SÜRPRİZ

Serpil 7 yaşındaki kızı için sürpriz bir doğum günü partisi hazırlamıştı. Bir önceki günde diğer kızı Ecem'in doğum günüydü. Ecem Serpil'den üç yaş büyüktü. 10 yaşındaydı.

Menekşe 48 yaşında bankacı bir kadındı. Kocası Cenk ise mimardı. 50 yaşında çalışkan bir adamdı. Onlar mutlu bir aileydiler.

Serpil ablası Ecem'in odasına girdi. Ecem uyuyordu. Bir önceki doğum günüydü. Ve ona da epey akrabalardan hediye gelmişti. Oysa bugün onunda doğum günüydü. Ona kimse hediye almamıştı. Çok üzülmüştü. Ablasını o gün ilk defa kıskanmıştı.

Oysa Serpil'in  annesinin ona hazırladığı sürprizden haberi yoktu. Masus annesi de, babası da doğum gününü unutmuş gibi davranmışlardı. Bu oyuna ablası Ecem'de dahildi. 

Serpil banyoya girdi. Ağlayan gözyaşlarını havluyla kuruladı. Madem öyle onu sevmiyorlardı oda intikamını alacaktı.

İntikamı acı olacaktı.

Ablasının odasına girdi.Hiç ses çıkarmadı. Bütün hediyeleri gizlice banyoya taşıdı. Ve hepsini eline aldığı makasla kesti. Önce kıyafetleri, sonra şapkayı, daha sonra da oyuncakları. İşte bu kadar diye düşündü. Problem ortadan kalkmıştı.

Ecem,  uyandı. Birde ne gördün? hediyeler birdenbire ortadan kaybolmuştu.

"Anne hediyeler odamda yoklar".

"Ne diyorsun kızım" dedi Menekşe.

"Bende bilmiyorum" diyerek yanıtladı Serpil.Ecem ise bu esnada sırıtıyordu. O kendince intikamını almıştı. Hem de en acımasız biçimde. Pişman değildi.

Nihayet akşam oldu.  Bir anda bütün ışıklar kesildi. Ecem uykudan yeni uyanmıştı. Salona doğru yürümeye başlamıştı. 

Salona geldiğinde ışıklar yandı. Kalabalık herkes doğum gününü kutlamak üzere onu bekliyorlardı. Unutmamışlardı. Ailesi hatırlıyordu yeni yaşını. Onu seviyorlardı. Ağlamamak için kendisini zor tutuyordu. Çok üzgündü. Pişmandı. Ablasına yaptıkları için kendisini asla affetmeyecekti. Birden sonunda dayanamadı ve ağlamaya başladı.

"Kızım ne oldu neyin var senin?".

"Anne ben çok kötü bir şey yaptım" dedi Ecem.

"Ne oldu anlat bana" dedi Menekşe.

"Kızım anlat bize" dedi bu sefer babası.

"Ben çok pişmanım hepinizden özellikle de ablamdan çok özür dilerim" diyerek her şeyi itiraf etti Ecem. Anlatırken ağlamayı sürdürüyordu.

"Merak etme kızım hayatta herkes hata yapabilir. Önemli olan ne biliyor musun? hatasız kul yoktur. Önemli olan yaptığımız hatalardan ders çıkarmak ve bir daha yapmamaktır" dedi Cenk.

"Çok pişmanım baba".

"Baban haklı kızım önemli olan ders alman bir daha bunu yapmayacaksın sen bizden ablandan özür diledin".

"Seni kıskandığım için  affet beni ,sadece bir anlık sinirle yaptım. Hediyelerine zarar verdim, inan bana. Ailemin doğum günümü unuttuklarını sandım, oysa onlar bana sürpriz yapmışlar. Unutmamışlar. Beni sevmediklerini düşünmüştüm. Sadece seni sevdiklerini sandım".

"Gel buraya seni affediyorum sen daha küçük bir çocuksun" diyerek kardeşine sevgiyle sarıldı Serpil.

Onu affetti. Ecem'de hatasından büyük ders aldı.

Her çocuk zaman- zaman bu tarz hatalar yapabiliyordu. Adı üstünde çocuk. Yaramazlık bu yaşlarda olabiliyordu.

Önemli olan yaptığımız hatalardan bu hayatta ders çıkarabilmekti. Ecem iki şey öğrendi. Birincisi kıskançlığın çok kötü bir şey olduğunu, diğeriyse hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı gerçeğiydi.

Hayatta acele karar vermemek gerekiyordu. Ve sinirlerine hakim olabilmeliydi. Anlık sinirle ağızdan çok kötü kırıcı laflar çıkabiliyor, başkalarına zarar verebiliyorduk. Hatta dünyada anlık sinirle işlenilen sonradan çok pişman olunan cinayetler bile vardı.

Hatasız kul yoktur.




Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top