-14-


Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım lütfen. Oy, yorum ve okunma arasındaki fark artıyor.


Baban seni çok seviyor. Bunu her zaman annemin bana söylediği bir yalan olarak algıladım. Çünkü babama her baktığımda bana olan bakışlarını görmek annemin yalan söylediğine inanmama neden oluyordu. Babam beni seviyorsa neden sevgisini göstermiyordu? Aklımın bir köşesinde bu soru vardı. Oraya mıh gibi kazınmıştı ve ben ne kadar düşünmemek için çabalasam da her seferinde o soruyu hatırlıyordum.

Sonra durdum. Arkama baktım. Babam bana bakmıyordu. Önüme dönüp yürümeye devam ettim. Yoluma engeller çıktı. Hiçbiri kolay engeller değildi ama ben her birini aştım. Ya da aştığıma kendimi inandırdım. Ama bir şekilde ben o yolda ilerlemeye devam ettim. Babamın bana yüklediği o liderlik vasfına ulaşmak için çok çabaladım. Sürülerin bölgelerini işgal etmeye başladım. Bölge hırsızı olarak adlandırıldım ama çabalamaya devam ettim. Bana istediklerini söyleyebilirlerdi ama umurumda değildi. Ben sadece bu yolun sonunu görmek istiyordum.

Ve o anda karşıma Rex çıktı.

Hemen yolumun üstündeydi. Bana bakıyordu ve elini uzatıyordu. Arkama baktım. Babam hala bana bakmıyordu. Rex, bana yardım edebileceğini söylüyordu. Ben yardıma açtım. Kendi ayaklarımın üstünde durmaya çalışırken çok yara almıştım. Yanımda yürüyenlerinde yaralamasına sebep olmuştum. Artık bende bir şeyleri kolay yoldan halletmek istiyordum. O yolun sonuna biri beni taşısın istiyordum. Bir şekilde hedefimi gerçekleştirmek istiyordum ama kolay bir şekilde. Rex, bana cazip bir teklifle geldi. Ben Omega olarak ona çocuk verecektim o da bana gücünü verecekti. O çocukların ideolojilerini ben belirleyecektim. Toplumda nasıl bir ideoloji ile var olacakları kararı bana bırakılacaktı. Karlı bir anlaşmaydı.

Kabul ettim.

Kendi değerlerimden ödün verdim.

Onun gücünü ve tahtını ondan aldım.

Rex'in bana uzanan elini tuttum. Göğsüme R harfinin damgası basıldı. Rory Sürüsünün bir parçası oldum. Sadece bir parçası olmakla kalmadım, bu sürünün gizli lideri oldum. Bu sürüye adım attığımda daha önce toplumda karşılaşmadığım şeylerle karşılaştım. Hayalim olan toplumun minyatürü gibiydi Rory Sürüsü.

Mutlu olabilirdim.

Mutlu olacaktım.

Değerlerime uygun bir toplumun ilk adımlarını burada atacaktım.

Sonra omzumda bir elin varlığını hissettim. O elin kime ait olduğuna baktığımda babamın güzel yüzünü gördüm. O da bana gücü vadetti. Ben yıllarca o elin varlığı için çabalamıştım ve o el şimdi omzumdaydı. Bana bir şart koştu. Ya benim varlığım ya da Rory Sürüsü? Ya babamı seçecektim ya da hayalimdeki toplumun ilk adımlarını atacağım bu sürüyü.

Her şey şimdi başlıyor...

İçimdeki ses bana bunu fısıldıyordu.

"Francis iyi misin?" dedi Georgia. Başımı salladım hafifçe ve oturduğum koltukta arkama yaslandım. "İyiyim," dedim. İyi olduğumu düşünmüyordum ama iyiyim demekten başka çarem yokmuş gibi hissediyordum.

"Ne konuştunuz?" dedi Babs.

"Biliyor."

"Ne? Neyi biliyor?"

"Rex ile aramdaki anlaşmayı."

"Kimden öğrenmiş?" dedi Cyrus endişeli bir ses ile. Derin bir nefes aldım. Her biri aramızda bir hain olduğunu düşünüyordu ama değildi.

"Rex söylemiş."

"Neden?" dedi Aisha.

"Babamı biliyorsunuz," dedim. "Manipüle etmekte onun üstüne yok."

"Rex ile konuşacak mısın?" dedi Cyrus. Başımı salladım. "Konuşacağım," dedim. Konuşmaktan başka ne yapabilirdim ki?

"Bayan Geraldine ne dedi?"

Başımı Georgia'ya çevirdim. "Bana iki hak sundu," dedim ve omuzlarımı dikleştirdim. "Yeniden sürüye dönersem bana istediğim liderliği vereceğini söyledi." Her birinin gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Böyle bir tepki vereceklerini biliyordum.

"Sen ne dedin?"

