BÖLÜM 4: İLK YAKLAŞMA
Multimedya: Ayaz'ın gözleri
" Bu da kim?" diye sordum Ayaz'a. Korkuyla ayağa kalktı. Yavaşça mağaranın ağzına doğru ilerledi. Bir yandan da bana eliyle dur işareti yapıyordu. Korkuyla, ama kısık sesle atıldım:
" Ayaz, yoksa bu şu senin kaçtığın adam mı?"
" Şşşşşş! Şimdi bir şey söyleyeceğim ama sakin olacaksın. Evet, bu o silahlı adam. "
Daha önce hiç böyle bir şey yaşamamıştım. Zaten normal bir insanda yaşamazdı.
" Silahlı olduğunu iyiki belirttin gerçekten şimdi kesin sakinim. Ya kafayı mı yedin ben nasıl sakin olayım şu an? Hemen gitmeliyiz buradan! "
" Tamam, Şimdi ona görünmeden buradan çıkacağız tamam mı? Sen sakin ol. "
"Denerim ama pek başarılı olamayacağım sanırım. " sonra yavaşça dışarı süzüldük. Biraz ilerledik. Adamın sesi duyulmaz olmuştu. Bir oh çektim:
" Ohhhh, kurtulduk sanırım. Sen ne dersin? "
" Evet muhtemelen" Daha da ilerledik ormanda. Hava kararıyordu. Orman daha da karanlıktı tabi ki. Ben Ayaz'a fısıldadım:
" Offff, keşke fenerlerimi yanıma alsaydım. Çok karanlık burası. Ben çok korkarım karanlıktan! "
" Ay o kadar korkak olma, bak çıktık zaten şehre, tamam sakin. "
" Öf be tamam. Senin de zaten ağızına takılmış bir sakin ol lafı, sürekli onu söyleyip duruyorsun."
"Tamam be bir daha demem."
O sırada şehre varmamıza çok az kalmıştı. Birden arkamızdan gelen ses ile ikimiz de donup kaldık:
" İşte buldum seniiii"
◇◇◇
Arkamızı aynı anda döndük, ve dönmemizle şehirde koşmaya başlamamız bir oldu. Bu o adamdı ve elinde silahla bizi takip ediyordu.
Yaklaşık üç dakikadır aralıksız koşuyorduk ve çok yorulmuştuk. Koşmaya devam ederken Ayaz bana şöyle dedi:
" Ya bu böyle olmayacak. Bizim bu adamdan kurtulmamız gerek."
" Biz derken? Ya bir saniye ben niye kaçıyorum ki zaten adam senin peşinde!"
Gerçekten ben neden kaçıyordum ki? A, evet adam silahıydı ve ben silâhtan oldum olası korkardım.
"E sıkıyosa dur şu köşede o zaman"
Evet öyle bir şey olamazdı tabiki bu korkum yüzünden.
" Of iyi tamam. Nasıl yapacağız peki? "
" Bir planım var ama bana güvenmen gerek. Bana güveniyor musun?"
Ben? Yeni tanıştığım, hatta tanımadığım bir adama güveneceğim öyle mi? Hayır öyle biri değilim.
" Bu ne biçim soru tabi ki güvenmiyorum."
" Ya tamam haklısın yeni tanıştığın birine güvenmemekte ama bak arkamızda silahlı bir adam var. Sadece bir kerecik güven bana nolur! Yoksa burada ölüp gideceğiz ikimizde."
Güvenmekten daha iyi bir fikrim yoktu.
" Offf tamam ne yapacaksın?"
Sormaz olaydım. Gerçekten sormaz olaydım. Yaptığı şey beni allak bullak etmişti.
Gecenin karanlığı ve şehrin ışıkları birbirine karışmıştı. Çok güzel bir görüntü vardı. Ayaz beni kolumdan tutup ıssız bir çıkmaz sokağa soktu. Girişinde ağaçlar vardı. Bizim gorünmemizi biraz engelleyebilirlerdi ama kesinlikle daha kesin bir plan bulmalıydı Ayaz. Adamdan birkaç saniyeliğine korunabileceğimiz bir yerdi burası. Ne yapacağımızı anlamadım ve sordum:
" Ayaz neden geldik buraya? Çıkmaz sokak burası nereye kaçacağız?"
" Sadece bana güven tamam mı? Sessiz ol ve konuşma." Çaresizdim. Yapacak bir şeyim yoktu. Kendimi ona bıraktım. Beni çıkmaz sokağın çıkmaz olan duvarına yasladı. Önümde durdu ve bana yaklaştı. Çok korkuyordum ve korkumu gayet yansıtan bir şekilde ona bakıyordum. Ne olacaktı şimdi?
Kollarını dirsekleri üzerinde başımın iki yanına koydu. Kaslı ve geniş kolları benim yüzümü kapıyordu. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. O kadar yakındı ki! Onun yüzü de bu yakınlaşma sebebiyle görünmüyordu. Birden o adamın ayak seslerini duyduk. Bir yandan da kızgın kızgın söyleniyordu. Ayaz bana fısıldadı:
" Sessiz ol, sakin ol" Yüzü o kadar yakındı ki nefesi yüzüme çarpıyordu.
"Ayaz, ne yaptığının farkında mısın sen?" Çünkü gerçekten farkında değil gibiydi. Bana fazla yakındı. Ve fısıldadı:
"Değilim."
O o kelimeyi söylediği an benim tüm vücudum korku ile kasıldı. Beni öpeceğini hissediyordum. Ve tanımadığım, sevgilim bile olmayan birinin beni öpmesi en son istediğim şeydi.
Silahlı adam tam çıkmaz sokağın başında durduğunda dudaklarıma eğildi. Bu yüzümüzün görünmesini engelliyordu ama o an kesinlikle onu düşünemiyordum. Tek düşündüğüm az sonra olacaklardı.
Ayaz yaklaştı, yaklaştı ve sonunda dudakları dudaklarıma deydi.
Ama sadece deydi. Sadece deymekle kaldı. Beni öpmedi. Durdu. Dudakları dudaklarımdayken durdu. Sonra bir anda dudaklarını dudaklarıma sürterek çekildi. Yüzünü yüzümün yanına çekti.
Rahatladım. Ama çok şaşkındım. Az önce olanlar da neydi böyle?
Yüzümün önünün açılmasıyla silahlı adamı görmem bir oldu. Ama neyseki arkası dönüktü ve bizi görmedi. Çekip gitti. Ben de öylece kalakaldım.
İşte bu Ayaz'ın başıma açtığı ilk belaydı.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top