Yanlış Bilgi B.28.
Soğuk kış günlerinin getirdiği hastalıktan kendinizi koruyun. Sizleri çok seviyorum. Kitaba Oy verip yorumlar yapmayı unutmayın lütfen
İnsanlar ikiz yaratılmış derdi büyük-annem. Mutlaka her insanın bir ikizi vardır bu dünyada derdi. Çünkü derdi; H. Adem ve H. Havva, çiftinin bütün çocukları ikiz doğmuşlardır. Onun içindir insanların birbirine benzerliği ve benzerinin olduğu derdi. İnsan biraz düşününce mantıklı geliyor yani...
Hadi insanların çift yaratıldığını kabul edelim çünkü insanların ikizinin olduğunu hepimiz biliyoruz ve muhakkak bir yerlerde görmüşlüğümüz vardır. Tamam, insanların çift yaratıldığını kabul ettik ve amenna dedik. Peki, ruhların ikiz olabileceğini hiç duydunuz mu? Ben bunu ilk defa Arya'dan duyuyordum.
Hani huyu suyu birbirine benzeyen insanlara mecazen "ruh ikizim gibi" veya "ruh eşim gibi" deriz ya, o ayrı mesele. Benim kastettiğim var olup aynı kaderi yaşamış veya yaşıyor olmaları.
Kendini gecenin ıssız koynuna teslim etmeye hazırlanan caddede hız sınırını aşmamaya dikkat ederek yol alıyorduk. Mevsim bahar olunca ne gecenin ayazı vardı ne de yağmur yüklü bulutlar. Yani romantik bir iklimin tam ortasındaydık. İlkbahar... İlkbahar aşk mevsimidir derler... Bu söylem ne kadar doğru onu bilemeyeceğim ama söyleyenlerin vardır bir bildiği diye düşünüyorum.
Saatler kendi yörüngesinde bildiğini okuyarak ilerlerken, taksinin içine ölüm sessizliği hakimdi. Arya, başını cama dayamış dalıp gitmişti. Ben ise sessizliği hiç mi ama hiç sevmezdim, zira ruhum sıkılırdı sessiz ortamlarda bulunmaktan. Onun için ilk sessizliği bozan ben olmuştum. "Pek sessizsiniz?"
Senin sonunu hazırlamakla meşguldür Evrim, baksana çok düşünceli görünüyor.
Son derken, ne demek istediğini anlamadım, diye sordum içimden geçen sese.
Bilmiyorum nasıl bir son planlıyor ama kafasının karışık olduğu malum. Sessizlik hiçbir zaman iyiye yorulmaz. Fırtına öncesi sessizliği düşün Evrim.
Tepeye varınca kız beni öldürmeyi düşünmüyordur herhalde, diye sordum tekrardan.
Bilemiyorum ama her şey mümkün Evrim, dedi.
Kafamı karıştırma, diye uyardım.
Arya, biraz önceki sorum karşısında "hıh" diyerek başını camdan ayırdı. "Sessizsiniz diyorum, bir sorun mu var?" Gülümsedi başını sağa sola sallarken. "Hayır, bir sorun yok, dalmışım sadece."
Asya'dan kalma alışkanlıktan olsa gerek, "Biliyor musun Arya?" diye sordum...
"Neyi Evrim?"
Şu an zihnime doluşan tilkilerin haddi hesabı yoktu. Madem Arya ile bir yola çıkmıştık ve beni alt edebileceğini düşünüyordu. Hinlik yapmanın tam sırasıydı... "Şey, biraz düşününce hatırladım. Hani Asya'nın ruh ikiziyim diyorsun ya?"
Kıkırtıyla gülümsedi. Sanırım hanımefendinin keyfi yerindeydi. "Evet, Evrim, diyorum. Hala da sözümün arkasındayım..." dedi.
Madem keyfi yerindeydi şimdi onun keyfini kaçırmanın tam sırasıydı.
Evrim, sende az değilsin, diyerek beni pohpohlayan iç sesime; sakın sesini çıkarayım çünkü Arya'nın tezini çürütmeye çalışıyorum. Bakalım bu işin içinden nasıl sıyrılacak...
