sekiz
Selâmün aleyküm bacımsular✌
Medya ben skdjksndks
Yıldızı okşayalım ve bölüme geçelim♡
◆ ◆ ◆
Arkamda duyduğum kahkaha sesiyle Melike'nin kulağına eğildim ve fısıldadım.
"Kanka şu gülen kişi kim bir bakar mısın?"
Cevap vermeden arkasına döndü. Şu anda bütün salonda tık yoktu. Herkes arka tarafa dönmüş ve kimin neden güldüğüne anlam vermeye çalışıyordu.
İsmini bilmediğim bir çocuk ayağa kalktı ve "Kusura bakmayın hocam. Arkadaşım beni gıdıkladı." dedi ve elini kaldırıp işaret etti.
Hoca kafasını sallayıp konuşmasına devam edince herkes önüne döndü ve o sırada çocuk yerine oturup yanındakine bakıp göz kırptı.
Daha fazla bakmayıp önüme döndüm ve konuşmayı dinlemeye başladım.
Ben de şu yazan çılgın sanmıştım.
Yarım saat daha geçtikten sonra konferans bitmiş ve derslere girmiştik.
Sohbet yüzünden dört dersimiz orada geçmişti ve geriye üç dersimiz kalmıştı.
Sıkıntıyla kalemimi alıp defterin kenarına bir şeyler karaladım. Karakalem çizmeyi çok seviyordum.
Melike de yanımda oturmuş sıranın altından yeni aldığı kitabını okumakla meşguldü.
Birazcık hocayı dinlemeye karar verdim ve dersin bitmesi için beklemeye başladım.
İkinci dönemin bitmesine iki ay kalmıştı. Yani bu okulda son günlerimdi.
Haftaya bir dersten sınav vardı ya of! Nasıl unuturum ben bunu.
Gerçi hatırlasam ne yapacaktım da? Sınavlara çalışan bir tip değildim. Derste dinlediklerimle yeterli notu alıyordum.
Karnımdan gelen guruldama sesinin ardından zil sesi çaldı.
Heyt be! Kurtarıcım benim!
Bütün okulu hababam sınıfının müziği ele geçirirken Melike'yi omzundan dürttüm. Sınıfın çoğu dışarı çıkıyordu.
"Ben çok acıktım ya."
"Kızım şurada aç olduğumu unutmak için kitap okuyorum senin dediğine bak. Kitap oku bak zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor insan."
İyi de yanımda kitap getirmemiştim. Dudaklarımı büzdüm ve şirin olmaua çalıştım. Aslında özürlü gibi duruyordum ama karıştırmayın orasını.
"Sende var mı kitap? Ben getirmedim."
Kafasını salladı ve çantasından sevdiğim yazarlardan birinin romanını verdi. Gözlerim aşkla büyürken kitabı aldım ve ona bakışlarımla teşekkür ettim.
O ise umursamadan kitabı okumaya devam etti.
Bazen çok gıcık olabiliyordu.
Kitabı aldım ve zamanın daha hızlı geçmesi için dua ettim.
Allah'ım iftar zamanına ışınlanayım n'olur.
◆
Ezan ezan! Okunmasına daha bir saat falan vardı.
Neyse buna da şükür.
Abimle arabadan inip binaya ilerledik ve şifreyi girdikten sonra asansöre bindik. Aynadan kendime bakarken abim göz devirince umursamadım.
Bizim kata gelince indim ve zile bastım. Kapıyı açan yengemdi.
Yengeme selam verdikten sonra mutfaktaki anneme gözükmeden odama doğru kaçtım ve kapıyı sessizce kapattıktan sonra odama girdim. Abimin sesi benim odama kadar ulaşmıştı.
"Anne! Kızın iftara yardım etmemek için kaçıyor."
Ay manyak mı bu ya? Şeytan diyor git bunu zemzem kuyularına at.
Tòvbe estağfurullah.
Dikkat çekmemek için sesimi çıkarmadım ve işime devam ettim. Annemden ses gelmediğine göre kızmamıştı.
