- 17 -
Zeynep de onu yolcu etmek için kapıya kadar yürüdü. "Bir sorun yok değil mi?" diye sordu kadın endişeyle, telefondaki konuşmasını hatırlayarak.
"Aslında var hem de büyük bir sorun, gelince anlatırım. Size iyi eğlenceler ve her şey için tekrar teşekkürler." dedi Fırat, bir an Zeynep'in gözlerine baktıktan sonra kapıdan çıktı ve kendisini izleyen kadına bir gülümseme gönderdikten sonra ona arkasını döndü ve sıkıntıyla asansöre doğru adımladı.
▪▪▪
Zeynep, tekli koltukta oturarak, elindeki çayından bir yudum aldı. Bu sırada gözleri rahat kanepesinde uyuyan küçük, sevimli çocuktaydı. Bugün çocuğun ağzından kaçırdığı şeyleri düşünürken sıkıntıyla iç çekti.
Dairesinin kapısından gelen güçlü vuruş sesleri ile düşüncelerinden sıyrıldı Zeynep. Aras uyanmasın diye hızla kapıya doğru adımlayarak kapıdaki kişiyi karşılamaya gitti. Kapıyı açmadan önce delikten baktığında Fırat'ın geldiğini görünce hemen kapıyı açtı.
Yorgun görünen Fırat, gülümseyerek selam vereceği sırada Zeynep işaret parmağını bir hemşire gibi sudaklarına götürerek "Şşş... Sessiz ol, Aras uyuyor." diye uyardı kapıdaki adamı.
Fırat, kadını başıyla onayladıktan sonra içeriye girmesi için kenara çekilerek yön gösterdiğinde sessizce içeriye yürüdü. Kendisini takip eden kadın ile birlikte koltukta uyuyan oğlunun olduğu salona girdi.
Koltuğun önündeki orta sehpeya oturarak oğluna bakan Fırat'ın yüzünde yorgun bir gülümseme oluştu. Elini uzatarak oğlunun saçlarını usulca sevdikten sonra üzerindeki battaniyeyi düzeltti.
Hiç ses etmeden onu izleyen Zeynep onun bu sevgi dolu hallerine alışık olmadığı için yüzünde gülümsemeyle izledi hareketlerini ama sonra yüzündeki ifadeden bir şeyler olduğunu anladı. Hoşuna gitmeyecek bir şeyler olduğunu...
Elini Fırat'ın sırtına koyarak kendine bakmasını sağladı. "Biraz konuşabilir miyiz?" diye sordu Zeynep fısıltıyla. Fırat kadını başıyla onayladı. "Sen terasa geç ben bize içecek bir şeyler getireyim." dedi Zeynep ve mutfağa adımladı.
Fırat oğlunun saçlarının arasına bir öpücük kondurdu ve mutfağa doğru giden kadını takip etmeye başladı. Kupalara çay koyan Zeynep, içeriye giren adamı görünce "Direkt içeçek getireyim dedim ama açsan yemek de ikram edebilirim." dedi.
Fırat çaylara bakış atarak "İçecek dediğin bu mu?" dedi yan bir sırıtmayla. "Ne bekliyordun! İçki ikram edeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun ama kahve veya soğuk bir şeyler verebilirim." diye seçenek sundu. "Bu iyi." diye temin etti Fırat onu.
"Yemek istemediğine emin misin?" diye sorusunu tekrarladığında Fırat "Hayır, teşekkürler." diye temin etti Zeynep'i. Kupalarını alan ikili sessizce salondan geçtikten sonra havanın kararmış olduğu terasa çıktılar. Yan yana büyük koltuğa oturarak önlerindeki ahşap sehpaya ellerindeki kupaları koydular.
Bir süre sessizce oturduktan sonra Zeynep Fırat'ın düşünceli yüzüne döndü. "Gittiğin nedenden dolayı mı moralin bozuk?" diye sordu merakla. Fırat da Zeynep'in yüzüne döndü birkaç saniye gözlerine baktıktan sonra kafasıyla onayladı.
