Onu Seviyorum◑

◑BÖLÜMÜ OYLARSANIZ VE YORUMLARSANIZ SEVİNİRİM!

EĞER GÜNCELLEME BİLDİRİMİ GELMİYORSA KÜTÜPHANEDEN ÇIKARIP, BİR DAHA EKLEYİN VEYA BENİ TAKİP EDİN.

Bölüm Şarkısı: Within Temptation - Faster

Yayınlanma Tarihi: 09.08.2019 (23:38)

Aşağıda Kaisra, Aiden, Eduard var.

İyi Okumalar!

Larastka Krallığı - Başkent: Kantre - Ulu Saray

Jayce

Aiden ve Vadim ile sohbet ediyordum. Aiden'i özlemiştim. İyi bir oyun arkadaşıydı ama son maceramızdan sonra babam tarafından yukarı taraflara gönderilmişti. Orada iyi bir asker olarak yetiştirilmişti. Larastka'nın kuzeyini benden daha iyi biliyordu ve ondan o tarafları anlatmasını istiyordum. O bölgeler daha soğuk, daha acımasızdı. İnsanları buradaki insanlardan daha soğuk olduğu deniliyordu.

Eğer işlerimi oturtabilirsem ben de o bölgeler için çalışacaktım. Kuzey tarafındaki madenler değerliydi ve almak istiyordum. Larastka'yı daha güçlü kılmak amacımdı.Bunun için çok çalışmam gerekiyor ve doğru isimler yanımda olmalıydı. Aiden bunlardan birisiydi. Oldukça zeki olduğunu bizimle eğitim alarak kanıtlamıştı. Yeteneklerini daha da geliştirmişti. Böylesine yetenekli ve zeki insanların sarayda olmaması büyük bir haksızlıktı.

Çayımı içtikten sonra "Tüm kuzey şehirlerimizi gezdin mi, kuzen?" dedim ve Aiden gülümsedi.

Aiden "Gezmez olur muyum? Naoscova, Parsal, Barkin, Parrats ve Tits! Hepsinde bulundum. Kışlar uzun, yazlar kısa ama güzel şehirler."

Vadim "Kışı boşver, zaten alışkınız. Tüm şehirlerimizin Kantre kadar güzel olması beni gururlandırıyor."

"Loya ile zamanım olursa Larastka'nın şehirlerini gezmek istiyorum. Her şehri görmeli, her şehrin insanını dinlemeliyim." dedim.

"Umarım bu gezi sömürge ülkelerini kapsamıyordur, Jayce."

"Kendi Larastkalı insanlarımı tanımak istiyorum, sömürge ülkelerini de bu geziye katarsam bir daha Ulu Saray'a dönemem."

Aiden "Belki güneye gidersin, Jayce. Sonuçta kraliçen güneyli bir soylu. Gerçi güneyin yönetimi değişti, bu güneye gitmenize engel mi bilemedim."

"Kraliçem güneyli, haklısın. Dayısı ölmüş olabilir ama bu bizim onun doğduğu topraklara gitmemize engel değil. Azinkayt benim içinde özel, orada kendimi buldum diyebilirim."

Vadim gözlerini devirerek "Ne kadar  özel olduğunu ne Aiden sorsun, ne biz anlatalım." dedi ve güldüm.

"Bana bunu diyorsun ama senin de bir güneyli kızla evlenmiş olduğunu hatırlatırım, Vadim."

"Yamuna hiç güneyli bir kıza benzemiyor!"

"Kıza ne yaptı isen senden daha kuzeyli olduğu kesin."

Aiden "Beni asıl şaşırtan Vadim'in evlenmesi oldu. Genç leydini tanımak isterim, Vadim."

Vadim "Elbette tanışırsın. Ayashri'nin üvey kardeşi. Baba ayrı, anneleri bir ama ondan çok farklı. Daha akıllısı diyebilirim. Ayashri gibi asi, hırçın değil aklı başında birisi." dedi böbürlenerek.

"Meşhur Ayashri'yi görmek isterim. Kantre girmeden önce en çok duyduğum isimdi. Tabii Loya'da onun kadar çok bahsediliyordu ama Ayashri daha farklı. İsyancı olarak başa geçti."

"O kız istediğini alsa bile ben güvenmiyorum. Daha fazlasını isteyecek. Dün bile utanmazca Jayce karşısında dans etti."

"Bunu ben istedim, Vadim. Her şeyde Ayashri'yi suçlaman anlamsız geliyor. Ben istedim, o dans etti ve istediğini aldı." dedim ama o beni umursamamıştı. Omzunu silkmişti.

"Ondan hoşlanmıyorum. Seni üzdü. Seni rencide etti. Seni seçebilecek iken o gitti, piç tüccarın eşi oldu."

"Eğer beni seçseydi, ben bugün kral olamazdım. Ayashri aşk mı hüküm mü sorusuna hüküm diyerek ikimizin geleceğini belirlemiş oldu. Azinkayt'ın ona, Larastka'nın bana ihtiyacı var iken aşkın bir önemi kalır mı?"

