Kopya B.13.
Birinden kopya çekmek kolaycılıktır. Birçok insan ne yazık ki, bunu yapıyor. Kimi bunun adına esinlenmek diyor, kimi ise ilham almak. Arya ise bunu göz göre göre yapıyordu. Bunu yaparken de beni aptal yerine koyuyordu. "Gidiyoruz!" deyip taksiye doğru adımlarımı hızlandırdığımda beni durdurmak istemişti.
"Arya Hanım, söyleyin şimdi ne istiyorsunuz? Yeter artık bırakın benim peşimi," diye sesimi yükselttim hiç huyum olmadığı halde. Gerçeği konuşmak gerekirse onun bana açıklama yapmasına hiç gerek yoktu, zira ben kafamda her şeyi çözmüştüm. Elini kolumdan usulca çekti. Göz kapaklarını yavaşça kapatıp açtı. Arya, bu hareketleri yaparken öyle ağırdan almıştı ki, bir göz açıp kapatması saniyelerini almıştı. "Sanırım seni kızdırdım?"
"Evet!" diye sert bir üslupla cevap verirken arkamı dönüp taksiye doğru yürüdüm. Tam taksinin kapısını açmaya yeltenmiştim ki, "İnan bana niyetim seni kızdırmak değil. Seni kızdırmak isteyeceğim en son şey. Sen hiçbir şey bilmiyorsun!" dedi.
Taksinin kapısını sert bir darbeyle kapattım. Arya, hala olduğu yerde dimdik duruyordu. Uzun ve lüleli saçları, hafif esen rüzgâra kapılmış uçuşuyordu. Ah, onun bu hali nefes kesiciydi. Hücrelerime işleyen onun şuh görüntüsünü koca bir silgiyle silip yok ettim ve vücudumu geriye doğru kasarak dikleştirdim. Bakışlarım bir kartal gözü kadar keskin adımlarım bastığım yeri delecek kadar sertti.
Her adımda ona biraz daha yaklaşıyordum. Hep o yamacıma geçip beni kışkırtacak değildi ya, şimdi sıra bendeydi. Tam karşısına geldiğimde durdum. Uzanıp çenesine dokundum ve o mağrur başını hafifçe yukarıya doğru kaldırdım. Niyetim onunla göz teması kurmaktı. "Arya Hanım , şimdi bana iyi bakın." dedim. Bedenimi onun bedenine biraz daha yaklaştırdım. Gözlerimi onun kristal bakışlı gözlerine odakladım. "Bakın Arya Hanım, iyi bakın. Bende sana aldanacak göz var mı?"
Ben bir adım geriledim ama Arya, hala olduğu yerde sabit duruyordu. Bakışları korkusuzdu. Bakışları inatçıydı. Bakışları her şeye kafa tutacak güçteydi. Onun dediğim dedik duruşu açıkçası beni ürkütmüştü. Bir insan hiç mi pes etmezdi? Etmiyordu. Hiç mi geri adım atmazdı? Atmıyordu. Ne geri adım atıyordu ne de itiraz kabul ediyordu...
"Yanılıyorsun Evrim..."
Ellerimi pantolonumun ceplerine yerleştirdim, "Hangi konuda?" diye sorarken hafifçe öne doğru eğildim. "Ben seni aldatmıyorum!"
"Hah" diye seslendim. "Affedersiniz ama sizin bu dediğinize kargalar bile güler. Ne demek aldatmıyorum? Bal gibi de aldatıyorsunuz. "
Olduğu yerde bir tur döndü. Elini alnına götürüp bastırırken, "Söyler misiniz, bana neden inanmıyorsunuz? Ben sizin güveninizi kıracak yaptım?"
Başımı yana doğru eğdim. "Pekâlâ, kulaklarını aç ve beni iyi dinle o zaman. Mevzu, mevzu, deyip duruyorsunuz? Bak ben sana anlatayım o mevzuyu." Onunla dalga geçmek ister gibi dudaklarımı dışa doğru kıvırdım. "Biraz düşününce senin derin mevzu dediğin şeyi kolayca çözüverdim."
Heyecanlanır gibi yaparak vücudunu bir adım öne doğru attı. "Nasıl çözdün ki?" diye sorarken gözlerini kırpıştırdı. "Hıh," diye gülümsedim. "Çok basit..."
Gözlerini irice açtı. "Nasıl yani?" diye sorarken.
Omuzlarımı yukarı çekip ellerimi ceplerime soktum. "Sen kopyacı birisin Arya..."
Ben Arya'nın geri vites yapacağını düşünürken Arya, tam aksini yapıyordu; vitesi düşürmek yerine bir üst kademeye atıyordu. Üstelik aramızda fazla mesafe yoktu dip dibeydik. İşaret parmağını göğsüme vura vura konuşmaya başladı. "Benim kimseyi kopyalamaya ihtiyacım yok. Hem birini kopyaladığımı da nereden çıkardın?" Onun parmağının her dokunuşu kalbimin atışını hızlandırıyor ve ruhumu tarumar ediyordu.
Evrim dostum, sakın pes etme. Kapılma bu kızın yeline. Ben bu kızın deli cesaretini çözemedim. Çözen varsa beri gele...
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top