- 11 -
Zeynep 'kraliçemiz' kelimesiyle kaşlarını çatarken "Ne?" diye fısıldadı şaşkınlıkla. Dün gece ne yaşanmıştı burada be?
▪▪▪
Zeynep'in şaşkın ifadesini gören Fırat, kendini tutamayarak ufak bir kahkaha attı. Onun kahkahasını duyan Zeynep bir an kalbinin hızlandığını hissetti. Daha önce yüzünde hiç bu kadar büyük bir gülümseme görmediği için hiç gözünü ayıramadan yüzünün ayrıntılarını izledi.
Zeynep Fırat'ı izlerken yüzünde oluşan gülümsemeyi farkederek, hemen yüzünü eski şaşkın haline getirdi. "Dü-dün ne oldu? En son Mert'i aradığımı hatırlıyorum." diye sordu, son cümlesini daha çok kendi kendine sordu.
Fırat'ın yüzündeki ifade biraz düşerken arkasını döndü ve Zeynep gelmeden önce yaptığı işe geri döndü. Sırtını döndüğünde Zeynep onun usta bir şekilde kahvaltı hazırladığını farketti. Şoktan dolayı önünde ada tezgahtaki kahvaltıyı farketmemişti.
Fırat elinde iki tabakla tekrar Zeynep'e önünü döndüğünde yüzünde ufak bir gülümseme vardı. "Hadi otur. Kahvaltını yerken anlatırım." dedi Fırat. Zeynep Fırat'ın ufak bir gülümsemeyle kendisine baktığından yüzünün tekrar ısınmaya başladığını farketti.
"Be-ben bi' elimi yüzümü yıkayayım, geliyorum. Sen başla istersen." dedi. Cümlesini tamamlamadan odasına yürümeye başlamıştı bile. Altına bir şey giymeden gittiği için kendine küfürler savurarak altına eşofman şortlarından birini geçirdi. Hemen koşaradım lavaboya yöneldi.
Aynada karşılaştığı görüntü ile kendisinden tiksindi. Makyajsız olsa da yüzünde yastık izi ve dün yediği şeylerin birkaç lekesi vardı. Saçları karmakarışıktı.
Zeynep hemen lavabosunun dolabını açarak oradan bir lastik toka çıkardı ve saçlarını dağınık topuzda topladı. Ardından suyu açarak elini ve yüzünü iyice yıkadı. Havluyla kurulandıktan sonra daha fazla Fırat'ın yanına mutfağa döndü.
Salondan mutfağa doğru yürürken Fırat'ı gördü. Elindeki kahverengi sigarayı gözleri kapalı bir şekilde içiyordu. Zeynep sessizce yürüdüğünden geldiğini farketmediğini düşündü. Yanına yaklaşırken dikkatle onu inceliyordu.
O an ilk defa Fırat'ı tişörtle gördüğünü farketti. Sıfır kollu laciver tişörtü satesinde kollarındaki dövmeler rahatlıkla günyüzüne çıkmıştı. Saçları tane tane alnına dökülürken Zeynep bir kez daha ne kadar yakışıklı olduğunu düşünmeden edemedi.
Masanın başına geleli birkaç saniye olmuştu ki "Öyle izleyecek misin, yoksa oturmayı düşünüyor musun?" diye sordu Fırat. Gözlerini açarak direkt Zeynep'in gözlerine kitlerken dudağı hafifçe sağ tarafa kıvrılarak sinsi bir gülüşe dönüştü.
Zeynep duyduğu şey ile hafifçe sıçradı. Ardından sandalyesine otururken "Sizin böyle maharetleriniz olduğunu bilmiyordum." dedi. Fırat omuz silkerken "Herkes bilmez." dedi.
Zeynep gözlerini önünde profesyonelce hazırlanmış masadan karşısındaki adama çevirirken bir kaşı kalktı ve omuz silkerek "Neyse.." dedi. "Benim asıl merak ettiğim dün gece ne olduğu? Ve siz birkaç şey söyleyebilirsiniz sanırım." dedi.
Fırat yüzünde gülümsemeyle kıkırdarken "Sanırım söyleyebilirim ama sen duymak ister misin merak ediyorum?" dedi. Zeynep ağzındaki lokma boğazına kaçarken öksürmeye başladı. Ne yani onunla mı...? Yok daha neler? Hayır hayır hayır.
