Basit Bir Sorun◑
◑BÖLÜMÜ OYLARSANIZ VE YORUMLARSANIZ SEVİNİRİM!
EĞER GÜNCELLEME BİLDİRİMİ GELMİYORSA KÜTÜPHANEDEN ÇIKARIP, BİR DAHA EKLEYİN VEYA BENİ TAKİP EDİN.
Bölüm Şarkısı: yazılacak.
Yayınlanma Tarihi: 23.08.2019 (23:35)
Aşağıda Shoda, Karran var.
İyi Okumalar!
◑
Larastka Krallığı/Azinkayt Bölgesi - Esla - Yakut Sarayı
Talayer
Kollarımı kavuşturmuş, dışarıyı izliyorum. Çalışma odamdan dışarı bakıyordum. Her şey sorunsuz ilerliyor gibi gözükür iken elbette bir yerde patlak verecektik. Sorunsuz ilerlemek ancak ama ancak rüyalarda olurdu. Sorunu en uygun şekilde çözmeye çabalıyorduk ama olmuyordu. Karşı taraf inatçıydı ve aciz olduğumuzu düşünüyordu. Onlar muhtaç olduğumuzu düşündüğün için teklifimizden daha fazlasını isteme cesaretinde bulunuyorlardı. Ükhel'in izinden gidip ölümle zalimliği buluşturmak istemiyordum ama zorluyorlardı.
Yağmur yağmaya başlamıştı ve cama tek tek damla vuruyordu. Arkamı dönünce Karran ile Prasad'ın hala bu konu üstünde tartışıyorlardı. Yanlarında oturan Tarun sessizce dinliyor ve düşünüyordu. Ben de masaya geçmiştim ve onlara baktım.
"Evet, ne karara vardınız?" dedim.
Karran "Bence şu serseri korsanlara iyi bir ders verilmesi gerekiyor. Sizi küçük göremezler. Donanma kurulamadığı için her istediklerini yaptırmaya hakları yok."
Prasad "O insanlara daha önce de sert davranıldı. Ayashiri ve Talayer'in orayı yakma hikayesini unutulmadı." dedi ve Karran ofladı.
"Unutulmuş, Prasad unutulmuş! O hikayeyi Ayashri anlattı ve doğru olanı yapmış.Ama insanlar ne yazık ki geçmişten ders almayı bilmezler. Bilselerdi şu an böyle olmazdık."
"Korsanlara teklifimizi yaptık ama onlar daha fazlasını istediler. Azinkayt'ın ürettiği malları diğer ülkelere taşımak için önerilen paranın beğenmiyorlar, onlara karışmamızı istemiyorlar. Karran haklı, Prasad. Onlar geçmişte yapılanı hatırlamadan davranıyorlar." dedim.
Prasad "Her şeyin çözümü kan olmamalı, Talayer." dedi ve Karran güldü.
Karran "Bir çocuk olmamanı tavsiye ederim, Prasad. Ne yapalım, onlara istediklerini mi verelim? Önerdikleri kâr payını kabul edelim, korsan limanlarına karışmayalım, mecliste bir sözcüleri olsun ama saray soyluları ile aynı makamda olsun. Bunlar gibi absürd maddeleri kabul mu edelim?"
"Ilımlı yaklaşmalıyız yoksa babamdan ne farkımız kalacak?"
"Baban haklı haksız kendisine karşı kalan herkesi öldürmeyi seçen birisiydi. Kendi menfaatine uymadı mı, tamam öldürelim diyordu. Bunun en güzel örneği Komutan Abshek."
Kafamı sallayarak "Başka bir çözüm bulmalıyız." dedim ve kapım tıklandı. Gel sesimle içeri Shoda girmişti.
Kumral saçları hafif nemlenmişti. Gömlek ve pantolon giymişti. Gömleğinin üstünde bordo yeleği vardı.Karran'ın karşısındaki koltuğa oturmuştu. Karran gözlerini kısarak onu süzerken Shoda umursamazdı. Korsanlar son olaylardan dolayı sarayda sevilmiyor iken Shoda'nın varlığı Karran'ı rahatsız etmişe benziyordu.
