-25-
Yaşadığımız bu dünyada gerçekler sürekli değişiyordu. İnsan bedeni sürekli olarak evrime uğruyordu. Türlerin çıkmasının ardından da bu evrim durmamıştı. İlk zamanlar hiçbir şekilde hamile kalamayan Betalar şimdilerde kendi ailelerini kuruyor ve kendi çocuklarını doğuruyorlardı. Omegalar fiziksel açıdan yetersiz doğarken zamanla bu da dğişmişti. Savunma sanatlar ya da dövüş sporları konu olduğunda öne çıkanlar Omegalar oluyordu. Alfa feromonları olmadığı sürece Omegalar güçlü kalıyordu. Ve Alfalarda bu değişime orta olmuştu. Binde bir görülen olay ilk ne zaman oldu tam bilmiyorum ama bir Alfa, birlikte olduğu Alfa’yı hamile bıraktığında bu dünyada büyük bir yankıya neden olmuştu. Bilimsel araştırmaların, makalelerin ana konusuydu ama dünya zamanla bu gerçeğe de alıştı.
Hamile kalabilen Alfalar, dominant ya da pasif bir Alfadan her zaman daha değerli oldu. Bir Alfa’da doğan çocuk her zaman baskın Alfa oluyordu ve bu sürülerin daha da değerlenmesini sağlıyordu ama yakın bir zamanda hamile kalabilen Alfalar başkaldırdılar. Onları kullanan sistemin karşısında durdular ve ait oldukları sürülerden ayrılıp sokaklarda yaşamaya başladılar. Sokak hayatı onlar için bambaşka bir dünyaydı ama onlar o dünyayı da kendi lehlerine çevirdiler.
Çeteler kurdular.
Sokak çeteleri dünyada öyle bir yere sahipti ki her sürünün mutlaka onlara işi düşüyordu. Buna doğduğum sürü Irving Sürüsü ve şu anda ait olduğum Rory Sürüsü de dahildi. Rex gibi bir adam bile zamanında sokak çeteleriyle iş yapmıştı. Ama elimdeki belgelere göre sadece Rory Sürüsünün çalışma alanlarını genişletmek için açılan iş yerlerinin bulunduğu bölgelerdeki çetelerle anlaşmalar yapılmıştı. Benim ortak olmayı düşündüğüm çeteye Rex’in babası bir süre vergi bile ödemişti.
Sokak çetelerin gücü ve sürüler arasındaki yeri azımsanmayacak kadar fazlaydı. Onlarla ortak olmak kesinlikle harika bir fikirdi.
“Francis?”
Başımı kaldırdım ve Georgia’ya baktım.
“Oldu mu?”
“Evet. X, seninle bir görüşme yapmayı kabul etti.”
X…
Paçavralar diye bilinen büyük bir sokak çetesinin lideri ve kurucusuydu. Hamile kalabilen, zeki, güçlü, 30 yaşında erkek bir Alfaydı. Gerçek isminin ne olduğunu bilmiyorduk. Kendisine X dedirtiyordu. Bir denklemde bulunması gereken o bilinmeyen…
“Sanırım zamanında Rory Sürüsüyle iş birliği yaptığı için kabul etti,” dedi Babs.
Başımı sağa sola salladım. “Hayır. Rory Sürüsünün Omega Kralını görmek istiyor,” dedim. Elimdeki belgeyi bıraktım ve arkama yaslandım. “Rex’le eminim ki tanışmıştır ama Rory Sürüsüyle iş birliği yaptığı zamanlarda Rex lider değildi. Şimdiyse beni tartmak istiyor.”
“Katılıyorum,” dedi Aisha. “Sokak çetelerinden birinde olduğum zamanlarda Alfaların ne kadar içten pazarlıkçı olduklarına şahit olmuştum.”
“Entrika mı çevirecek yani?” dedi Georga burun kıvırarak.
“Entrika değil,” dedim. “Beni gözünde tartarak nasıl biri olduğumu anlamaya çalışacak. Ortak olmaya değer miyim değmez miyim? Bunu merak ediyordur. Ya da Rex’in kendisine nasıl bir eş seçtiğini…”
“Tuhaf,” dedi Babs. “Daha önce sokak çeteleriyle hiç işim olmdı. Onların… Daha farklı olduğunu düşünmüştüm. Ama taht kavgası yapan eşlerden farkları yokmuş.”
Söyledikleri gülmeme neden oldu. “Sadece onlara zararımız olacak mı diye şüpheleniyorlar. Sürülere güvenleri yok.”
Bu gayette anlaşılabilir bir durumdu çünkü onların içinde olduğu dünyada Omegalar uzun süredir yaşıyordu. Onlara bebek taşıma aracı gözüyle bakılması Alfalık gururlarının asla kaldıramayacağı bir şeydi. Tabi Omegalar yıllardır bununla yaşıyordu.
“Ne zaman görüşeceksiniz?
