- 8 -
"Yoksa bir daha uyanma ihtimali olmayabilir." dedi doktor gözlerini kaçırarak. Merve ağlayarak yere çökeceği sırada Hakan ağlayarak ona destek çıktı ve banklara götürdü tekrar.
▪▪▪
Zeynep duyduğu haber ile olduğu yerde kaldı. Arkasında duran Fırat ne tepki vereceğini beklerken, tepkisiz kalan Zeynep derin düşüncelere daldı.
Mert gözlerini Zeynep'e çevirerek ona baktı. Elini kaldırarak Zeynep'in omzuna koydu. Fırat merakla doktorun hareketlerini izlerken doktor, "Zeynep, lütfen güçlü dur. Eminim İlayda uyanacak. O çok güçlü bir kadın." dedi.
Zeynep gözünden bir damla firar ederken kafası ile onayladı. Yüzü tamamen mimiksiz duruyordu. Fırat, Mert'in bir hamle daha yapmasına izin vermeden elini Zeynep'in sırtına koydu.
Sırtındaki el ile arkasını dönen Zeynep Fırat'ı görünce daha fazla dayanamadan hıçkırarak ağlamaya başladı. Fırat ile arasındaki bir adımlık farkı kapattı.
Elleri ile yüzünü gizleyerek ağlarken alnını Fırat'ın göğsüne yasladı. Fırat beklemediği tepki karşısında şaşırdı. Şaşkınlık ile gözlerini hafif büyürken bir an kalbinin hızlandığını hissetti.
Fırat Zeynep'in hızla atan kalbini duymamasını umdu. Birkaç saniye yaşadığı hissin şaşkınlığı ile hareketsiz kaldıktan sonra bir şey yapması gerektiğine karar vererek ellerini sırtına koydu.
Zeynep bu ufacık sarılma ile yine içinde kendisini rahatlatan o sıcaklık hissini duydu. Mert ise kaşlarını çatarak birkaç saniye Fırat ile bakıştıktan sonra hızla oradan uzaklaştı.
Zeynep ve Fırat koridorun ortasında o haldeyken bir kez daha ameliyathanenin kapısı açıldı. İçeriden çıkan sedye ile Merve ve Hakan da ayaklandı. Zeynep kafasını Fırat'ın omzundan kaldırarak kapıya döndü.
Birkaç hasta bakıcı ve hemşire ile sedyede yatan İlayda koridordan hızla geçerek gidiyordu. Zeynep "İlayda biz buradayız. Lütfen.. Lütfen beni bırakma." dedi yanında koştururken.
Yüzünde oksijen maskesi sedyesinin etrafında battaniyesinin içine giren bir sürü kablo ve serum hortumu ile yatan İlayda, baygın ve oldukça solgundu. Yüzünde birkaç morluk ve kesik izi vardı.
Sağlık görevlileri hiç oyalanmadan İlayda'nın sedyesini hızla büyük asansörlerden birine sokarak uzaklaştılar. Zeynep koridorun ortasında dikilirken ağlamaya devam etti.
-
İlayda ameliyattan çıktıktan sonra yoğun bakıma yerleştirildi. Merve , Hakan ve Zeynep yoğun bakımın kapısında beklerken Fırat bir an bile Zeynep'i yalnız bırakmadı.
Birkaç saat sonra Fırat oturmaktan yorulduğu için biraz açılma ihtiyacı hissetti. Hemen yanında oturan, ağlamaktan gözleri şişmiş kadına döndü ve "Ben kantine gidip geleceğim." dedi.
Zeynep ona dönmeden kafası ile onayladı. Ayaklanan Fırat koridorun sunundaki asansöre yürürken cebinden telefonunu çıkarttı.
Selim'e sabahtan berri haber vermediği için ne yaptıklarını merak ettiğini biliyordu ama insanları üzmemek için yanlarında arayamamıştı.
Asansörde konuşurken neler olduğunu Selim'e anlattıktan sonra sabahtan berri sigara içmediği için kendisini hızla dışarı attı. Sigarasını içtikten sonra kantine uğrayarak su aldı.
