- 9 -
Tam bu sırada koridora koşarak iki doktor ve bir hemşire koşarak girdi. Zeynep yerinden fırlarken Selim ve Fırat da arkasından ona katıldı.
Zeynep doktorlar yoğun bakıma girerken hemşireye sorular sormaya başladı. Hemşire acelesi olduğunu söyleyerek doktorları takip ettiğinde Zeynep yine korku ile gözlerinin dolduğunu hissetti.
▪▪▪
Giren doktorların ardından Zeynep merak ve korku ile kapıda beklerken Mert de asansörden koşarak geldi. Zeynep ona da soru sormaya başladı ama Mert "Zeynep izin ver içeri gireyim. Söz veriyorum hemen haber getireceğim." dedi.
Zeynep kafası ile onayladıktan sonra sessizce yolundan çekildi. Mert ona ufak bir gülümseme vererek geldiği hızla kapıdan içeriye kayboldu.
Mert içeri girer girmez sırası gibi Merve ve Hakan da yorgun adımlarla Zeynep'e doğru gelmeye başladılar. Merve Zeynep'in ayakta telaşlı halini görünce "Zey-zeynep ne oldu? Bir şey mi oldu? Bir şey söylesene kızım!" dedi.
Hakan amcası da duydukları ile heyecanlanırken Zeynep hemen "Hayır hayır. Merve teyze! Sakin olun lütfen. Bir şey olmadı doktorlar içerde şimdi. Gelin oturun şöyle lütfen." dedi.
Merve ve Hakan banka çökerken yoğun bakımdan çıkan Mert bütün ilgiyi üzerine topladı. "Mert?" dedi Zeynep daha çok sorgular bir ses ile.
Mert kocaman bir gülümsemeyle "Uyandı." dedi. Merve ve Hakan arkadan uyandığı için dualar şükürler ederken Zeynep sevinçle Mert'e sarıldı.
Mert yüzündeki gülümseme ile hemen sarılmaya karşılık verirken Zeynep'in arkasındaki Fırat'ın sinirle dolan gözlerine baktı. Selim Mert'in bu hareketini görünce üstüne atlamak isterken kendisine dönen Fırat'a çevirdi yüzünü.
Fırat bir an Selim ile gözgöze geldikten sonra gözlerini kaçırarak etrafa bakmaya başladı. Zeynep sarıldığı kişinin Mert olduğunu anladığı an yüzündeki gülümseme küçülmeden sarılmadan ayrıldı.
Mert hemen konuşmaya devam etti "Şimdi son kontrolleri yapılıyor. Bir sorun çıkmazsa normal odaya alacaklar. Orada görebilirsiniz."
Zeynep minnettar bir şekilde gülerek "Teşekkürler Mert." dedi. Daha sonra arkasını dönerek kendisine gülümseyen Selim'e ve Fırat'a baktı. Merve teyzesi ve Hakan amcası ile de kucaklaşırken yoğun bakımdan doktorlar çıkmaya başladı.
Bir doktor kendilerine gülümseyerek geldi ve "İlayda Hanım uyandı. Durumu şu an beklediğimizden iyi durumda. Ama aldığı hasardan dolayı uzun bir süre istirahatte bulunması gerekiyor. Burada da birkaç gün kendisini misafir edeceğiz.
Şimdi normal odaya geçirecekler. Orada kendisini yormadan görebilirsiniz. Yanında sadece bir refakatçi kalabilir." dedi ve teşekkürler diyen minnettar hasta yakınlarının yanından ayrıldı.
-
İlayda hâlâ yarı baygın bir halde normal odaya alındıktan sonra anne ve babası ilk görenler olmak için hemen içeriye girdiler. Bu sırada Zeynep yanındaki iki adama dönerek minnar ve içten bir gülümseme sundu.
"Size ne kadar teşekkür etsem az. Gerçekten minnettarım. Benim için gerçekten çok iyi arkadaşlar oldunuz." dediğinde Fırat ve Selim bir an küçük bir bakışma yaşadı.
Ama normal gülümseyen ifadelerini hızla geri takarken Zeynep'e bakmaya devam ettiler. "Ama artık siz gidin. Yeterince yordum sizi zaten. Şu dünkü kavgaya teşekkür niyetiyle, hukuki herhangi bir ihtiyaçta her an bir telefon uzağınızdayım." dedi.
Selim karşısındaki kadını bir sıkı bir kucaklamaya çekti. Zeynep kıkırdarken sarılmasına karşılık verdi. Selim ve Zeynep ayrıldıktan sonra sabahki durumdan hâlâ utandığı için Fırat'ın gözlerine bile bakamadan bir 'Teşekkürler.' mırıldandı gülümseyerek.
İki adam oradan ayrılmadan önce Fırat tekrar gözlerini Mert'in gözlerine dikti. İki dakikalık bakışmanın ardından asansöre doğru yürümeye başladılar.
