ÖLÜ GELİNİN ÇOCUKLUĞU

Bileklerinde,  burma bilezikleri dizili  bir kadın canlandı gözümde,

Belki bir beşi bir yerde takılı beyaz  gerdanının üzerinde.

Henüz neyin ne olduğunu seçememekten sanırım bu  şüpheye düşüşüm

Ya da o gelinin yerine kendimi koyuşumun bir sonucuydu tüm bu düşündüklerim.

Gözlerinden damladığını gördüğüm taneler  bir inciyi andırıyordu

Ancak bu inciler sanırım dökülmeye başlıyordu bir bir aşağıya.

Dikkatimi bir mezar taşı çekti bu kez.

Taşın baş kısmında bir  duvak asılı

ve toprağın üstüne eskice bir bez bebek yatırılmış

Gelin bu kez ağaca sırtını dayadı,

Boyu ağaçtan o kadar kısaydı ki

Çocuk diye düşündüm ilk gördüğümde.

Ne yazık ki vardım acı sonuca,

iç kanatan bir keskiyle.

Yaşından kanatmışlardı taze kızı,

duvağını ise  mezar taşına çevirmişlerdi canice.

Önce sadece gözyaşlarını döktü kendi mezarının üstüne,

Sonra ise Gözüne sürdüğü sürme kalemler mezar taşına son şeklini verdi yeryüzünde.

Doğum yılı boş ölüm yılı ise şimdi olarak yazıyordu.

Anladım ki onu ölmeden önce  mezara koymuşlardı böylesine vahşice.

Konuşmayı unuttum bu gördüklerimin sonrasında,

Bütün konuştuğum, savunduğum şeylerden utandım baktığımda

o küçük kızın gözlerine.

Bundan sonrası için de

O kız bana yazmayı öğretti.

Çünkü onun da konuşma hakkı alınmıştı elinden.

Öldüğünü bile söylememişti halbuki,

Satılmıştı doğduğu gün.

Satın alanlar kazançlıydı onun kazançsızlığından

Hayali mezarını gelinliğinin ucundaki dikenli tüllerle kazdı,

''Sadece içine girmesi kaldı'' diye düşündü bir saniye içinde.

Halbuki çoktan girmişti toprağın altına.

Çoktan bağ kurmuştu çamur kokularıyla.

Bahar gelince, karıncaların getirdiği çiçekleri kokladı küçük kız.

Koku almasına bile izin vermemişlerdi insafsızca.

O da hayali bahçesinde kör ebe oynadı çocukluğuyla.

Kalbi Kör olanların ötesinde buldu kendini,

Kayalıklara sığındı kalbi taşlaşmış insanların ötesindeyken.

Kefeni ,dikenli gelinliğinden kurtardı bedenini.

Teni yaralıydı.

Ondan da ötesi çocukluğundan yaralıydı küçük kız.

Boyundan daha büyüktü gözleri.

Izdırabı ise gözyaşlarına sığınan bir limana dönüştü.

Ağladıkça kendini buldu.

Çocuk öldü.

Çocuk ölünce çocukluğunu buldu sessizce...

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top