Küllük - Çiçekler ve Fısıltılar - 0.3
ÇİÇEKLER VE FISILTILAR - 0.3
🌟
Seslerden ne zamandır nefret ettiğimi hatırlamıyordum. Bir sabah uyanmış, kulaklığımı parçalayıp çöpe atmıştım. Gece uyurken ne olmuştu, o sabahki müzik neden o kadar sinir bozucuydu bilmiyordum ama o günden sonra uzunca bir süre seslerden uzak durmuştum. Normâl konuşan insanlara dahi tahammülüm yoktu. O yüzden çoğu zaman insanları dinlemezdim. Bu beni ukâlâ gösteriyordu ama açıkçası umurumda değildi.
Pencere pervazındaki çiçekleri sularken Anıl'ın açtığı müzikle bir saniye duraksayıp arkamı döndüm. Gürültülü bir k-pop şarkısı tüm odayı doldurmuştu.
" Kapatır mısın? " dedim, ensesine bakarken. Saçları uzamış, kıllar boynuna doğru yayılmıştı. Sandalyesini döndürüp yüzüme baktı. " Hadi ama! " dedi, dudaklarını büzüp. " Biraz dinleyelim. "
" Rahatsız oluyorum. "
" Sen de çok severdin eskiden. "
Söylediği doğruydu; eskiden bıkmadan dinler, dans ederdim.
" Kapat! " dedim, çiçeklere dönüp sulamaya devam ettim.
" Ya nefret ediyorum şu huyundan. " diye, bağırdı. " Her şey senin istediğin gibi olmak zorunda mı? "
Duymazlıktan gelerek mavi bir çiçeğin yapraklarını okşadım.
" O kadar huysuz ve çekilmezsin ki. "
Çiçeğe gülümseyip topraklarını düzelttim.
" Dünya senin etrafında dönmüyor, Feyza. Ben olmasam senin gibi karakteri kimse sevmez. "
Derin bir nefes alıp çiçeğin fısıltılarına odaklandım. O Anıl kadar gürültücü değildi.
" Sıkıcısın, aptalsın. İşe yaramaz kadının tekisin. "
Çiçeği kökünden kavrayıp hızla dönerek saksıyı Anıl'ın kafasında patlattım. Kulağıma yayılan cızırtılı pis sesine daha fazla tahammül edememiştim. Kanayan başını tutup şaşkınlıkla yüzüme baktı.
" N'aptın lan sen? "
Toprak içinde kalmış suratına baktım tiksintiyle. Sonra yerdeki mavi çiçeğe gitti bakışlarım. " Öldür onu. " diye, fısıldıyordu.
Say it (say it), say it (say it)
Say it, say it louder (louder)
Kökleri dağılmış çiçeği alıp hâlâ şaşkınlıkla başını tutan Anıl'ın karşısında dikildim ve çenesini tuttum.
" Aç ağzını! "
Başını sallayarak kurtulmaya çalıştı. Dizimi bacağına yaslayıp biraz daha eğildim üzerine. " Aç ağzını! "
Zorla açıp çiçeği ağzına sokmaya başladım. Çiçek yavaş yavaş boğazına doğru giderken kırmızıya dönen yüzü beni rahatlatıyordu. " Susacaksın. " dedim, dişlerimi sıkarak. " O kaltak çenene sahip çıkacaksın. "
Say my name
" Feyza. " dedi, yumuşak bir sesle.
Çiçeğin topraklarıyla ilgilenmeyi bırakıp ifadesiz bir şekilde Anıl'a döndüm.
" Özür dilerim, son söylediğim fazla oldu. "
Bakışlarında, mimiklerinde mahcubiyet ifadesi aradım ama yoktu. Gerginlik çıkmasın, uzatmayayım diye özür diliyordu.
Suratına doğru eğilip çamurlu ellerimle yüzünü sevdim. " Önemli değil, beni ne kadar sevdiğini biliyorum. " dedim, sakin, dingin bir sesle.
Önce gülümseyip sonra kaşlarını çatarak etrafa tükürdü. " Iyy! Ağzıma toprak tadı geldi. "
Ellerimi teslim olur gibi havaya kaldırdım gülerek. " Pardon! "
" Kapatıyorum şarkıyı. "
" Yok, kalsın. " dedim, " Fena değilmiş. "
Dejavu diye, mırıldanırken arkamdan gelen çiçeğin fısıltısını bastırmaya çalışıyordum. Öldür onu!
DEVAM EDECEK
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top