Mert yalnız kalmalarını fırsat bilerek "Şimdi konuşmak için söz verdiğini hatırlatmamın tam sırası sanırım." dedi. Zeynep yüzündeki nazik gülümsemeyi bozmadan parmağıyla bir dakika işareti gösterdikten sonra İlayda'nın bulunduğu odanın kapısını tıklattı.
İçeriye bir şeyler söyledikten sonra tekrar Mert'in yanına dönerek "Şimdi bana kafeteryada bir çay ısmarlayabilirsin." dedi.
Mert gülümseyerek kafasıyla onayladıktan sonra "Hanımlar önden..." diyerek asansöre işaret etti.
-
Zeynep ve Mert birkaç yıl önce Mert'in uzmanlık sınavlarına hazırlandığı dönemlerde bir süre çıkmışlardı.
Ama daha sonra Mert sınavlara odaklanmak istediğini bahane ederek medeni bir şekilde ayrılmak istediğini söylemişti.
Zeynep o dönemde Mert'ten oldukça hoşlansa da onun iyliği için ayrılmayı kabul etmişti. Aylarca kendisini atlatamamış gecelerce ağlamıştı.
Ama bilmiyordu ki Mert aslında kendisini son aylarda, Zeynep daha erken olduğunu düşündüğü için kendisi ile birlikte olmadığı için kendisi ile yatan bir kadın ile aldatıyordu.
Zeynep ise Mert'in geleceği kendisi için mahvolmasın diye ayrılmayı kabul etmişti. Ama daha sonra gönül işlerinden elini eteğini çekmiş okuluna odaklanmıştı. Ve hiç öğrenememişti gerçeği.
-
Zeynep kafetarya da oturmuş gergin bir şekilde elindeki karton bardakla oynuyordu. Birkaç yıl önce şu durumda olmak için neler vermezdi. Ama şimdi tek hissettiği konuşacağı şeyi bilmediği için hissettiği gerginlikti.
Mert gözlerini hiç ayırmadan karşısındaki kadını izliyordu gülümseyerek. Ondan ayrıldıktan sonra birlikte olduğu kadın kendisinden sıkılarak birkaç hafta sonra kendisini terk etmişti.
Birkaç flört girişiminde başarısız olduktan sonra Zeynep'te gördüğü sevgi ve şefkati ne kadar özlediğini farkederek ona ulaşmaya çalışmış ama onu bulamamıştı.
Mert daha fazla dayanamadan "Zeynep seni çok özledim." diye söze girdi. "Senden ayrıldıktan sonra ne kadar büyük hata yaptığımı anladım. Sana ulaşmaya çalıştım ama yapamadım. Bulamadım telefonunu değiştirmişsin. Ben hâlâ seni seviyorum. Tekrar denemek için ne istersen yaparım." dedi umutla gülümseyerek.
Zeynep gergin bir şekilde yutkunduktan sonra konuşmaya başladı. "Ayrıldıktan bir ay sonra sürekli ağlayarak senden telefon beklediğim için İlayda aldı yeni numaramı. O kadar çabuk özlememişsin demek ki."
Mert'in umutlu gülümsemesi solarken gözlerini masasındaki ellerine çevirdi. Zeynep masanın üzerindeki koluna elini koyarak kendisine bakmasını sğladıktan sonra gülümsedi ve "Merak etme Mert. Onlar geçmişte kaldı." dedi.
Mert'in gülümsemesi büyürken " Bu demek oluyor ki-" "Bu demek oluyor ki, ben seni unuttum. Artık öyle bir şey hissetmiyorum. Üzgünüm." dedi adamı keserek.
"Zeynep lütfen. İstersen her şeye yeniden başlayalım. Madem her şeyi unuttun. Seninle tekrar flört etme şansım olabilir. Lütfen denememe izin ver. Seni tekrar kendime aşık etmeme izin ver." dedi içindeki son umutla.
Zeynep burukça gülümserken "Seni unuttum Mert, çektirdiklerini değil. Ama her zaman beni arkadaşın olarak görebilirsin." dedi. İlerde bu cümlesinden ne kadar pişman olacağını bilmeyerek.
Mert de burukça gülümserken Zeynep ayaklandı ve "Görüşürüz Mert. Her şey için tekrar teşekkürler." dedi. Daha sonra hala üzerinde iş kıyafetleri olduğu için cebinde bulunan iş kartvizitlerinden birini çıkartarak ona uzattı.
Mert küçük bir gülümseme ile "Avukat Zeynep Gümüş." dedi usulca. "Evet ama sakın iş numaramı arama. Artık orada çalışmıyorum." dedi ve İlayda'nın odasına dönmeye başladı.
