- 33 -

Zeynep ellerini önündeki adamın tutuşundan çekti ve oturduğu yerden ayaklandı. "Zeynep?" dedi Fırat, kadını paniklemiş bir şekilde sorgulayarak.

Zeynep ona 'Ne var?' der gibi baktığında. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu kadınla yüz yüze olmak için ayağa kalkarak.

"Ne bekliyordun Fırat!?" diye sordu Zeynep ciddiyetle, yüzündeki ifadeye şaşkınlık kazınmış adama. "Sen bunları anlattığın an kollarına mı atlayacaktım?!"

"Zeynep, lütfen.."

"Lütfen ne?!" diye çıkıştı kadın adama. Kadının ani çıkışını bir süre sessizlik izledi. Fazla tepki gösterdiğini düşünen Zeynep adamın yüzünden çekti sinirli bakışlarını.

Derin bir nefes aldıktan sonra "Benim bir süre düşünmem lazım." dedi. Önce Fırat'a ardından onun arkasındaki Selim'e baktıktan sonra kapıya yöneldi.

Kapının kolunu açmak için tuttuğunda bir an duraksadı. Aklındaki düşüncelerle verdiği kavganın ardından, gözlerini ayırmadan kendisini izleyen iki adama döndü.

"Aras... Onu çok özledim, bu akşam görebilir miyim?" diye sordu. Fırat bir saniye bile düşünmeden kafasını sallayarak şaşkınca onu onayladı.

Zeynep "Teşekkür ederim." diye mırıldandı ona bakmadan ve başka bir şey söylemeden kapıdan çıktı.

Fırat şaşkınlığından sıyrıldığında kapıya koşarak açtı ve koridorun ortasında yürüyen kadına "Nerede, saat kaçta?" diye sordu. Bu buluşmayı elbette kendisi lehine değerlendirmek için kullanacaktı.

Zeynep daire kapısından asansörlerin olduğu yere dönen köşeye geldiğinde durdu. Fırat onun bir cevap verip, köşeyi dönüp gitmesini beklerken Zeynep dairesinin kapısına adımladı.

Fırat içindeki taptaze umutla gülümserken kadının kapısını açarak içeriye adım atmasını ve kendisine dönmesini izledi. Aralık kapıdan "Saat beşte evde olurum. Sonrasında müsaitim." diye cevap verdi Zeynep, onun yüzüne bakmadan. Hüzünlü bir hali vardı.

Kadının bu haline Fırat'ın kalbi parçalansa da umutla dairesinin içine geri döndü. "Ben Aras'ı alıp geleceğim." diye hevesle Selim'e planını anlattı, bir yandan da dairesinde dönr dolaşa bir şeyler arıyor bulduklarını cebine atıyordu.

"Biraz da dışarda işim var. Biraz da kendimi toparlamalıyım."

Selim onun bu telaşlı haline gülümsemeden edemedi.

"Arabanın anahtarları nerede?" diye sordu Fırat sonunda pes edercesine arkadaşına aradığı şeyi sorarak.

Selim cebinden çıkardığı anahtarları havaya kaldırarak ona gösterdi. Fırat anahtarları almaya yeltendiği anda geri çekerek "Hayır." diye ona engel oldu.

"Şu an alkollüsün Fırat." diye kaşlarını çatmış adama açıkladı kendisini. "Ya taksi çağıracağım öyle çiftliğe gideceksin ya da burada toparlanıp, ayılıp öyle gideceksin?"

Fırat sinirle kendisinin kararını bekleyen arkadaşına baktıktan sonra "İyi tamam." diye kabul etti. Az önce giydiği deri ceketini hırsla üzerinden çıkartarak koltuğa fırlatırken.

"Ben duşa giriyorum. Bana kahve yap, en sertinden."

-

Zeynep elindeki havluyu son bir kez daha saçlarına sürdükten sonra kir sepetine atarak ondan kurtuldu. Mutfağında demlenmiş olan filtre kahvesini yudumlamadan önce ofisine gidebilmek için uygun kıyafetler geçirdi üzerine.

Kahvesindeki son yudumları almak üzereyken kapısının tıklatılması ile durakladı. Fırat'ın gelmemiş olmasını diliyordu ama ondan başka kim gelmiş olabilirdi ki.

Elindeki bardağı makineye attıktan sonra tezgahının üzerindeki evrak çantasını aldı ve kapıya adımladı.

Beklediğinin aksine kapının arkasında Selim'i gördüğünde ufak çaplı bir şaşkınlık yaşadı. "Merhaba." dedi Selim gergin bir gülümseme ile.

"Bir yere mi gidiyordun." diye sordu, kendisini selamlayan kadının elindeki evrak çantasını gördüğünde.

"Ofisteki işlerim birikti." dedi Zeynep sadece kuru bir şekilde.

"Konuşabilir miyiz?"

Zeynep adamın yüzüne bir süre düşünceli düşünceli baktı. Sıkıntıyla derin bir nefes verdikten sonra "Sadece 10 dakika." diye teklifte bulundu. Kafası ile onu onaylayan adamı eliyle içeriye buyur ettikten sonra o da peşinden takip etti.

Selim koltuklardan birine oturduktan sonra kadının karşınındaki yere yerleşmesini etrafına attığı gergin bakışlarla bekledi.