Tekrar yoğun bakımın önüne doğru yürürken yanından geçtiği boş bir hasta odasından ses geldiğini farketti. Aralık olan kapıya yaklaştığında içeridekilerin Zeynep ve doktor Mert olduğunu gördü.
Etrafında kimsenin kendisini görmediğine emin olduktan sonra merakla içeriyi dinlemeye başladı. "Hayır o benim sadece komşum Mert." dedi Zeynep hasta refakatçisi için koyulan iki tane tekli koltukta oturmuş karşısındaki adama bakarak.
"Ah öyle mi... Ben de şey zannetmiştim.. Neyse... Bak Zeynep sana bir şey söylemem gerekiyor. Biliyorum hiç zamanı değil ama..." "Evet hiç zamanı değil Mert." diye kesti Zeynep doktoru, ayağa kalkarken.
Fırat konuşmanın bittiğini anladı. Sessiz ve seri adımlarla yoğun bakımın önüne giderken son duyduğu Mert'in Zeynep ile konuşma çabalarıydı.
Fırat yoğun bakımın önündeki koltuğa oturduğu anda az önceki boş odadan Zeynep'in çıktığını gördü, peşine de Mert takılmıştı. Zeynep tam kendi yönüne doğru yürüyeceği sırada kolunu tutan Mert ile durakladı.
Sinirle Mert'e döndüğünde "En azından söz ver. İlayda uyandığında benimle konışacaksın." dedi umutla gülümseyen Mert. Zeynep gözlerini kapatarak derin bir nefes verdiğikten sonra kafası ile onayladı onu.
"Tamam. Uyandığında sakin kafayla konuşuruz. Kolay gelsin Mert." dedi. Mert bir şey söyleyemeden yanından ayrıldı. Fırat Zeynep'in arkasından pişmiş kelle gibi sırıtan Mert'i gördüğünde dişlerini sıkmadan yapamadı. Bu adamı hiç sevmemişti.
Zeynep Fırat'ın yanındaki koltuğa çökerken derin bir nefes çekti. Kafasını hemen arkasındaki duvara yaslayarak vözlerini kapattı.
"Fırat Bey, her-" "Fırat." diye düzelttiğinde Zeynep yanındaki adamın gözlerine baktı. Fırat hafif gülümseyerek "Fırat. Unuttun mu? Bir arkadaşın." diye şaka yaptı onu eğlendirmek için.
Amacına ulaşarak Zeynep'i biraz gülümsetti. Zeynep yüzünde küçücük gülümseme ile "Fırat. Her şey için teşekkürler." dedi. Daha sonra yüzündeki gülümseme solarken "İlayda'dan başka pek bir arkadaşım yok. Siz olmasaydınız ne yapardım bilmiyorum. Hem o otoparkta hem burada... Desteğin için ne kadar teşekkür etsem az." dedi hafifi utanarak.
Fırat'ın gülümsemesi bozulmdan "Eminim arkadaşın iyi olacaktır. Ama senin güçlü kalman gerekiyor. Onun anne ve babasına destek olmalısın. Sen yıkılırsan onlar da yıkılır." dedi.
Zeynep duydukları ile gülümserken gözlerinden akan yaşları sildi ve kafası ile adamı onayladı. Yüzünde minnettar bir gülümseme ile Fırat'a dönen Zeynep kaşındaki yarayı gördü tekrar.
"Senin kaşını birine göstermemiz gerekiyor." dedi endişeyle. Fırat ne dediğini anlamadan kaşlarını çattığında Zeynep ayaklandı. Merve teyzesine birkaç dakikaya geleveklerini söyleyerek tekrar Fırat'ın yanına geldi.
Karşısında dikilerek "Hadi." dedi. Fırat yine ne olduğunu anlmadığında "Hadi kalk." dedi ve yürümeye başladı. Ayaklanan Fırat Zeynep'in döndüğü köşeyi dönerek onu takip ettiğinde kat danışması ile konuşan Zeynep kendisine döndü.