Shoda "Son durumlar kötü, hala aynı düşüncedeler Talayer. Anlattığım gibi bir grup diğer tüm korsanları etkiliyor ve olay çözülmüyor."
"Küçük bir grup ama inat ediyorlar, diğerlerini de etkiliyorlar. Yangın olayından sonra Kaptan Araust'un kinini tutanlar çok olmuşa benziyor. Ders alan olmamış ve içten içe bilenmişler." dedim.
"Haklısın. Zaten sorun çıkartanlar yaşlı korsanlar. Gençlerin önünü açmıyorlar, oturdukları yerden tüm dünyayı yöneteceklerini inanıyorlar. Aç gözlülükle saldırıyorlar."
Karran sertçe "Siz tüm korsanlar aç gözlü değil misiniz?" dedi ve Shoda tek kaşını kaldırıp ona bakmıştı.
"Genel bir yargılama yapmamanı sana tavsiye ederim, Nizarlı. Her korsan aç gözlü olacak diye bir kural yok."
"Sen de bir korsansın veya korsanlığa yakınsın."
"Bana baksana sen! Korsanlara yakınım diye onlarla aynı düşüncelere mi sahip olacağım? Saçmalık! Sen ne kadar Talayer'in kuzeni olarak onun iyiliğini düşünüyorsan ben de Ayashri'nin kardeşi gibi gördüğüm arkadaşı olarak onun iyiliğini düşünüyorum. Tüm öfkeni benden çıkarmayı kes!"
Tarun öksürünce Karran ve Shoda ona bakmıştı. Tarun sakin bir sesle "Gerginliğinizi anlıyorum ama birbirinize girerek bu çözülmez." dedi.
"Sence nasıl çözülecek?" dedim.
Omzunu silkerek "Şu an için bunun cevabını veremem, Talayer. Tek bildiğim korsanların istediklerini alamayacak olmaları." dedi ve kafamı salladım.
"Bu sorun halledilmediği sürece soyadı kanuna geçmemiz mümkün olmayacak."
"En azından iyi haberler de var. Harf değişimi olumlu bir şekilde ilerliyor, insanların buna ilgisi büyük. Okuma yazma oranı iyi bir seviyeye çıkacak."
Gülümseyerek "Bunca karmaşa içinde iyi haberler duymak güzel." dedim.
Shoda "Ayashri nerede? Dinleniyor mu?" dedi ve gözlerimi devirdim. Çocuk ruhlu eşim, hareket içinde olmaktan memnundu. Onu engellersem bana çok kızacaktı, küsecekti. Bu yüzden kısıtlı bir serbestlikte anlaşma yoluna gitmiştik. Belirli bir süre ayakta olacaktı ama geceleri mutlaka dinlenecekti.
"Okullardan birisinde öğretmenlik yapıyor olmalı. Onun tarlada çalışmasını istemedim, aşırı yorulmaması için ama o bir şeyler yapmakta ısrar edince çözümü bu şekilde bulduk." dedim ve Shoda kıkırdadı.
"Ayashri asla durmaz ki! Hep böyleydi o. Bence onu olduğu gibi kabullenmek en iyisi olacak. Zaten bir süre sonra hareket etmesi zor olacak, bırak hevesini alsın."
Tarun alaycı bir gülümsemeyle "Eğer bebek de annesi gibi olursa işin zor olacak, Talayer." dedi ve güldüm.
"Ah, çok doğru! Hangisiyle uğraşırım hiçbir fikrim yok." dedim ve kapı tıklanmıştı. Gel sesimle içeri Raji gelmişti. Ayashri'nin yanında olan diğer isimdi. Veran ile ona çok güveniyordum. Kabile insanları için savaşmak ayrı bir kavramdı. Bir Ölüm Tanrıçası'na inandıkları için onlar için ibadet gibiydi. Sıkı bir eğitim alıyorlardı, birer ölüm silahına dönüşüyorlardı. Ayashri'yi herkesten korurlardı ve öldürmekten asla çekinmezlerdi.