Aisha’nın sorusuna, “İki saat sonra,” diye cevap verdi Georgia.
Çalışma odamın kapısı çaldığında bakışlarımı kapıya çevirdim. Georgia kapının önünden çekildi.
“Gel,” dediğimde odanın kapısı açıldı ve Rex odaya başını uzattı. Bedenimdeki tüm kasların gerildiğini hissettim. Babs ve Aisha ayağa kalktıklarında Rex odaya girdi.
“Hoş geldin,” dedim.
“Hoş buldum,” dedi parlak bir gülümsemeyle. Başını çaprazında duran Georgia’ya çevirdi. “Nasılsınız Hanımlar?”
“İyiyiz Bay Rex,” dedi Georgia gülümseyerek.
“Alıştınız mı sürüye?”
“Evet,” dedi Aisha. “Bazen ayak uydurmakta zorlanıyoruz ama sürüdekiler bize yardımcı oluyorlar.”
Rex duyduklarıyla memnuniyetle gülümsedi. Sürüsüne yeni katılan Omegaların rahat bir şekilde yaşıyor olmaları hoşuna gitmişti. İyi bir lider olduğunu hissetmiş olmalıydı. Dudaklarım yavaşça kıvrıldı. Rex başını bana çevirdiğinde bakışları dudaklarımda oyalandı. Sonra gözlerime baktı.
“İzninizle bir çıkalım,” dedi Babs.
“Yarım saat sonra çıkacağız,” dedim onlara bakarak. “Unutmayın.”
Üçü de başlarını salladılar ve Rex’e selam verip çalışma odasından çıktılar. Omuzlarımı dikleştirdim ve Rex’i izlemeye devam ettim. Rex, onlar çıktıktan sonra masanın karşısındaki üçlü deri koltuğa oturdu ve başını geriye doğru yatırdı.
“Bir şey mi oldu?” dedim tüm cesaretimi toplayıp.
“Çok şey oldu Francis,” dedi bıkkın bir sesle. “Ama hallettim.”
“Bu güzel.”
“Evet, evet. Ama hallederken tektim.”
İrkildim. “A-anlamadım?”
Başını kaldırdı. “Son zamanlarda aramızda soğuk bir rüzgar esiyor Francis, farkında mısın?”
“…”
“Bana karşı çektiğin o gard hiç hoşuma gitmiyor. Sanki eşim değil de beni sevmeyen oda arkadaşımmış gibi davranıyorsun.”
“Öyle bir amacım yoktu.”
“Sürekli geriliyorsun,” dedi ve ekledi. “O günden beri.”
“Normal değil mi?” dedim tek kaşımı kaldırarak.
“Eh, öyle tabi… Sonuçta kocan, onu öldürmek istediğini öğrendi.”
Yanaklarım utançla kızarırken bakışlarımı çektim ve önümdeki belgelere baktım. Güldüğünü duydum. Başımı kaldırıp bakmak istesem de bakmadım.
“Durum anladığından tamamen farklı...”
“Hım… Nasıl? Anlatsana biraz.”
Bakışlarımı ona çevirdiğimde dikkatle bana baktığını gördüm. Dalga geçtiğini sandım bir an ama çok ciddi duruyordu.
“Dayım,” dedim yavaşça. “Sizin sürünüze gelin olarak geldi ama o…”
“Öldü?”
“Evet. Kimyanı yüzünden. Dayım benim gibi baskın Omegaydı ama kimyanızı kaldıramadı ve öldü.” Dudağımı dişledim. “Eşi de hastalandı. Nedeni Omega feromonlarına fazla maruz kalmasıydı.”
Rex gözünü kırpmada bana bakıyordu. Ona anlattıklarımı o zaten biliyordu değil mi?
“…Babam bana Omega’nın da feromonlarıyla Alfayı zehirleyebildiğini söyledi. Eğer bu işin sonunda mutlaka ölüm varsa düşündüm ki...”
“Neden Alfa ölmüyor? Öyle değil mi?”
“Evet,” dedim tek nefeste.
“Francis,” dedi Rex yavaşça. Öne doğru eğildi ve dirseklerini diz kapaklarına yaslayıp gözlerini bana dikti. “Biz seninle evlilik yemini ettik. O yeminde ne olursa olsun yan yana olacağımıza söz vermedik mi? Eğer bu işin sonunda mutlaka ölüm varsa ikimizin de ölmesi ettiğimiz yemine daha uygun olmaz mıydı? Bana, ben öleceğim ama sen de benimle geleceksin, desen benim reddedeceğimi mi düşünüyorsun?”
“Anlaşmalı olarak evlendik Rex ve sen, beni gerçekten sevmiyorsun bile! Sevmediğni biriyle gerçekten ölüme mi koşacaksın? Buna inanmamı bekleme. Kimse yapmaz bunu!”