-
Zeynep odaya döndüğünde İlayda'nın yanına girmeden, dışarda bekleyen Merve teyzesine ve Hakan amcasına uzun ısrarlar sonucu refakatçi kalmayı kabul ettirebildi.
Onlar son kez İlayda'ya veda ettikten sonra. Zeynep yüzünde kocaman gülümsemeyle arkadaşının yanına girdi. İlayda da onun içeri girdiğini gördüğünde yüzünde zayıf bir gülümsemeyle karşıladı.
Zeynep arkadaşının yarabere içindeki vücudunu görünce gülümserken sağ gözünden bir damla yaş aktı. Yanına otururken "Sana bir şey olsaydı, ben ne yapardım." dedi sadece.
-
İlayda uyandıktan sonra bir hafta hastanede kalmıştı. Zeynep bu süreçte hergün yanında kalmıştı. Sadece iki günde bir Merve tezyzesi ziyerete geldiğinde evine giderek duş alıyor, kıyafetlerini değiştiriyor, biraz da uyuyordu.
Bu süreçte Fırat ve Selim bir kere Zeynep'i ziyarete geldiler. İlayda ile kısa bir tanışmadan sonra gittikten sonra. İlayda Zeynep'i soruları ile darladı.
Sonunda Zeynep bütün sorularını cevapladığında İlayda ilk fırsatta araştırmayı aklına yazarak konuyu kapattı.
-
İlayda hastaneden çıktığında Zeynep artık mahkeme günü yaklaştığı için kendi bürosunu kurması gerekiyordu. Hastaneden geldiği ilk gün neredeyse bütün gün uyumuştu.
Ertesi günün erkenden kalkarak büroyu kurmak için stüdyo daire arayışına girdi. Gün sonunda bulduğu küçük ve temiz daireyi tazminattan aldığı para ile tuttu kontrat işlemlerini hallettikten sonra kurulumunu yapmadan bürosunu açmak için başvuruda bulundu.
İki gün sonra onay alarak bürosu resmen kabul gördüğünde Çiçek'i arayarak görüşmeleri gerektiğini söyledi. Bürosu daha düzenlenemediği için evinin edresini vermeyi unutmadı.
Çiçek hanım vekâletini Zeynep'e değil şirkete verdiği için Zeynep'e verdiğine dair yeni belgeler imzalaması gerekiyordu. Bir de Zeynep Fırat'tan aldığı görüntülerin müjdesini vermek istiyordu.
-
Zeynep evine döndüğünde yemeğini yedi ve elinde çayı ile Çiçek'i beklemeye başladı. Daire kapısının çalmasını beklerken teras kapısının tıklatılma sesi ile kafası o yöne döndü.
Teras kapısında Fırat'ı görünce şaşırmadan edemedi. Zeynep elindeki kupayı sehpaya bırakırken Fırat terastan içeriye girdi.
"Hoşgeldin Fırat. Doğrusu seni beklemiyordum." dedi Zeynep şaşkınlığını gizleyemeden. "Şey aslında.. Merakettim seni... Yani Ali peşine düştü mü diye. Ama rahatsız ettiysem eğer..." "Hayır, hayır. Yani rahatsız etmedin." diye cevapladı hemen Zeynep.
"Ama beklediğim bi-" derken çalan kapı zili ile Zeynep kapıya yöneldi. Zeynep izin isteyerek kapıyı açmaya yöneldiğinde Fırat koltuklardan birine yerleşti.
Kapıda Zeynep'in "Hoşgeldiniz. Kusura bakmayın sizi buraya kadar yordum ama konuşmamız gereken önemli bir konu vardı. İçeri geçin lütfen." dediğini duydu Fırat.
İçeriye gelen topuklu ayakkabı sesi ile karşılamak için nezaketten ayağa kalkan Fırat Çiçek'i görmesi ile durakladı.
Çiçek yüzündeki gülümseme şaşkınlığa dönüşürken "Fırat?" dedi, fısıltıdan biraz yüzksek bir ses ile. Ama Zeynep de Fırat da duymuştu.
İkilinin bakıştığını gören Zeynep "Siz tanışıyor musunuz?" diye sordu merakla. Çiçekten daha hazırlıklı olan Fırat gözlerini Zeynep'e çevirerek "Evet. Eski bir mevzu." dedi ve kimseye fırsat vermeden ekledi. "Ben sizi yalnız bırakayım."
Fırat teras kapısından ayrılırken Zeynep arkasından gelerek "İyi günler Fırat." dedi nezaketle. Fırat ufak ve samimi olmayan bir gülümseme sunarak dairesine yol aldı.
Zeynep salonuna döndüğünde Çiçek'in hâlâ hareket etmeden olduğu yerde kaldığını farketti. "Lütfen buyrun oturun." dedi koltukları göstererek.
