on iki
Selâmün aleyküm iman edenler💪
Medya, bölümde geçen ezgi🌻
Yıldızı okşayın demem gerekiyo mu sjxhsjhsksjx
Vee bölüme geçelim♡
◆ ◆ ◆
Okuduğum mesajla birlikte kaşlarım havaya kalktı. Hızla cevap verdim hemen.
Zümra : Allah Allah durduk yere nereden çıktı şimdi bu yav
Zümra : Ayrıca senin nerden haberin oldu?
Random Çocuğu : Sınıf grubundan yazmışlar tabii sen mesajları okumadığın için haberin yok -_-
Zümra : Neyse ben bulaşık yıkamaya gidiyorum cınım
Random Çocuğu : Tamam cınım bb
Mesajı okuduktan sonra telefonu hemen cebime attım ve bulaşıkları yıkamak için Elif'le işe koyulduk.
Bulaşıklarla imtihanımızdan sonra daha yeni oturacaktık ki çay demlememizi söylediler. Ben çayı demlerken kuzenim de bardakları hazırlamıştı. Ben artık yatağımla ve yastığımla kavuşmak istiyorum.
"Bitsin bu hasret!" diye aniden kendimi tutamayıp sesli konuşunca Elif bana tuhaf bakışlar atsa da açıklayınca ikimizi de bir gülme almıştı.
Gece yarısına kadar süren çay ve meyve eşliğindeki sohbetlerle güzel bir akşam geçirmiştik ama akşam da benim üzerimden geçmişti.
Pestilim çıkmıştı resmen! Yorgunluktan geberiyordum.
Hemen odama girip üzerime rahat bir şeyler giyindim ve biraz telefonumla oyalandıktan sonra sahur vaktine yakın uyudum.
Sonunda vakit vuslat vaktiydi.
Annemgilin yine yarım saat uğraşlarıyla zar zor kalkıp sahuru yaptım. Yemeği yerken bir ara masadan düşecek gibi oldum. Abim baya dalga geçmişti ama ona bile kızamamıştım.
Çünkü gözümden uyku akıyordu.
Namazı yarı uyur, yarı uyanık kıldıktan sonra benden mahrum kalan yatağıma koşarak gittim ve derin bir uykuya daldım.
Sanki yatağıma bir iple bağlıydım ve kalkamıyordum. Kalktığım zaman ise o ip beni kendine kendine çekiyordu.
Sabah ise yine zorla uyandırıldım ve okula geldim.
Şu an ise Melike'yle uğraşıyordum.
"Ya Melike abdest aldıktan sonra otuz kere tükürmek de nereden çıktı? Allah aşkına bir bırak. Yeminle midem alt üst oldu bak."
"Kızım o kadar oruç tutuyoruz bir abdest aldık diye boşa mı gitsin? Ağzımda su kalmaması için işi garantiye alıyorum." dedi ve ardından yine lavaboya eğilip tükürmeye devam etti.
İğrenç manzara karşısında suratımı ekşittim ve sitemimi belli ettim.
"Ben gidiyorum sana kolay gelsin."
Ardından lavabodan çıktım. Oruç oruç hiç uğraşamazdım.
İçerideki diğer kızlar da Melike'ye iğrenerek bakıyordu ama umrunda bile değildi. Ben çıkar çıkmaz o da koşar adım peşimden geldi ve namaz kılmak için mescide, yani en alt kata inmeye başladık.
Konuşmaya bile mecâlim yoktu resmen.
Mescide girdiğimizde tek tük kızlar vardı. Erkeklerinki de aynı şekilde.
İçeri girip bakmadık tabiki de. Sadece ayakkabılar gözümüze çarptı o kadar.
Öğlen namazını da kıldıktan sonra teneffüs zilinin çalmasıyla sınıfa geçtik ve direk uyku moduna geçiş yaptım. Bugün gerçekten çok yorgundum.
İki ders süren Tarih'in ardından Kuran dersine girecektik ki nöbetçi öğrenci gelip duyuru yaptı.
"Erkekler için ezgi söyleme yarışı olacak. Herkes konferans salonuna."
"Seriye bağlamış heralde. Hiç cevap beklemeden gitti kız." diyen Melike'yi başımla onayladım.
Kol kola girip alt kattaki konferans salonuna indik. Kızlar önlerdeki yerini alırken erkekler de arka taraflara yerleşiyordu. Biz de sol tarafa yerleşirken Asaf'ın yanında adını bilmediğim bir çocuk onu ikna etmeye çalışıyor gibiydi.
O kadar sesli konuşuyordu ki ben bile duyuyordum burdan.
Saçmalamayın bilerek dinlemiyorum.
"Oğlum sen de katıl işte sesin ne güzel."
"Şu an aklıma söyleyecek bir ezgi gelmiyor kanka." dedi Asaf bıkkınlıkla.