Her zaman arkandayım Evrim, sakin pes etme...
"Öhöm" diye bir ses çıkararak vurucu hamlemi yapmak için hazırlandım. "Bana göre sizin ruhunuzun artık yaşamıyor olması lazım? Hatırlarsanız eğer Asya, sizden bahsederken son bedenindeydi demişti."
Olumsuz ve arsız bir kahkaha patlattı kulağımın dibinde. İnanın şu an kulaklarım çınlıyor, neydi o kahkahanın yüksek çözünürlüğü... Onun sesinin manyamış tonundan anladığıma göre resmen benimle dalga geçiyor gibiydi. "İlahi Evrim, güldürdün beni. Evet, bende hatırlıyorum. Asya, benden söz ederken son bedeninde demişti lakin yanlış bilgi..." dedi.
"Yanlış bilgi" derken kendini ne kadarda kasmıştı. Kasıntı şey sende...
"Ben öyle olduğunu düşünmüyorum!" dedim burnumun dikine giderek.
Umursamaz tavrına bir yenisini daha ekleyerek. "Hatırlasana Evrim. Asya, benden bahsederken tamı tamına şöyle diyordu. Benden bir tane daha vardı, sanıyorum son bedenini yaşıyordu."
İster istemez yelkenlerim suya inmişti çünkü Asya, kesinlikle birebir aynısını söylemişti. "Evet, hatırlıyorum. Asya'da benzer sözler kullanmıştı." Beyaz tenli narin parmaklarını lüleli saçları arasında gezdirdi. Başını aşağı yukarı sallayarak beni onaylamak ister gibi. "Okuduğumu ve yaşadığımı asla unutmam Evrim." Ben atağa geçtiğimi düşünürken Arya, beni nakavt etmişti. Sanırım düşünmeden konuşmuştum, biraz düşününce doğrusunu hatırlamışım çünkü...
Hamlemim ters tepmesinden dolayı darbe almış ruhum ıskalamış olmanın ezikliğini yaşadığı için olsa gerek şoför mahalline iyice gömüldüm. Sesinin ahengini bozmadan hiç sözünü esirgemeden bir de beni teselliye yeltenmişti. "Sıkma canını Evrim, doğruları sana bir, bir anlatacağım. Nasıl olsa gece uzun..." diyerek.
Harbiden Arya'nın aklından neler geçiyordu bilmiyordum. Bana neler anlatacaktı bilmiyordum. Ben birçok şeyi bilmiyordum ama onun her şeyi bildiği kesindi. Kız dersini ezberlemişte gelmişti..
Yine kopyacı kimliğini ortaya koyarak, "Biliyor musun Evrim?" diye sordu ve yuvarlak hatlı yüzüne bir tebessüm yerleştirdi. Bu arada da sırtını arka koltuğa yaslamış buna müteakip olarak çok ama çok rahat davranıyordu. Sanki taksi benim değil de kendisinindi.
Yine Asya'nın repliğini telaffuz etmiş ve beni çileden çıkarmıştı. Bunu bilerek yaptığından artık adım gibi emindim. "Pekâlâ, anlatmaya devam edin bakalım, sizin doğrularınız neymiş?"
"Sabırlı ol Evrim, anlatacağım dedim ya," diyerek bana çemkirir gibi havasını attıktan sonra gözleri asırlar öncesinin küf kokan sayfaları arasında gezinmeye başladı. Takvim geriye doğru sardıkça ruhu uzak diyarlara yolculuğa çıkmış gibi görünüyordu. Konuşmaya karar verdiğinde dudağının kenarına hafif bir tebessüm astı... "Asya ile asırlar önce karşılaştığımız doğru, bunu inkar edemem. Yanlış olan ise onunla son bedenimde yaşarken değil "Berzah Alemine" giden yol güzergahında karşılaştık."
Yine ve yeniden ruhum kısır bir döngünün içerisine girmek üzereydi....
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top