Çiçek de transından kurtularak gösterilen yere oturdu. "İçecek bir şey ister misiniz?" dedi Zeynep onun Fırat ile olan geçmişini merak etse de direkt konuya girerek onu rahatsız etmek istemedi.
Sadece su isteyen Çiçek'e su getirdikten sonra Fırat meselesini sonraya bırakarak eski bürodan ayrıldığını kendi bürosunu kurduğunu bunun için imzalaması gereken belgeler olduğunu söyledi.
Çiçek gerekli belgeleri imzaladıktan sonra Zeynep onun neşesini getirmek için kanıt bulduğunu söyledi. Çiçek heyecanla gülümserken Zeynep Fırat'tan bulduğunu ağzından kaçırdı.
Çiçek'in gülümsemesi dalgın bir hâl alırken "Gerçekten benim için olduğunu bile bile mi verdi?" diye sordu. Zeynep konuşma şeklinden bir şey için umut ettiğini biliyordu.
Onu onayladıktan sonra Çiçek'in gülümsemesi büyüdü. Ayaklanarak "Teşekkürler Zeynep Hanım. Haftaya mahkemede görüşürüz o halde." dedi elini sıkmak için uzatırken.
Zeynep merak içini yese de onu rahatsız etmemek için nazikçe gülümseyerek elini sıktı ve yolcu etti. Çiçek gittikten sonra neden bu konuyu bu kadar merak ettiğini düşünmeden edemedi.
Kupadaki çayını tazeledikten sonra batmak üzere olan güneşi izlemek için terasa çıktı. Ilık bahar havasına çıktığında içinin ferahladığını hissetti.
Diğer terasa gözü çarptığında artık turuncu ve kızıl olan ufka bakan Fırat'ı gördü. Elinde viski bardağı ile bahçe takımına oturmuş gözlerini ayırmadan güneşin batışını izliyordu.
Zeynep bir süre kararsızlıktan sonra yanına yaklaştı. Geldiğini farketmediği için ufak bir "Merhaba." mırıldandı. "Sakıncası yoksa oturabilir miyim?" diye sordu.
Kendisine bakan Fırat'ın gözlerinde yine ilk günkü soğukluğu gördü. Fırat kafasıyla onaylamadan hemen önce ayrılmayı düşünse de kendisi sorduğu için nezaketen oturdu.
"Rahatsız ettiysem üzgünü-" "Hayır. Etmedin." diye sözünü yarıda kesti Fırat. Zeynep kafası ile onaylayarak önüne döndü. Birkaç dakikalık tuhaf sessizlikten sonra Zeynep "Sanırım Çiçek Hanım ile çok iyi bir mâziniz yok." dedi daha fazla dayanamadan.
Fırat gözlerini Zeynep'e diktikten sonra bir an Zeynep kendine kızacağını düşünse de Fırat "Evet öyle de denebilir." diye onayladı onu.
"İyi misin?" diye sordu Zeynep ona çok düşünceli olduğunu farkederek. Fırat neşesiz bir kahkaha attıktan sonra hayır manasında kafasını salladı.
"Eğer anlatmak istersen.." diye teklif ettiğinde tekrar kendisine bakan Fırat ile açıklma isteği duydu "Yani iyi gelir."
Elindeki bardağın dibindeki son yudumu fondipledi. Hiçbir şey söylemeden bardağını yeniden doldurmaya başladığında Zeynep bunu anlatmak istemiyor olarak yorumlayarak ayaklanmaya hazırlanıyordu ki.
"Çiçek. O benim eski sevgilim." diye söze başlayan Fırat ile tekrar yerine yerleşerek sessizce dinlemeye başladı. "Daha çok gençtik... Beni sürekli terkediyordu, küçücük sebeplerden. Ben çok seviyordum. Bu yüzden beni affetmesi için her şeyi yapıyordum...
Sonra olgunlaşmaya başlamıştık büyümüştüm. Onunla evlenmeyi düşünmeye başlamıştım. Ama o benden, mecburen üstlendiğim işimi bahane ederek ayrıldı. Ben evlenme teklif ederek özür dilemeyi planlarken evlendiği haberini aldım. En yakın arkadaşım Ali ile..."
<▪▪▪▪▪▪▪▪▪>
Kelime Sayısı: 1829
Yayımlanma Tarihi: 18 Şubat 2022
Merhabaaa. Dayanamdım atıyorum bölümü.
😂😂😂
Bu bölüm hakkındaki yorumlarınızı eğlenerek okumayı umuyorum.
Mert ve Çiçek'in hikayesini öğrendik. Sizce neler olacak.
Ve yeni tanışacağımız birkaç kişi daha var sizce kimler olacak. Ya da kimi çok merak ediyorsunuz.
🌼🌼🌼
Mert'in Cast'ını değiştirdim.
🌼🌼🌼
Sizleri çoook seviyorum.
💙💙💙
_Binsan_
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top