O sırada açık kahverengi saçlı,sürekli gördüğüm çocuk Asaf'ı dürttü ve benim olduğum yeri gösterdi. Asaf'ın bakışları hızla bana dönerken anında kafamı önüme çevirdim.
Rezillik yüzde bilmem kaç bin olmuştu. Off!
Ben etrafı izlerken öndeki Kuran hocası yarışmaya katılacakların ismini yazmakla meşguldü. Hafif eğildim ve önümdeki koltuğun arkasına kafamı yaslayıp gözlerimi yumdum.
Uykusuzluktan gözlerim yanıyordu. Birkaç dakika öyle dururken tam içim geçmişti ki yanımdaki arkadaşım olacak şahıs kollarımdan çekti ve koltukta zorla dik oturttu.
HasbinAllah. Sabır Zümra. Tersleme.
Aradan on beş dakika geçtikten sonra önce dokuzuncu sınıflardan başladılar yarışmaya. Her dönemden bir tane kazanan seçilecekti.
Güzel sesler vardı aradan ama bundan banane.
Onları dinlerken onuncu sınıflar ve on birinci sınıflar derken sıra on ikinci sınıflara geldi. Kızlar hayranlık dolu sesler çıkararak alkışlıyordu.
Allah'ımın ergenleri.
Baygın bakışlarla sahneye çıkanları izlemeye başladım. Bir sandalye ve mikrofon vardı. Arkaya müzik koymuyorlardı ve yalın bir şekilde sesleri duyuyorduk. Bu da daha kolay belli ediyordu kimin güzel söyleyip söylemediğini.
Gerçekten güzel sesler vardı.
Sahneye Asaf çıkınca onun da katıldığını anladım.
Yine çok zekiyim alırım bir maşAllah.
Salondan çıt çıkmıyordu. Yavaş adımlarla sandalyeye geçti ve oturdu. Biraz durdu ve gözlerini kapatıp ezgiyi söylemeye başladı.
Çok içten söylüyordu gerçekten. Sanki salonda değil de tek başına bir yerde söylüyordu.
Hakkı halka bildirip, hakla yaşamalısın
İlahi düzeni hep hedefe koymalısın
Yapılanlara asla sessiz kalmamalısın
Fetihi müjdeleyen, fetihleri bekleyen
Bir gençlik isterim...
Gençlik isterim, imanla yürüyen
Gençlik isterim, tarihe şan veren
Gençlik isterim, hakkı üstün tutan
Bir gençlik isterim...
Sözleri gerçekten çok hoşuma gitmişti.
Çok önemli bir detay atladım pardon.Sesi de çok güzeldi.
Rabbim ses vermiş dinlemezsek ayıp olurdu.
Salondaki kızlar büyülenmiş gibi onu izliyordu. Tamam sesi güzel de ne bu hülyalı bakışlar? İçine düşecekler neredeyse.
Haram haram!
Asaf gözlerini açtı ve benimkilerle buluştu.
Ne yapıyorsun oğlum?! Oruç gidiyor ya! İki oldu bu.
Al işte sevap falan kalmadı.
Hemen anında bakışlarımızı kaçırdık. Türk dizilerine döndü iyice.
Birkaç kişi daha dinledikten sonra üç hoca sahneye çıktı ve bütün dönemlerden kazananları söylemeye başladı.
"Dokuz'lardan birinci olan MEHMET ÖZER!"
Alkış, alkış ve daha çok alkış.
"Onuncu'lardan birinci olan CEMİL ERDEM!"
Yine alkış. Arada birkaç ıslık çalanlar falan.
"On bir'lerden birinci olan BEDİRHAN GÜVENOĞLU!"
Hayır soyadına gülme Zümra! Ayıp.
"On iki'lerden ASAF TOMAY!"
Maşallah kızlar elleri kopacak gibi alkışlıyor, erkekler de ıslık çalıyordu.
Kazananların açıklanmasıyla birlikte herkes salonu yavaş yavaş boşaltırken ben yerimden bile kıpırdamadım. O kalabalığa girmek yerine kabire girerim daha iyi dermişim.
Allah korusun.
Bizim gibi birkaç kişi daha kalabalığın yayılmasını bekliyordu. Çaktırmadan birbirlerine kağıt veren kız ve erkekler de gözümden kaçmamıştı.
Ramazan ayında bile mi? Hayır ne yazıyorlar mektupta anlamıyorum ki!
Kalabalığın dağılmasıyla biz de yukarıya sınıfa çıktık. Kulaklarımız ziyafet çekmişti resmen ama benim istediğim midemin ziyafet çekmesiydi.
Sabırsızlıkla son iki dersin de bitmesini ve iftarın gelmesini beklemeye başladım.
◆
Bu bölümü okuyucum olan senauydu14 ve mavisiyahlii ithaf ediyorum♥
Dayanamadım bölüm attım skdhkshx
MaşAllah bana wkdjksns
Ezgiyi beğendiniz mi, ben çok seviyorum bunuu
Neyseee,
Selametle👋
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top