Aiden "Onu gerçekten sevdiğin ise gözlerinde belli oluyor, Jayce. Canın yanmış, kalbin kırılmış." dedi ve derin bir nefes aldım.

"Fakat hepsi geride kaldı. İkimizde kendi yollarımızda yürüyeceğiz. O bu yolu yürür iken Talayer'i yanına yakıştırdı, ben ise Loya'yı kendime uygun gördüm. Bundan sonra herkes ne yaparsa onun karşılığını görecek." dedim ve Aiden düşünceli bir şekilde bana bakmıştı.

Kapım aniden açılmıştı ve içeri giren annemdi. Büyük bir öfkeyle bana bakıyordu. Onu uzun zamandır böyle gördüğümü hatırlamıyordum. Genelde babamla kavgalarında bu kadar öfkeli ve kontrol edilemez olurdu. Şimdi onu bu hale getiren şeyin ne olduğunu merak ediyordum. Ciddi bir şey olduğu açıktı yoksa annem neden bu kadar deliye dönsündü? Gözleri iri iri, dudakları sinirden titriyordu.

Annem "Aiden, Vadim derhal bu odadan çıkın! Jayce ile özel konuşmak istiyorum." dedi sertçe ve ikisi bana baktıklarında  gitmeleri için kafamı salladım. İkisi sessizce yanımızdan ayrılmıştı.

Annemin karşısına geçtim. Onu nasıl yumuşatacağımı bilmiyordum ve benim şu an buna ihtiyacım vardı. Genelde asla onu yumuşatmayı denemezdim çünkü sinirlendiği şeyin ne olduğunu bilirdim ama şu an durduk yere öfkeden deliye dönmüş, karşımdaydı. Abim olsaydı şu an benden daha başarılı olacağı kesindi. Annemle anlaşıyordu çünkü her dediğini dinliyordu, ben ise öyle değildim ama pişman da değildim.

"Ne oldu? Vadim ve Aiden'i odadan hemen kovduğuna göre durum çok ciddi." dedim.

Topuğunu hırsla yere vurarak "Sen nasıl bir hainin kızını Larastka Kraliçesi yapmaya kalkarsın?" dedi.

"Anne, Ayashri ile ilişkim biteli çok oldu. Onca zamandır bir şey demedin, bugün mü buna deliresin geldi? Tuhafsın."

"Sen kimden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun!" dedi ve yutkundum. Hayır, canım olamazdı. Annem Loya'yı öğrenmiş olamazdı ki! Loya ile bunu mümkün olduğunca saklamaya kararlıydık. Acaba Ayashri mi söylemişti veya Talayer mi bunu yapmıştı? Bunu yapacak kadar hainleşemezlerdi. Resmen sırtımızdan bıçaklamak olurdu.

"Ne dediğinden bir şey anlamıyorum." dedim sakin bir sesle ve annem bir elini beline koymuş, bana öfkeyle bakmıştı.

"Bal gibi anladın! Loya'dan bahsediyorum."

"Anne!" dedim ve tek elini havaya kaldırdı.

"Açıklama beklemiyorum, Jayce. Sen nasıl bir aptalsın? Ülkene yakışmayacağını bile bile o soysuzu bu kapıdan içeri nasıl sokarsın? Kendine nasıl yakıştırırsın? Sakın ben bunu bilmiyordum, deme inanmam. Sen o kızın her şeyini biliyordun, seni tanıyorum."

"Zaten böyle bir ucuz yalanı söyleyecek değildim."

Sinirden gülerek "Aptal!" dedi.

"Aptal değilim. Loya'da gerçek kimliğini öğreneli çok olmadı, emin ol. Dranil onu ömrü boyunca kendi yeğeni olduğunu söyleyerek büyütmüş, çevresindekilere hep öyle tanıtmış ama işin aslı bambaşka çıkıyor. Abshek ölmeden önce gayrimeşru kızını Dranil'e emanet ediyor, Dranil ise büyütüyor çünkü vicdanen yaşadıklarından rahatsız. En sonunda ise Loya gerçeği Ayashri aracılığı ile öğreniyor, ben ise ondan daha önce öğrendim. Eğer kendi gerçeğini bilmeseydi yine de onu bu saraya getirecektim."

"Larastka Kraliçesi olacak o! Farkında mısın? Kendi ülkenin kraliçesi olmak için soysuz bir kızı öneriyorsun. Soyunun şerefini mahvediyorsun."

"Loya senden ve senden önceki kraliçelerden daha üstün bir kraliçe olacağı açık. Sen ve senden öncekiler soylu olunca ne oldu, söyler misin? İnanmadığımız o ilahi güçler bizi kutsadı mı?"

"Dutarse kanını kirleteceksin, atalarının kemiklerini sızlatacaksın! Ataların senden utanacak."

"Onların kemiklerine tüküreyim, onları umursayan kim? Şu an mezarlarından kalkıp bana yardım edeceklermiş gibi konuşma. Loya ne olursa olsun benim kraliçem olacak. Ne sen, ne bir başkası buna engel olabilir anlıyor musun?"