Cevap vermedim.

Odanın kapısı açıldı. Beta hizmetçi odaya girdi. "Efendim, Rory geldi. Sizi yatak odanızda bekliyor." Ayağa kalktım ve derin bir nefes aldım. O oda da Rex ile konuşmamız gereken çok fazla şey vardı. Odanın kapısına doğru ilerlerken Georgia kolumu tuttu. Başımı ona çevirdim. Yüzünde sert bir ifade vardı.

"Sürüyü terk edeceksen arkanda geliriz," dedi Georgia. Başımı salladım.

"Biliyorum."

Odadan çıktığımda koridorda büyük bir sessizlik vardı. Üstelik koridorda Rex ve benim formaliteden evliliğimi bilen aile üyeleri vardı. Hiçbirinden ses çıkmıyordu. Muhtemelen her biri Rex'in babam ile olan konuşmasını biliyordu. Babama her şeyi anlatması kesinlikle beklediğim bir şey değildi ama en azından bana söyleyebilirdi. Oraya gittiğimde, babamın karşısına çıktığımda hiç olmadığım kadar savunmasızdım. Kendimi çok aciz hissetmiştim.

Yatak odasının kapısını açtım ve odaya girdim. Kapıyı arkamdan kapattım. Rex, yatağın üstünde oturuyordu. Başını kaldırdı ve bana baktı. Gözleri beni süzdü. Babamın yanında ne yaşadığımı merak ediyordu. Elimi saçlarımın arasından geçirdim ve saçlarımı karıştırdım. Rex tüm hareketlerimi dikkatle izliyordu. Yanına ilerledim. Gözlerini hiç benden ayırmadı. Bende onun gibi yatağın üstüne oturdum.

"Doğduğumda bir Alfa olacağımı düşünüyorlardı," dedim yavaşça. "Babam beni bir lidermişim gibi büyüttü." Başımı ona çevirdim. "Omega olduğumu öğrendiğinde de benden nasıl vaz geçtiğini hala hatırlıyorum. O gün babamın iki farklı yüzünü görmüştüm. Babam sabah beni kolunun altından ayırmazken akşam terk etmişti." Gülümsedim. "Böyle bir toplumda Omega olmak çok zor Rex."

"Görebiliyorum," dedi kısık bir ses ile.

"Görebilirsin ama anlayamazsın."

"Haklısın."

"Neden söyledin?"

"Ben... Bilmiyorum. Bir anda söyledim. Bayan Geraldine beni köşeye sıkıştırdı," dediğinde başımı salladım. Babamın nasıl bir kadın olduğunu bilmeseydim bu dediğine deli gibi gülerdim.

"Anlıyorum. İlk tepkisi neydi?"

"Sessizdi."

"Öyle mi? Tuhaf," dedim. "Pek sessiz kalacak bir kadın değil."

"Öyle görünüyordu."

"Evet."

"Francis?"

"Hım?"

"Bana kızgın mısın?" Omuz silktim.

"Neden kızgın olayım?" dediğimde kaşlarını hafifçe çattı. "Babana her şeyi anlattım?" dedi tek kaşını kaldırarak. Başımı salladım.

"Evet, anlattın. Zaten babamın bu kadar uzun süre öğrenmemesi garipti," dedim ve gözlerimi kıstım. "Seni nasıl köşeye sıkıştırdı?"

"Bana... Rory Sürüsünün lanetini yüzüme vurdu," dediğinde kaşlarımı çattım. Annemin erkek kardeşini hatırladım. O da Rory Sürüsüne gelin olarak gitmişti. Ve ölmüştü. "Senin katilin olacağımı söyledi. Ben öfkelendim."

"Odaya geldiğimde öyle değildin."

"Sakinleşmiştim."

"Babam sert oynamayı seven biri ama bu kadar sert davranacağını düşünmemiştim," dedim. Babamın bağıran sesi kulaklarımda yankılandı. Sanki orada, o konuşmaları ben de duyuyormuşum gibi hissettim. "Irving Ailesi genele böyle olmuyor mu?" dedi alayla. "Sert oynamayı sevmiyor musunuz?" Alayla söyledikleri gülümsememe neden oldu. Benden bahsediyordu.

Bir anda ikimizde sessizleştik. Çocukluğum gözlerimin önünde duruyordu. Bir yandan ağlıyor bir yandan da gülüyordu. Babam ona iyi davranmıyordu. Liderlik vasfını hak ettiğini düşündüğü çocuğunun elinden her şeyini almıştı. Liderlik mi? Artık onun konusu bile açılmıyordu. Kardeşlerinin hedefi haline gelmişti çocukluğum ve kimse onu kurtarmıyordu. Omega olduğunu yüzüne vuruyorlar ve onu itiyorlardı. O ağlıyordu.