Lila rengindeki dolabımın yanına sırt çantamı koydum ve aynaya bakarak hızla şalımı çıkardım. Pişmiştim.
Çıkardığım feracemi ve şalımı sandalyemin üstüne atıp güzel yatağıma bir bakış attım. Buz gibidir şimdi.
Hemen pencereme yönelip açtım ve kendimi buz gibi yatağıma bıraktım.
Allah'ım şunun kadar huzur veren bir şey var mıydı ya?
"Yattım Allah kaldır beni, nur içine daldır beni."'diyip gözlerimi uyumak için kapattım.
Annemgilin bana seslenmesiyle gözlerimi açtım ve uyku mahmurluğuyla önce nerede olduğumu sorguladım.
Aslında bu vakitlerde uyumanın iyi olmadığı hadislerde geçiyordu ama dayanamamıştım. Çekmeceden tülbentimi çıkarıp başıma attım ve rahat eteklerimden birisini dolaptan çıkarıp giyindim.
Üstüme başıma çeki düzen verdikten sonra anneme seslendim ve lavaboya yöneldim.
"Geliyorum."
Musluğu açıp soğuk suyun gelmesini bekledim ve avuçlarıma doldurup yüzüme birkaç defa çarptım.
Ardından mutfağa geçip iftar için salatayı yapmaya koyuldum.
Salata doğramak favorilerimdendi. Çünkü doğrarken hep sevmediğim kişileri düşünürdüm.
Mesela domatesleri o sevmediğim kişilerin etlerini doğrar gibi doğrardım. Salatalıkları da gözleri olarak düşünürdüm.
Düşüncelerime içimden bir kahkaha attım. Gerçekten de ruh hastasıydım.
Rabbim sen benim aklıma mukayyet ol.
Ardından sofrayı hazırlayıp ezana beş dakika kala masaya oturduk ve beklemeye başladık.
Babam televizyondan iftar programı açarken huzur dolu ve aç olduğumu düşündüm.
Aç olduğunu unut.
Huzurlusun, şükret.
Elhamdülillah bu halimize.
Tamam şimdi yemekleri düşünebilirsin. O sırada ezan okununca babamın eliyle işaret etti ve iftarımızı açmaya başladık.
Bir günü daha hayırlısıyla atlatmıştık.
İftardan sonra mutfağı halledip babamgilin çay istemesi üzerine bardakları hazırladım ve yanına kakaolu keklerden dilimleyip koydum.
Çayı da demledikten sonra mutfak masasının yanındaki sandalyelerden birine oturdum ve cebimden telefonumu çıkarıp izlemeye başladım.
Birazcık orada oyalandıktan sonra tepsiyi ve çayı da alıp içeriye geçtim. Yine Trt'deki dizilerden birini açmış izliyorlardı.
Bunlar da olmasa ne yapardık bilmiyorum.
Birkaç saat kadar oturduktan sonra 'Hayırlı geceler.' dedim ve odama geçtim.
Kitaplığımdan bir kitap alıp okumak için yatağıma girdim ve rahat bir pozisyon aldım. Telefonumu alıp bir saat kadar oyalandıktan sonra kitabımı okumaya başladım.
Annemgil çoktan yatmış hatta sahura on beş dakika kalmıştı. Kitabımı masaya kaldırıp yatağa girdim ve hızlı bir şekilde uykuya daldım.
Gözlerimi açtığımda güneş bana el sallıyordu.
Gözlerimi kırpıştırdım ama güneş hala oradaydı?
Sahur? Sahurda ne yemiştim? İyi de annemgil uyandırmadı ki!
Kesin uyanamamışlardı ve ben on beş dakika kala uyumuştum.
Harika.
◆
Bu bölümü okuyucum __E_d_a__ ithaf ediyorum.♥
Bu arada en son olan olay bugün yaşandı ekhdksjs bi uyandım sabah olmuş sahura uyanamamışız
Neyse diğer bölümlerde görüşmek üzere,
Selametle👋
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top