- 35 -

Fırat iki kolunu kadını hapsedecek şekilde tezgaya dayadığında bakışları bir anda yumuşadı. Zeynep'in, onunla temas etmeyecek kadar uzak ama kokusunu alabilecek kadar yakınına yanaştı.

"N-ne yapıyorsun?" diye sordu Zeynep, aklı karışmıştı. Korkusu kaybolsa da kalbinin hızının değişmediğini farketti.

Fırat gözlerini kapatmış sakin nefesler alıp verirken "Lütfen." dedi, sesi kısık bir şekilde. "Lütfen izin ver biraz böyle kalayım. Söz veriyorum, dokunmayacağım bile."

▪▪▪

"Fırat yeter." dedi Zeynep, birkaç dakikanın ardından. Sesi fısıltıdan farksızdı. Sakinleşmeyen kalp atışları, sesini yüksek çıkarmasına engel oluyordu.

Fırat kadının sözünü dinleyerek onu vücudunun kafesinden kurtardı. Bir adım geriye giderek az öncekinin aksine şimdi suçluluk dolu gözlerini, kadınınkilere kilitledi.

"Seni seviyorum." dedi, kadının kalbinin hızla çarpmasına sebep olarak. İlk söylediği gün olduğu gibi yine dilsiz kaldı kadın.

Fırat kadının tepkisizliğini kötüye yormamaya çalıştı. Hatta kendisine bakan gözlerde az da olsa özlem olduğunu görebiliyordu ama onun da belirttiği gibi hemen kollarına atlamayacağını biliyordu.

Kadının sessizliğinden faydalanarak "Şu an bana inanmıyorsun, biliyorum. Haklısın da. Ama seni buna inandıracağım. Sana seni ne kadar sevdiğimi göstereceğim. Senin de beni sevdiğini tekrar duyacağım. Beni sevdiğini biliyorum." dedi. Ardından birkaç adım geri çekildi ve kadını tamamen özgür bıraktı.

Zeynep ilk fırsatta gözlerini adamınkilerden kaçırdı ve hemen yanından geçerek koltukta az önce kalktığı yere sessizce oturdu.

Fırat kadının oturmasını seyrettikten sonra odaya koşarak giren oğlu ile onun varlığını hatırladı. Çocuk az öncekinin tam aksine oldukça keyifli ve güler yüzlü görünüyordu.

Fırat yanlarından geçerek eski yerine oturacağı sırada koşarak gelen çocuğun bacaklarına sarılması ie kaşkalarını çattı. "Oğlum?!" dedi merakla sorgulayarak. Dizlerinin arkasında bağlı kolları çözerek yere diz çöktü ve onunla yüzyüze geldi.

Aras hiçbir şey söylemedi. Yüzünde gizlemeye çalıştığı ve açıkça başarısız olduğu bir sırıtma vardı.

"Sen de yanıma otur, birlikte film izleyelim." dedi çocuk, her zmana bir şey istediğinde yaptığı aynı gözleri yaparken Fırat durumdan iyice işkillenerek şüpheyle baktı ona.

"İzleriz değil mi Zeynep abla." diye bu sefer ona döndü Aras. Zeynep de Fırat gibi az önceki sahneyi değerlendirirken muhabbetin kedisine dönmesi ile bir an şaşırsa da hemen çocuğu onayladı.

"Tabi, tabi ki izleriz."

Çocuğu babasının elinden tutarak yanına oturtmasını izledi. Aralarındaki küçük çocuğun tepesinden birbirleri ile bakışan ikili, sessizce Aras'ın bir anda değişen halinden oluşan endişelerini paylaştılar.

Zeynep bakışlarını ilk kaçıran oldu. Oturduğu yerden kafasını kaldırarak kocaman gülümsemesinde beklentiyle kendisine bakan çocuğa gülümsedikten sonra televizyonu açmak için kumandaya uzandı.