"Evet, o yüzden." "Anlatmak ister misin?" diye sordu ladın bu sefer. "Emily... Buradan direkt savcılığa başvurmuş, benim kendisini bugün darp ettiğimi iddia etmiş ve... Aras nüfusta benim üzerime kayıtlı değil bu yüzden onu alıkoyduğumu söylemiş, şikayette bulunmuş. Sonra da bir avukatla tutarak dava açmış. Uzaklaştırma kararı çıkartacak... Aras'ı bir kez daha benden koparacak. Bizim avukata da ulaşamıyoruz... Bir şekilde buharlaşmış gibi..." diye açıkladı Fırat. Sesi yorgun ve bitkin çıkıyordu. Konuşması bitiğinde gözlerini kapadı ve derin bir iç çekti.
"Sana yardım etmek istiyorum." dedi Zeynep hiç düşünmeden, Fırat'ın kendisine bakmasına neden olarak. Adam merakla kendisine bakarken "Sana yardım edebilirim. Bugün olanları gördüm ve bildiğin üzere oldukça iyi bir avukatım." diye açıkladı.
"Öncelikle o savcıya giderek olaya şahit olduğumu söylerim ifademi veririm. Bu sıradada Aras için bir velayet davası açarız ve şimdiye kadar senden sakladığı için işimiz kolaylaşır." dedi Zeynep, adamın umutla gülümsemesine sebep olarak.
"Ama..." dedi kadın Fırat'ın merakını çekerek. "Ama?" "Ama sana birkaç soru soracağım ve birkaç tane de şartım var." diye cevap verdi. Fırat kafası ile onaylayarak merakla kadını dinlemeye başladı.
"Öncelikle bu kadın..." "Emily" diye tamamladı Fırat. "Evet Emily... Onunla hikayenizin tamamını bilmem gerekiyor. Yani... Neden ayrıldınız? Neden Aras'ı senden sakladı? Neden şimdi ortaya çıktı? Ve şimdiki ilişki durumuznuz ne? Hepsini açık açık anlatmanı istiyorum." dedi Zeynep.
Fırat yüzünü gökyüzüne çevirerek açıklamaya koyuldu. "Amerika'dayken tanıştım Emily ile. Romantik bir ilişkimiz yoktu, en azından benim için çünkü onun için farklıydı.
Onu uyardım bana bağlanmamasını ona karşı bir şey hissetmediğimi ve hissetmeyeceğimi söyledim. Sorun olmadığını söyledi. Bir süre sonra da tamamen onunla ilişkimi kestim.
Biz ayrıldıktan iki hafta sonra hamile olduğunu öğrenmiş... Tahminimce çocuk doğduktan sonra bana karşı koz olarak kullanabileceğini düşünerek aldırmamış... Altı ay önce... Amerika'dan buraya geri dönüş yapmadan önce yani, şans eseri öğrendim ondan çocuğum olduğunu. Hemen nerede olduğunu buldum gerçekleri öğrendim.
Önce kabullenemedim, baba olmaya hazır hissetmedim. Ama sonra bana odasında uyuyan Aras'ı gösterdi. Çocuğa karşı tuhaf bir şey hissettim..." dedi yüzünde ufak bir gülümsemeyle. "Anneme anlattığımda 'Kan çekmiştir.' dedi." diye şaka yaptı, kendi şakasına kıkırdarken. Zeynep onun bu haline gülümsedi ve Fırat anlatmaya devam etti.
"Ertesi gün Aras'la tanıştım, Emily'nin yaptığı tek iyi şey bir ismini türkçe koyması ve ona türkçe konuşmayı öğretmesiydi. O gün farkettim ki Aras'ı babasız bırakmaya hakkımın yoktu. Sonra babamın cenaze haberini aldım. Onun yerine işlerin başına geçmem gerekiyordu. Bu da temelli dönüş demekti. Bu yüzden onları da peşimde buraya sürükledim. Şimdiye kadar onlar için tuttuğun evde kalıyorlardı.
En başta Emily planının düzgün işlediğini düşünmüş olacak ki ses etmiyordu. Hatta buraya ilk geldiğim hafta baroşmak amacıyla gelmişti, süpriz yapmış." dedi Fırat dalga geçen bir gülümseme takınarak, Zeynep hangi günden bahsettiğini anladığında kıskançlıkla gerildiğini hissetti.
