KÖPEK SEVGİM (FİNAL)

Her şey güzel gidiyordu.  Hayatımdan son derece memnundum. Bugün tüm günümü alt komşularımın köpeklerini severek geçirdim. Komşularla aram oldukça iyidir. Ben onları onlarda beni çok sever. Köpekler candır can dedim içimden. Hem insanın en iyi dostuydular hem de oldukça zeki hayvanlardı. Ve oldukça da sadıktılar. Sahibi onları bir  gün terk etse ölülerdi o derece. Yaşayamazlardı o zaman.

Köpeklerden birisinin cinsi Border Collie idi. Onunla tüm gün evin içinde top oynamıştım. Bir diğeri ise Schipperke idi. Görünüş bakımından diğer köpeklerden çok farklıydı. Çoban köpeği olan Schipperke, cesur, sadık ve güçlü bir köpek cinsiydi. Siyah renge ve sık kısa tüylere sahip olmalarıyla dikkat çekiyorlar. Oldukça kolay öğrenen köpeğin eğitimi de kolaydı. Köpek aleminin 13. sırasında yer alan Schipperke, zekâsıyla insanı kendisine hayran bırakıyordu. 

Selma ablamın da english Springer Spaniel türünde sıcak kanlı bir köpeği vardı. O kadar sevimliydi ki ona bakmaya doyamamış, bol bol resimlerini çekmiştim. Özellikle sahibine karşı itaatkardı. Suyu, ilgi görmeyi çok seviyordu. Ayrıca köpeğin kulakları da oldukça uzundu.

Ve son olarak Golden Retriever. En tatlı bulduğum köpek cinslerinden birisiydi.

19. yüzyılda İskoçya'da ortaya çıkan Golden Retriever eğitime oldukça müsait ve akıllı bir köpek idi.  Aile bireylerine karşı dost canlısıydı ve oldukça düşkündü. Kısa bir eğitimle birçok köpeğin önüne geçebilecek bir zekâya sahipti.  Akıllı köpekti.

Kısacası hepsi can dedim içimden.

Schipperke, görünüş bakımından diğer köpeklerden çok farklıydı. Çoban köpeği olan Schipperke, cesur, sadık ve güçlü bir köpek cinsiydi. Siyah renge ve sık kısa tüylere sahip olmalarıyla dikkat çekiyorlardı. Oldukça kolay öğrenen köpeğin eğitimi de kolaydı.  Schipperke, zekâsıyla beni kendine hayran bırakmıştı.

Bugün kordonda yürüyüş yapmıştım.Ve bu bana kendimi iyi hissettirmişti. Deniz havasını severdim. Ayrıca yürüyüşün iyi bir spor olduğunu düşünürdüm.

Derken ne oldu dersiniz?

Geçmişte sadece tek gecelik bir ilişki yaşadığım, duygularımın olmadığı Ömer mesaj atmıştı. Bu kaçıncı engellediğim hesabıydı acaba? oldu bitti. Bazı erkekler gurur olsa gerek amaçlarının sadece cinsellik olduğu bir ilişkiyi bile sürdürmek istiyorlardı. Üstelik sevgilisi de vardı. Benden ne istiyordu? bilmiyordum. Bu tarz erkeklerden bıkmıştım valla.Yaşım artık 28 idi. Takılmalık ilişkilerim geçmişte kalmıştı. Ben hatalarımdan ders almıştım. Kenan'a sadece bir kez yazmıştım. Bir  gün Alsancak'da buluşalım birer kahve içelim demiştim. Kenan artık sadece dek gelirsek yılda bir görüştüğüm bir erkekti. Ne sevgilimdi ne de arkadaşımdı. Nasıl oluyor derseniz?öyleydi. Daha önce daha sık buluşurduk, ama, artık çalışıyordu. Ve iş hayatı da yoğundu. Dört kez seviştik ama artık bundan sonra böyle bir şey olmayacaktı. Bunu istemiyordum. Benden 2 yaş büyük bu çocuk kafa dengi eski  bir okul arkadaşımdı o kadar.

Ceylan'ı  aradım. Her zamanki gibi namaz kılıyordu. Duasını ediyordu. Çocuklarına bakıyordu.Kocası da işteydi.

Efeye gelirsek onu  gerçekten beğeniyordum. Bara gittik.Dans ettik. İçtik eğledik. Onun kitabını okudum.

Şarap eşliğindeydi. Buna gerçekten de ihtiyacım varmış. Beni güldürüyordu. Yazar sevgilim olmuştu sonunda.

Ve ben mutluydum.

Menekşe memleketi Edirne'den İzmir'e dönmüştü. Bu ara alışveriş yapmakla meşguldü. Modayı son derece yakından takip ediyor, bol- bol geziyordu. Saçlarını kısaltmıştı. Tarz olmuştu. Birde pembeye boyamıştı. Çılgın kız dedim içimden. Voleybolcu Ebrar Karakurt'a benzemişti. Cool kız en sevdiğim voleybolcuydu.

Bu arada Ali'de işe başlamıştı. Barmenlik yapıyordu. Amsterdam'da çok mutlu bir hayatı vardı. iyi ki oraya gitti diye düşündüm. Gaydi Türkiye'de mutsuzdu. Orada kimse onu yargılamıyordu. İspanya'dan, Hollanda'ya da bir hafta olmuştu taşınalı. Bu çocuk sürpriz yapmaya bayılıyordu. Beni gene şaşırtmıştı. 

Whatsapp dan yazıştık.

"Hayırdır ne oldu İspanya'dan, Hollanda ha".

"Tatlım iş neredeyse oradayım biliyorsun Ortadoğu,Afrika hariç her yerde yaşayabilirim bebeğim".

"Biliyorum yeni işin hayırlı,  güzel olsun gönlünce olsun."

"Sağol hayatım benim darısı sana".

Ben henüz çalışmıyordum. Nedense bunu istemiyordum da.Ailemden maaş vardı. Paraya ihtiyacım yoktu.

Geçinebiliyordum.

Sıcacık evimde rahat, mutlu geçiyordu günlerim.

"E peki Carlos ne oldu?."

"Ay ne olacak hayatım oda benimle birlikte geldi tabi Amsterdam'a yerleşti beni hiç bırakır mı o ayol?".

"Haha ne güzel ya."

"Sağol bebeğim".

Efe ile çok mutluydum. Nihayet aklıma eski sevgilim Berk'de hiç gelmiyordu artık. Bana acıdan başka  bir şey yaşatmamıştı.

Karaktersizdi çünkü.

Öyleydi.

Oysa Efe'nin  bana yaşattığı tek bir şey vardı.

Oda mutluluktu.

Ondan başka bir şey değildi. Ve biraz çapkın ben artık aklıma asla tek  gecelik ilişkiler ,ihtiyaç için sevişmek gelmiyordu.

Aşk buymuş demek ki. Bağlılık böyle bir şeymiş dedim içimden. Gerçekten sevmek, sevilmek, o duygu nedir? ben hiç yaşamamışım şimdiye kadar.

Bana bunu yaşatan Efe olmuştu.

Mutlu bir aşk yaşıyordum sonunda.

E bunu hak etmiştim öyle değil mi? 28 yaşında geç olmuştu bu.

Ama olsun biliyordum ki hayatta hiçbir zaman için asla geç değildir bebeğim. Sonunda aşkı bulmuştum.

Ve ben çok mutluydum. Hayatım tamamen düzene girmişti. İyi bir işim, maaşım, arkadaşlarım, ailem, kitaplarım ve ruh eşim vardı.

Bu hayatta istediklerime kavuşmuştum.








Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top