Fırat'ın sırıtarak uzattığı bardaktaki sudan bir yudum alırken ağzındaki lokmayı sakince yuttu ve "Bi-biz.. Biz bir şey yapmadık değil mi?" diye sordu merakla keklerken artan heyecan yüzünden kalbi yine hızlanmıştı.
"Aslında birçok şey yaptık." diye açıklamya bşaldığında Zeynep'in gözleri büyüdü. "Ama korktuğun şeyi yapmadık merak etme. Ben çoğunun aksine sarhoş birinden faydalanmaya kalkmam." dedi, yüzünde gülümseme olsa da dişlerini sıkarak.
Zeynep duydukları ile kaşlarını çattı. "Ben terastaydım, biriyle... Oturuyordum. Sonra sen de terasa çıktın baya keyfin yerindeydi, sanırım biraz da sarhoştun. Hatta baya sarhoştun. Peşine de o doktor çıktı. Pişkin pişkin sırıtıyordu.
Siz de oturdunuz biraz fazla neşeyle sohbet ediyordunuz. Ben içkimi içerken biraz sessizlik oldu. Daha sonra sen bağırarak kavga etmeye başladın. Yanına geldiğimde o doktoru göndermem gerektiğini söyledin." dedi yüzündeki eğlenceli ifade büsbütün silinirken sinirlili bir hale büründü.
Zeynep de öfkeyle dolmaya başlarken Fırat; elindeki kahverengi sigara izmaritini söndürdü, gözlerini karşısındaki kadından kaçırdı. "Sonra?" dedi Zeynep merakla. "Sonra... Sonra onu gönderdim. Sen kötü durumdaydın biraz...
Sarhoşken baya saçmalıyorsun diyebilirim. Kötü moddan çıkman iki dakikanı almadı. Kendini İstanbul'un kraliçesi ilan ettikten sonra havuza atlamaya karar verdin." dedi kıkırdayarak.
"Havuzdan çıkmanı bekledim ama sarhoş Zeynep bana şaka yapmak istemiş olacak ki yüzeye çıkarak çırpınmaya başladı. Ben boğuluyor diye havuza atladığımda da yüzeye çıkarak kahkaha atıyordu kendileri." diye devam etti, Zeynep'in yaptıklarını duydukça utançtan gözlerini kaçırmasını ve kızarmasını gülümseyerek izlerken.
"Zar zor havuzdan çıkardım içeriye kadar taşıdım, üzerini değiştirmem gerekiyordu bu yüzden dolabına bakıyordum geri arkamı döndüğümde yoktun.
Seni mutfakta yerde çikolata yerken ve içki içerken buldum. 'Daha fazla enerjiye ihtiyacım var.' dedin. Ama odana giderken lavaboya koştun ve hepsini geri çıkardın. Sonra da kıyafetlerini değiştirdim. Zaten hemen sızdın." diye anlatımını tamamladı, dün gece olan birkaç detayı atlayarak.
~~~
Zeynep ve Mert terasa çıkmadan önce Fırat, Zeynep'in ilk gün karşılaştığı burnu havada kadınla tartışıyordu, kendisine gitmesini ve konuyu başka zaman tartışmalarını söylüyordu.
Mert ile terasa çıktığındaysa yanındaki kadına hiç dikkati kalmamış, bütün odağı ikili olmuştu. Zeynep oldukça sarhoşken bir elinde alkol bir elinde Mert'in eli terasa girerek oturma alanına oturdu.
Yanındaki Mert halinden oldukça memnun bir halde pişmiş kelle gibi sırıtıyor, sana olan yakınlığını hiç bozmuyordu. Oturduklarında dibine iyice sokularak Zeynep'i usul usul öpüyor, ellerini yavaşça vücudunda dolaşıyor bir yerden de kulağına onu özlediğini tekrar birlikte olmak istediğini söylüyordu.
Zeynep ise o halinle bile rahatsız olduğunu belli ediyordu. Sonunda onu kendinden itelediğinde sabahtan berri gözlerini ikiliye diken Fırat ayaklandı. Zeynep, Mert'e 'Artık gitsen iyi olur Mert. Bu konuyu konuşmuştuk.' diye bağırdı biraz ayılmaya başlarken.