Fırat cebinden pahalı, gümüş bir sigara tabakası çıkardı. Tabakadan kahverengi bir sigara sardıktan sonra yaktı. Zeynep'in kendisine attığı hayran bakışlardan bihaber anlatmaya devam etti.
"Ama benden yüz bulamayınca, böyle bir şey olmayacağını anlamış olacak ki hırgür çıkarmaya başladı. Sabahta Amerika'ya döneceğini söylemeye gelmiş, Aras'la birlikte. Ben kabul etmeyince de etrafı dağıttı. Gerisini de biliyorsun zaten." diye bitirdi anlatmayı.
Sigarasından derin bir nefes daha aldıktan sonra yanındaki kadına döndü. Kadının elindeki sigaraya baktığını görünce "Üzgünüm. Rahatsız olup olmadığını sormadım. İstersen-" diye başladığı konuşmayı Zeynep "S-sorun yok. Rahatsız olmuyorum." diye kesti.
Adam'dan gözlerini kaçırarak o da kafasını önüne çevirdi. Bir süre düşünüyormuş gibi görünerek kafasını az önceki hayranlıkla izlediği adamdan almaya çalıştı. Tekrar odak noktasını tokladıktan sonra tekrar Fırat'a dönmeye cesaret edemeden konuştu.
"Sana anlatmam gereken bir şey var Fırat." dedi sıkıntıyla. Adamın kendisine baktığını biliyordu, bu yüzden cesaretini toplayarak o da bakışlarını ona çevirdi.
"Bugün Aras'la zaman geçirirken ağzından bir şeyler kaçırdı, farkında olmadan..." "Ne kaçırdı?" diye sordu adam merakla. "Bu bir babaya nasıl söylenir bilmiyorum. Ama... Emily... o Aras'a şiddet uyguluyor. Hem fiziksel hem mental.." dedi adamı şaşkına çevirerek.
Fırat yüzü öfkeli bir hâl alıdıktan sonra hızla ayaklandığında Zeynep hemen arkasından kalkarak onu kolundan yakaladı. "Dur! Fırat sakin ol!" dedi, sinirli adamın kolunu sıkıca tutarak olduğu yerde sabitledi ve tam önünde durdu. Gözlerini Fırat'ın gözlerine bakarak "Sana şartlatım olduğu söylemiştim. İlk şartım sakin olman. Biliyorum çok zor ama sakin olmalısın." dedi.
Fırat birkaç derin nefes alış verişinden sonra kafası ile kadını onayladı. Zeynep adamın kollarındaki tutuşunu gevşetirken "Otur ve sakinleş... Söz veriyorum bir daha Aras'ı ona vermek zorunda kalmayacaksın." diye temin etti sinirli adamı.
Fırat az önce kalktığı yere tekrar otururken Zeynep karşındaki sehpaya oturdu, bir elini adamın dizine destekleyici manada koyarak, ona doğru baktı. "Bak sana işimiz kolay demeyeceğim. Zor... Çok zor ama başaracağız birlikte." dedi. Fırat kadının gözlerine bakarak söylediklerini dinleyince sakinleştiğini hissetti.
"Senin biraz kendine çeki düzen vermen gerekiyor... Ne iş yaptığını bilmiyorum ama eğer kanunsuz bir şey yapıyorsan, bundan vazgeçmek zorun-" "Sadece inşaat şirketi. Ailemizin çok düşmanı olsa da zannettiğin gibi şeyler yapmıyoruz." diye kesti onun sözünü Fırat.
Zeynep kafası ile onayladıktan sonra devam etti "Kadınlardan.. yani şu tek gecelik ilişkilerinden vazgeçmelisin ve bir ilişkin olursa da Aras'ın karşısında ahlak kurallarına dikkat etmelisin. Tavsiye istersen eğer ciddi ve düzeyli bir ilişkin olması işimizi kolaylaştırır." dedi. Bunu gözlerine bakmaya cesaret edemeden açıkladı. Sevdiği adam git evlen demek hayatında yaptığı en kötü tavsiyeydi.
Fırat'ın kendisine uzun uzun baktığından habersiz, hemen konuyu değiştirerek "Alkolü de azaltmalısın.. Baya azaltmalısın. Sigarayı da çocuğun yanında içme lütfen." diye uyardı. "Gerisini ben halledeceğim, en kısa sürede eline gelecek velayet kağıdı. Ama sen dediklerime dikkat etmek zorundasın."