Raji "Talayer, ilk önce sakin kalmanı istiyorum." dedi ve dikleştim. Raji'nin yüz ifadesi ise gerilmişti.
"Aya'ya bir şey mi oldu?"
"Korkma, o ve bebek çok iyi. Ayashri ayağını incitti, birazcık topallıyor." dedi ve ayağa kalktım.
"Ne? Nasıl oldu bu?"
"Bir arbade vardı, kavga, bir karmaşıklık. İnsanların itişmeleri arasında bir anda kalakaldık. Ayashri'yi hızla kenara çektim ama olan oldu. Bileğim bileğim dedi ve yürüyemediği için onu sırtımda taşıdım. At arabası ile Esla'ya inmek istemedi."
"Kahretsin!" dedim sinirle ve hızla odadan çıktım.
Yatak odasına geldiğimde ise Ayashri ayak bileğini ovmaya çalışıyordu. Benim geldiğimi görünce mahcup bir ifadeyle gülümsemişti. Kapıyı kapatmıştım ve yanına oturmuştum. Ayaklarını dizlerimin üstüne koymuştum. Şişmiş olan ayağını almıştım. Dokunmamla yüzü ekşimişti. İlk önce bileğini nazikçe ovmuştum. Daha sonra verilen ilacı bileğine sürmüş ve sargıyla sarmıştım. Ona baktığımda ise bana bakıp dudaklarını ısırıyordu. Suçlu olduğunu bildiği açıktı. Ne desem doğru olduğunu bilir gibiydi. Yine de bu onu uyarmayacağım anlamına gelmiyordu.
Ayashri "Bakma öyle, Talayer. Lütfen, bana öyle bakma. Suçluyum, kabul ediyorum." dedi ve derin bir nefes aldım.
"Suçlu olduğunu kabul ediyorsun, bu da bir gelişme. Aya, sana bir şey olabilirdi. Farkında mısın?"
"Fakat olmadı ve iyiyim ben. Bebeğe de bir zarar geldi." dedi ve ellerini karnına koymuştu.
"Bundan sonra da olmayacağı anlamına mı geliyor? Seni kaç defa uyardım ama sen inatla bildiğini okumaya devam ettin. Ucuz atlatmışsın, daha beteri olabilirdi."
Başını eğerek "Kendime dikkat ediyordum, nasıl oldu inan anlayamadım. Bir anda sokağın ortasında oldu." diye mırıldandı.
"Sen kendine dikkat ediyor olabilirsin ama insanların sana dikkat etmesi şart mı? Karmaşa içinde kalmışsınız. Aeje aklımı koru, daha beteri olsaydı ne olurdu?"
"Tamam, bundan sonra gerçekten sarayda olacağım. Sıkılsam da patlasam da yapacak bir şey yok. Kızma bana, ne olur. Suçluydum, hatamı kabul ettim. Bana kızma."
Alaycı bir şekilde "Bundan bile ders alacağını sanmıyordum, aferin." dedim.
"Talayer!" dedi ve ona baktım. Soluk yeşil gözler, üzgündü ve biraz korkmuştu. Bebeğe bir şey olacak düşüncesi onu korkutmuştu ve benim kızmamla aklını başına almışa benziyordu. Ayağını nazikçe yatağın üstüne bıraktım. Yanına oturdum ve ona sarıldım. Başını göğsüme yaslamıştım, omzunu ise yavaş yavaş okşamıştım.
"Ah, deli kız. Bir gün aklımı senin yüzünden kaybedeceğim." dedim ve saçlarını öpmüştüm. O ise daha sıkı sarılmıştı.
