- 29 -

Fırat'ın muzip bir şekilde kaş kaldırdığını farkettiğinde "Ata binerken... Ata binerken ne giysem diye düşünüyordum." Fırat bu sefer içten bir kahkaha ile karşılık verdi. Belli ki kızın halinden oldukça keyif alıyordu.

"Elbette." diye onayladı kadını hala gülerken. "Elbette onu düşünüyordun." Zeynep adamın koluna şakcı bir şekilde vurduktan sonra çocuk gibi somurtarak ve homurdanarak eve doğru yürümeye başladığında adam keyifle peşine takıldı.

▪▪▪

"İyi olduğundan emin misin?" dedi Fırat elini yanında oturan kadının stresten sektirdiği dizine koyarak. Ata bindikleri bir önceki gün bir partiye davet edilmişti Fırat. Bu parti iş dünyasından birinin olduğu için Zeynep'in babasını hatta abisini görmeleri çok muhtemeldi.

"İstersen hemen geri dönerim. Parti falan umrummda değil." diye teklifte bulundu, kırmızı ışıkta şoför koltuğunda hafif yana dönerek çaresizce kadının teklifi kabul etmesini umdu. Çünkü annesi bu partinin ne kadar önemli olduğu hakkında Zeynep'in yanında belirtmişti.

Gerçekleri söylemeyi elinden geldiğince erteleyen Fırat, dikkat çekmemek için de elinden geldiğince sakin davranmaya özen gösteriyordu ama Zeynep'ten daha gergin olduğunu itiraf etmek zorundaydı.

"Hayır Fırat, ben iyiyim. Hadi yeşil yandı." diye uyardı kendisine bakan adamı. Fırat kendisine söyleneni yaparak yola devam etti. Sessiz bir şekilde tamamlanan yolculuk partinin yapılacağı binanın girişinde son buldu.

Vale Zeynep'in kapısını açarken Fırat hızla arabadan inerek kadına kolunu teklif etmek için acele etti. Bordo uzun ipek elbise içindeki güzel kadına döndü Fırat, bina içindan salona doğru yürürken.

"Bugün yine çok güzelsin." diye mırıldandı. Zeynep'in yüzüne utangaç bir gülümseme yayıldıktan sonra kendisine gülümseyen adama döndü.

"Teşekkürler sevgilim." dedi adamın gülümsemesinin büyümesine sebep olarak. "Sen de fena değilsin." Fırat küçük bir kıkırtı bıraktı. Bu sırada kalabalık parti alanına girdiler.

Zeynep adamın mimiklerinin saniyeler içinde değişmesini hayretle izledi. Sanki o artık onun Fırat'ı değildi. İlk tanıştığı gündeki soğuk Fırat'tı. Tam bu konu hakkında yorum yapacağı sırada yanlarına gelen bir çift onu durdurarak kendilerini dönmesini sağladı.

"Bakın burada kimler var, Fırat Durmaz ve Osman Gümüş'ün güzeller güzeli kızı Zeynep Gümüş. Sizi birlikte göreceğimi kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Hoşgeldiniz."

Zeynep sesin sahibine dönmeden de babasının da tanıdığı yılışık parti sahibi olduğunu söyleyebilirdi. Yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirerek Fırat ile tokalaşan adama döndü. Yanındaki kadın dikkatini çektiğinde kadının alayla kendisine baktıktan sonra flörtöz bir şekilde Fırat'a döndüğünüz gördü.

Zeynep kadının eğilerek "Ciddi bir şey olmadığına eminim. Bu da geçicidir." diye yanındaki adama fısıldadığı duyduğunda kanının kaynadığını hissetti. Ama asıl canını sıkan şey Fırat'ın bunu duymasına rağmen bir karşılık vermemiş olmasıydı.

Zeynep kolunu Fırat'ın kolundan çekti. Soru soran bir ifade ile kendisine döndüğünde de yüzü asık bir şekilde "Ben lavaboya gidiyorum." diye mırıldandı.

Fırat hata yaptığını biliyordu. Kadın öyle mırıldandığını ilk duyduğunda onun yüzüne bağırarak Zeynep'i sevdiğini söylemek geçti içinden ama bunu yapamazdı. Onun kendisi için ne kadar değerli olduğunu belli edemezdi.

Zeynep kolunu çekerek teması kestiğinde kalbini kırdığını biliyordu. Ne kadar büyük bir hata yaptığını dakikalar içinde ikinci defa anladı o an.

Zeynep kalabalığın arasından hızlı adımlarla ilerleyerek boş lavaboya ulaştı. Sinir, öfke ve kalp kırıklığını aynı anda hissederken gözlerinin dolmasına engel olamadı.

