KAŞLARINDAN FIRLATILDIĞIM O AN
Göz kapaklarında başlamıştık
Bir anlıktı
Benim gözlerimde
seninle oturduğumuz ve boğulmadığımız bir çayır gizliydi
Kapakları kapalıyken yanındaki ağaca yaslandığımız
Gözlerim açılmaya başladı yavaş yavaş
Biz boğulmadık belki ama
Bu defa yanaklarımız bu sızışın altında boğulabilir
Ayrılık çayırının acıması yok gibi sevgilim
Dudaklarımda kanamış veda busesini bıraktın
Sana ulaşamadan kayıp gittiğinde kirpiklerimdeki damlalar
Saçlarından bir tel götürmeye yeminliydim
Olur ki saçımdaki aklar doğrulur
O zaman seni anar da ölüme meydan okurum
Seni görmeden ölmek yok sevgilim
Hiç olmazsa saç tellerinden bir buse almadan gitmek yok
Senin savurduğun ağaçların yerinde yeller esiyor şimdi
Fısıltı içinde dağ, taş ,bayır aşka küs gibiler
Seni özlemek için görünür olmama gerek yok
Belki bir gün çiy tanesine dönüşürüm
Belki de çeşmeden akan su damlalarına
Uyanmak için senin yüzüne dokunmak ne güzel bir fırsat olurdu sevgilim
Kurulamana izin vermeden yanaklarından süzülecek olmamın o güzel ihtimali
Ne kadar da büyülü
Ellerim titremeyi bıraktı artık
Senin nefesinde ısınmaya başlayan saçlarımın
son teline sahip çık
Bitiş olmadan
Kim bilir belki de yas olmadan gelirsem
Bedenlerimize ekiliriz son kez
Tacımızı yaşadıklarımızın üzerine takarız
Toprak bizi kıskanacak
Aşkın bereket tarafından kokacak bedenlerimiz
Ayrılık konuşur da sorarsa gidişin içindeki yasımı
Sorduktan sonra katılaşırsa kaşlarım
Gamzene söyle ayırsın birbirinden
Küskünlük ve aşkı
Yayını çekmeden tut kirpiklerini kaçmasın
Kaşlarınla barışmalıyım sevgilim
Küs kaldıkça çatılırım
Sen benden habersiz kaldıkça
Belli mi olur
Belki de yürek üstü çakılırım...
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top