- 12 -
Zeynep hafta başında Çiçek Hanımın vekaleti ile ilgili resmi işlemleri hallettikten sonra İlayda'yı ziyarete gitti. İlayda yaraları tam iyileşmemiş olsa da artık ayaklanmış, dolanmaya başlamıştı.
Ofisini düzene sokmak için ayaklanan Zeynep İlayda'nın uzun ısrarlarına dayanamayarak onun da kendisi ile gelmesine ikna oldu. İkili Merve Hanımı da ikna ettikten sonra ofis için gerekli mobilyaları almak için alışverişe çıktı.
-
Ertesi gününde mobilyalar gelmeden önce temizlik yaptırmak için bir temizlik şirketini aradı. Temizliğin ardından ofise gelen Zeynep'e İlayda da katıldı.
Boş odanın etrafında dağınık ve paketli halde eşyaların duruşu Zeynep'i korkuttu. Bir de dolapların parça parça geldiğini gördüğünde sıkıntıyla bir nefes verdi. Bu şekilde bir yere varamayacağını anlayan Zeynep, ilk olarak gelen iki kişilik rahat koltuğun poşetlerini açarak İlayda'yı oraya oturttu.
İlayda yardım etmek için ısrar etti ama Zeynep, İlayda'ya aldığı küçük objelerin tozunu alsın diye eline bez tutuşturdu. Kendisi de mobilyaların kartonlarını çıkardı ve kurulum klavuzunu incelemeye başladı. Bu sırada çalan telefonu gözünü kağıttan ayırmadan açtı.
"Alo." dedi, telefonu kulağına koyarak. "Alo Zeynep. Merhaba." diye Selim'in sesi duydu. "Selim. Merhaba." dedi neşeyle. "Seni birkaç gündür görmedim. Nerelerdesin merak ettim." dedi.
"Ah evet. Bu aralar biraz işim var." diye cevapladı Zeynep. Kağıttan gözünü ayırdığında karşısındaki mobilya parçaları ile gülümsedi ve "Şu an müsait misin?" diye sordu merakla.
"Evet şu an bir işim yok. Ne oldu ki?" "Sana bir konum atacağım şarjlı matkap al gel." dedi Zeynep sorusunu görmezden gelerek ve hemen telefonu kapattı. Konumu gönderdikten sonra koltuğa İlayda'nın yanına çöktü.
İlayda elindeki bibloyu silerken "Bu adamlar hiç tekin insanlar değil Zeynep. Bence fazla güveniyorsun bunlara." dedi. "İlayda şimdiye kadar bana faydadan başka bir şey getirmediler. Kaç kere beni Ali'nin yanındayken korudular." dedi Zeynep hafif gülümseyerek.
İlayda gözünün ucuyla arkadaşına baktığında küçük gülümsemesini gördü. Hemen elindekileri bırakarak koltuğa yan oturarak ona doğru döndü. "Hangisi?" diye sordu.
Zeynep kaşlarını çatarak arkadaşına baktı ve merakla "Ne hangisi?" diye sordu. "Hangisine tutuldun?" dedi İlayda hemen. "N-ne? Ne tututlması? Saçmalama İlayda?" dedi gözlerini önüne çevirirken telaşla.
Zeynep'i çok iyi tanıyan İlayda gözlerini kısarak arkadaşına baktı "Fırat değil mi? Zeynep o adam mafya." dedi kızarcasına sesini yükselterek.
"Mafya falan değil." diye savundı Zeynep, gerçekten öyle olmamasını umarak. "O zaman Ali'yi nerden tanıyor. Peki o bahsettiği mecburen üstlendiği işler ne? Lütfen biraz mantıklı düşün." dedi.
Zeynep yenilgiyle yüzünü düşürerek arkadaşına döndü ve "İlayda ne hissediyorum bilmiyorum ama normal hissetmediğim doğru. Gerçekten tarif etmesi çok zor..." dedi ardından derin bir soluk verdi ve yüzünü ellerinin arasına gömdü.
"Bak günlerdir bunu düşünüyorum. Ondan kaçmak istiyorum ama sürekli de yüzünü görmek istiyorum. Bana baksın sürekli, bana gülümsesin istiyorum." diye itiraf etti. Sonra kafasını ellerinden kaldırarak dolmuş gözlerle arkadaşına döndü ve "İlayda ben annem öldüğünden ve abim beni terk ettiğinden berri ilk defa güvende hissettim. Yıllar sonra ilk defa.. Ve bu kadar az tanıdığım bir adamın yanında böyle hissetmek beni korkutuyor." dedi sesi çatlarken.
