- 10 -

"Çiçek. O benim eski sevgilim." diye söze başlayan Fırat ile Zeynep, tekrar yerine yerleşerek sessizce dinlemeye başladı. "Daha çok gençtik... Beni sürekli terkediyordu, küçücük sebeplerden. Ben çok seviyordum. Bu yüzden beni affetmesi için her şeyi yapıyordum...

Sonra olgunlaşmaya başlamıştık büyümüştüm. Onunla evlenmeyi düşünmeye başlamıştım. Ama o beni mecburen üstlendiğim işimi, bahane ederek ayrıldı. Ben evlenme teklif ederek özür dilemeyi planlarken evlendiği haberini aldım. En yakın arkadaşım Ali ile..."

▪▪▪

Zeynep duydukları ile şaşkınlık ile kala kaldı. Bir süre karşısındaki adamın sesindeki acısını fiziksel olarak gördü sanki. Sevdiği kadın ve dostu...

Zeynep sol elini kaldırdı, bir süre kararsızlıktan sonra sırtına koyarak destekleme amacıyla hafifçe sıvazladı. "Ço-çok üzgünüm. Gerçekten." dedi.

Fırat yeni doldurduğu bardağı tek yudumda içti. Yüzünü alkolden dolayı buruşturdu. Bu sırada onu dikkatle izleyen Zeynep, ne kadar yakışıklı olduğunu farketti.

Keskin çene çizgisi ve elmacık kemikleri, ne kısa ne uzun koyu kahverengi saçları, çoğu zaman soğuk olan kahverengi gözleri. Katladığı gömlek kollarının açıkta bıraktığı dövmeler..

Zeynep içinde tuhaf bir şey hissetti. Sanki karnında birşeyler hareket ediyor, orayı karıncalandırıyor gibi. Bu duyguyu hatırlıyordu. Hastanede Fırat kollarını etrafına sardığında da aynısı olmuştu ama İlayda'ya bir şey olacak korkusu her şeyi unutturmuştu.

Hissettiği karıncalanma bir an korkmasına neden olurken, Zeynep hızla elini Fırat'ın sırtından çekerek önüne döndü. Hislerini istemediği bir şekilde yorumlayan zihnini sakinleştirmek için gözlerini kapatarak derin nefesler alıp verdi.

Fırat kendi derdinde, elindeki yeni doldurduğu bardaktaki içkisini yudumlarken; Zeynep ona gerginliğini belli etmemeye çalışarak "Eğer başka bir dava olsaydı, senin için için Çiçek Hanım'ı yalnız bırakabilirdim ama böyle hasas bir meselede onu yüzüstü bırakamam. Üzgünüm." dedi.

Fırat gözlerini elindeki bardaktan ayırmadan "Onu bırakmanı istemiyorum, onu bu dertten kurtarmalısın. Hatta bana ihtiyacın olursa, yardım istemekten çekinme." dedi.

Zeynep duyduğu cümle ile kırıldığını hissetti. Hayal kırıklığı ile yanında oturan adama baktığında, farkındalık onu vurdu. Fırat'tan hoşlanmaya başlamıştı...

Zeynep tekrar önüne dönerken başı ile onayladı ve sesini normal çıkarmaya çalışarak "Te-teşekkürler Fırat Bey. Yardımınıza ihtiyacım olursa Selim'e ıulaşırım. İyi akşamlar." dedi.

Fırat duyduğu 'bey' kelimesi ile bir an şaşırdı. Fark mı etmemişti yoksa bir haftadır bu kelimeyi ilk defa mı kullanmıştı. Gözlerini elindeki amber rengi içkiyle yarı dolu, tombul, cam viski bardaktan yanındaki kadına çevirdiğinde; kadının gözlerini gün batımına dikmiş, güneşin son ışıkları yüzüne vururken, yüzünde hüzünlü bir ifadeyle ayaklandığını gördü.

Fırat bir şey olup olmadığını sormak istese de son anda vazgeçerek "İyi akşamlar Zeynep." dedi. Zeynep bir an buruk bir gülümsemeyle baş selamı verdi ve dairesine yol aldı. Fırat ne olduğunu merak ederken elindeki alkolden bir yudum daha aldı. Çalmaya başlayan telefonunu cevapladığında, alkolün de etkisiyle bilinci kolayca telefonun diğer ucundaki kadına kaydı.

-

Zeynep terastan içeriye girdiği an yorgun bir halde koltuğuna çöktü. Rahat koltuğun arka kısmına kafasını yaslarken gözlerini yumdu. Aklına Fırat'ın az önceki akşam güneşindeki yüzü geldi. O keskin çene hattı, güzel biçimli sakalı, ince pembe duda...

Zeynep birden açtı gözlerini. Düşündüğü şeyleri farketmesiyle kızarmaya başladığını hissetti. Neler oluyordu böyle? Tamam hayatında ilk defa bir erkek tarafından korunduğunu hissetmişti hatta ilk defa bir erkeğin kollarında güvende hissetmişti...

Ama olmazdı. O erkek kendisinden on üç yaş büyük olan yan komşusuydu. Üstelik o başka birini seviyordu, hatta başka biri de onu seviyordu. Bir de adam mafya gibi bir şeydi.

Zeynep uzun zaman boyunca zihinde kendisinin Fırat'a aşık olmadığına ikna etmeye çalıştı ama her seferinde aklına Fırat'tan aldığı küçük gülümsemeler geliyor ve kendisini yenik duruma düşürüyordu.

