AĞAÇ
Ali'nin tüm gün evde canı sıkılmıştı. Biraz hava almaya ihtiyacı vardı. Evi bahçeliydi. Bodrum'da yaşıyordu. 12 yaşındaydı. Öğrenciydi. Tek çocuktu.
Etraf yemyeşil ağaçlarla çevriliydi. Doğayı seviyordu. Aynı şekilde gülleri de. Dalıp gitmişti ki, birden bir ses duydu. Nereden gelmişti acaba?
"Hoşgeldin" dedi gizemli ses.
"Hoşbulduk da sizi göremiyorum neredesiniz?".
"Karşında" diyerek yanıt verdi ses.
"Karşımda kimse yok".
"hayır var sadece sen beni görmemekte ısrar ediyorsun".
"Alla alla".
"Dikkatli bak".
Ali'nin karşısında sadece bir ağaç vardı o kadar.
"Karşımda sadece ağaç var".
"Ne yani ağaçlar konuşamazlar mı?".
"Hayır konuşamazlar sadece fantastik kitaplarda, dizilerde, filmlerde olur öyle şeyler."
"Bunun bir rüya olduğunu mu düşünüyorsun yani?".
"Evet birazdan uyanacağım nasılsa".
"Bundan oldukça emin gibisin".
"Evet öyleyim. Peki ya sen benimle neden konuşuyorsun?".
"Çünkü senin iyi bir kalbin var".
"Bunu nereden biliyorsun?".
"Gördüm. Sen diğerleri gibi değilsin."
"Diğerleri gibi değil derken?".
"Bazıları insanları kesiyor, yakıyor, bizi acımasızca öldürüyorlar. Yaşıyorken, nefes alıyorken birde acıyla ölüveriyoruz".
"Ben çok üzgünüm bitkilere, doğaya, hayvanlara zarar verenlerden, öldürenlerden, işkence edenlerden nefret ediyorum. Keşke cezalarını çekseler".
"Keşke, ama, dünyada maalesef adalet yok. Adaletin olmadığı dünyada adaleti arıyoruz öyle değil mi? Bazı insanoğlu çok benciller ve çıkarları içinde yapmayacakları şey yok. Hepsi aslında para için.Bizi kesip, doğayı, ağaçları yok ederek yerine gökdelen, apartman, bina yapıyorlar sanki yeterince yokmuş gibi".
"Çok haklısınız".
"Seni sevdim çocuk".
"İsmim Ali".
"Bende Carman".
"Yabancı bir isim".
"Evet yıllar önce ismimi diğer dostlarım koydular bizden yaşça büyük ağaçların ağacı Lord".
"Hım kral gibi".
"O hepimizin kahramanıydı bir kraldı fakat yaşlanıp öldü bütün canlılar bir gün hepimiz öleceğiz".
"Sen nasıl konuşabiliyorsun peki?".
"Normalde konuşmuyorum fakat buna ihtiyacım vardı. Konuşmak için seni seçtim, çünkü sen iyi birisin. Bizleri öldürmüyor, dallarımızdan koparıp bize işkence etmiyorsun, acı vermiyorsun. Ben her gün korkuyla yaşamaya mecburum. Tek dileğim hep iyi insanlarla karşılaşmak. Ve bir şekilde hayatta kalabilmek".
"Sevgidir ihtiyacımız olan ve barış".
"Kesinlikle".
"Benim şimdi eve dönmem gerekiyor. Seninle tanıştığıma çok sevindim. Derslerim var. Onlara çalışacağım. Ben yarın gene gelirim olur mu? hep gelirim".
"Sen hep gel küçük adam bende çok memnun oldum" dedi ağaç.
Ali ertesi gün tekrar bahçeye gitti. Fakat ağaç konuşmuyordu. Biraz daha konuşursa biri kendi kendine konuştuğu için onu deli ilan edecekti.
Alla alla dedi içinden.
Rüya mıydı acaba?
İnsan gözü açık rüya görebilir miydi ki?
Bilmem dedi içinden. Valla bu hayatta her şey mümkün. O dersini almıştı. Ağaç ona ne güzel tavsiyeler vermişti. Çok öğreticiydi. Gördükleri, yaşadıkları rüya olsa bile fark etmezdi. Onun için gerçekti.
Başkalarının inanmaması önemli değildi. O artık inanıyordu.
Sevgiye, barışa. Yaşadıklarını hikayeye dönüştürdü. Okulda Edebiyat dersinde ödül aldı.
Ders oldukça önemliydi. Mesaj şuydu; " Ağaçları, doğayı koru. Bazı insanların onları yok etmesine asla izin verme. Hayvanları sev, koru. Onlara zarar verenlere ise hadlerini bildir. Çocuklara küçük yaştan itibaren bunu öğret. Sevmeyi, sevilmeyi. Unutma onlarda canlı sana göre konuşmuyor olabilirler, ama, nefes aldıkları sürece hep konuşacaklar. Onlar aralarında birbirleriyle zaten sohbet ediyorlar ve konuşuyorlar".
Eğitim şart.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top