"Buna izin vereceğimi mi sanıyorsun?"

Öfkeyle "Loya hem zeki, hem güzel. Üstelik onu seviyorum, düşündüğünden daha çok seviyorum. Benim ülkemi en güzel şekilde temsil edeceğine inanır iken senin iznini umursayan kim?" dedim.

"İlk Ayashri sonra Loya. Ne bu senin soysuzluk merakın?"

"Ayashri ile Loya'yı sakın bir tutma!"

"Nedenmiş? Birisi fahişe, diğeri piç. İkisi de birbirinden beter iki kardeş." dedi ve ona doğru bir adım attım. Öfkeyle ona bakarken o asla bakışlarını benim gözlerimden kaçırmıyordu.

İşaret parmağımı ona doğru doğrultarak "Onlar benim hayatıma bu şekilde girmediler ve ben onları oldukları gibi kabul ettim. Ayashri'yi Ayashri olarak sevmiştim, Loya'yı ise Loya olduğu için seviyorum. Ne fahişe, ne piç hiçbiri umurumda değil." dedim.

"Ben senin gibi uçkurumun derdine düşmedim, hanedanı ve Larastka'nın şerefini düşünüyorum."

"Ben diğer Dutarse erkeklerine benzemem, anne. Eğer Loya'ya bir şey yaparsan, eğer bunu sağda solda birinden duyarsam seni mahvederim anlıyor musun? Loya'nın saçının tek teline zarar gelsin, karşında beni bulursun."

"Aptal!" dedi ve öfkeyle odadan çıktı.

Ben ise dayanamamış ve çalışma odamdan çıkmıştım. İçim içimi yiyor iken Loya'yı görmem lazımdı. Annemin nasıl öğrendiğini biliyor olmalıydı ve ne yapmamız gerektiğini konuşmamız gerekiyordu. Loya ile ortak adımlar atmalıydım. Benim kararım kesindi, onunla evlenecektim. Annemin yaygarasını umursamayacaktım. Loya benim yanıma yakışıyordu, benim güzel kraliçem olacaktı ve kimsenin bunu bozmasına izin vermeyecektim.

Loya'nın yerini öğrenmiştim. Kendi küçük salonuna çekilmişti. Salona geldiğimde ise yanında Ayashri vardı. Onu sakinleştirmeye çalışıyordu ama  başarılı olduğu denilemezdi. Loya tedirgindi, huzursuzdu. Ürkekti. Beni görünce Jayce diye fısıldamış, ayağa kalkıp bana koşmuştu. Bana sımsıkı sarılmıştı. Saçlarını okşamış, öpmüştüm. O ise çok kötü şeyler oldu, çok kötü diye sayıklıyordu. Geçecek, her şey çok iyi olacak desem de kafasını iki yana sallamıştı.

Ayashri'ye baktığımda o donuktu. Onun neden burada olduğunu anlamış değildim. Hala içimde ona dair şüphe vardı. Talayer ile her şeyi  yapabileceklerini dün gece kanıtlamıştı. Gözümün içine baka baka dans etmişti, beni aşağılamıştı. Kendisi batar iken beni de batırmıştı.

Ayashri'ye bakarak "Senin burada ne işin var?" dedim ve Ayashri şaşırmıştı.

Loya "Jayce..." dedi ve Ayashri Loya'ya bekle demişti.

Ayashri "Burada neden olabilirim sana göre? Loya ile konuşuyorum." dedi sertçe. Kaşları hafif çatılmıştı.

"Sen ve Talayer yine bir oyun döndürdünüz, annemin öğrenmemesi gereken şeyleri öğrenmesini sağladınız."

"Ne saçmalıyorsun sen? Sence ben bunu yapar mıyım?"

"Yapmaman için bir sebep var mı? Benim mutsuzluğumu istiyorsun, huzursuzluğumdan zevk alıyorsun!"

"Beni kendin gibi sanma. Ben başkalarının acılarından zevk almıyorum, Larastka Kralı! Üstelik Loya'yı neden durduk yere mutsuz etmek isteyeyim ki? Sen kendini çok abartıyorsun."

"Ayashri..." dedim ve Loya yeter dedi. Ona baktığım yüzü ciddiydi.

Loya "Ayashri masum, bir suçu yok. Her şeyde onu suçlaman anlamsız. Onunla konuşuyordum, annen kapıdan benim cümlemi duydu. Hepsi bu!"

"Gerçekten mi?"

"Evet, annenin kapı dinleyeceğini düşünemedim ve ben o sırada o kadar hararetliydim ki ağzımdan çıkanı kontrol edemedim." dedi ve Ayashri'ye baktı.

Ayashri "Loya'nın zihnini kontrol etme gibi üstün özelliklerim yok, bakma." dedi ve derin bir nefes aldım.

"Kusura bakma, seni suçladığım için ama beni de anlamanı istiyorum. Gergin günler geçiriyoruz ve iyice paranoyak oluyorum." dedim.

