-26-
Başımı kaldırdım ve önümdeki bara baktım. Neon ışıklar yanıp söndükçe yüzüm o ışıklarla aydınlanıyordu. Derin bir nefes aldım ve barın kapısına yaklaştım. Beta korumalar beni gördüklerinde iki yana çekildiler. Aisha'nın homurdandığını duysam da tam olarak ne dediğini anlamamıştım.
"Bay Wilhelmina?"
Bana doğru gelen adamın zikrettiği soyadı omuzlarımı dikleştirmeme neden oldu.
"Merhaba," dedim çenemi dikleştirerek.
"Hoş geldiniz Efendim. Ben barın müdürü Carl. Size Bay X'in yanına kadar ben eşlik edeceğim."
"O halde yolu gösterin."
Carl'ın bakışları arkama kaydığında Aisha'ya baktığını anlamıştım.
"Bay X yalnızca sizinle görüşmek istiyor."
Tek kaşımı kaldırdım ve etrafı süzdüm. Koridorda olduğumuz için çok bir şey görünmüyordu ama kameralardan şu anda burayı izlediğine emindim.
"Pekala," dediğimde Aisha öne atıldı.
"Ama Carrie-"
Elimi kaldırarak onu susturdum. "Burada misafiriz Aisha. Beni burada bekle, eminim ki ev sahibi aklı başında biridir."
Kameralara bir bakış attım ve Carl'a baktım.
"Gidelim," dedikten sonra arkasını döndü.
Omzumun üstünden Aisha'ya bakarak göz kırptım ve küme döndüm.
Carl bana bir kapıyı açtığında müzik sesi kulaklarıma doldu. Sadece müzik sesi değil, insanların sesleri de kulaklarımı doldurdu. Burnuma gelen feromon kokusu yüzümü buruşturmama neden oldu. Ceketimin iç cebinden ipek mendili çıkarttım ve burnuma bastırdım. Burnuma Rex'in kokusu gelince biraz olsun rahatlamıştım.
"Buradan gelin," dedi Carl bağırarak. Sesi zorlukla müziği bastırmış ve bana ulaşmıştı. Gösterdiği yere baktığımda üst kata çıkan merdivenleri gördüm.
Merdivenlere yöneldiğimde kolona yaslanmış çıplak çifti görmem bir oldu. Böyle bir görüntü normaldi ama insan bir anda dişi Omega'nın başını penisine bastıran erkek Alfa görünce ister istemez geri çekiliyordu.
Hızlı adımlarla merdivenleri çıktım ve rahatladım çünkü burası aşağısı kadar kalabalık değildi. Localar bu katta olduğu için sadece özel misafirler buraya çıkabiliyordu anladığım kadarıyla.
"Bay X sizi locasında bekliyor."
"Hangisi?"
"Siyah perdeli loca."
Başımı salladım ve etrafı kadife perdelerle çevrelenmiş locaların arasında ilerlemeye başladım. Siyah kadife perdeyi görünce durdum. Perdenin önünde iki koruma vardı.
"Bay X sizi bekliyor," dedi biri ve perdeyi araladı.
X'in yanına girdiğimde burnuma bastırdığım mendili çektim. İkili koltukta oturan adam ayağa kalktı ve benim onu süzdüğüm gibi o da beni süzdü.
Boyu neredeyse Rex'in boyuyla aynıydı. Korumaları gibi o da oldukça yapılıydı ya da bir Alfa mı demeliyim... Bir çete lideri gibi değil iş adamı gibi görünüyordu. Üstünde bedenine tamamen oturan sık bi takım vardı. Ceketini çıkarmıştı ve gömleğinin kollarını dirseklerine kadar sıvamıştı. Sol kolunu kaplayan dövmelere çok dikkat etmedim. Bakışlarımı hemen yüzüne çıkarttım.
Siyah gözlü, kumral, kahverengi saçlı bir adamdı. Yüzündeki gülümseme de hoşuma gitmeyen bir şey vardı. Alfa olmasına rağmen fazla sıradan görünüyordu.
Elimi uzattım ve omuzlarımı dikleştirdim. "Francis Wilhelmina," dedim güçlü bir sesle.