Yemeğe kadar Ayashri'ye kitap okumuştum. Hevesle dinliyordu. Ara ara şımarıyor olsa bile kitabı okumaya devam etmiştim. Bittiğinde ise düşüncelerini sormuştum ve yanıtlamıştı. Gerçekten beni dinlemişti. Daha sonra elimi karnına koymuştu. Bebeği hissetmemi istiyordu. Ben ise nazikçe okşamıştım. Bu daha çok hoşuna gitmişti. Hevesle bebek için hayallerini anlatırken onu dinlemek hoştu. Aya sevgi dolu bir anne olacaktı. Onu anne olarak hayal etmeyi seviyordum. Kızımız olmasını çok istiyordum. Hayalimde Ayashri kızımızın kendisine benzeyen saçlarını örüyordu, ikisi beni görünce küçük kızımız koşarak geliyor ve bana sarılıyordu. Aya ise aşkla bize bakıyordu. Bu kadar güzel bir hayal var mıydı? Tüm servetlere bedel olan bir hayaldi.
Yemeğe inmeden önce Ayashri'yi giyinmesine yardım etmiştim. Daha sonra koluma girmişti. Topallaya topallaya, yavaş adımlarla aşağı inmiştik. Yemek salonuna geldiğimizde hemen ayağa kalkmışlardı. Prasad hızla yanımıza gelmişti, Ayashri'nin diğer koluna girerek yürümesine yardımcı olmuşlardı. Yerimize oturduğumuzda ise Ayashri ona ve geçmiş olsun diyenlere teşekkür etmişti. İyiyim demişti.
Yemekler ise lezzetliydi. Ayashri'ye özel kemik suyu çorbası yapılmıştı. Çorbayı yaptıran Misha olmuştu. Olayı duyunca endişelendiğini, Ayashri'ye dikkat etmesini söylemişti. Aya ise peki demişti ve çorbasını uysalca içmişti. Daha sonra tabağına bulgur pilavı ile tavuk koymuştum. Ayashri fazla koyma dese de ona aldırmamıştım. Gayet iyi beslenmeliydi. Misha ve Latika da beni destekleyince çaresi kalmamıştı.
Shoda "Kızın üstüne bu kadar gitmeyin, o bir dansçıydı. Bu tarz kazalara alışkın. Kaç defa Ayashri ile beraber bileklerimizi burktuk, haberiniz var mı?" dedi ve ekmeğini koparmıştı. Bu akşamki yemeğe konuk olmuştu. Masada ise Karran'ın yokluğu dikkatimi çekiciydi.
Latika "O zaman hamile değildi, şimdi ise bir bebek bekliyor. Kendisine çok dikkat etmeli." dedi ve Shoda oflamıştı.
"Siz asil soylular en ufak bir yerinize bir şey olsun çok abartıyorsunuz. Oldu ve bitti, işte. Uzatmaya ne gerek var? Ayashri ile bebek sağlıklı."
Ayashri "Artık bu konu daha fazla konuşulmasa olur mu? Bitti ve gitti. Hamileliğim süresince sarayda oturmam gerekli." dedi ve tabağına baktı.
"Beraber saray dışına çıkarız, Dara. Hepten saraya kapanamazsın, bu sana uymaz." dedim.
Gülümseyerek "İşte buna asla hayır demem!" dedi.
Nuyan "Talayer acaba yeni soyadı yasası ne zaman uygulanacak?" dedi.
"Başımızdaki korsan sorunu çözülmeli, o çözülmeden yeni bir yeniliğe geçmemiz mümkün değil. Karran nerede?" dedim.
Tarun "Raji ve Veran'ı yanına alarak Ayashri'nin sakatlanmasını araştırmak istedi. İçine sinmeyen bir şeyler varmış ve haklı." dedi ve kadehine pirinç şarabı doldurmuştu.
Ayashri "Alt tarafı basit kazaydı, neden içine sinmesin ki?" dedi ve ellerimi sıktım.
Yüzümü ekşiterek "Tatsız şeyler yoktur umarım." dedim. Karran bir şey gördü ise gördüğü doğru çıkması gibi tatsız bir huyu vardı. Gerçeklerden kaçamazdık elbette ama her şeyin üst üste geliyor olması çok boğucu geliyordu. Ara ara çığlık atarak kaçmanın nasıl olabileceğini düşünmüyor değildim. Daha sonra sabretmeliyim diyordum. Sabrımın sonunda güzel bir gelecek vardı.
