une.

cher journal,

bugün pencereme uğrayan kuşları selamlayacak dahi gücüm yoktu pekâlâ. gün ışığının kemanıma vuran tınısı esmer cildimde parlıyor.

şiirlerimi ruhumun içinde akıp giden o nehire bırakıyorum sözcüklerin susamış benliğime ve kanamışlığıma şifa vermesi için.

şiirlerimi çok beğendiklerini söylüyorlar, onlara tebessümlerimi armağan etmekle yetiniyorum.

karanlığın altında ezilmiş bir adamın kaburgalarına değin kirletilmiş sözcüklerini beğeniyorlar, öyle işitiyor kulaklarım.

kaburgalarımın çatlaklarına
sükût ile çevrelenmiş canlarımı saklıyorum. maskelerimi ruhumun yüzeyine çıkartmak hayli bir zorken bilmem nedir bu hayranlık gözlerin yamaçlarında duran.

yazmamalıydım, biliyorum lâkin yazmasaydım gözlerime ulaşmadan kırılan onca ışık demeti kör edecekti karanlığımın sefalet dolu yerleşkesini.

paris dahi bugün bana
sefil şahsiyetimi bağırıyor.

adımlarım tükendi ve ben, yürümeyi;
gündüzleri ağlayabilmeyi ve geceleri gülebilmeyi sızlanışlarımın eşiğinde
kaybediyorum.

bugün en çok
yaşamayı diliyorum,
yaşarken dilemeyi.

bilirim esasen
dileklerimin neden
hiç kabul olmayışını.
çünkü hacet idi
yaşamak, dileyebilmek
için derinden.

gövdemin kırıntılarına
dikilen bir mum ve ateşin
kıvılcımlarında, hacet dilemek
hiç bu kadar zor olmamıştı.

kabul olmayacağını
bilince insan, oluyor yerle yeksan.

yerle yeksan.

zeminden hiç
uzaklaşmamıştım oysaki.

j'veux qu'on m'aime,
parce que moi je sais
pas bien aimer mes contours.

040486, cuma.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top