- 14 -
Zeynep asansörden çıkaraken İlayda'nın numarasını çevirdi. Telefonu açan arkaşadına sadece "İki saat. Bir bara gidiyoruz, hazırlan." dedi ve kapattı.
▪▪▪
Zeynep duş aldıktan sonra üzerine siyah, mini elbisesini geçirdi. Pek elbise ve etek giymeyi sevmezdi, sadece çok gerektiğinde... Aynada kendisine bakarken gülümsedi. Derin göğüs dekolteli elbisesine ek olarak uzun zarif bir kolye taktıktan sonra topuklu ayakkabılarını da ayağına geçirdi.
Gözüne sadece rimel sürdü ve dudağına bordo mat rujunu sürerek odağı tamamen dudaklarına çevirdi. En sevdiği parfümü de açıkta kalan boynuna püskürttüğünde, kendinden tamamen emin bir şekilde aynadaki yansımasına gülümsedi.
Giydiği elbiseye krndinden bir şeyler katmak için siyah kurukafa işlemeli deri ceketini giydi ve küçük çantasını da alarak odasından çıktı. Ne olur ne olmaz, eve gelmeme gibi bir ihtimali olduğundan terası kilitlemek için açık kapıya doğru ilerledi.
Bu sırada yine terasta oturarak viskisini yudumlayan Fırat'ı görmesi ile pişmanlık bir kez daha kendisini sardı. Kapıyı tekrar açarak dışarı adımladı.
Fırat yanına yaklaşan topuk sesi ile o yöne döndüğünde karşısında gördüğü Zeynep ile afalladı. Ona göre Zeynep normal haliyle de güzeldi ama şu an...
Üzerinde ki o siyah elbise, dudağındaki o ruj, o derin dekolte... Bunlar çok sıradan şeylerdi evet ama bunları ilk defa Zeynep'de gören Fırat'ın kendine gelmesi zaman aldı.
Zeynep yaptığı hatanın utancından Fırat'ın yüzüne bakamadığı için adamın kendisine attığı hayran bakışları kaçırdı. Aklında cümlelerini toparladıktan sonra kendisine hiç konuşmadan bakan adama "Ben özür dilerim. Bilmiyordum, yani o gece olanları. Bana o gece yardımcı olmaya çalıştığını söyledi.
Ben ben alkolü bırakmak istemeyerek itiraz etmişim sen de benim sesimi duyunca direkt onu darp ederek dışarı atmışsın. Yani bana öyle söyledi. O gün de sen neden kavga ettiğimiz konu hakkında bir şey söylemeyince olabilir diye düşündüm... Yani sarhoşken hiçbir şey hatırlamıyorum gerçekten, üzgünüm... Sana tekrar teşekkür ederim." dedi mahçup bir şekilde elindeki ceketi ile oynarken.
Tepkisini görmek için kafasını kaldırarak Fırat'a baktığında, hâlâ söylediklerini işlemeye çalışan Fırat ile yüz yüze geldi. Fırat kendine geldiğinde "Ama şimdi kutlama yaptığı bara gidiyorsun değil mi?" diye sordu.
Zeynep hiçbir şey söylemeden kafası ile onayladı onu. Fırat önüne döndü. Elindeki bardaktan büyük bir yudum daha aldı. Sinirle dişlerini sıkarak önüne dikti gözlerini. Zeynep başka bir şey söylemeyeceğini anladığıda arkasını dönerek dairesine girdi.
Fırat Zeynep'in gidişini izledikten sonra sinirler elindeki bardağı terasın bir köşesine fırlattı. Her şeye rağmen oraya gittiğine inanamıyordu.
Şu an o gece onu öptüğünü hatırlamasını o kadar çok istiyordu ki... Neden öptün? diye sormak istiyordu kadına... Madem sevmiyordun, neden öptün? Madem o göt herife gidecektin, neden sana alışmama izin verdin? O göt herifte ne buluyorsun da bunca hatasını görmezden gelebiliyorsun?
-
Zeynep arabasına bindikten sonra hızla İlayda'nın evine sürdü. Gerçekten, Fırat onu biraz olsun takmamıştı. Sadece susmuştu... Neden gittiğini bile sormamıştı. Arabayı İlayda'nın evinin önünde durduktan sonra gözlerinde akmakla tehdit eden yaşları geri göndermek için yukarıya kaldırdı kafasını.
Gözyaşlarından kurtulduktan sonra İlayda'ya geldiğini bildirmek için mesaj attı. Üç dakikalık bekleyişin ardından büyük malikanenin kapısında her zamanki gibi güzel olan kızıl arkadaşı göründü. Bu kadar para ve bu güzellikle neden polisliği seçtiğini bazen sorgulamadan edemiyordu Zeynep.