"Evet, evet öyledir. Sorun değil." dedi ve Loya oturalım dediğinde oturmuştuk.

Loya ile Ayashri'nin tam ortasında kalmıştım. İki kız kardeşe baktım. Onlar ise daha gerginlerdi. Özellikle Loya aşırı gergindi. Elini tutup öptüğümde bana bakmıştı. Öpücüğüm onun gergin sinirlerini gevşetmişe benzemiyordu.

"Gevşe, sevgilim. Her şey yolunda." dedim ve Loya kafasını salladı.

Loya "Buna inanmamı bekleme. Annen her şeyi biliyor ve kesinlikle beni rahat bırakmayacak. Kraliçe olamayacağım, seninle evlenemeyeceğim."

"Ben seni istiyorum, senin kraliçem olmanı istiyor iken kim ne diyebilir ki? Kim karışabilir? Ben bir şeyi yaparım diyorsam yaparım."

Ayashri "Loya, kendini bu kadar germe. Kraliçe Kaisra'ya engel olunacak. Sakin düşün, lütfen. Mantıklı ol." dedi ve Loya ona bakarken dudaklarını ısırdı.

"Ayashri haklı. Sakin olmazsan düzgün düşünemezsin, panik olursun. Soğukkanlı birisisin, şimdi mi kontrolünü kaybedeceksin? Yapma bunu!"

Rahat bir tavırla "Kaisra'nın yapacağı hamleleri bilemezsin ama yapamayacağı hamleleri bulabilirsin. Mesela senin gerçek kimliğini asla Kantre sokaklarına yaymaz." dedi ve ona baktım.

"Bundan nasıl emin oluyorsun?"

"Çünkü annen seni bir kez benimle rezil etti, ikinci defa aynı şeyi yaparsa seninle beraber ülkesini de rezil eder. Zaten benimle beraber yeterince küçük düştün, üstüne Loya'nın gerçek kimliği ne olur? Sözde soyluluk onurun ayaklar altına alınmış olunur."

"Talayer seni iyi eğitmiş, sen böyle değildin." dedi ve güldü.

"Ah, sevgilim burada olsaydı daha iyi olurdu ama dün gece seninle beni yan yana görmeye doydu. İstemiyor artık ve bunun yüzünden tartıştık."

Loya "En azından bu tatsız meselenizde rahatsız olan tek ben değilim ama bunu konuşmayalım, konu bu olsaydı bütün gün bitmezdi."

"Loya haklı."

"Annem dediğin gibi davranır, Ayashri. Tartışmamızda sürekli soyluluktan, onurdan bahsediyordu." dedim.

Loya "O zaman başka bir yolla durduracak. Salak kafam! Nasıl Kaisra'ya bu fırsatı verdim, anlamıyorum."

Ayashri "Tanrıça Yasher olmasını istedi ise bir şeyi engelleyemezsin. Tanrıça'nın bir sınavı ve bunu başarıyla geçmek zorundasın. Aksi takdirde sahip olacağın her şeyi kaybedeceksin." dedi ve kapı tıklandı. Gel sesimle içeri Talayer girmişti.

"Aman, aman kimler gelmiş." diye mırıldandım ve Talayer bana bakarken tek kaşını kaldırdı. Beni beklemiyor olmalıydı ama ona böyle sürprizler yapıyordum işte. Ne kadar hoştu, değil mi? Sevdiğiniz insanları şaşırtarak sevgi gösterilerinde bulunabilirdik ve bu Talayer için yaptığım tatlı bir sürprizdi. Loya bile böylesine bir sevgi gösterisine şahit olamamıştı.

Ayashri "Yanıma otursana, Talayer. Büyük bir kriz var. Kraliçe her şeyi öğrendi." dedi ve Talayer Ayashri'ye baktı.

Talayer Loya'ya bakarak "Nasıl oldu?" dedi ve Loya derin bir nefes aldı.

Loya "Kapı ardından söylediklerimi dinledi." dedi ve Talayer Ayashri'nin yanına oturmuştu. Koyu gözleri düşünceliydi. Ayashri ise ona bakıyordu.

Ayashri "Bir şeyler yapmalıyız." dedi ve Talayer onun gözlerine baktı.

Yanağını okşarken "Elbette bir şeyler yapılmalı, Loya bu ülkenin kraliçesi olması gerekiyor." dedi.

Loya "Ayashri, Kaisra'nın bunu Kantre'ye yaydırmayacağını söyledi ama oturup duramaz."

"Düğüne az kalmış iken meclis ile itiraz edemez. Gelen misafirlerin dikkatini çeker, insanlar neden şimdi bunu istedi diye sorgular." dedim.

Ayashri "Başka hangi yolu kaldı ki?" dedi ve Talayer güldü.

Talayer "Neden tatlı Loya'yı öldürmesin ki? Ölüm ancak Kraliçe Kaisra'nın istediğini verir ve kraliçemizin öldürme konusundaki ustağılığını hepimiz biliyoruz." dedi ve ona baktım. Talayer rahattı ve bir kolunu Ayashri'nin omzuna atmıştı. Ayashri ise Talayer'e yaslanmış, düşünüyordu.

