TAŞINMA

Şeyma 10 yaşında bir çocuktu. Tek çocuktu. Ankara'da güzel bir hayatı vardı. Ta ki  annesi ona Muğla'da yeni bir iş bulduğunu söyleyinceye dek.

"Anne buraya neden taşındık ki" diye sordu Şeyma. Bu esnada gözyaşları yanaklarından aşağıya doğru yavaşça akmaktaydı.

"Güzel kızım bu konuyu seninle daha önce konuştuk burada artık yeni bir hayata başlayacağız biliyorum Ankara'ya alışmıştın arkadaşlarını da özleyeceksin,  ama, burada da yeni arkadaşlar edineceksin merak etme".

"Ben yeni arkadaşlar istemiyorum ki. Benim zaten dostlarım var".

"Peki sen bilirsin".

"Keşke hep Ankara'da kalsaydık ya".

"Kızım asma artık yüzünü bak burayı da seveceksin,alışacaksın zamanla.  Yeni arkadaşlar edineceksin" dedi Ömer. 45 yaşında memur bir  adamdı. Yoğun bir iş hayatı  vardı.

"Kızımızla bende konuştum hayatım,  ama,  beni  dinlemiyor" dedi Suzan mutfakta makarna yaparken.

"Zaman hayatım tek  ihtiyacı olan o alışacaktır hemen ilk  gün her şeyi kabul etmesini beklemiyoruz herhalde henüz o  daha bir çocuk".

"Haklısın hayatım".

"Taşınmak zor hele ki  söz konusu olan farklı bilmediğin bir şehirse".

Taşınmak zordu.

"Anne ben biraz bahçeyi dolaşacağım".

"Tamam kızım,  ama, geç kalma birazdan yemek yiyeceğiz".

"Tamam  anne".

Şeyma evinin bahçesini dolaşmaya başladı. Etraf yemyeşildi. Sakin huzurlu bir yerdi. Güvercinleri seyretti. Bir ara onları besledi.

Ta ki sesler duyuncaya dek.

Nereden geliyordu bu  sesler böyle? kafasını çevirip gökyüzüne baktığında onları gördü.

Yarasalar. Burası yarasa doluydu. Çok korkmuştu.  Birden bayıldı.

Gerisini hatırlamıyordu. En son gördüğü kabus ise karanlık bir mağarada sıkışmış, nefes alamaz haldeyken yarasaların ona bakıp havada gülümsemeleriydi. 

Gözleri şeytan gibiydi.

Karanlık yaklaşıyordu.


Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top