İlayda onun bu haline dayanamadı ve kollarını etrafına sararak sıkıca sarıldı ona. "Zeynep sana bir şey olmasına dayanamam. Benim tek istediğim güvende ve mutlu olman. O adam senden kaç yaş büyük-" "Dedi küçükken bizden dokuz yaş büyük abime aşık olan kadın." diye kıkırdadı Zeynep.
Zeynep kucaklamadan ayrılırak gözlerini arkadaşına dikti ve "Hâlâ onu seviyorsun değil mi? Bu yüzden kimse yok hayatında." dedi. İlayda gözlerini kaçırırken boğazını temizledi ve "Saçmalama Zeynep." dedi.
Zeynep gözlerindeki kıkırdayarak gözündeki yaşları sildi. "Bizim neden herkes gibi normal aşk hayatlarımız yok ki?" dedi. İlayda gerginlikle gülümserken arkadaşına mendil uzattı.
"Zeynep bak onun hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Lütfen kapılma." diye konuyu değiştirmeyi denedi İlayda. "Bu hissettiklerin güven duygusundan dolayı olan bir duygu yanılsaması olabilir. Gel bir süre bizde kal. Kafanı toparlamış olursun." diye devam etti.
Zeynep elini yüzünü yıkamak için lavaboya doğru yürürken "Bakarız." diye mırıldandı. Banyoda soğuk suyla ferahladıktan sonra yüzünü havlu kağıda kuruladı ve aynadaki yansımasına baktı. Daha fazla ağlamamak için elindekini çöpe atarak içeriye geri döndü.
Zeynep, İlayda'ya eşyaların tozunu almasında yardım ederken bir yandan da sarhoş olduğu gece başına gelen rezilliği anlatmaya başlamıştı. "Hafif alkollü kafayla seni değilde Mert'i aradım-" çalan kapı ile durdu ve "Neyse sonra anlatırım." dedi ve İlayda itiraz ederken kapıyı açmak için ayaklandı.
Delikten Selim'i görünce gülümseyerek açtı kapıyı. Selim yüzünde merakla etrafına bakarken açılan kapı ile Zeynep'e dikti gözlerini.
"Umarım matkap istemenin mantıklı bir sebebi vardır." dedi. "İçeriye gir, kendin gör." dedi Zeynep. Selim içeriye girdiğinde karşılaştığı İlayda'ya nazik bir gülümsemeyle selam verdi. İlayda da ona selam verdi, şüpheci ve soğuk bir tavırla.
Selim İlayda'nın soğuk tavrına aldırmadan etrafına bakınmaya başlayınca arkasında duran Zeynep'in derdini anlayarak güldü. "Demek patron oldun heh?" diye sordu eğlenerek.
"Evet ve senin gibi bir çalışana hayır demem doğrusu." dedi şakayla. "Güzel teklif. Fırat beni kovmaya karar verirse bunu değerlendireceğim ama bu iş benden olsun." dedi göz kırparak. İkili birbirinin şakasına gülerken İlayda dikkatle Selim'i izliyordu.
-
Selim mobilyaları klavuza göre monte ederken Zeynep de ona yardım ediyordu. İlayda ise bir yandan toz alırken bir yandan da çaktırmadan ikiliyi izliyordu. İşlerin bitmesine yakın İlayda Selim'e az da olsa güvenmeye başlamıştı. Yine de araştırma yapmayı aklında tuttuğundan emin oldu.
Zeynep yeni monte edilen masası ve kitaplıkları Selim ile yerlerine yerleştirdi. Son olarak dönen sandalyesini ve İlayda'nın temizlediği eşyaları da yerleştirdikten sonra gülümsemeyle dönerek yeni ofisini inceledi.
"İkinize de çok teşekkürler. Gerçekten siz olmasaydınız ne yapardım bilmiyorum." dedi minnetle. "Benim yerime muhtemelen bir usta çağırırdın." dedi Selim gerçekçi bir tavırla. Zeynep gözlerini devirirken İlayda kafası ile onu onayladı ve "Ve bir de temizlikçi bir abla." diye ekledi.
"Müsadenizle size teşekkür etmeye çalışıyorum." diye sitem etti Zeynep şakayla, kıkırdarken. "Teşekküre gerek yok Zeynep ama çok teşekkür etmek istersen lahmacun ısmarlayabilirsin." dedi Selim göz kırparak. "Ben bu adamı sevmeye başladım." diye onayladı İlayda onu.
