Bölüm 4 - Dar Alanda
Bir sonbahar günü. Karga daha kahvaltısının peşinde. Daha dünya renklenmemiş benim için. Siyah beyaz görüyorum dünyayı. Saatler işte o kadar erken bir vakit. Okula gitmek için otobüs durağında bekliyordum. Okulla evimin arasında üç, dört kilometre var yok. Çarşamba günleri semt pazarı kurulurdu mahallemizde. Mahallenin kadınları da benimle birlikte otobüs durağında bekliyorlardı. Dedikodu gırla tabi. Anlamsız bir sohbet saçmalığı. Saçma sapan muhabbetler. Ne konuştunuz diye sorsak. Elle tutulur hiç bir mevzu yok sohbetin içinde. Herkes bir başkasının neler yaptığını anlatıp duruyor işte. Falancanın kızı kocaya kaçmış. Falancasının kocası aldatıyormuş gibi kulaktan doğma bilgiler. Benden sekiz dokuz yaş ufak olan Kamil'in annesi de duraktaydı. Kamil o zamanlar 5 ya da 4 yaşında zıpır bir çocuktu. Acayip uyuz olurdum ona.
Neyse. Sonunda otobüs geldi. Pazara giden kadınlarla tıklım tıklımdı. Zar zor kendimi attım ben de. Kamil' in annesi Nazan'da tam önümdeydi. Otobüsün kapısının önünde pişti olmuştuk. Kıpırdayacak yerimiz yoktu. Ne onun ne de benim.
Şoförün ani hareketlerinden otobüs sallanıp duruyordu. Ön tarafım bir kaç defa Nazan'a değdi. Benim erkekliğim bir anda kalktı. Sihirli değnek gibiydi zaten, her dakika hazır. Pusula nasıl kuzeyi gösterir her zaman, benim varyetede öyleydi işte. Her zaman sert her zaman hazır konumda. El bombası gibi. Yediğimizden mi, içtiğimizden mi, ergenlikten mi? Bilmiyorum. Mahalleden birisi olmasından dolayı biraz utanmıştım ama yanlışlıkla çarptığım kalçalar çok yumuşaktı ve harikaydı.
Cinsellik konusunda fırsat kollayım, onu bunu elleyim gibi bir düşüncem asla olmadı. Ne otobüste nede okul çıkışlarında. Bana göre ters bir şeydi bu. O an bu durum normal geldi.
Ben racon bilen biriydim ve bu durum bana çok ters geliyordu.
Nazan kendini bana doğru yaslamaya başladı. Eskilerin tabiriyle Ford çekiyordu. Çok fazla detaya giremeyeceğim. Sonra Wattpad öpüyor kitabımı.
Nazan beni fena yapmıştı. Çarpmıştı resmen. İkimizde tek bir kelime etmiyorduk. Aldığım zevkten çok yaşadığım adrenalin daha fazla çekici gelmişti bana. Yaşadığım adrenalin çok daha iyiydi.
Güzel başlayan bir gün zevkli bir gün ıslaklıkla bitmişti. Süper bir gündü. Nazan aklımı başımdan almıştı. Taze gelin gibi, döndürmüştü başımı. O gün kaç kere o anı hayal ederek geçirdim bilmiyorum. Komşuyuz birde yüz yüze bakıyoruz. Birine bir anlatsalar hayatımı babam oturup baştan yazar. Önce yapıp sonra düşünenlerden biri olacağım o anlarda belliymiş benim. İyi cesaret etmişim. Çok iyi hemde.
Başıma gelenlerin hepsi büyük bir lanet miydi, yoksa kovalamadığım için mi böyle şeyler beni buluyordu, bilmiyorum. Bazı insanlar benim yaşadıklarımı yaşayabilmek için her şeylerini verirler. Ama bana sıradan bir şeyler gibi geliyordu.
Ya ben çok saftım ya da insanlar çok akıllı. Belki de var olma hissi ile hareket eden bir ergendim. Kendimi ispat edebilmek için böyle bir işe kalkışmıştım. Abilerimizden duyduğum yalan dolan ve abartılı hikayelerin etkisinde kalmıştım. Yada taciz davasından böylemi olmuştum. Bilmiyorum.
Erkekler arasında konuşulan tek konu cinsellikti. Kimin kimden üstün olduğunu sadece bu belirliyordu. Ben de çaktırmadan alayına, herkese meydan okuyordum. Sesimi çıkarmıyordum. Samanın altından suyu yürütmeye, karıncayı sikip belini incitmemeye çalışıyordum sadece.