Elkmi tuttu ve çevirdi. Ardından dudaklarına götürd. Hareketi saçmaydı. "Alper Mavi." Ses tonu gözlerimi kısmama neden oldu. Gülümsemesi gibi sesinde de beni huzursuz eden bir şey vardı. Öpmeden önce "Nam-ı diğer X," dedi.
Elimin üstünü öptükten sonra elimi bıraktı. Hareketleri sakin ve kendinden emindi. "Otur lütfen."
Resmiyetin olmayışı beni şaşırtmadı. Onun gibi adamlar resmiyetin sadece iş insanları için olduğuna inanıyordu.
Karşısındaki koltuğa oturdum. Masanın üstündeki kristal bardağa içki koydu ve önüme doğru itti. Kendisine de koyduktan sonra arkasına yaslandı. Bir bacağımı diğerinin üstüne attım.
"Teklifimi kabul ettiğin için teşekkür ederim X."
"Alper de. Wilhelmina Ailesini severim. Bana sadece sevmediğim tipler X der."
"Pekala," dedim. "Konuyu fazla uzatmak istemiyorum. Ortak olmak istiyorum."
İçkisinden bir yudum aldı. "Onu tahmin edebiliyorum zaten ama senin gibi burnu havada bir Omega'yı Paçavralarla ortaklığa sürükleyen sebebi merak ediyorum."
"Sürümde hain var."
"Her sürüde hain olur Frank."
İsmim bu şekilde söylemesi derin bir nefes almama neden oldu. Kesinlikle rahat bir adamdı.
"Sürümdeki Omegalara gözlerini dikmişler."
"Kızıl Kral biliyor mu?"
"Elbette."
"O bu konuyu kolaylıkla halledebilir," dedi. İçkisini ortamızda kalan masaya bıraktı ve öne doğru eğildi. "Hadi, hamile kalabilen iki erkek olarak birbirimize dürüst olalım."
Büyük bir arsızlıkla kurduğu cümle gözlerimi devrimeme neden oldu.
"Yönetmenin ne kadar zor olduğunu biliyorsun değil mi?" Başını sallayarak beni onayladı. "Yönetmek için yönettiğini kişilerin sana saygı duyması gerekir. Bunu benden daha iyi bildiğin kalıbımı basabilirim. Saygıyı korku vererek kazanmak ne bana göre ne de sürüme uygun bir davranış."
"Sürün sana güvenmiyor demek?"
Güldüm ama keyiften uzak bir gülüştü bu. "Tahmin etmek zor olmasa gerek."
"Yoksa Kraliçelerini Krala tercih mi ediyorlar?" Sesindeki alay bedenime öfkenin yayılmasına neden oldu. "Ölmüş bir Kraliçe yaşayan bir Kraldan daha iyi ha?"
"Terbiyeni takın!"
Sesim beklediğimden sert çıkmıştı. Bu onun kaşlarının havalanmasına neden oldu.
"Ölmüş bir kadının arkasından konuşmak yakışık almaz."
"Peki ahlak timsali," dedi alayla. "Omega kaçırma olayını duymuştum."
Çetelerin istihbaratları sürülere göre daha güçlü ve güvenilir oluyordu. Onunla ortak olmak zorundaydım.
"Kaçırma değil bu?"
"Kendi istekleriyle mi gidiyorlar?"
"Tahmin yeteneğin güçlüymüş," dediğimde omzu silkti.
"Tahmin değil," dedi.
Kaşlarımı çattım ve omuzlarımı mümkünmüş gibi daha çok dikleştirdim.
"Anlamadım?"
"İstihbaratım sağlamdır."
Bunu biliyordum zaten!
"Açıklaman gerekiyor," dedim sakin kalmaya çalışarak.
"Açıklayabilirim," dedi. Dudağımı dişledim.
"Ama?"
Sırıtışı yüzüne yayıldı. "Zeki adamları severim Frank," dedi. "Benimki sürü değil, çete ve biliyorsun ki çeteler legal değil. Bizim de kendi işimize bakmamız gerekiyor. Sana istediğin her şeyi verebilirim ama sen, sana istediğin her şeyi vermem için bana ne vereceksin?"