"Sanırım bunu yapabilirim." dedi Zeynep telefonundan sipariş vereceği numarayı çevirirken. Siparişleri verdikten sonra Zeynep tekrar lavaboya gittiğinde İlayda yüzüne ciddi bir ifade vererek "Selim Bey..." "Selim yeterli." diye düzeltti Selim samimiyetle gülümserken.
"Selim Bey, siz neden Zeynep'e bu kadar yardım ediyorsunuz?" diye sordu aklındaki soruyu.
Selim ilk önce duyduğu soruyu beklemediği için şaşırsa da "Ben kötü birisi değilim İlayda Hanım. Zeynep'e neden bu kadar ısındığımı ben de bilmiyorum ama gerçekten içimden geldiği için ona yardımcı oluyorum.
Ben küçükken hep bir kızkardeşim olsun isterdim. Büyüyünce bu hayalimi Zeynep ile karşılaştığımda hatırladım. İnanın bana benim niyetim çok masum ve yemin ederim tek derdim onu korumak." diye cevap verdi açık açık.
İlayda bu kadar açık sözlülük karşısında şaşırsa da belli etmedi. "Ben polisim Selim Bey. Herkese kolay kolay güvenmem ama size güvenmek istiyorum. Bu güvenimi boşa çıkarmayın sakın. Pişman ederim." dedi. Zeynep'in içeriye geldiğini duyunca ikili hiçbir şey olmamış gibi davranmakta zorlanmadı.
-
Yemeklerini yerken Zeynep bir yandan da aklına takılan soru ile daldı. Sonunda Selim'in kendisine seslendiğini duyunca transtan kurtuldu ve "Hm." diye mırıldandı histerik bir şekilde.
"Müşteri diyorum. Müşterin var mı?" diye sordu Selim elindekinden bir ısırık almadan önce. Zeynep ağzındaki lokmasını bitirirken "Aslında şimdilik sadece Çiçek Hanım var." dedi. Çiçek'in ismini duyan Selim'in gerildiğini farkeden Zeynep aydınlanmış bir şekilde, "Şimdi anladım Çiçek Hanım'ın adını her duyduğunda neden durgunlaştığını ve tuhaf davrandığını." diye ekledi.
Selim merakla kaşlarını çatarak Zeynep'e baktığında omuz silkerek "Fırat Bey anlattı." dedi. Selim, Fırat'ın bu yaptığına şaşırırken Zeynep "Çok sevdiğini söyledi." dedi, sanki laf oraya gelmiş gibi. Olayları bir de Selim'den dinlemek istiyordu.
Şimdiye kadar konuşmaları sükunetle dinleyen İlayda da merakla kulak kabarttı. Selim başıyla onayladı ve kendisine bakan Zeynep'i görünce de "Evet. Çok seviyordu... Oldukça fazla." dedi.
Zeynep duyduklarından etkilenmemiş gibi elindeki yemeğini yemeye döndüğünde Selim sıkıntıyla devam etti. "Hatta bir keresinde Çiçek ve Ali ilk evli olduğu ilk yıllarda bir süre küsmüşlerdi. O günlerde Fırat'a geldi, konuşmak istediğini söyleyerek.
Fırat'tan özür diledi, hata ettiğini anladığını söyledi. Ali'den ayrılmak istediğini söyledi. Tekrar Fırat ile birlikte olmak istediğini söyledi. Birkaç gün Fırat düşünmek istedi daha sonra hiçbir şey olmamış gibi onu affetti. Ama Çiçek Ali ile barışarak Fırat'ı bir kez daha yüzüstü bırakmakta gecikmedi.
Açıkçası korkuyorum, yine aynı şeyler olur diye. Çünkü ben ne zaman bu sefer tamam bitti dersem Çiçek geri dönüyor ve Fırat yine dağılıyor." diye açıkladı sıkıntıyla nefes alarak. Elinde kalan yemeğini iştahı kaçtığı için masaya bıraktı.
Duyduğu şeylerden dolayı Zeynep'in de yeme isteği bir anda kaybolmuştu. O da elindekini önündeki masaya koydu ve karşısındaki sandalyede oturan adam "Umarım bir daha üzülmez." dedi. Ama içinde kötü bir hisle.
Olayların en başından berri Fırat'ta başka bir şey olduğunu biliyordu. Çiçek için Ali ile düşmandı belli ki. Zeynep'e bu kadar yardım etmesinin nedeni de ortaya çıkmıştı. Zeynep bir kez daha aşk hayatının yüzünü güldürmeyeceğini farkederek İlayda'nın teklifini kabul etmeye karar verdi.