"Ee..." dedi Zeynep onun bir an önce lafa girmesi için. "Ben.. Özür dilerim." dedi Selim bir çırpıda. Konuyu uzatıp durumu daha zor hale sokmak istemiyordu.

Kendisini dinlemeye devam eden kadına "Hem bugün için hem de daha önceki hatalarım için." diye açıkladı.

"Bugün Fırat dediği için değil, senin olanları bizden dinlemeni istediğim için gitmene engel oldum. Korkuttuysam özür dilerim, kötü bir niyetim yoktu."

Selim kendisine kızarak gözlerini kadınınkilerden kaçırdı. "En başından beri niyetim hep iyiydi sana karşı." dedi.

Zeynep tek bir kelime etmeyince tepkisini görmek için umutsuzca yüzüne baktı. Onun düşünceli halini görünce kendisine inanmasını umut ederek sözlerine devam etti.

"Babanla ilk karşılaştığımız gün seninle de tanıştık. Sonra terastaki Ali ile olan tartışmana şahit olduk. Fırat o zaman söünü etmedi ama o da en az benim kadar sana saygı duydu. Ali'ye sesini yükseltmeye cesaret edebilecek kadınları bırak erkekleri bile pek sık görmemiştik. Bir de babandan dava işini öğrendiğimizde yardım etmenin yolunu bulmuş olduk. Sana yardım etmeye başladığında duygusal bir şey hissetmiyordu. Sonrasında olanları o da söyledi. Gerçek giderek ağırlaştı."

Zeynep Selim'in sıkıntı içinde olduğunu görebiliyordu. "Söylediklerinin samimiyetine inanıyorum." dedi Zeynep, bir müddet sessizlikten sonra.

Selim küçük bir gülümseme ile ona döndü. Gözleri heyecanla parlıyordu. "Senin de beni anlayacağını umuyorum." dedi Zeynep.

"Mucizevi bir şekilde tutunacak bir dal bulmuştum. Dava için bir umut... Sonra bir anda kendimi bir aşkın içinde buldum. Hemen arkasından arkadaşımın benden aylardır, beni terkeden abimi sakladığını öğrendim. Sonra bir baloda sevgilim dediğim adamın sevgisini sorgularken, aslında knun benimle para için yanyana durduğunu öğrendim. Sonra da babamın beni sırf böbreğim için koruduğunu. Sonra baba dediğim adam, ben hesap soramadan geberip gitti."

Selim olaylara Zeynep'in bakış açısıyla baktığında onun ne kadar haklı olduğunu bir kez daha farketti.

"Hayatımda güvendiğim herkes benim güvenimi boşa çıkardı Selim." dedi kırılmak üzere olan sesi ile. "Şimdi öylece hepiniz sizi affetmemi bekliyorsunuz."

Selim utançla gözlerini başka yöne çevirdi, yine.

"Bir süre bunlardan uzak durmam gerekiyor." dedi Zeynep tekrar sakinleştikten sonra. Selim ona döndüğünde yüzünde şaşkınlık okunuyordu.

"Aras'ın davasından sonra bir boşanma davam daha var ardından gidiyorum." diye açıkladı Selim'e.

"Ne? Nereye?"

"Söyleyemem. Gittiğimi bil yeter. Ve kimseye peşimden gelmemesini söylemeni rica ediyorum. Tabi sen bunu şimdi koşarak Fırat'a yetiştireceksin ama bu hiçbir şeyi değiştirmez biliyorsun."

Selim "Gitmen de hiçbir şeyi değiştirmeyecek." diye karşı çıktı hemen.

"Zeynep, Fırat seni seviyor. Sen gittiğinden beri ne halde bilmiyorsun. Ben de seni seviyorum, kardeşim gibi seviyorum seni. Aras... Aras da çok seviyor."

"Aras'ı kendi çıkarlarınız için öne sürmeyin." diye uyardı Zeynep. "Ben insanların artık sevgilerine güvenmiyorum Selim."

"Fırat... Akşam Aras'ı kendisi getirecek. Haftalar sonra ilk defa evden çıktı. Duşa girdi, kendisini toparladı, ilk defa heyecanla hareket ediyordu."

"Pişman olduğu beni sevdiğini göstermez."

Selim karşı savunmasını söylemeye başlayamadan çalan kapı ile durakladı. Kimsenin gelmesini beklemediği yüzündeki şaşkınlıktan okunan kadına döndü.

"Birini mi bekliyordun?" diye sordu kadına. Zeynep başını sağa sola sallayarak sessizce reddetti onu. Ayağa kalktığında Selim tetikte bir şekilde hemen arkasında onu takip ediyordu.

<▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪>
Kelime Sayısı: 1000
Yayınlanma Tarihi: 6 Nisan 2023

Uzun bir aradan sonra merhabaaa

_udumbfuckingbitch_ yazmasa ben bu kitabı unutmuştum ncldnclcmclcmm

Umarım bölüm hoşunuza gider

Bu arada bu tarz kitapları sevenlere sesleniyorum. Çok daha güzel bir fikir ile geliyorum. Çok güzel olacak yayınladığım zaman buradan sizlere duyuracağım

Oy vermeyi unutmayın

Sevgi ve sağlıcakla kalın
_Binsan_

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top