Nazan ile olan otobüs maceramızdan sonra ondan başka hiç bir şey düşünemez olmuştum. Her gün onun kalçalarını, göğüslerini düşünüyordum onu nerede görürsem göreyim konuşmak için fırsat kolluyordum. Aklımı başımdan almıştı. İyice raydan çıkmıştım.
Bir gün çarşıdan dönerken gördüm Nazan'ı ellerinde poşetler. Hemen yanına gidip "Naber, nasılsın? " diye sordum.
'' İyiyim canım, sen nasılsın? "
"Ne olsun işte hayat hep aynı"
"Aynen bizde de öyle"
"Ellerindekiler ağırsa ver evine kadar götüreyim"
"Yok sağ ol değiller."
"Olsun olsun ver "
Nazan önde ben arkasında evine doğru yürümeye başladık. Kalçalarından gözümü alamıyordum, yelpaze gibi sallıyordu kalçalarını. Yaşım küçük olduğundan kimse şüphelenmiyordu. Şüphelense de umursamıyordum. Onu radarıma almıştım. Ümidi kesene kadar da vazgeçmek gibi bir niyetim yoktu. Hedef sahamdaydı.
Nazanların dairesi ikinci kattaydı. O merdivenlerden çıkarken ben arkasından çıkıyordum merdivenleri. Yine onun kalçalarını izliyordum. Gözlerim onun mükemmel kalçalarından başka hiç bir şey görmüyordu o an. Ortalamanın bile altında bir kadındı belki de , ama ben onu gözüme kestirmiştim. Bana güzel geliyordu. Çok çekici geliyordu. Belki de onu ulaşabileceğim bir ciğer olarak görüp gözümde büyütüyor ve abilerimden öğrendiğim abartma metodu ile size abartılı anlatıyorum. Kim bilir. Belki Nazan'ı görseniz ay bu mu mükemmel bile diyebilirsiniz. Hak vermemek de elde değil.
Neyse, kapısına kadar bu şekilde geldik. Kapıyı açıp içer girdi. Ben dışarıda mal gibi bekliyordum. Önce bana baktı, sonra da önümdeki kabarıklığa. Yanağımı okşadı, "Teşekkür ederim canım." Elimdeki alışveriş poşetlerini aldı sonra da beni kapı dışarı etti. Yanağımı okşaması ile kalmıştım.
Günler günleri kovalıyordu. Nazan aklımdan çıkmıyordu..
Allah vergisi , ortalama Türk erkeğinden daha farklı bir tipe ve fiziğe sahibim. Tipim ve fiziğim insanlara ilginç geliyordu. Çekiciydim. Bu bir şans mı ? Yoksa şansızlık mı ? Nereden baktığınıza bağlı. Benim konumumdan bakarsanız, kadınlar konusunda hep şanssız oldum ben. Hiç kız arkadaşı olmayan bir erkekte benim yerimde olmak için neler vermezdi.
Neresinden bakarsanız bakın. Bu benim hayatım. Tutanın elinde kalan.
Tipim değişik geliyordu insanlara ve beni elde etmek istiyorlardı belki hepsi buydu.
Gerçekçi olmak lazım, ne çok yakışıklıyım, ne de çelik gibi kaslara sahibim. Ama böyle olaylar çocukluğumdan bu yana hep beni buldu. Ben de uzak durmaya hiç çalışmadım. Sonuna kadar gittim. Bir süre sonra benim de hoşuma gitmeye başladı. Normal bir şeymiş gibi düşünmeye başladım.
Şans işte. Biraz da kader. Allah beni kadınlar ile sınıyordu. Ben de her seferinde sınıfta kalıyordum.
Kimsede suç bulmuyorum. Aklım ermiyordu, şuydu buydu diye de duygu sömürüsü yapmayacağım. Taciz olayına uyuzluğum bile, iradem dışında olması ve aptal yerine konulmamdan dolayıdır. Hoşuma gitmişti ama.
Konserde yine başka bir kız bana ford çekti onu da başka bir zaman anlatırım.
Hani vardır ya, istemediğin ot dibinde biter, benim olayım da sanırım öyleydi. Kovalamıyordum, mücadele etmiyordum, kızlarla konuşmak gibi bir çaba içine girmiyordum ve bu lanet gibi üzerime yapışıyordu.
Bilemiyorum kardeşlerim. Yeni bölüm de görüşürüz. Watty kitaplarımı sildiği için sansürlü yazmak zorunda kalıyorum kusura bakmayın. İdare edin biraz.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top