Gözlerini tekrar Fırat'a çevirdi. Fırat zaten kahverengi gözleri ile derin derin kendisine bakıyordu. Koltukta öne doğru eğilen adam dirseklerini bacaklarına yaslamış bir şekilde oturuyordu. Kendisi de sehpada oturduğu için aralarında sadece bir karışlık bir mesafe vardı.
Fırat boyundan dolayı Zeynep'e biraz üstten bakarken kadın utançla kızardığını hissetti. Utansa da gözlerini önündeki adamdan çekemiyor ya da geri doğru hamle yapamıyordu. Derin bakışmayı bölen Fırat, gözleri kadının dudaklarına kaydığında kendisine gelmiş olacak ki biraz geri çekilerek bakışlarını kaçırdı.
Zeynep onun geriye çekilmesi ile utanarak, kızarıklığının arttığını hissetti. Ne zannediyordu ki... Öpeceğini falan mı?
Daha sonra Zeynep oturduğu yerden kalakarak koltuktaki eski yerine geri döndü. Çayının soğumuş olmasını aldırmayarak onu içmeye koyuldu. Birkaç dakikalık sessizlikten sonra Fırat gergin sessizliği dağıtmak için "Aras seni üzdü mü bugün?" diye sordu.
Az önce geri çekildiği için kadının utandığını biliyordu. Zeynep'i kötü hissettirmek istememişti. Ne diye onun dudaklarına bakmıştı ki. Dudaklarının ne kadar öpülesi durduğunu düşündüğü an korkarak geri çekildi. Bunu yapamazdı...
Kadın kendisine yardım etmeye çalışan komşusu, arkadaşıydı... Gencecik bir kadındı... Kendisi ise çocuğu olan kocaman bir adam...
Ona böyle şeyler hissedemezdi... Zaten hissetse de karşılık bulamaz anca kendini mutsuz ederdi. Artık inkâr etmiyordu bu genç kadına bir şeyler hisseyordu ama bu hissettikleri ancak canını yakar, mutsuz ederdi...
Ya etmezse? Ya gerçekten mutlu olursanız? diyen içsesini görmezden gelerek cevap alabilmrk için yanındaki kadına döndü.
Kadın, yüzünde oluşan küçük bir gülümsemeyle kafasını sağa sola salladı. "Üzmedi... Birlikte alışveriş çıktık, ona oyuncak aldık. Ağzından kaçırdı, oyuncak olarak bir arabası varmış sadece, onu da babannesi vermiş. Denizci olmaya meraklı... İki tane plastik kılıç ve bir kaptan şapkası aldı." diye kıkırdadı Zeynep.
"Seninle oynamaya çok hevesli görünüyordu. Sonra parka gittik, ebelemeceyi bile bilmiyor. Öğrettim birlikte oynadık. Sonra eve geldik yemek yaparken beni usluca izledi, sonra yemeğini yedi. Ben mutafağı toplarken, izlemesi için çizgifilm açmıştım televizyondan onu izlerken uyuyakaldı. Bir saattir de uyuyor. Yoruldu sanırım. Sabaha kadar uyanmaz." diye anlattı Zeynep, küçük çocukla geçen renkli gününü.
Yanındaki adama döndüğünde onunda yüzündeki gülümsemeyi gördü. Bu adam tanıdığı günden bu yana ne kadar çok değişmişti gözünde. İlk gün gördüğü taş yürekli donuk bakışlı adam yoktu karşısında artık.
"O çok sevgi dolu bir çocuk." diye yorum yaptı kadın adamdan bakışlarını ayırmadan. Adam kendisine döndüğünde de sözlerine devam etti "Her şeye rağmen içindeki sevgiyi korumuş."
<▪▪▪▪▪▪▪▪▪>
Kelime Sayısı: 1636
Yayımlanma Tarihi: 30 Mart 2022
Bu bölümden pek emin değilim. Beğenemedim gibi.
Bir de çok durağan.
Şimdi size bir soru aksiyon mu olsun istiyorsunuz romantizm mi?
Ve fikir vermek isteyen olursa dinlemekte çok hevesliyim.
Teşekkürler...
_Binsan_
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top