"Ama uzun olsun." dedi Aras, çizgifilm kanalı arayan kadına. Zeynep ona döndüğünde "Hani bir kere arabalar izlemiştik ya, onun gibi olsun." diye açıkladı heyecanla.

Kadın onun heyecanına kıkırdamadan edemedi. Çocuğun kendisini neden affettiğini bilmiyordu ama bunun için memnundu.

Netflix'den animasyon filmi açtıktan sonra oturduğu yerinden kalktı. Kendisine dönen bakışar için "İşten geldikten sonra etrafı toparladım yemek yiyemedim, bir şeyler söyleyeceğim. Siz ne yersiniz?" dedi.

"Pizza!?" diye heyecanla bağıran elbette küçük Aras'dan başkası değildi. Fırat'ın kendisini izlediğini farkedene kadar çocuğun hareketine kıkırdadı Zeynep.

"Peki öyleyse herkese pizza." diye duyurdu ve bitişiğindeki mutfağa yürüyerek elindeki telefondan siparişleri vermek için restorantın numarasını çevirdi.

-

Fırat yüzüne vuran ışıkla gözlerini aralamadan önce huysuzca söylenecekti ki, akşam olanlar zihnine dolduğunda durakladı. Göreceklerinden korkarak yavaşça gözlerini araladı. Kafasını sağına çevirdiğinde gördüğü uyuyan kadın ile gülümsemeden edemedi.

Dün film izlerken Aras ve Zeynep birbirine sarılarak oldukları yerde uyuyakalmıştı. En başta onları kaldırmayı düşünse de özlediği kadınla yan yana yatmanın tek yolu bu olduğunu bildiği için ve kolytuğun rahatlığına da güvenerek üzerlerine bir battaniye örtmüş ardından o da olduğu yerde kadına dönük şekilde uykuya dalmıştı.

Oğlu şimdi karnının üzerine kafasını koymuştu. Bir nefes ötesinde de melek gibi uyuyan kadın vardı. Fırat, diğerlerini uyandırmayacak şekilde ağır hareketlerle kadını sağ omzuna yatacak şekilde üzerine çekti.

Huzurlu anın tadını çıkartmak için gözlerini kapattı. Kollarındaki sevdiği kadın ve vücuduna sarılmış uyuyan oğlu... O anda kalmak istedi Fırat, öylece kalmak...

Ne kadar böyle beklediğini bilmiyordu ama sonunda kollarındauyuyan kadındaki hareketliliği farketti. Bu anı ne kadar uzaklaştırmak istese de artık onun da uyanık olduğunu biliyordu.

Onun bağırıp çağırarak olay çıkarmasını birkaç dakika umutsuzca bekledi. Ama beklediğinin aksine kadın neredeyse hiçbir şey yapmadan, sadece kafasını adamla yüzyüze gelecek şekilde çevirerek, bir süre öylece yattı.

Fırat onun ellerinin hayalet gibi yüzünde gezdiğini hissetti. Neredeyse dokunmuyor gibi teninde dolaşan dokunuşları hissettiğini belli etöemek için elinden bütün sabrı kullanmak zorunda kaldı. Biliyordu ki şu an yapacağı herhangi bir yanlış hareket kadını kendisinden tamamen soğutabilirdi.

Uzun süredir aldığı en iyi uykunun ardından böyle bir sabah Fırat için cennetten farksızdı. Bir süre de saçlarında dolaşan parmaklar kadından gelen kısık sesli bir hıçkırık ile durakladı.

Fırat kadının hızla kollarından sıyrılarak kalktığını hissetti. Az önce ne kadar cennetteymiş gibi hissediyorsa. Şimdi ağlayan kadını durduramadığı için o kadar cehennemde hissediyordu kendisini.

Hafif adımlarla koşturma ve banyo kapıının sesini duyduğunda kapadığı gözlerini tekrar açtı Fırat. Sakinleşmek ve şu an büyük ihtimalle kendisi yüzünden ağlayan kadının yanına koşmamak için birkaç derin nefes aldı.