Shoda huysuzca "O huysuz Nizarlı olayı abartıyor. Cidden baş belasının teki. Yüzü de dövmeli, garip birisi. Tanrım, neden yanınızda o var?" dedi ve ofladı.
Latika Shoda'yı süzmüştü.Latika "Karran'ın öyle göründüğüne bakma, tatlım. Bence daha yakın tanıyabilirsin. Asla asla deme." dedi ve Nuyan'a göz kırpmıştı. Nuyan ise ona gülümsemişti. Artık açık açık bir ilişkileri olduğu biliniyordu. Prasad kız kardeşini paylaşmak istemese bile bu durumu kabullenmişti. Onu da anlıyordum. Sonuçta bu hayatta ailesi olabilecek sadece kız kardeşi ile annesi kalmıştı. Annesi oda hapsi yaşıyordu, sürekli yan yana değildi ama Latika serbestti.Hal böyle olunca Latika'ya çok bağlanmıştı. Onu kimseyle paylaşmak istemiyordu ama Latika'nın da kendi hayatını yaşamaya hakkı vardı. Aradığı mutluluğu Nuyan'da bulmuş iken buna Prasad'ın karışmasına izin veremezdi.
"Herkesi kendinle sanma, leydim. Ben hayatımdan yeterince memnunum. Hayatta yaşayan son erkek Karran olsa bile ona bakacağımı sanmam." dedi ve hızla şarabını içmişti.
Ayashri gülerek "Latika, Shoda'nın üstüne gitme ve ileride neler olacağını gör. Shoda genelde asla asla der ama başına hep asla dedikleri gelir." dedi.
"Ayashri! Lütfen, ben öyle birisi miyim?" dedi ve hepimiz gülmüştük.
Yemek bitmişti, sohbet ediyorduk. Çocuk anılarından bahsediliyordu. Latika gülerek abisinin çamur içinde kaldığı bir anı anlatıyordu. Prasad ona kızsa bile umurunda değildi. Kapı öfkeyle açılınca herkes yerinde sıçramıştı. Gelen ıslanmış pelerinleriyle beraber Karran, Veran ve Raji idi. Üçü öfkelilerdi. Ükhel bu üçünü yan yana görmek aşırı memnun olmalı diye mırıldanmıştım. Ölümle iç içe olan insanlardı.
"Neler oluyor, Karran?" dedim ve Karran Shoda'yı görünce ona nefretle bakmıştı. Shoda ise bu nefret dolu bakışlara gözlerini kısarak karşılık vermiş ve ayağa kalkmıştı.
Karran öfkeyle "Ayashri'ye tuzak kurulmuş, sizi korkutmak istemişler ve bunların hepsi o korsanlar yüzüne!" dedi.
"Şaka mı bu?"
Shoda'ya bakarak "Sizi tehdit etmek istemişler ama küçük bir çocuk ile annesi durdurmuş. Annesi tuzağı fark edince oğluna Aya'yı oyalamasını söylemiş." dedi ve Aya'ya baktım.
Ayashri "Evet, küçük bir çocuk soru sormuştu ama binadan çıkmadan önceydi." dedi şaşkınca.
Raji "Kadın sivil giyimli askerleri ararken olanlar oluyor, planları erken işliyor. Tabii biz de o sırada çıkınca karmaşanın ortasında kendimizi buluyoruz. Seni çekmeseydim tutmuş oldukları katil bebeğinin ölümü için karnını bıçaklayacakmış." dedi ve irkilmiştim. Ayashri ise karnına sarılmıştı.
"Adi köpekler! Bunun bedelini ağır bir şekilde ödeyecekler." dedim dişlerimi sıkarak.
Karran "Hepsi ödemeli Talayer. Suçlu veya suçsuz hepsinin başı ezilmeli." dedi ve Shoda'ya bakmıştı.