"Annem Loya'yı nasıl öldürebilir ki?" dedim.

"Saf olma, lütfen. Askerler tutup ani bir suikast yaptıramaz ama düğün gününe kadar yavaş yaval bu  güneyli kızın solmasını ister. Bunun için zehir harika bir yöntem olurdu. Sessiz, yavaş bir ölüm. Acılı veya acısız olması ise annenin merhametine bağlı. Seninle arası pek iyi değil ve Loya'dan tiksindiğine göre acılı bir ölüm muhtemel."

Ayashri "Kraliçe böylesine korkunç bir şeye el atmaz." dedi ve Talayer gözlerin devirdi.

"Deme böyle! Kraliçe'nin her yolu şu an tıkalı. Sağda solda dedikodular yaydıramaz, devlet adamlarını toplayıp itiraz ettiremez. Ölüm bir çözüm ve bunu yapmaması için bir neden var mı?"

Loya "Talayer doğru söylüyor. Kaisra beni öldürmek isteyecektir. Ya zehirle ya da başka bir şeyle, mutlaka bunu yapacaktır."

"Peki annem seni öldürmek isterken sen nasıl annemi nasıl durduracaksın?" dedim.

"Düğüne kadar ölmeyerek bunu başarırım ve ben de onun gizli bir sırrını öğreneceğim. Böylece benimle uğraşmayı azaltacaktır."

Ayashri "Bu sırrı öğrenmen biraz zor değil mi? Bence bu sır öğrenmeyi evlendikten sonra yap. Düğüne kadar yaşaman Kaisra için harika bir cevap olacaktır."

"Olabilir. Umarım düşündüğümüz gibi bir şeyler olur." diye mırıldandı.

Saçlarından öptükten sonra "Her şey çok güzel olacak, canım. Göreceksin, sen benim kraliçem oalcaksın." dedim ve Loya buruk bir tebessümle bana baktı.

Yemeğe hazırlanmak için Ayashri ve Talayer yanımızdan ayrılmıştı. Loya yemek davetine katılmak istemiyordu. Gerilen sinirlerinden dolayı başı ağrıyordu ama yemeğe katılmak zorundaydı. O da daha sade giyinmişti. Lacivert, kadife bir elbise giymişti. Eteği kabarık değildi ve korsesi yoktu. Beline altın bir dolamıştı ve safir taşı bulunan kolye takmıştı. Saçları ise açıktı ve bukleleri beline kadar gelirken hoş gözüküyordu. Minik tacı titreyen ellerle takmıştı. Kraliçe olamamaktan korkuyordu ve haklıydı. Şu an sahip olduğu tek şey buydu. Kim sahip olduğu her şeyi kaybetmekten korkmazdı ki? Sinirleri gevşemesi için onu öpsem bile faydası olmamıştı. Bedeni gergin, elleri titrekti. Son kez bana yemeğe inmeyelim dediğinde ineceğiz demiştim ve susmuştu. Peki derken acı çektiği belliydi.

Yemeğe inmiştik. Loya kolumdaydı ve çevredeki herkese gülümsemesini eksik etmiyordu. Yemek masasındakiler ise sürpriz olmuştu. Annem Ayashri ve Talayer ile sohbet ediyordu. Eduard ve Aiden'de buradaydı. Annem bizim geldiğimizi görünce özellikle Loya'ya soğukça bakmıştı, Loya ise daha dik durmuştu. Kendine güvendiğini gösteriyordu. Ben ise anneme gülümsemiştim.

Onun bu iki yüzlü doğasına hayrandım. Aynı gün içinde tartışmıştık ve birbirimize sesimizi yükseltmiştik. Fakat şu an oldukça tatlı, nazik anne rolünü oynuyordu. Loya'ya ise bakışlarını saklamaktan çekinmiyordu. Dik dik bakıyordu ama Loya'da ona aynı karşılık veriyordu. Annemin yaptığı iğnemelere aynı karşılığı veriyordu, altta kalmıyordu. Hatta arada bile bile benim elimi tutuyordu ve anneme benim Loya'nın arkasında olduğumu gösteriyordu.

Annem tatlı tabağı ile oynarken "Bakıyorum, bugün daha düz bir elbise giymişsin Loya. Şaşırdım!" dedi ve Loya gülümsedi.

Loya "Korseli, kabarık etekli demode elbiselerden sıkıldım. Hevesimi alınca böyle bir elbise giymek istedim. Hem Azinkayt'ı hem de Larastka arasında olduğumu göstermiyor muyum?" dedi ve annem gülmüştü.

"Gelinliğinde de korse var."

"Nasıl siz sürekli dikilen elbiseleri beğenmeyip yeniden dikilsin istiyorsanız, ben de o aptal korseyi istemiyorum tekrar dikin derim olur biter."

"Müstakbel eşimin emrine karşı gelecek değiller, anne." dedim ve annem ters ters bana baktı.

