LANETLİ ORMAN
Emma bu kasaba da doğup büyümüştü. Burayı seviyordu. Doğasını, sakinliğini, yeşilliğini, ağaçları... Fakat son on yıldır kasaba artık eski kasaba değildi. Bir şeyler değişti. Son on yıldır bu kasabaya gelen çocuklar teker- teker ortadan kayboluyorlardı. Ve bir daha da onlardan haber alınamıyordu. Ne olduğunu kimse bilmiyordu. Tuhaf olansa çocuklardan geriye hiç bir şey kalmamasıydı.
Ceset bile.
Bu gizem yıllardır sürüyordu. Kimse olayı henüz çözememişti. Gündüzleri etraf gayet normaldi. Fakat geceleri tuhaf- tuhaf sesler geliyordu. Orada ormanda bir şey vardı.
Varlığını hala sürdüren...
İşte o sesten sonra kaybolunuyordu.
Geçenlerde ormanda yeni bir bebek doğmuştu. Gece yarısıydı. O ses duyuldu tekrardan. Tam onu yiyecekken aniden ortaya çıkan bir kurt bebeği korudu.
Esrarengiz olaylar oluyordu ormanda.
ERTESİ GÜN
Kasaba derin bir karanlığa gömülmüştü. Gece yarısıydı. Kasabanın karanlığa bürünmüş sokak lambaları cılız ışığını yaymakta kararsızdı. Dışarıya çıktı bir çift sevgili. Olacaklardan habersizdiler. Bu esnada gökyüzündeki ay onları izlemekteydi. Yıldızlarsa gülümsüyorlardı henüz parıldamayı sürdürürlerken. Bir tür yılan ağacın gölgesinde sürünmekteydi. Sevgililer zihinlerine dolan düşüncelerinin kendilerini nereye getirdiklerinden habersiz kasabaya 13 km uzaklıktaki ormanın sınırına varmışlardı.
"Hey bak bir orman".
"Ne güzel burada biraz kestirebiliriz."
"Ve hatta sevişebiliriz de."
"Yapma".
"Ne baksana etrafta bizi görecek kimse yok ki çok ıssız".
"Olsun gene de sokakta sevişmek istemiyorum".
"Peki sen bilirsin."
"Bu özel bir şey anlıyor musun yatak odamıza evimize ait olan".
"Tamam aşkım birer bira içebiliriz ama öyle değil mi?".
"Haha bak bu olur işte aşkı."
Derken karşılıklı gözlerinin içlerine bakıp birbirlerine gülümsediler.
Gece yarısı.
Birdenbire sis ormana çökmüş yağan yağmursa şiddetini artırmıştı.
"Geri dönmeliyiz."
"Haklısın bu yağmurda nereden çıktı şimdi? az önce hiç bir şey yoktu".
Göz gözü görmeyen sisin ortasından ormanda geri dönmek üzere yürümeye başladılar. Birdenbire o sesi duymaya başladılar.
"Buda neyin nesi?".
"Bir tür kurt olmalı vahşi hayvanlar olmalı burası orman nede olsa."
"Tanrım çok korkuyorum".
"Geçecek aşkım merak etme onlar bizi bulmadan önce bak az kaldı biz arabamıza varmış olacağız".
"Ya kurt değilse".
"Başka ne olabilir ki? hayvandan başka yani?".
"Ses tepeden geliyor çünkü?".
"O halde bir tür karga olmalı".
Derken o karanlığı gördüler. Şeytanı. Zihinlerinin kendilerine uyguladığı bir tür halisinasyon olabilir miydi bu?
Acaba?
Daha sonra patırtılar, garip sesler, şiddetle artmaya devam etti.
Kayboldu ki sevgili.
Ormanın kendisi bir tür katildi belki de. Katil o oradaydı yani.
Ormanın taaa içinde derinliklerinde karanlıklara gömülmüş bir tür Azrail.
Buradan kaçış yoktu. Buraya giren bir daha asla geri dönemiyordu.
Giren çıkamıyordu.
Çünkü orman lanetliydi.
Ve o gizemli varlığın sırrı halen daha varlığını sürdürüyordu.
Bulanamamıştı.
Belki de hiç bulanamayacaktı.
Kim Bilir?
Not: Sen sen ol geceleri ıssız yerlere, ormanlara,mağaralara filan gitme. Haha. Tabi eğer canına susamaduysan. Şaka.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top