HANÇER DAVASI

Kurumuş yara kabuklarının davasında

Ben de Sessiz bir savcıyım...

Yargıcın keskin kılıcıyla

Müzikler bestelendi bu harabelerde

Her şey sadece o an içindi

Çizilen satırlardan

Eli kanlı katiller türedi yeryüzünde.

Kasırgalar

uçurumdan kirpiklerine kaçışta.

Gözlerinin içinde bir afeti gizlemisti

Umarsız vedalanışların.

Gizlenmiş saçların şaşı kalmış rüzgarın karşısında

Ellerin ise topal yürüyüşlü yazışta.

Topallayan gülleler fırlatır

can evimin kiremitleri.

Gülden hallice dikenlerle boğuştum bu gece.

Kasıtsız yazılardan beslendim

Kasılmış gözbebeklerinden aldım iznimi.

Akan satırlar hortumuna yakalandı dilberin

Çağlayanlar utangaçtı bu yazılan mısralarda.

Yüzünde,

kırışmış şarap tanelerini içişte olan dava dosyasında

kayıt dışı bir bakışın satılışına şahit olurum.

Kalemini kırdı davacı mahzenler

Zihnimde haps olan yastıklarla boğuştum.

Uykusuzdum

Uykulu divanlarda.

Yarı baygın soylenişlerin izini sürdüm

Sessiz bir yargıcın ellerinde.

Ateşsiz bir dosya kurdum

Suçsuzdum.

Suçlu bir kirpikten akarken ölüşteydim sadece.

Verildi son hüküm...

Kırıldı tırnaklarındaki kalemlerin.

İmzaladığın bu dosyanın selinden

bir bir  avuçladı buruşmuş  satırları.

Yaz hakim yaz

Yeşermeden kaleme al mısraları.

Çıplak Doğanın kanatlarının altında

veda uğultusu rüzgarla yarışta.

Elveda savcısı toprak olan

Ekili çimen dudaklı sevdam

Unut beni nadaslanmış kirpiklerinde

Ekimsiz kalayım kış vaktinde.

Üşütmekten aciz hançerine sarılayım.

Katilini sevmeye yemin etmiş olan benim

Çehremden solucanlar fışkırır.

Hançer kınından fırladı kılıcını kuşandı sayende

Ateşlendi dağlar

Dağlandım

Dağa yandım belki de

Uslandım...

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top