Annem "Böyle birbirinize sahip çıkmanız çok güzel. Aiden, kuzeninin böylesine aşık olacağını tahmin edebilir miydin?" dedim ve Aiden gergin bir gülümseme ile bana baktı.

Aiden "Neden olmasın ki, teyze? İnsan doğru insanı bulunca elbette sahip çıkar." dedi ve annem güldü.

"Buna katılıyorum, öyle bir devirde yaşıyoruz ki güçlü aşklara şahit oluyoruz. Çok şanslıyız." dedi gülerek.

Talayer "Aşk olmazsa evlilik zor olmaz mıydı, Kraliçe? Sonuçta bir ömür geçireceğiniz kişiyle evleniyorsunuz."

Eduard "Mantıkları ile evlenen insanlar, mevcut durum yüzünden evlenen insanları unutma Efendi Talayer. Böyle evlilikler de ömür boyu sürüyor." 

"Zor olmalı. Şahsen ben böyle bir evlilik yapamazdım çünkü ben aşkın kendisine de aşık olan bir adamım. Yapacağım evliliğin hep aşk uğruna gerçekleşmesini diliyordum ve Khaird kalbimdeki arzuyu duydu. Ayashri karşıma çıktı." dedi ve Ayashri ona gülümsemişti.

Ayashri "Nasıl tanıştığımızı burada anlatma istersen. Beni o gün sinir etmiştin." dedi gülerek.

Talayer omzunu silkerek "Aynı zamanda seni utandırmıştım ve bazı şeyleri o sayede çözmüştüm." dedi ve Ayashri'nin gözleri iri iri olmuştu, lokmasını daha yavaş çiğnemişti.

Aiden hevesle "Ayashri seninle tanışmak benim için güzel oldu. Acaba Jayce ile mi ilk tanıştın yoksa Talayer ile mi?" dedi.

Ayashri "Talayer ile tanıştım. Babam beni onun yanına göndermişti. Daha sonra dışarı çıkmıştık ve Kral ile tanışmış oldum." dedi ve şarabını yudumladı.

Kaisra "Loya ile görüşüyor muydun?"

Loya "Hayır, çünkü o düşük seviyeden birisiydi ve ben saraylıydım. Hangi cürretle onunla aynı ortamda bulunurdum ki?"

"Şu an aynı ortamdasınız."

"O zamanlar çok dar görüşlüydüm. Dansçı olduğu için onu sürekli aşağılıyordum ama Jayce ile beraber bakışım genişledi, insanları tanımadan yargılamamam gerektiğini gördüm."

Eduard "Bu herkesin alamayacağı bir ders. Ben de gençliğimde sıkıntılar yaşadım, leydim. İnsanlar babamın bir at bakıcısı olduğu için beni itip kakmak istediler ama babamın çalıştığı evin sahibi oldukça merhametliydi. Benim eğitilmemi istedi."

"Ben sizin bir asilzade olduğunuzu sanıyordum." dedim ve Eduard güldü.

"Ev sahibinin kızıyla evlendim ve bir şekilde insanların gözünde soylu oldum." dedi ve annem Eduard'a baktı.

Annem "Eşinin ölmesi çok üzücü, değil mi?" dedi ve Eduard tabağına baktı.

Eduard "Yapmış olduğu düşükler onu hiç iyi etkilemedi ve kalbi zayıf düştü."

"Çok üzücü. Leydi Athilda'yı tanırdım, nazik ve asil birisiydi." dedi ama sesinde saklı bir alaycılık vardı. Eduard ise anneme bakarken daha donuktu. Hislerini ustaca saklıyordu.

Anneme bakarak "Onu kaybettim ama ben yaşıyorum. Eğer ona üzülürsem kendisine saygısızlık yapmış olurum." dedi ve annem ona doğru kadehini kaldırmıştı.

"Bizler yaşıyoruz ve eşlerimiz adına hayatımızı yaşamalıyız." dedi ve şarabını içmişti.

Aiden "Böyle tatsız bir konuyu konuşmasak olmaz mı?" dedi ve annem güldü.

"Neden tatlım? Yoksa bizden sakladığın bir nişanlın mı var? Basit, soysuz bir kızı saraya getirdim deme bayılırım." dedi alaycı bir şekilde.

Loya "Gerçek aşk var ise neden getirmesin ki?" dedi ve annem Loya'yı küçümsercesine baktı.

"Soylu kan, gerçek aşktan bile üstündür ve asla bozulmamalı, Loya. Sen ve Jayce, bunu bozmuyorsunuz çok iyi ama diğerleri de bu kurala uymalı."

Talayer "Çok tatsız kurallar değil mi?"

Annem omzunu silkerek "Larastka diğer ülkelere benzemez. Kurallarına uymayanları öldürür, affetmez." dedi.

Loya gülümseyerek "O zaman kurallar yeniden yazılır, Kraliçem." dedi ve annem gözlerini kıstı.