İlayda yüzünde kocaman gülümsemeyle arabaya yürüdü ve Zeynep'in yanına bindi. Zeynep'e kocaman sarıldı. "Gerçekten uzun zamandır buna ihtiyacım vardı. Ne zamandır çıkamıyoruz." dedi İlayda heyecanla.
Zeynep ona döndü ve "Bugün güvenli taraf sen oluyorsun bebeğim. Buna çok ihtiyacım var." dedi. Güvenli taraf; o gün minimum alkol alarak, fazla alkol almış olan arkadaşına sahip çıkan taraf demekti.
Genelde ikisi de çok sarhoş olmazlardı ama eğer birisi o gün çok içecekse diğer kişi güvenli taraf olarak her türlü sorumluluğu üzerine alırdı. Genelde güvenli taraf Zeynep olsa da bugün İlayda'ya çok ihtiyacı vardı. Hele son yaşanan saçma olaylardan sonra.
Güvenli taraftan kastını anlayan İlayda bıkkınlıkla "Hayır Zeynep yaaa." diye karşı gelmeye çalıştı. "Ama daha sana anlatacaklarımı duymadın." dedi Zeynep. Yol boyunca Mert'in yaptığı pisliği anlattı, barın önünde durduklarında İlayda kesinlikle güvenli taraf olmaya razıydı.
Zeynep ve İlayda arabayı valeye verdikten sonra içeriye girdiler. Uzun aynalı koridordan bile içerdeki renkli ışıklar duyuluyor, yüksek sesli müziğin sesi duyuluyordu. İçeriye girdiklerinde önlerine çıkan merdivenlerin başından bir müddet içeriye baktılar.
Mert barı tamamen kapatmamıştı sadece arkadaşlarını çağırarak birlikte kutlamayı teklif etmişti. Zeynep'in aklında Mert'e birkaç kelime ederek hayatından tamamen çıkarmak, İlayda ile barın başka bir kısmında eğlenmek vardı.
Bu yüzden yukardan gördüğü tanıdık simâların bulunduğu yere yürüyerek Mert'i aramaya başladı. Hemen arkasında da İlayda takip ediyordu onu.
"Hey Zeynep." dedi bir erkek sesi. Zeynep o yöne döndüğünde üniversite zamanı Mert ile ortak arkadaşı olan Uğur'u gördü. "Hey Uğur." dedi samimi olmayan bir gülümsemeyle. Uğur, "Seni görmeyi beklemiyordum. Şaşırdım doğrusu. Özellikle Mert seni aldattıktan sonra barışmazsınız di-" "Aldattıktan sonra mı?" diye bağırdı Zeynep, barın sesinden kendini duyurabilmeyi umarak.
Uğur pot kırdığını farkettiğinde her şey için çok geçti. Hemen "Ze-Zeynep sakin ol. Lütfen." diye onu sakinleştirmeye çalıştı. Zeynep tehditkâr bir şekilde dişlirini sıkarak "Şimdi bana her şeyi anlatmazsan bütün hıncımı senden çıkartırım." dedi.
Uğur sesli bir şekilde yutkunduktan sonra dışarı çıkarak ona her şeyi anlatmayı kabul etti. Dışarda sessiz ortamda kızlara Mert'in üniversite zamanı yaptığı itlikleri anlatan Uğur "Lütfen benden duyduğunu söyleme. Beni gebertir." diye yalvardı Zeynep'e.
Zeynep "Merak etme bunun için hali olmayacak." dedi ve hızla bara geri döndü. İlayda da öfkesi ile ateş saçan arkadaşının hemen bir adım arkasından onu takip ediyordu.
Zeynep az önce geldikleri masaya yaklaşırken etrafı daha dikkatli taramaya başladı. Sonunda bir kız ile konuşan Mert'i gördüğünde sinsice gülümsedi ve o yöne yürümeye başladı.
Zeynep'in kendisine gülümseyerek yaklaştığını gören Mert de karşısındaki kadına veda etti ve yüzünde kocaman sırıtmasıla ona doğru yaklaşmaya başladı. "Hoşgeldin Zeyn-" daha lafını bitirmeden Zeynep'in dizini kasıklarına gömmesi sonucu acı ile iki büklüm olurken nefesi içinde tıkandı.
Zeynep, iki büklüm haldeki adamın saçından sol eliyle tutarak tutarak kafasını kendi yüzüyle aynı hizasında kaldırdı ve sağ gözüne bir yumruk geçirdi. Tekrar saçından yakalayarak kulağına yaklaştı ve "Bir daha bana yaklaş bak o zaman sana ne yapıyorum." dedi tehditkâr bir şekilde.