Zihninde geçen birkaç saatlik savaşın ardından daha fazla böyle dayanamayacağına karar veren Zeynep ayağa kalktı. Fırat'ın yöntemini deneyerek alkol ile kafasını dağıtmaya karar verdi.

Elinde uzun zamandır beklettiği viski ve bir de bardak ile tekrar koltuğa döndü. Bardaktan alacağı ilk yudum sırasında terastan gelen kadın kahkahası ile durdu. İçinde alevlenen kıskançlık ile elindeki bardağı fondipledi. Aldığı alkolden yüzünü buruşturdu.

Alkolün kokusu bile onu sarhoş ederken bu yaptığı şeyin kötü sonuçları olacağını biliyordu. Cuma akşamı olduğu için yarın öğlene kadar bir işi yoktu ama başka kötü bir şey yapmamayı umdu. Çünkü sarhoş hali hiç mantıklı şeyler yapmış değildi şimdiye kadar. Bu yüzden hep İlayda ile içerdi.

İkinci bardağını doldururken alkolün kanında dolaşıma geçtiğini hissediyordu bile. İstediği gibi bilinci kolaylıkla Fırat'tan çeken Zeynep, İlayda'yı aramak için eline telefonu aldığında onun iyileşme sürecinden dolayı alkol alamayacağını hatırladı.

Tam yenilgiyle dudak büzerken rehberde karşısına çıkan isim ile gülümsedi. Geçen hafta hastaneden ayrılırken değiş tokuş ettiği numara. Mert... İkinci kere bile düşünmeden arama tuşuna bastı.

-

Zeynep yüzüne vuran güneş ışığından dolayı uyanmaya başlarken kafasındaki ağrı yüzünden yüzünü buruşturdu. Zorlukla açmaya başladığında yatağında yattığını anladı. Birkaç dakika daha gözlerini kapatarak kafasındaki ağrıyı dindirmeye çalışma çabasındayken, içeerden gelen sesle gözleri faltaşı gibi açıldı.

İlayda olamazdı, bundan emindi. Hızla yatakta doğrulurken üzerinde dün akşamki kıyafetlerden farklı bir şey olduğunu gördü. Şaşkınlığı artarken ağzı aralandı, düşünürken aklına dün geceden birkaç kesit gelmeye başladı.

En son Mert'i aradığını hatırlıyordu. Ondan sonrası yoktu. Üzerine baktığında sadece uzun oversize tişörtlerinden biri olduğunu gördü. Etrafta dün gece giydiği şeyler saçılmış haldeydi.

Ne yani? Mert ile saçma sapan bir hata yapmış olamaz değil mi? Üstelik ondan ayrılmış olmasına rağmen...

Zeynep heyecan ve korkudan dolayı hızlanan kalbi ile düşünmeye çalışırken, beyni resmen ona inat gibi durmuştu. Sonunda ne olursa olsun bununla yüzleşmek zorunda olduğunu bildiği için cesur davranmaya karar verdi. Yani elinden geldiğince yapacaktı. Sonuçta ilişki içinde olmadığı halde sevişen ilk insan değillerdi. Üstelik Fırat bunu birçok kadı...

'Tamam şimdi Fırat'ın hiç sırası değil.' diye azarladı zihnindeki iç sesi. Yatağından ayaklanarak üzerindeki kıyafete göz gezdirdi. Sadece kalçasının yarısına kadar gelen birtişört olduğu görünce kızarmadan edemedi.

Utançtan kızarmış yüzü ve heyecandan artan halp hızı ile odasından ayrıldı. Minik adımlarla salona doğru giderken zihninde Mert'e söyleyeceği cümlelerin provasını yapıyordu. 'Bak Mert, her şey için özür dilerim. Çok sarhoştum. Dün gece ne oldu bilmiyorum ama...'

"Fırat!?" diye bağırdı mutfakta gördüğü adamla. Heyecandan yüzündeki ısının iki katına çıktığını hissetti. Fırat onun sesi ile yüzünü tezgahtaki işinden, sadece bir tişörtle kendisini şaşkın yüz ifadesiyle izleyen kadına çevirdi.

Zeynep'in tatlı şaşkın ifadesi, üzerinde seksi tişörtle tezat oluşturduğunu görünce, yüzünde mani olamadığı yan, sinsi bir sırıtma oluştu. "Günaydın. Demek Kraliçemiz uyandı." dedi dün gece yaşadıkları şeylere ithafen.

Zeynep 'kraliçemiz' kelimesiyle kaşlarını çatarken "Ne?" diye fısıldadı şaşkınlıkla. Dün gece ne yaşanmıştı burada be?

<▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪>

Kelime Sayısı: 993
Yayımlama Tarihi: 27 Şubat 2022

Merhabaaa..

Merak etmeyin bu bölümün devamını bugün atmayı planlıyorum. Sadece bu kadarı ile çok heyecan oluşturacağına eminim :)))

Acaba neleri merak ediyorsunuz. Ve acaba ben diğer bölümde ne kadarını açıklayabileceğim.

Teorilerinizi bana da söyler msiniz? Çok merak ediyorum da.

Bir de gerçekten dilenci değilim ama yazdığım bölümlerin fav alması beni çok mutlu ediyor. Özellikle okumaya başlayanların okuduğu bölümlerden öncekileri de favlaması... aman Allahım aşk bu demek işte 😂😂😂

Şaka bir yana oy veren, yorum yapan herkese teşekkürler.
💙💙💙

Sevgilerim ve saygılarım ile...

_Binsan_

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top