Aiden zoraki bir gülümsemeyle "Teyzeciğim, benim öyle bir nişanlım yok. Hatta sevgilim bile yok." dedi.

Annem "Çok iyi! En azından aptalca davranmamışsın buna sevindim. Bazı erkekler uçkur derdine gözlerini her şeye kapatıyorlar, ne kadar zavallıca durum. Üstelik buna aşk diyorlar ya, çok gülesim geliyor." dedi ve kadehine şarap doldurtmuştu.

"Keşke aşık olabilseydin, anne. O zaman insanların hislerini anlayabilirdin." dedim.

"Aşık olmadığımı sana kim söyledi?"

"Sözlerin, konuşmaların."

Dudaklarını ısırmış sonra bana gülümseyerek "Ah, oğlum! Baban gibi görmek istediklerini görmeye bayılıyorsun. Bu çok kötü bir şey. Asla insanların gerçeklerini göremezsin. Bu huyundan kurtul." dedi.

"Ben babam gibi olmaktan gurur duyuyorum, bunu biliyorsun."

"Çünkü annen çok kötü bir kadındı. Babanın sana anlattığı masal buydu. Seninle tartışmak istemiyorum, Aiden teyzeni dansa kaldırmayacak mısın?" dedi ve annem Aiden ile dansa kalkmıştı.

Yemekten erken ayrılmıştık. Bahane olarak Loya'nın başının ağrıdığını söylemiştik ve böylece eğlence erken bitmişti. Loya yorgun ve bitkindi. Düşünceli bir şekilde yatağa yatmıştı. İlaç aldığını için uykuya daha çabuk dalmıştı. Ben ise uyuyamıyordum.

Aklımda binlerce düşünce vardı. Annemin ne yapacağını bilmek istiyordum. Loya'yı da kaybedemezdim. Ayashri ellerimden kayıp gitmişti ama Loya böyle olmayacaktı. O benim güzel, hassas gülümdü. Solmasına izin verirsem kendimi tamamen kaybederdim. Ona bu kadar bağlanmış olmak, güzeldi. Talayer'in bugün dediği şey hoşuma gitmişti. Aşka aşık olmak! Sanırım ben de aşka aşıktım. Buzdan kalbimi ısıtan tek şeydi. Aşka aşık olmamı sağlayan kadını ise kaybetmek istememekte haklıydım. Loya benim yanıma yakışıyordu.

Sabah beni uyandıran Loya olmuştu. Ben ise zorla da olsa uyanabilmiştim. Uykusuzluktan başımda bir sersemlik vardı. Loya bitkin halimi görünce endişelenmişti ama ona sakin olması gerektiğini demiştim. Sonuçta iyi miydim, evet. O zaman yaygara yapmanın ne anlamı vardı ki? Uykusuz kalmıştım ve hepsi buydu.

Kahvaltıdan sonra meclisim toplanmıştı. Sömürge ülkelerindeki yöneticilerin değişip değişilmemesi gerektiği tartışılıyordu. Bana göre şu an hepsi yerinde kalmalıydı. Sadakatlerini ölçmek istiyordum. Beni şaşırtan şey ise annemin Talayer ve Ayashri'nin Azinkayt yöneticiliğinde kalmasını istemesiydi. Onları ateşli bir şekilde savunmuştu ve buna karşı çıkan azınlık grup susmuştu. Onları savunmasından memnun kalmamıştım.

Toplantıdan sonra kendi odama çekilmiştim ve Aiden benimleydi. Kuzenim, saraya hızla ayak uydurmuştu ve buradan ayrılmaya asla niyeti yoktu. Ona güveniyordum ama aklımda ya annemin tarafını seçerse diye sorular yok değildi. Sonuçta annem teyzesiydi ve kendi annesinden daha çok annem ona annelik yapmıştı. Teyzem düşük birisiyle evlenince dedem Lord Richard teyzemi mirasından mahrum etmişti ama annem teyzeme kıyamamış, Aiden'in iyi yetişmesini sağlamıştı. Borcunu ödemek için annemin yanında olabilir miydi?

Aiden bacak bacak üstüne atarken "Teyzem ile arandaki soğuk savaşın şiddetini artıran şey ne?" dedi ve arkama yaslandım.

"Bir şey olduğu yok, Aiden." dedim.

"Var! Dün odandan kovulduk, akşam yemeği ise oldukça gergindi ve bugün teyzem toplantıda suratına bakmadı."

"Onun suratıma bakmasına çok meraklıydım.Çocukluğumdan beri bana annelik yapamamış kadının bugün davranışa mı takılacağım, güldürme beni."

"Çok dikkat çekiyor. Jayce, mantıklı ol. Annen ile zıt düşer isen sana muhalif olan herkes annenle güç birliği yapmak ister. Anneni kendi tarafına çekersen her şey çok daha kolay olur." dedi ve derin bir nefes aldım.

"Bu dediğinin ben de farkındayım ama annemle aynı tarafta olmamız mümkün değil."

"Bunun sebebi ne? Loya mı Ayashri mi?"