Zeynep bir süre sonra banyodan çıktı ama yine oturma odasına dönmedi. Onun kendi odasına gittiğini tahmin edebiliyordu Fırat. Daha sonra tekrar adım yumuşak adım sesleri duyuldu, bu sefer yaklaşan adımlardı.

Mutfaktan tıkırtılar gelmeye başladığında Fırat yeni uyanmış gibi yavaşça doğruldu yerinden. Sırtını rahatlatmak için yaptığı birkaç esneme sırasında sırıtmadan edemedi.

Kesinlikle hâlâ Zeynep kendisini seviyordu. Onu geri kazanacaktı ve bir daha onun ağlamamasını sağlayacaktı.

Yerinden doğrulduktan sonra hâla uyumakta olan oğlunu rahat edebileceği bir şekilde yatırdı ve üzerini örttü.

Mutfağa adımladı. Sırtı kendisine dönük şekilde kahvaltı hazırlayan Zeynep'in geldiğinden haberi olması ve ürkmemesi için kapıda durarak "Günaydın." dedi sessizce. Zeynep arkasını dönmeden kafasını sallayarak "Günaydın." diye cevap verdi.

Sesindeki soğukluk adama, geri döndüğündeki ilk halini hatırlattığı için yüzündeki gülümseme soldu.

"Yardım etmemi ister misin?" diye sordu Fırat, kabul etmesini umarak.

Kafın olumsuz manada kafasını salladı. "Ben hallederim teşekkürler. Sen Aras'ı uyandır istersen."

Fırat'ın aklına kabul etmekten başka bir şey gelmedi. Oturma odasına dönmeden önce kendisine sırtı dönük kadına hasretle son bir kez baktı.

Kollarının arasına alarak haftaların özlemini çıkarırcasına sarılmamak için kendisini zor tutuyordu. Ama bu kadar ileriye gidemeyeceğini biliyordu.

Oturma odasına girdi uyuyan oğlunu nazlanmalarına rağmen ısrarları sonucu uyandırdı. Terastan kendi dairesine dolanarak çocuğu temizleyip yeni kıyafetler giydirdikten sonra tekrar geldikleri şekilde geri döndüler.

Aras önünden koşarak gitmeye başladığında onun peşinden koşarken yavaşlaması için uyarıyordu ama çocuk bundan oldukça keyif aldığını belli ederek kıkırdadı. Fırat onun bu haline gülümsemeden edemedi.

Aras koşarak girdiği salonu geçerek Zeynep'in olduğu mutfağa koştu. Kadının kendilerini gülümseyerek izlediğini gören Fırat karşılık olarak gülümsemeden edemedi.

"Sana da günaydın Arascığım." dedi, yanağından öperek günaydın diyen çocuğa. "Hadi kahvaltıya oturalım." Fırat oğlunu çevik bir hareketle kaldırarak sandalyesine oturtuyordu ki kapının çalan zili duraklattı.

Kim olduğunu anlayabilmek için Zeynep'e baktığında onun da bihaber olduğunu gözlerinden gördü. Sabahın bu saatinde kimin geleceği hakkında hiçbir fikri yoktu Zeynep'in.

<▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪>
Kelime Sayısı: 1071
Yayınlanma Tarihi: 5 Mayıs 2023

Aslında kelime sayısı 1070 ama ben 1071 yazdım, kimse milliyetçiliğimizi sorgulamasın cjldjcldjvlgkg

Bölümde fırat'ın yaşadığı duygu geçişlerine bir sebep veremezseniz eğer söyleyeyim birkaç gündür (10-15 gün kadar) buna uğraşıyorum. Aradaki zamandan dolayı böyle oldu vjdlvkdlkclkvşgmv

Sizce nasıl olmuş, eskisi gibi yorum grlmiyor :'(

Oy vermeyi lütfen unutmayın.

Eğer üşenmezseniz okuduğunuz diğer bölümlere de oy verirseniz çok müteşekkir olurum

Sevgi ve sağlıcakla kalın
_Binsan_

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top