Yalnız olduklarında aşkından duramayan Fırat sanki bir anda yok olmuştu. Bir anda gitmiş yerine kadınları kullanan ve hiçbirine değer vermeyen adam gelmişti.

Zeynep aynadaki yansımasıyla gözgöze geldiğinde aklına gelen ihtimal zorla tuttuğu yaşlardan birinin gözünden düşmesine sebep oldu.

'Fırat'ın seni gerçekten sevdiğine emin misin?' diyordu kafasının derinlerindeki ses.

Zeynep hızla kafasını sağa sola salladı. Bunları düşünerek kendisini mahvedemezdi. Fırat onu seviyordu. Çocuğuyla hatta annesi ile tanıştıtmıştı onu.

Yüzünden akan gözyaşını aldığı el kurulama havlusuna dikkatle sildi. Kimse gelmeden ve kendisini bu halde görmeden önce makyajını düzelttikten sonra lavabodan ayrılmak için kapıya uzandığında.

Kapı kendiliğinden açılarak arkasındaki İlayda'yı ortaya çıkardı. Yine çok güzel gözüken İlayda, Zeynep'in aksine onunla karşılacağını biliyor olacak ki şaşkın görünmüyordu.

"Zeynep." dedi İlayda, yüzünde umutlu küçük bir gülümseme ile. Zeynep bir şey söylemeden yanından geçmeye çalıştığında hızla kadının bileğinden tutarak durdurdu onu.

"Lütfen açıklamama izin ver. Sana çok önemli bir şey söylemem gerekiyor." İlayda'ya döndüğünde eski arkadaşının endişeli olduğunu gördü. Kabul etmek istemese de onun endişeli hali Zeynep'in içinin burkulmasına neden oldu.

Birkaç dakika düz tutabildiği yüzü ile kadına baktıktan sonra geri içeriye dönerek "Sadece beş dakikan var." diye kabul etti. İlayda heyecanla gülümsedikten sonra kadını takip ederek kapıyı kapattı.

"Sen iyi misin?" diye sordu İlayda, daha çok aklındaki cümleleri toparlamak için zaman kazanmaya çalışıyordu. "Şimdiden dört buçuk dakikan kaldı." diye hatırlattı Zeynep. İlayda'nın kendinden emin ve sakin havasından uzak halleri gözünü korkutuyor ve merakını katlıyordu.

"Bak ben de abinin geldiğini çok yeni öğrenmiştim, tamam mı? Ben emniyetteyken bir anda karşıma çıktı. Baban çağırmış onu. Evet, ilk duyduğumda ben de çok şaşırdım. Belli ki o da şaşırmış, babanın neden çağırdığını araştırmak için gelmiş ilk olarak. Direkt senin karşına geçmekten çekindiği için de bana gelmiş."

Zeynep yeterince saçmalık duyduğuna karar vererek tekrar hareketlendiğinde "Zeynep dur. Yemin ediyorum sana söylemesi için çok çabaladım ama o vereceğin tepkiden korktuğu için sürekli erteledi."

Zeynep'i bunlarla durduramayacağını anlayan İlayda kapıdan çıkmak üzere olan kadının arkasından "Baban ölüyor Zeynep." diyebildi. Zeynep olduğu yerde donakaldı.

Kendisine şaşkınlık içinde dönen kadına "Böbreklerinin ikisi de bitmiş. Abini de bu yüzden çağırmış." diye açıkladı. Zeynep ne tepki vereceğini bilmiyordu.

Çocukluğu da dahil bütün hayatını mahveden adam ölüyordu. Annesinin ölümüne nden olan adam ölüyordu. Ama babası ölüyordu.

Zeynep'in gözünden bir yaş süzüldüğünde İlayda kararsızlığından kurtularak "Fırat baban hakkımda her şeyi biliyordu." dedi. İşte bu haber Zeynep'in kırılma noktası oldu.

"Na-nasıl?" diye sordu bir hıçkırık bırakırken. "B-baban... O Fırat'a para vermiş seni güvende tutması için. Çünkü seninle dokuları uyuşma ihtimali yüksekmiş. Fırat tam en başından beri bu yüzden Ali ile mevzuya karışmış."

İlayda ağlarken tutunacak bir yer arayan arkadaşını hızla yakalayarak kucakladı.

▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪
Kelime Sayısı: 904
Yayınlanma Tarihi: 1 Aralık 2022

Hellooo.

Bölüm aceleye geldi affedin.

Bu bölümdeki etkileşime göre kitabın uzunluğuna karar vereceğim.

Umarım hoşunuza gider







Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top