Bu cümle ile Zeynep'e biraz daha yaklaşmaya kalkan Mert'i ensesinden tutan Fırat hızla geri çekti. Zeynep tekrar şişesinden içmeye dönerken heyecanla onları izlemeye başladı. Fırat'ın geri çekmesi ile yere düşen Mert, şimdiye kadar yan terasa hiç bakmadığı için Fırat'ı ilk defa farketmişti.
Şaşkınlıkla gözleri büyürken ayaklandı Fırat sabahtan berri sıktığı yumruğunu gözünün üstüne indirdi. Zeynep heyecanla derin bir nefes soludu ve tezahürat yapmaya başladı.
Fırat yere düşen Mert'e yaklaşarak kulağına "Şimdi git buradan." diye hırladı. Mert gözünü tutarak hızla ayaklandı ve kaçtı. Zeynep'i tanıdığı için bu olanları unutacağını biliyordu ve bunu aleyhine kullanabileceğini de biliyordu.
Mert gittiğinde Fırat sinirle döndü Zeynep'e ama onun ağladığını görünce siniri bir anda endişeye dönüştü. Hızla yanına oturdu "Zeynep n-ne oldu?" dedi. "Teşekkürler onu buradan gönderdiğin için. Göndermesen belki de.." sonunda hıçkırıklarla omzuna ağlamaya başladı.
Alkolden dolayı biraz fazla duygusal davrandığını anladığında sakinleşmeni bekledi sonra tekrar şişeye uzandığını farketti Zeynep'den önce davranarak almasına mani oldu. Zeynep, "Sanırım uyumalıyım, değil mi?" diye sorduğunda şaşırmadan edemedi.
Kafası ile onaylarken "Evet, evet uyumalısın." dedi. Zeynep kendi isteğiyle ayaklandığında bunda bir bit yeniği olduğunu bilmeliydi. Zeynep koşarak havuza atladı. Gerisi kendisinin de anlattığı gibiydi. Zeynep'i giydirdikten sonra hemen sızması hariç.
Zeynep'in salaş bluzunu çıkardıktan sonra üzerine tişörtünü geçirdi. Alttan pantalonunu çıkarttıktan sonra onu da bir kenara fırlattı. Zeynep yatağa düşerek oturdu. O Zeynep'i hafifçe yatırdıkan sonra bir an gözleri kitlendi. Fırat fazla yakın olduklarına karar vererek uzaklaşacağı sırada Zeynep, onun kafasını tutarak kendine çekti ve öptü.
Fırat bir an Zeynep'in dudaklarını hissedince şaşkınlıkla gözlerini büyüttü. Ama kendisi de oldukça alkollü olduğu için karşılık vermesi çok uzun sürmedi. Zeynep'i öperken çok farklı hissetti. Hiç hissetmediği bir şey. Bu hisle biraz ayıldı ve Zeynep'den uzaklaştı.
Ne yapıyordu? Gencecik bir kadının sarhoşluğundan mı faydalanıyordu?
Üstelik o hissettiği şey neydi? Sanki ilk defa öpüşüyor gibi. Ergen bir çocuk gibi..
Utanmasa 'Kelebekleri hissettim ve bulutların üstündeydim.' derdi bu durum için ama olmazdı. Olamazdı...
Zeynep'in mızmızlanmana aldırmadan yatağa yatırdı ve sızana kadar tek kelime etmedi, daha sonra da dairesinden ayrıldı.
~~~
Kahvaltıdan sonra Zeynep hâlâ yaptığı şeylerden utanarak kıpkırmızı bir halde bir sürü teşekkür ve özürle Fırat'ı kendi dairesine uğurlarken, Fırat senin dün gece olan hiçbir şeyi hatırlamamanı umdu.
<▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪>
Kelime Sayısı: 1160
Yayımlanma Tarihi: 28 Şubat 2022
Merhaba.
Umarım beğenirsiniz.
Bunu atmakta geciktiğim için kontrol etmeden atıyorum. Umarım çok fazla hata yapmamışımdır.
Bölüm hakkında yorum ve teorilerinizi görmeyi çok seviyorum :)
Oy atmayı, yorum yapmayı ve kendinize iyi bakmayı unutmayınız.
Bir sonraki bölümlerde görüşmek üzere. Sevgilerle...
_Binsan_
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top