bakmaktaydı.Bir baykuş kendisine bakıyordu,bunda hiç bir tuhaflık yoktu,hatta son derece normal bir durumdu,ama,bu ormandaki her normal olay,ona tuhafmış gibi geliyordu.Ersin,bunun nedenini bilmiyordu.Kafayı yiyor olmalıyım.Eskiden gittiği bir psikolog vardı,onu tekrardan arasa mıydı?bilemiyordu.Bu gibi durumlar için özel klinikler,psikiyatristler, tedaviler vardı.Gidebilirdi.Hatta akıl hastaları için özel klinikler vardı.Tanrım bunu düşünebildiğine inanamıyordu.Eğer onlardan birine yatarsa her şeyini kaybederdi,aklını bile.Bu tıpkı suçsuz yere hapis yatmaya benziyordu.Ya da akli dengesi yerinde olmasına rağmen zorla akıl hastanesine yatırılmaya benziyordu.Bundan bir roman çıkar diye düşündü,içinden.Bu ara kabuslarında sürekli olarak cadıları,yaratıkları,perileri görüyordu.Bu geziye çıktığından beri bir türlü uyuyamıyordu.Kabusları da gittikçe artıyordu.Rüyalarında olmayan şeyler görüyordu.Öyle ki, tıpkı gerçekmişçesine rüyanın içinde rüyalardı bunlar.Nasıl mı? rüyasının içinde de gördüklerinin rüya olduğunu bilip,uyanamıyordu.En son rüyasında uzaylıları görmüştü.Bir uzay gemisi gelip,onu kaçırmıştı.Uzaylılar bir deney üzerinde çalışıyorlardı.Dünyayı yok edecek türden bir deney.
"Neden insanlardan,bizden ne istiyorsunuz?diye sormuştu,"rüyasında.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top