Rex omuzlarını düşürdü. “Senin sorunun bu,” dedi. “Bizim de diğer boktan sürüler gibi olduğumuzu sanıyorsun. Ettiğimiz o yemin diğer bütün duygulardan daha önemli Francis!” dedi sertçe. “Çünkü biz o yemin de birbirimize sadık olacağımıza yemin ettik. Seni sevsem de sevmesem de seninle ölüme gelirim. Çünkü ben, senin kocanım!”
“Rex-”
“Senin için evlilik sadece bir anlaşma olabilir ama benim için aynısı geçerli değil.”
“Francis,” dedi kısık bir sesle. “Senin için evliliğimiz ne anlama geliyor?”
Dudaklarımı birbirine bastırdım. “Amaçlarımıza ulaşmak için sadece bir anlaşma.” Omuzlarımı dikleştirdim ama içim parçalanıyordu. Dik durmalıydım. “Bunu sen de biliyorsun Rex. Sen ve ben bunun için yan yana geldik.”
Rex başını salladı. “Haklısın,” dedi. “Ama ben… Senin bencilliğini bir kenara bırakarak evliliğine değer verebileceğine inanmıştım.”
“Bencillik-”
“Amaçların için beni öldürmeye kalkman bencillik Francis. Biliyor musun sen harika bir lidersin. Sürün için her şeyi yapabilecek mükemmel bir lidersin. Sürüdekiler seni önünde sonunda seveceklerdir ama… Asla ideal bir eş olmayacaksın.”
Söyledikleri dudaklarımın aralanmasına neden oldu. Konuşmak istedim ama ne diyeceğimi bilmiyordum. Bir şey dememi bekler gibi bakan Rex’le göz kontağımı kestim ve dudaklarımı birbirine bastırdım.
“Gerçekten susacak mısın Francis?” dedi.
“…”
“Kahretsin!”
Ayağa kalktı ve masama yaklaştı. Ellerini masanın üstüne dayayıp, üstüme eğildiğinde arkama yaslandım ve ona baktım. Sandalyemi kaydırarak geri çekilmek istedim ama gözleri bunu yapmamam için beni uyarıyor gibiydi.
“Rex…”
“Devam et,” dedi yavaşça.
“Ölmek istemiyorum.”
Dudaklarında buruk bir gülümseme belirdi. “Biliyorum güzelim,” dedi. “Sen de bilmelisin ki ben de ölmek istemiyorum.”
Dişlerimi birbirine bastırdım. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Onunla ne zamandan beri birlikteydim? Çok uzun bir zaman olmamıştı ama ona çekildiğimi biliyordum. Onda şeytan tüyü vardı. Karşısındakini kendine çeken bir mıknatıs gibiydi.
“Ama… Öleceğiz.”
“Bunu göze alarak evlenmedik mi?”
“Evet,” diye fısıldadım.
“O zaman o gün gelene kadar gerçekten eşim ol Francis.” Başını biraz daha bana yaklaştırdı. “Lütfen…” Bakışları dudaklarıma kaydığında ben de onun dudaklarına baktım. “Kral’ın eşi Kral’dır. Benim eşim olarak gerçek bir Kral ol. Seni istediğin yere, zirveye çıkarmama izin ver. Her yerde. Sürüde de seni zirveye çıkaran ben olayım… Yatakta da.”
Sertçe yutkundum.
“Rex?”
“Dinliyorum,” dedi.
Dudağının kenarı yavaşça yukarı kıvrıldı. Burnuma onun feromonlarının çekici kokusu doldu. Koku beni sarhoş edecek, ayakta boşalmama neden olacak kadar etkiliydi.
“Rex,” diye fısıldadım.
“Söyle güzelim…”
Gömleğinin üstünde gevşekçe duran olan kravatını tuttum ve kendime doğru çektim. Dudaklarıyla dudaklarımın arasında sadece birkaç santim kalmıştı. Feromonlarının kokusu tetiklenmeme neden olurken nefesini dudaklarıma üfledi. İçim titredi. Sadece içim değil tüm bedenim titredi. Üstümdeki etkisinin farkındaydı. Ve bunu kullanıyordu.
“Zirveye çıkar beni,” dedim.
“Memnuniyetle,” dedi sırıtarak.
Dudakları dudaklarıma kapanırken masanın üstünden bana uzandı ve kollarını belime dolayarak masaya doğru çekti. Birkaç saniye sonra masanın üstündeydim ve dudaklarını gömleğimin üstünden meme uçlarıma dayamış, bana bakıyordu. Saçlarını tuttum ve göğsüme bastırdım.
Zirveyi istiyordum ve o bunu biliyordu. Tıpkı beni zirveye çıkarabilecek tek kişinin kendisi olduğunu bildiği gibi.
○ ○ ○
Bu bölümü de böylece atlatmış olduk. Daha erken gelecekti ama o and ane yapacağıma karar veremedim bu yüzden şimdi geldi. Affedin beni😖
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top