Gülümsedim. "Beni tanıyor musun?
"Evet," dedi. "Büyük Irving Sürüsünün tek Omegasını bilmemek biraz da aptallık olur. Bildiğim için sert bir giriş yaptım ya. Seninle ortak olmak benim de işime yarar. Bağlantılarının sağlam olduğuna eminim."
"Tam olarak ne istiyorsun?"
Arkasına yaslandı. "Irving ve Wilhelmina Ailesinin korumasını."
Dediği şey kaşlarımı çatmama neden oldu. Bunu beklemiyordum.
"Anlamadım?"
Kıkırdadı. "Beklemiyordun değil mi?" Omuz silkti. "Başımı biraz belada. Kişisel bir konu olduğu için çeteyi işin içine katmak istemiyorum. Ailelerin korumasını sayesinde kolayca işin içinden sıyrılırım."
Daha büyük bir şey isteyeceğini düşünmüştüm.
"Kimi karşına aldın?"
"Hadi ama!" dedi sitem dolu bir sesle. "Elbette kimseyi karşıma almadım. Sadece hamile kalabilen bir Alfa olmamı kullanmak isteyen bir adamdan kaçıyorum."
"Peki," dedim hızlıca. "Sana yardım edeceğim."
"Harika!"
Sesindeki coşku gülmeme neden oldu. Eğer bir anlaşmamız olmasa bile ona yardım ederdim. Kaçtığım gerçeği başkasının yaşaması isteyeceğim son şeyi bile değildi.
"O adam," dedim. "Tanıdığım biri olabilir mi?"
"Bilmem," dedi.
"İsmini söylemeyecek misin?"
"Sergei Maksimov."
"Sen delirdin mi?"
Tepkim bir anda kahkaha atmasına neden oldu.
"Ben değil, ama o delirmiş olabilir Frank."
"Daha yeni tanıştık biliyorum ama sana bir tavsiye Alper," dedim "O adamın gözüne gözükme."
"Tavsiyeni dikkate alacağım," dedi ve kristal bardağını kavaya kaldırdı. Bende önümdeki bardağı aldım ve onun bardağına hafifçe vurdum. "En yakın zamanda Wilhelmina Ailesiyle bir akşam yemeği yemek isterim."
"Elbette," dedim içkimden içmeden önce.
Karşımda oturan bu adam beni sonuca daha hızlı götürecekti. Şimdi sırada Rex ve babamla konuşmak vardı. X'in iki sürünün de himayesinde olduğunu hemen duyurmalıydık. Sergei Maksimov duyduğum gibi bir adamsa Alper'in uzun süredir burada olması bile şaşırtıcıydı.
Ben X'i koruyacaktır ve X'te benim için iz sürecekti. Sonrası çorap söküğü gibi gelecekti.
İçkimden bir yudum daha aldım ve konuşan adama baktım. Dediklerini duysam bile odaklanamıyordum çünkü kafamdaki tilkiler büyük bir gürültüyle dönmeye başlamıştı.
○○○
Uzun zamandır buralarda değildim. Çoğunuzun kurguyu unuttuğunu bile düşünüyorum ama sonuçta buradayım değil mi?
AlfaXAlfa yazmak istiyorum demiştim ya Sergei ve Alper o iki Alfa olacak ehehehehehehe
Alper sonraki bölümlerde de karşımıza çıkacak hatta Francis ve Rex arasında köprü olduğu zamanlar da olacak. Neyse çok spoi vermek istemiyorum.
Ve bir şey soracağım. Lütfen bunu cevaplayın. Sergei Maksimov'u burada da görmek ister misiniz yoksa onların kurgusunu bekler misiniz?
Bu benim için önemli. Bölüme yorum yapmadıysanız bile bunu cevaplayın 🥺🥹
Bir sonraki bölüm kısa sürede gelir diye düşünüyorum. O bölümde daha çok Francis ve Rex arasındaki ilişkiye odaklanacağım. Rex'i daha iyi tanımanızı istiyorum.
Hadi görüşürük😘
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top