Shoda "Suçlunun yanında suçsuzu da yakarak ne elde edeceksiniz? Öfkeyle hareket etmenin bir anlamı var mı? Gerçek suçlulular cezalandırılmalı ama sizinle olmak isteyenleri küstürmemeliyiz."
"Neden buradasın? Casusluk yapmak için mi?"
Shoda'nın gözleri irileşmişti. Şaşkınca "Casusluk mu? Tanrım, sen ne diyorsun? Ayashri kardeşim gibi. Yediğimiz, içtiğimiz ayrı gitmez ve ona ihanet mi edeceğim?Delirmiş olmalısın. Hayatını kurtardım onun! Esla'dan kaçmasına yardım ederken neden Esla içinde ölsün isteyeyim?" dedi.
"Bunu yapmaman için bir neden var mı? Korsanların tarafında olman bile sana güvenmemiz içni engel."
"Seni pis Nizarlı! Sen kendine bak ve konuş. Ne sanıyorsun beni?"
Ayashri "Karran, Shoda masum. O asla bana zarar vermek istemez." dedi ve ayağa kalktım.
"Shoda vermek istemezler ama bizi hala buralarda küçümseyenler var, hiçe sayanlar var. Bunun bedelini ödeyecekler ve canları yanacak." dedim ve Ayashri bana baktı.
"Öfkeyle hareket edersek sonumuz iyi olmaz. Sakin kalmalıyız."
Raji "Bana göre de sakin kalmalıyız ama Veran ile Karran bu konuda farklı düşünüyorlar. Ölüme ölümle karşılık vermenin mantıklı olacağını düşüncesindeler."
Shoda "Sakin kalmalıyız, gerçekten sakin kalmalıyız. Bu konuyu çözeceğiz. Bir grup asi korsanın yaptıkları yüzüne tüm korsanları kendinize küstüremezsiniz." dedi ve Karran ona ters ters bakmıştı.
Karran "Onlar kaybettiler, Shoda. Hata yapmadan önce kendi içlerindeki çürükleri fark edeceklerdi." dedi ve Shoda Karran'a yaklaşmıştı. Kızın dik duruşu Karran'ı etkilemişe benzemiyordu. Shoda da ondan korkmuşa benzemiyordu. İnatla gözlerini dövmeli yüze dikmişti ve korkusuzdu.
Soğukça "Çürükler kaybetti, Ölüm'ün Oğlu ve sana sadece çürüklerin yok edilmesi gerektiğini kanıtlayacağım. O zamanda herkes içinde benden özür dileyeceksin." dedi.
Karran alaycı bir gülümsemeyle ona bakmıştı."Ben kazanırsam da sen de Esla'yı terk edeceksin. Utancından artık nereye gidersin, bilemiyorum." dedi ve Shoda ukala bir gülümsemeyle ona baktı.
"Göreceğiz. Bakalım ben casus muyum, değil miyim." dedi ve Karran'ı itekleyerek odadan çıkmıştı. Karran ise onun arkasından bakmamış, bakışları yerdeydi.
Derin bir nefes aldıktan sonra "Raji, saraydaki güvenliğin artırılmasını istiyorum. Ayrıca sokaklardaki sivil askerlerde artırılsın. İşlerini düzgün yapmıyorlar! Bir felaketten dönmüşüz." dedim.
Ayashri "Korsan Limanı ise gözlemlensin. En ufak hareketlerini bilmek istiyorum." dedi ve karnını okşamıştı. Bakışları düşünceliydi.
"Bunu onlara kat be kat ödeteceğim. Ükhel'e bir ölüm ziyafeti vereceğim." dedim öfkeyle.
Ayashri esneyince onu yatak odasına yatırmıştım. Daha sonra kardeşim Daljat, Karran ve Raji ile beraber şehrin güvenliği üzerine çalışmıştık. Bu gerginlikte uyuyamayacağım için en azından yarınki iş yükümü azaltmış oluyordum. Şehrin kritik noktalarına saray casuslarının yerleştirilmesinin iyi olacağına karar vermiştik. Bir daha bu tarz çirkin bir olayla karşılaşmak istemiyorduk. Düşündükçe delirecek gibi oluyordum. Ayashri ve bebeğime saldırarak korkutmak istemişlerdi. Bunun bedelini ödeyeceklerdi elbette. Karşılıksız kalmayacaktı.
