O günü odamda kitap okuyarak geçirmiştim. Stephen King'den Kan varsa adlı kitabını okumuştum. Kitap çok değişik dört kitaptan oluşuyordu. Bendeniz Aylin tam bir kitap kurdu olmaktan dolayı son derece mutluydum.

Geceleri seviyordum. Geceler bir başka dedim içimden. Aynı şekilde onu anlamlandırmakta. Biraz Netflix de takılmaya karar verdim. The Chesnut Man adlı bir mini polisiye dizisi izledim. Danimarka yapımı diziyi beğenmiştim. Polisiye, gizem zaten oldum olası beğenmişimdir. İskandinavlar son zamanlarda güzel dizi çekiyorlar, kaliteli kitaplar yazıyorlardı. La Casa De Papel yeni bölümlerini bekliyordum. Aralıkta gelecekti. Suçlu diye bir film seyretmiştim dün gece. Fena değildi ha aman amanda değildi öyle. Alias Grace de başarılı bir dönem filmi olmuştu. Onuda geçen hafta izlemiştim. 

Lupin, Hit& Run, The cock of Gastamar da fena değildi. Favorilerim eski dizilerden daima Mentalist, X Files, Blacklist, ve Bull. The Fall, hoşuma gitmişti. İngiliz polisiyelerini çok severim. Squid Game, Alice İn Borderland çok beğenmiştim. The İrishmen müthişti Robert De Niro faktorü diye düşünüyordum. Clickbait, The queens Gambit , When they see us güzeldi. Menekşe'ye önerdim oda çok beğenmişti.

Ceylan Netflix sevmiyordu. Toplumun ahlakını bozduğunu düşünüyordu. Çarpık ilişkiler, LGBT, evlilik öncesi ilişkiler, Aldatmalar, Şiddet, Cinsellik ona göre asla medyada gösterilmemeliydi. O dini eserler okuyor, yayınlar izliyordu. Twitter severdi. Kullanırdı. Haberleri oradan takip eder, çocuklarıyla ağırlık vakit geçirirdi.

Menekşe mesaj atmıştı. Oda bugun dizi, film seyretmişti. Emily İn Paris ile Sadık Dostumu. İkisini de izlemiştim. Emily İn Paris romantik- komedi idi. Yeni sezonu bekliyordum.  Sadık Dostum da havyan sevgisini aşılayan bir filmdi.

Efe ile bugün de mesajlaşmıştık.

"Tatlım naber?."

"İyi canım sen?."

"İyi bende dizi seyrettim."

"Bende öyle. Mr. Robot tavsiye ederim."

"Çok sağol. Yeni kitabın ne durumda?."

"Çok iyi yakında basılacak."

"Tebrikler türü ne?."

"Felsefe."

"Hım iyiymiş."

"İyi geceler canım."

"Sana da canım."

Canım ha benden hoşlanıyordu bu yazar adam haha. Hiç yazar sevgilim olmamıştı. Belki anlaşırdık.

Kim Bilir?

Efem.

Ali de gay barda Madrid'de yakışıklı sevgilisi Carlos ile eğleniyorlardı. Önceki hafta Amsterdamdaydı. Çocuk resmen hayatını yaşıyordu. Özgürce. Bense insanın özgür olamadığı topraklarda balkonumda çek yatımda uzanmış tepemdeki yıldızları seyrediyordum. Ali bana en son iki dizi önermişti. Godless, Fringe önermişti. Ali tarzı bana uyardı. Bir an önce başlamalıydım. Film olarak Man on Fıre önermişti. Danzel Washıngton vardı. Hım severim dedim içimden. The Father isimli filmi de yarın izleyecektim. Anthony Hopkins oynuyordu.

Türk dizilerinden sadece Yalancı izliyordum. Yalan söyleyen yalancı kimdi? beğenmiştim. Arada da Kardeşlerim izliyordum. Oda dram- gençlik-aile türünde bir yapımdı. Zenginler- fakirler- iyiler- kötüler vardı.

Ve sonunda eski sevgilim  Kerem'i engellemiştim.

Bunu başarmıştım.

Ondan kurtulmuştum. Sevgilisi olan buna rağmen bana mesaj atan, sevdiğini söyleyen bir şerefsizdi. Aldatan şerefsizlerden.

Bir daha bana asla ulaşamayacaktı.

Bir kuş gibi özgürdüm artık.

Haha.