Saçlarından elini çekerek çıkışa yöneldiği sırada Mert'ten bir bağırma sesi daha duydu. Arkasına baktığında iki gözünü tutarak yerde yatan Mert'in başında sırıtarak dikilen İlayda'yı görünce kıkırdamadan edemedi.
İlayda da Zeynep'i takip edeceği sırada kendisine gülerek bakan arkadaşını görünce gülümsemesi kahkahaya dönüştü. İki kız kendilerine atılan tuhaf bakışlara aldırmadan mekandan çıktılar.
Keyfi biraz olsun yerine gelen Zeynep İlayda ile başka bir mekana sürdü aracını hemen. Gecenin ilerleyen saatlerinde ikili fazla kendini kaybetmeyecek şekilde eğlendi. İlayda'nın ruh halini bozmak istemeyen Zeynep bugün yaşadıklarını da anlatmaktan vazgeçerek kafasını dağıtmaya odaklandı.
Belki de İlayda haklıydı Fırat'tan uzak durmalıydı. Belki de başka birini bulabilirdi. Kendisini sevebilecek birini... Gecenin sonunda yine İlayda Zeynep'den daha fazla sarhoş oldu. Zeynep de çok alkol almadığı için arabayı kullanmaya karar verdi.
Bu saatte, bu haldeki İlayda'yı evine götüremeyeceği için kendi evine sürdü direkt. Sarhoş arkadaşını bayılmadan asansöre oradan da dairesine sürüklemeyi başardığında onu direkt misafir odasına götürdü ve yatağa yatırdı.
Kendisi odasına girdi, kıyafetlerini değiştirmeden önce tekrar duşa girmeye karar vererek banyoya yöneldi. Hızlı ve tazeleyici bir duşun ardından rahat pijamalarını giyerek oturma odasına yöneldi.
Duş ne kadar ferahlatıcı olsa da, ayılmış ve uykusu kaçmıştı. Gece geç olmaya başladığı için papatya çayı içerek uykusunu tekrar toparlamayı umdu.
Kupasındaki çay ile rahat koltuğuna yerleşmeden önce terasın kilitli kapısını açarak içeriye temiz hava dolmasına izin verdi. Salonun ışıklarını söndürerek dışardaki dolunaydan terasa vuran ışık ile oturdu.
Elinde papatya çayını yavaş yavaş içerken havanın içerisinin biraz serinlediğini farketti ama kapıyı kapatmaya üşendiği için koltuğunun köşesindeki battaniyesine uzandı. Etrafına battaniyeyi sardıktan sonra çayını ağır ağır yudumlamaya devam etti. Bu sırada da tekrar hayatının ne kadar karman çorman ilerlediğini düşünmeye başlamıştı.
-
Zeynep üşüdüğünü hissederek üzerindeki örtüyü düzeltmeye çalıştı. Ne kadar çabalasa da bir köşeyi kapatamadığını farkedince hafifçe uyanmaya başlamıştı ki birisi istediği yeri örttü. Gelen ısınma hissi ile tekrar uykusuna dalacakken bir anda güneş ışınlarının evin içine dolduğunu farketti.
Gözleri aralandığında karşısında koltuğunun kumaşını görmesiyle kaşlarını çattı ve sıkıntıyla tekrar gözlerini kapatarak yastığa gömdü. Gece koltuğunda uyuyakalmıştı anlaşılan.
Bir dakika... Az önce birisi üzerini mi kapatmıştı? İyi de İlayda uyandırılmadan asla uyanmazdı ki. Özellikle akşmadan kalmaysa... Zeynep yastığa gömdüğü kafasını sağına, yani terasa bakan tarafa çevirdi. Yavaşça ve korku ile gözlerini açmaya başladığında karşılaştığı güneş ışınları ile gözlerinin alışması biraz zaman aldı.
Tam olarak görmeye başladığında ise gördüğü yeni yüz ile kaşlarını çattı, hızla doğrulurken "Se-sen de kimsin?" diye sordu merakla. Bu sırada da yan daireden Fırat'ın ve bir kadının bağrış seslerini duymaya başlamıştı.
<▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪>
Kelime Sayısı: 1350
Yayımlanma Tarihi: 10 Mart 2022
Merhabaa dostlar.
Umarım beğenmişsinizdir.
Gelen kişi kim acaba?
🙄🙄🙄
Teorileriniz merak ediyorum.
Oy atmayı, yorum yapmayı unutmayın lütfeeeeğn.
_Binsan_
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top