Yatak odasına döndüğümde ise Aya'yı karnına sarılmış, uyur iken bulmuştum. Üstümü değiştirmiş ve yanına yatmıştım. Nazikçe omzunu öpünce bana doğru dönmüş, sarılmıştı. O korkunç şey olmadığı için Amidral'e şükürler olsundu. Ayashri yeterince korkmuştu. Basit bir olay sanır iken böyle bir şey beklemiyorduk. Hayatın ne getireceği belli olmuyordu. Hep iyi şeyler yaşayacak değildik. Belalar da bulurdu. Onlar da birer sınavdı. Önemli olan bu sınavı nasıl geçtiğimizdi.
Sabah ise ilk ben uyanmıştım. Duştan sonra odaya döndüğüm zaman Ayashri uyanmıştı. Ona günaydın öpücüğü vermiştim. O ise uykulu uykulu gülümsemişti. Beraber hazırlanmıştık ve odadan çıkmıştık. Kahvaltıdan sonra ise meclis toplantısı vardı. Mecliste şehrin güvenlik açıklarını konuşmuştuk. Neler olabileceğini uzun uzun tartışmıştık. Ayashri'nin ufak bir suikast atlattığını dememiştim. Sonuçta insanları telaşa sokmaya gerek var mıydı? Basit bir kaza olarak göreceklerdi, olay kapanacaktı.
Toplantıdan sonra ise çalışma odama geçmiştim. Yatin ile ufak sorunları ve istekleri değerlendirmiştik. Onu odadan gönderdikten sonra ise bunaldığımı hissetmiştim. Kafamı dağıtmam gerekliydi. Farklı bir insanla sohbet etmek istiyordum. Bu son olayların karmaşıklığında ne yapabileceğimi o şekilde bulabilirdim. Ya Karran'ın dediği gibi hepsini yok edecektim ya da Shoda'nın dediği gibi çürükler temizlenecekti. Mantıklı olmalıydım. Öfkeyle hepsini yok etmeyi düşünsem bile mantığım çürüklerin temizlenmesinden yanaydı. Aydınlama yaşamam gerekiyordu.
Odamdan çıkmıştım ve kendimi Rakhi'nin kaldığı odanın önünde bulmuştum. Prens Arnav veya Rakhi olacaktı. İkisinden birisini tercih edecektim. Prens ile genelde sanat üzerine sohbet etmeyi seviyordum ama Rakhi ile bambaşka konular üzerine konuşabiliyordum. Odasına geldiğimde bir bebek giysisine baktığını gördüm. Beyaz minik giysiye gülümseyerek bakıyordu ve beni görünce gülümsemişti. Koyu saçları alttan topuz yapmış, beyaz bir elbise giymişti. Yanına oturmam için işaret etmişti ve oturmuştum. Gözlerim işlediği minik giysideydi.
"Ne yapıyorsunuz, Leydi Rakhi?" dedim ve gülümsedi.
Rakhi "Senin ve Ayashri'nin bebeği olacakmış. Bir takın işleyip, hediye etmenin uygun olacağını düşündüm." dedi ve iğneyi kumaşa geçirmişti.
"Ah, çok teşekkür ederiz." diye mırıldandım.
"Senin neden kafan karışık? Yine ne oldu?"
"Anlamadım." dedim şaşkınca ve gülmüştü.
"Bakışların ve sesin neden burada olduğunu açıklıyor, oğlum.Genelde kafan karmakarışık olduğu zaman yanıma geliyor, uzun uzun konuşuyorsun. Bunun dışında da geliyorsun elbette ama o zaman daha rahatsın."
"Haklısınız, leydim. Kafam karmakarışık. Öfkem ve mantığım söz konusu sevdiklerimin hayatı olunca çatışma halinde oluyor." dedim ve elindeki kıyafeti bırakıp, bana baktı. Donuk mavi gözleri bendeydi.
