BİR GÜN (FİNAL)

Şeyma o günü yatağında geçirdi. Artık vakit gelmişti.

Buralardan gitme zamanıydı. Şeytanlar geceleri onu arka bahçeye çekmek için ellerinden geleni yapmışlardı. Oysa o onları dinlememişti. O saçma sapan mektuplarına da asla yanıt vermemişti. O ağacı dinlemişti.

Odasının  kapısı vuruldu.

"Gir".

"Kızım sana bir sürprizim  var".

"Öyle mi  baba?".

"Bugün senin  doğum  günün  kızım mutlu yaşlar".

Şoktaydım. Kafam o kadar karışıktı ki  bugün  doğum  günüm olduğunu  bile unutmuştum.

"Al kızım  bak burada  ne  var?" diyerek bembeyaz minik bir dişi  köpeği kendisine yolladı.

"Baba bana köpek mi  aldın? bunu çok istiyordum teşekkür  ederim".

"Sen  mutlu ol yeter ki kızım eski  günlerimize  dönelim  huzurla". Bunu  duyan Şeyma koşarak babasına sarıldı ona teşekkür  etti. Oysa bu son sarılışlarıydı bunu biliyordu.

Ailesini  bir daha  göremeyebilirdi. Ağaç ona söz vermişti ancak kesin dememişti. Belli  değildi. Eğer burada kalırsa ölecekti ve ailesine evlat acısını  yaşatacaktı. Oysa giderse uzakta bir  yerlerde yaşayacaktı. Ailesi onun hayatta olduğunu  bileceklerdi. Bir  şekilde iletişim kuracağı  kesin olan  tek iyi haberdi.

Hazırlandı. Gündüzdü. Arka  bahçeye gitti.

"Hazır mısın  bakalım?".

"Hazırım ağaç bana yaptığın  iyilikleri asla unutmayacağım".

"Bizler iyi olanlarız sense çok  özel  seçilmiş  bir  çocuksun başardın  hayatta  kaldın sen çok güçlüsün".

"Ağaç  yeni  köpeğim de benimle gelebilir mi? babam bana bugün  almış".

"Bunu bana değil de onlara  sorman  lazım  kızım"

"Onlar kimler?".

"Diğerleri birazdan burada  olurlar.". Kim  olduklarını  çok  merak  ediyordum.

Sonunda  kocaman bir ışık  belirdi.

Gökkuşağı.

Gelmişlerdi.

"Geldiler".

"Evet kızım" dedi  ağaç. Ona  sevgiyle sarıldı. Can Yücel "Vedalar  acıtsa da bazen  gitmek  gerekir" demişti.

Doğruydu  bu.

Karşısında uzay  gemisi  vardı.

"Siz gerçeksiniz".

"Biz  uzaylılar  hep vardık".

"Siz  iyi olanlardansınız".

"Evet şimdi güzel bir  yolculuğa  çıkacağız hazır  mısın?".

"Hazırım  şey sizden  izin  almam  gerekiyormuş köpeğim de benimle  gelebilir  mi?".

"Gelebilir  ama başka bir  canlı  daha  gelemez  üçüncü  biri".

"Ailem onlar  neden  gelemiyorlar?".

"Çünkü onlar  seçilmiş  değiller  seçilmiş  olan  sensin. Orada  herkese  yetecek  kadar  yer  yok bizler ölümsüzlüğe  gidiyoruz. Dünyada  kalacak  olanlarsa ölümlüler , onlar  için  yapabilecek  bir  şey yok, belki yüzyıl  sonra oda ancak  teknoloji daha  da geliştiğinde  mümkün  canım".

"Aslında hiç bir  şey  net  değil".

"Kesinlikle bak  nede güzel söyledin".

"Şeytanı  yendik".

"Bunu güçlü olduğun  için başardın  canım tebrikler."

"Ailemi  bir  daha  görebilecek miyim?".

"Kim bilir belki  bir  gün".

"Bir gün." dedi  Şeyma.

"Onlara yaşadığıma  dair  haber iletebiliyorum öyle değil mi?".

"Her  zaman".

"Buna  sevindim".

Uzay gemisiyle  birlikte sonsuzluğa  doğru  yola  koyuldu. 

O yaşıyordu.

Yaşayacaktı.

Sonsuza  kadar.

Seçilmişti çünkü.


Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top