"Carrie ismini neden kullanıyordun?" dediğinde derin bir nefes aldım.

"Normalde annem ve babam bir kız bebek bekliyorlarmış. Adını özgür kadın anlamına gelen Carrie koyacaklarmış. Ama ben doğmuşum," dedim ve güldüm. "Adımı özgür anlamına gelen Francis koydular. Ama annem bana Frank der. Özgür adam demek..."

"Baban sana orada bir şey dedi mi?"

"Evet."

"Ne dedi?"

"Bana ismimin anlamını verebileceğini söyledi," dedim ve yutkundum. "Bana özgürlük vaat etti." Kaşlarını çattı. Bu onu he şaşırtmış hem de sinirlendirmiş olmalıydı. "Liderliği bana geri verecekmiş. Tabi Irving Sürüsüne geri dönersem." Başımı yere eğdim.

"Sen ne dedin?"

"Sence?" dediğimde yutkundu. Yutkunuşu o kadar ağırdı ki bir daha unutabileceğimi sanmıyorum. İhanete uğramış gibi hissediyor olmalıydı. Yüz üstü bırakılmanın nasıl bir duygu olduğunu biliyorum. Başımı kaldırdım ve ona baktım. "Oradan bakılınca anlaşmalarından geri dönen birine mi benziyorum ben Rex?"

"Yani..."

"Evet, reddettim."

"Hala Rory Sürüsünün bir parçasısın değil mi?" dediğinde başımı salladım. Gülümsedi. Gülümsemesi gözlerine kadar ulaşmıştı. "Evet," dedim.

Kollarını bir anda bana doladığında ne yapacağımı şaşırsam da ben de ona sarıldım. Mutlu olmuştu. Sürüsünün soyunu en baştan devam ettirebilecekti. Her şey bir yana o en çok, onu yüz üstü bırakmadığım için sevinmişti. Miles, Omega olduğumu öğrendikten sonra odama gelip bana sarıldığında ben de aynı mutluluğu hissetmiştim. İhanete uğramak korkunçtu. İhanete uğramaktan korkmak daha korkunçtu.

"Teşekkür ederim," dedi kısık bir ses ile.

"Rica ederim," dedim gülümseyerek.

Ama aklımdan geçenleri bilse bana teşekkür eder miydi merak ediyordum. Babam baskın Omega ve baskın Alfa ilişkilerinde Rory Sürüsündekilerin ölümler yaşadığını söylemişti. Bu ilişkinin sonunda o ya da ben ölebilirdim.

Ama ben ölmek istemiyorum.

Hayalini kurduğum toplumu görmeden ölmek istemiyorum.

Ama iki taraftan birinin öleceği de kesin sonuçlardan biri.

Rex'e daha sıkı sarıldım. Ona aşık değildim, ondan hoşlanmıyordum ama onun için üzülüyordum. İyi bir adamdı ama tek hatası bir hırsızı sarayına, krallığına alamsıydı. O en büyük hatayı bana teklifte bulunduğunda yapmıştı.

"Üzgünüm," dedim yavaşça.

"Neden?" dedi ve kendisini benden uzaklaştırdı.

"Babamla uğraşmak zorunda olduğun için," dedim buruk bir gülümseme ile. Seni harcayacağım için... Başını sağa sola salladı. "Sorun değil," dedi gülümseyerek. "Sonuçta sen babanın teklifini reddettin."

Acaba başka bir çözüm olmasaydı da reddeder miydim?

"Çok durgunsun."

"Sadece babamla olan konuşmalarımızı düşünüyorum."

"Yakında evleneceğiz," dedi Rex. Başımı salladım. "Bunların hepsini bir kenara bırakıp anlaşmamıza göre yaşamaya devam etmeliyiz. Sen benim Krallığımın gizli lideri olacaksın, ben de çocuklarımızın babası." Gülümsemesi yüzünde yayıldı. Başımı salladım.

"Haklısın."

Ben onun Krallığına gözünü dikmiş bir hırsızdım, o hırsızın hırsları için canından olacak Kral.

Kararmış toplumda parlayan olmak için çabalarken kendimi karartıyordum. Ama istediğim toplumu elde etmek için katran karasına bile sahip olmaktan çekinmem. Artık yapmam gereken tek bir şey var. Onunla sürekli birlikte olmak... Evlendikten sonra yatakta geçireceğimiz zaman artacaktı. Ve kızgınlığımı onun rut dönemine getirip onunla birlikte olacaktım. Bu sayede kimyalarımız birbiriyle çarpışacaktı. Ama ben yavaş yavaş kendimi onun kimyasına alıştıracaktım ve onun rut döneminde ise kimyalarımız çarpışacaktı.

Özür dilerim Rex.

Onun kimyasını bir silaha çevireceğim.

Onu öldürecek, beni Kral yapacak biyolojik bir silah.

***

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top