"Ne oldu?" dedi ve derin bir nefes aldıktan sonra her şeyi anlattım. En ince yere kadar anlatmıştım ve kafasını sallamıştı.
"İşte durum bu. Korsanlar bizi küçük görüyorlar ve hadlerinden fazla şey istiyorlar. Vermeyeceğiz deyince de bize kanlı tehdit yolluyorlar. Söz konusu sevdiğimin canı olunca her yeri yakmak istiyorum ama bir yandan Shoda'nın sözleri beynimde yankılanıyor. İnsanları küstüremem."
"Onları güzel dille uyarmışsınız ama sizi dinlememişler. Ciddiye alınmamışsınız. Hal böyle olunca korkuyla ikna etmek kaçınılmaz."
"Korkuyla ikna edebilirim ama yapılan suça nasıl cevap vereceğim? Ayashri ile olacak bebeğimizi bizden almak istediler! Bu yanlarına kâr kalmamalı."
"Dranil olsa hepsinin başını ezerdi ama siz ona benzememelisiniz. Ona benzemeyeceğiz diye bu yola çıktınız."
"Bu da diğer bir konu ama hepten ezilemeyiz. İnsanların küçümsemesine izin veremeyiz.Biz bu toprakların hükümdarıyız! Bunu herkes bilecek. Bir avuç serseriye cevap vermemek bize yakışmaz."
"O zaman neden cezalandırarak kendine bağlatmayı denemiyorsun? Hem cezalarını ver, hem de kalplerine verdiğin sinsi korku ile sana bağlanmalarını sağla."
Tek kaşımı kaldırmıştım. Dediği şey hoşuma gitmişti."Açıkçası bu benim tarzıma uyar." diye mırılandım.
"Açık açık bir korku gösterisi yapmak Dranil'in tarzıydı. Mesela tiyatrocuları dövdürdüğü zaman insanlara ondan korkmalarını açıkça göstermemiş miydi?"
"Ben ise gizlice yapacağım değil mi? Serserilere vereceğim ceza ile kalanları korkutmuş olacağım."
"Kaptan Araust yangını onları korkutmadı çünkü Dranil'e gizli güvenleri vardı. Şimdi ise sizin onlara muhtaç olduğunuzu düşünüyorlar. Ama öyle olmadığını bu şekilde gösterebilirsin."
"Keşke o yangını ciddiye alsalardı."
Gülümseyerek "Gözlerinde ölümü görüyorum, Talayer. Ölümle onları korkutabilirsin. Yaşamı en değerli hazine olarak görmeyen korsan var mıdır?" dedi.
"Olmamalı."
"Ölüm konusundaki yeteneklerini duydum. Artık nasıl bir şeyler yapacağın sana kalmış."
"Ah, Leydi Rakhi! Kafamda karmaşıklık dağıldı. Artık ne yapacağımı biliyorum. Hem cezalandıracağım, hem de bağlayacağım." dedim ve başka bir konuya geçmiştik.
Onun yanından ayrılırken işimin çok olduğunun farkındaydım. Bir ton şey vardı ama ben çalışmaktan asla çekinmezdim. Hepsi buna değecekti sonuçta. Hem misillemesini verecektim hem de bu sorun ortadan kalkacaktı. Kana kandı. Bunu yaptıkları için pişman olmaya bile vakitleri kalmayacaktı. Onlardan sonra bile diğerleri yaşananları asla unutmayacaktı ve bizim güçlü olduğumuzu göreceklerdi.
Shoda
Karran
◑
◑Korsan sorunu için düşünceniz nedir? İstediklerini alırlar mı?
◑Karran-Shoda tartışmasında kim haklı sizce? Shoda iddiayı kazanacak mıdır?
◑Rakhi-Tal konuşması için düşünceniz nedir? Rakhi, Tal'e yardımcı oldu mu?
◑Talayer'in planı ne olacaktır? Nasıl olmalı?
Bir dahaki bölüm Ayashri olacaktır! Sevgilerle!
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top