-
Sohbet ederek yedikleri yemeğin ardından ayaklandılar. Selim kendi arabası ile gelirken İlayda ve Zeynep de Zeynep'in arabası ile aynı binaya yol aldı. Üçlü asansörden indikten sonra farkli dairelere girmek için ayrıldılar.
Selim, Zeynep'den uzak durmaya çalışan ama onu merak eden Fırat'a -Ali'nin onun peşine düşeceğini düşündüğünden- rapor vermek için onun dairesine yöneldi. Kızlar ise İlaydalarda kalmaya karar veren Zeynep'e birkaç parça eşya toplamak için Zeynep'in dairesine girdi.
Elindeki çantalarla daireden çıktıklarında Zeynep, İlayda kapısını kilitlerken Fırat'ın dairesine yürümemek için kendisini zor tuttu. Dairenin terasını ve daire kapısını kilitleyen İlayda, ailesinin bulunduğu lüks malikaneye doğru yola koyulmadan önce Zeynep'e destekleyici bir şekilde gülümsedi.
-
"Karar." dedi hakim, herkesin ayaklanmasına sebep olarak. "Davacı tarafın mahkememize sunmuş olduğu video kayıtlarında da göründüğü üzere Ali Aslanoğlu'nun Çiçek Aslanoğluna şiddet uyguladığı açıkça görülmektedir. Görüntülerde aile birliğinin tekrar dizelemeyecek şekilde bozulduğuna bu yüzden tarafların nikah ahdinin bozulmasına...
Ayriyetten Ali Aslanoğlu'nun, davacı Çiçek Aslanoğlu'nun avukatı Zeynep Gümüş'ün evine izinsiz girdiği ve kendisini birçok kez tehdit ettiği hatta kendisine şiddet uyguladığı, tanık Fırat Durmaz ve tanık Selim Erdemli'ninde ifadeleri ile doğrulandı.
Bütün bunların yanında Ali Aslanoğlu'nun pişman olduğunu söylemesi, kıyafet ve davranışları da göz önüne alınarak Ali Aslanoğlu'nun toplam 6 ay 28 gün hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi." dedi hakim mahkemenin bittiğini belirtmek için tokmağını vurarak.
Zeynep sabahtan berri yaşadığı gerginliğe bir de Ali'nin aldığı indirimi duyunca ağlamamak için kendisini zor tutuyordu. Ali içeriye gelen askerler tarafından kelepçelenirken sesizce karşısındaki kadın avukata ve eski karısına dikti gözlerini. Askerler kendisini mahkeme salonundan sürüklerken ise seyirci sandalyesinde kendisine yan bir şekilde sırıtan Fırat'a ve hemen yanındaki Selim'e son bir bakış attı.
Zeynep dahil kimse Fırat ve Ali'nin mahkemeye gelmesini beklemiyordu. Hem yaptıkları tanıklıklar çok işlerine yaramış hem de Zeynep'in yüzüne bir gerçeği vurarak kendine gelmesini sağlamışlardı. Fırat Çiçek'i hâlâ çok seviyordu.
Ali salondan çıkartıldığında, Çiçek mutlulukla kollarını Zeynep'e sardı. "Her şey için teşekkürler Zeynep. Bunların hepsi senin sayende oldu." dedi sarılmadan ayrılırken. Zeynep ağlamamak için kendini zor tutarken dişlerini göstermeden gülümsedi ve "İşim bu Çiçek Hanım." dedi.
Çiçek, seyirci banklarından ayaklanarak kendilerine bakan Fırat ve Selim'e bir bakış attıktan sonra "Kaybettiğim özgürlüğümün yanında başka şeyleri de bulmama neden oldun. İzninle Fırat gitmeden onu yakalamam gerekiyor." dedi. Fırat'a doğru yürümeden önce Zeynep'e kocaman gülümseyerek.
Zeynep ise bugün her şeye rağmen kaybettiğini bilerek mahkeme salonundan çıkmak için kapıya yöneldi. Burada kalarak Fırat ve Çiçek'in tekrar barışmasını izleyebilecek kadar güçlü değildi. Kapıdan çıktıktan sonra gözünden düşen yaşı elinin tersi ile sildi.
<▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪>
Kelime Sayısı: 1777
Yayımlama Tarihi: 6 Mart 2022
Merhabaaaa. Arkadaşlar gerçekten dilenci değilim ama yani beğenerek okuyorsanız bir oy atın be. Di me ama? İnsan emeklerinin karşılığını alınca mutlu oluyor.
😶😶
Teorilerinizi duymayı çok isterim :)
Sevgilerle
_Binsan_
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top