Kat görevlisine teşekkür ettikten sonra Fırat ile birlikte yerini öğrendiği acile yürüdü. Acilde Fırat'ın kaşını iyice temizledikten sonra dikiş attılar. Zeynen de dudağını temizledikten sonra karnındaki ve yüzündeki morluklar için krem verdiler.
-
İkili geri geldiklerinde Zeynep Merve teyzesi ve Hakan amcasına gitmesi için ikna etmeye çalıştı. En başta kabul etmeseler de uzun ısrarları sonucu ve bir değişiklik olması halinde haberdar edeceği için söz vererek birkaç saatliğine evlerine giderek ihtiyaçlarını gidermeyi kabul ettiler.
Onlar ayrıldıktan sonra Fırat'a da kalmasının gerek olmadığını söyledi. Hatta gitmesi ve kendi işine bakması için ısrar etse de Fırat kabul etmedi.
-
Gece yarısı Zeynep Fırat ile yanyana otururken; kollarını önünde bağlamış, kafasını arkasındaki duvara yaslayarak uyuyordu.
Fırat da yorgunluktan gelen uykudan dolayı uyumak üzereydi. Tam uykuya dalacağı sırada omzunda hissettiği baskı ile gözlerini açtı hızla.
Yanına döndüğünde Zeynep'in kafasının omzuna düştüğünü farketti. Gergin bir şekilde ne yapacağını düşünürken Zeynep biraz kımıldanarak kafasını rahat olduğu bir şekilde yerleştirdi omzuna.
Fırat omu uyandırmamak için hiç hareket etmeden otururken koridordan geçen hasta bakıcıyı görünce ona seslendi. Hasta bakıcı kendisine yaklaştığında kendilerine temiz bir battaye germesini söyledi.
Adamın suratına boş boş bakması ile çok hareket etmeden cebinden iki yüz lira çıkartarak eline tutuşturdu. Adam parayı görünce gülümseyerek istediğini getirmeye koştu.
Bir kaç dakika sonra koşarak geri gelen hasta bakıcı battaniyeyi Fırat'a uzattı. Battaniyeye uzanan Fırat elindeki battaniyeyi açarak Zeynep'in üzerine örtmek için kolunu arkasına doladığında, Zeynep'in kafası usulca göğsüne doğru kaydı.
Zeynep biraz daha ona doğru kayarak kafasını rahatça koyarken Fırat elleri havada battaniyeyi tutarak komik bir halde kala kaldı.
Elindeki battaniyeyi usulca kadının üzerine örttükten sonra bir süre sol kolunu nereye koyacağına karar veremedi. Daha sonra başka çaresi kalmadığını anlayarak Zeynep'in sol kolunun üzerine yerleştirdi.
Aradan bir süre geçtikten sonra tekrar uyku Gırat'a vurduğunda uyumamak için kendisini çok zor tuttu. Ama sonunda uykuya dalmaktan kendisini alıkoyamadı. Uykuya daldıktan sonra kafasını Zeynep'in kafasının üzerine koyduğunun farkında bile değildi.
-
Sabah'ın erken saatlerinde, gece Fırat'tan haber alamayan Selim, herhangi bir yerde gece söndürmüş olabileceğini biliyordu.
Bu yüzden muhtemelen şu an yalnız olan yeni arkadaşına destek için hastaneye gitmeye karar verdi. Tanıdığı birkaç günde Zeynep'i çok sevmişti. Nedenini bilmiyordu. Ama onu küçük kız kardeşi gibi koruma iç güdüsüne engel olamıyordu.
Onun her şeye aşırı hassas davranırken, cesur ve ayakta kalabilme çabasına da hayran olmuştu. Kendisine olan samimi yaklaşımı da vardı tabi.
Hani bazı insanlar vardır. İlk andan itibaren çok iyi anlaşabileceğinizi bildiğiniz. Çok sevdiğiniz. İşte Zeynep Selim için öyleydi.
-
Selim Fırat'tan öğrendiği hastaneye gelerek danışmaya yoğun bakımın nerede olduğunu sordu. Tarif edilen yere geldiğinde gördüğü şey düşündüğü son şey bile değildi.
