BÖLÜM 6: ŞOK

Sabah uyandığımda keyfim yerindeydi. Ayaz'ı unutmuştum. Aşağıya inip annemle babama günaydın dedim. Bugün pazar olduğundan evdelerdi. Kahvaltıya oturdum. Annem yine dökdürmüştü. Bir ara gözüm saate ilişti. Saat on ikiye çeyrek vardı.

Evet, biraz fazla uyuyoruz biz ailece ne var? Tatilin tadını çıkarmak lazım değil mi ama?

O an aklıma geldi. Bu gün okulun kayıtlar ve diğer işleri olanlar için açık olduğu gündü. Ben de dolaptaki birkaç kitabımı almak için okula gitmeliydim. Ve okul saat on ikide kapanıyordu! Hemen üzerime bir şeyler giyip evden çıkıyordum ki, annem beni kapıda durdurup düne göre daha iyi olup olmadığımı sordu. İyiyim dedim. Merak etmesin kadıncağız. Zaten iyiydim. Anneme yalan söylemezdim.

Sonra tam gaz okula. Dolaptan kitaplarımı aldım. Tam o anda biri arkadan gözlerimi kapattı.

"Bil bakalım ben kimim?"

Tabiki hemen tanımıştım. Sevinçle gözlerimi kapatan elleri tuttum.

"Arzu!"

"Nerden bildin yaa!"

Gözlerimi açtı ve sarıldık. Arzu benim en yakın arkadaşımdı. Aslında o, Gamze ve ben üçlüydük ama ben artık Gamze ile hiçbir şekilde muhattap değildim. Olmazdım.

"Ne demek nereden bildin? Seni nasıl tanımam zuu?"

Ona genelde zuu derdim.

"Ayy! Canım arkadaşım benim!"

Çok özlemiştik birbirimizi. Tekrar sarıldık, haset giderdik. Arzu sordu:

" Melek, Serdar'la aranızın kötü olduğunu duydum. Ne oldu?"

" Nerden duydun acaba? Her şeyden de haberin var, ben sana daha anlatmamıştım ki. "

"Bilirim ben sen onu boşver de söyle.  Ne oldu?"

"Şunu söyleyeyim, bizim artık Gamze diye bir arkadaşımız yok. Anladın mı? O pislik Serdarla benden gizli gizli... ayy söylemeye dilim varmıyor!"

" Neee! Valla senin ağzından duyana kadar inanmayayım dedim ama şimdi inandım. Vay Gamze hanımefendiye bak sen hele, meğer biz onu arkadaşımız bilirken, o arkamızdan ne işler çeviriyormuş! Sen merak etme, ben ikisine de haddini bildiririm. Benim kankamı üzmek neymiş görsünler. Ayrıca Serdardan da hiç beklemezdim doğrusu. "

"Hayır hayır! Bir şey yapma lütfen.  Ben artık bunları düşünmekten çok yoruldum. Ne olduysa oldu bana ne. Gidenin arkasından üzülmeyeceksin. Hatta illa gitmek istiyorsa, kolundan sıkı sıkı tutup bir anda bırakacaksın ki, daha hızlı gitsin. "

" İlahi Melek, senin bu laflarına da bayılıyorum. "

Böylece çıkış kapısına doğru sohbet ede ede yola koyulduk.

Ama ben bir anda durakaldım. Gördüğüm şey karşısında donup kalmamam imkansızdı.

Öğrenci işlerinin önünde, okula kayıt yaptıran biri vardı. Masmavi gözleri, kumral, dik saçları ile çok yakışıklı olan biri. Olamaz! Bu... Ayaz'dı!



Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top