"Onlarla alakası yok! Annemle asla anlaşamadık, olmadı."

"Fakat annenin Loya'ya da bakışı değişmiş. Teyzemi tanıyorum, Loya'dan nefret ediyor. Bakışlarında bu yoktu ama dün akşam ölldürecek gibi bakıyordu. Loya bir böcek ve teyzem onu ortadan kaldıracak gibiydi."

"İşte ben de bundan korkuyorum. Annem öğrenmemesi gereken korkunç bir sırrı öğrendi ve kontrolden çıktı. Ne yapacağını bilmemek beni çıldırtıyor."

"Teyzemin sağı solu belli olmuyor gerçekten."

"Loya'yı seviyorum, Aiden ve kaybetmek istemiyorum. Loya benim hayatımda özel. Onu yavaş yavaş da olsa sevdim. Kalbimde bir yeri var."

"Artık kaybetmek istemediğin içinde annene karşı direniyorsun. Dur, konuşma. Seni tanıyorum, Jayce. Sen benim tanıdığım çocuksun. Ayashri'yi kaybettin ve bu büyük bir yıkım olmuş. Bir daha büyük bir yıkım yaşamamak adına da annene karşı direniyorsun."

"Benim bir yaza ihtiyacım vardı ve o yaz bana Loya oldu. Ben karanlık bir kışa mahkum olmak istemiyorum, Aiden." dedim ve kapım tıklanmıştı. Gel sesimle içeri Talayer girmişti. Nizarlı sırıtıyordu ve rahattı. Aiden'in karşısındaki koltuğa oturmuştu.

Talayer bana bakarak "Ah, Jayce! Annen şimdiden çalışmalara başlamış. Bu arada kuzeninin yanında konuşabilirim değil mi?" dedi ve kafamı salladım. Aiden'i bu odadan kovalarsam bana alınırdı. Zaten ondan sır çıkacağını sanmıyordum. En azından şimdilik yapmazdı.

"Ne oldu?"

"Annen benden insanın içini çürüten, acılar içinde kıvrandıran bir zehir hazırlamamı emretti! Benim bu yeteneğimi zaten övmüştü ve şimdi bunu kullanmak istiyor."

Aiden "Teyzemin bugün neden seni ve eşini Azinkayt'da görmek istediği belliydi."

"İşin tatlı yanı ise eğer yapmazsam Azinkayt'ı benden ve eşimden almaya niyetli olduğuydu. Eh, emir büyük yerde olunca bu arzuyu yerine getirmeliyim. Emir büyük yerden çünkü."

Kaşlarımı çatarak "Loya'yı öldüreceğim demeye geldi isen seni direk tutuklatırım! Geçenki olaydan kolay sıyrıldın ama bu sefer acımam." dedim.

"Aptal olma, yalvarırım! Aradığımız fırsat ayağımıza gelmedi mi? Aklımda bir plan var. Hem sen, hem ben oldukça bu işten kârlı çıkacağız. Senin kârın Loya'yı kaybetmemek olacak."

Gözlerimi kısarak "Senin ne olacak?" dedim ve Talayer sinsice güldü.

"Bence o işi hiç karıştırma. Bana mecbur olduğun açık değil mi? Loya ile senden önce konuştum ve o planıma razı geldi. Fakat senin o soğuk bakışına ihtiyacım var."

"Sen sinsi bir adamsın!"

Omzunu silkerek "Eh, böyle olmazsam kaybederim. Korkma, senden Larastka tacını alacak değilim."

Aiden "Loya'yı kaybetmek istemiyorsan buna mecbursun." dedi ve elimi yumruk yapıp, masaya vurdum. Talayer ile işbirliği yapacak olmama inanamıyordum.

"Anlat!" dedim ve Talayer zafer kazanmış gibi gülümsedi.

O anlatırken sakince dinlemiştim. Dedikleri oldukça riskliydi ama başka çarem yoktu. Büyük bir kumar oynayacaktım ama Loya buna razı gelmişti. Eksik olan yanları ben tamamlar iken içim içimi yediği ise gerçektim. Loya'yı kaybetmemek adına en sevmediğim kişiyle ortaklaşa çalışmak zorunda kalmıştım. Buna mecburdum. Ben kral, Loya kraliçe olasıya buna mecburduk. Dişimizi sıkacak ve o görkemli tacı takacaktık. O zamana kadar akreple bile dost olmaya mecburdum. Ben kaybetmek istemiyordum.

Kaisra

Eduard

Aiden

Kaisra-Jayce tartışması nasıldı? Sizce kim haklıydı?

Jayce'in yerinde olsaydınız Tal&Aya'dan şüphe eder miydiniz? Bu konuda Jayce abartmış olabilir mi?

Jayce'in Talayer ile işbirliği içine girmesi doğru mu? Talayer'e güvenli mi ve sizce ne planladılar?

Talayer'in bu işten faydası sizce nedir? Kaisra ile arasında nasıl bir konuşma geçti?

Bir dahaki bölüm Talayer olacak! Sevgilerle.♥

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top