Fırat göğsünde yatan Zeynep'e sarılmış üstlerinden düşmek üzere olan battaniye ile uyuyorlardı. Selim kocaman gözlerle ikiliyi iyice inceledikten sonra karşısındaki sahne ile kocaman gülümsedi.
Yılların playboyu Fırat Durmaz, hastane köşelerinde uyuyakalıyordu. Üstelik kollarında bir kadınla. Hem de yıllar sonra ilk defa bir kadın için böyle davrandığını düşünürsek..
Selim cebinden telefonunu çıkararak sessizce ikilinin fotoğrafını çekti. İleride bunun bir işine yarayacağına emindi. Telefonunu kapattıktan sonra cebine koydu.
Üstlerindeki battaniyeyi düzelttikten sonra kantine gitmeye karar verdi.
-
Zeynep uyanmaya başladığında üzerindeki battaniyeye sarılarak yattığı yumuşak yerde kımıldandı. Onun kımıldanmaları ile Fırat da uyanmaya başlarken Zeynep bir an hastanede olduğunu hatırlayarak yerinde sıçradı.
Gözlerini açarken Fırat'ın üzerinde yattığını farketmesi ile kızarmaya başladı. Fırat da hareketlilikle uyanırken vücudundaki ağrılardan yüzünü buruşturdu.
Zeynep'i şaşkın şaşkın kendine bakarken görünce yan bir sırıtma ile "Günaydın." dedi. Zeynep utançla kızarırken "Günaydın." diye mırıldanarak cevap verdi.
Tam bu sırada elinde tepsi ile gelen Selim "Günaydın uykucular." dedi sesindeki neşeyle. İkili de ona günaydın dedikten sonra Selim "Size yiyecek bir şeyler getirdim." dedi.
Zeynep "Ben bi elimi yüzümü yıkayayım." diye ayaklandı. Selim kafası ile onaylayarak onun kalktığı yere oturdu. Fırat Selim'in getirdiği tostu yemeye başlarken "Fazla samimisin bu kızla?" dedi alayla, onun sözlerini ona karşı kullanırken.
Fırat ağzındaki lokma boğazına kaçarken öksürmeye başladı. Selim sırtına vururken hafifçe gülmeden edemedi.
"Sakin ol Fırat gören de aşık olduğunuzu söylediğimi zannedecek." dedi alaylı sesini gizlemeden gülümseyerek.
Fırat nefesi düzene girerken çeyından bir yudum alırken Selim'e öldürücü başıklar attı. Tam bu sırada gelen Zeynep ile Selim hiçbir şey söylememiş gibi düz bir ifade ile Zeynep'in oturması için ayağa kalktı.
Elindeki tepside kalan tost ve çayı Zeynep'e uzattığında yemek yemek istemediği için reddetse de Selim inatla yemesini söylüyordu.
Tam bu sırada koridora koşarak iki doktor ve bir hemşire koşarak girdi. Zeynep yerinden fırlarken Selim ve Fırat da arkasından ona katıldı.
Zeynep doktorlar yoğun bakıma girerken hemşireye sorular sormaya başladı. Hemşire acelesi olduğunu söyleyerek doktorları takip ettiğinde Zeynep yine korku ile gözlerinin dolduğunu hissetti.
<▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪>
Kelime Sayısı: 1519
Yayımlanma Tarihi: 17 Şubat 2022
Merhabaaaaa.
🌼🌼🌼
Mert Cast bölümüne eklenmiştir.
🌼🌼🌼
Umarım beğenirsiniz.
Kitap hakkında sorularınızı ve teorilerinizi merak ediyorum. Özellikle teorilerinizi...
Oy vermeyi, yorum yapmayı ve diğer kitaplarıma göz atmayı unutmayın.
Sizleri gerçekten seviyorum. Buraya attığınız yorumlarda sizinle eleştirmeyi sizinle gülmeyi çok seviyorum. Bana bu konuda çok iyi geliyorsunuz.
Bu arada herhangi bir isteğiniz olursa mesaj panoma veya özel mesaj olarak atabilirsiniz.
_Binsan_
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top