on altı
Selamün aleyküm bacımsular
Medya çok tatlı değil mi yaa skdbkd
Neyse yıldızı okşayıp bölüme geçelim♡
◆ ◆ ◆
Ben işime geri dönerken Halime teyze de erkeklerin tarafına gidecek tabakları verdi Asaf ve yanındaki çocuğa. Bir kaç kere mutfağa gelmişlerdi ama arkamı dönüp bir kere bile bakmamıştım.
En sonunda onların mutfakla işi bitince biz de kendi soframızın tabaklarını götürdük.
Biz tabakları götürürken çoktan ezan sesi kulaklarımıza ulaşmıştı.
Nayır, nolamaz!
Ben daha hızlı bir şekilde tabakları ve çatalları yerleştirince benimle biraz gülüştüler. Tatlı bir sohbet eşliğinde iftarımızı açtık. Arada bir kapı tıklatılıyor ve Halime teyze dışarı çıkıyordu. Tahminimce erkeklerin istediği şeyleri veriyordu.
Erkekler genellikle kadınlardan hep hızlı yiyordu. Biz kadınlarsa kibar kibar, minnak minnak lokmalarla yetiniyorduk.
Yalnız yemekler efsane olmuş. Zevkten dört köşe oluyordum resmen.
"Halime teyze ellerine sağlık vallahi çok güzel olmuş yemeklerin."
"Aynen çorban çok güzel olmuş Halime. Ellerine sağlık."
Annemin arkasından yengem de ekledi hemen.
"Ellerinize sağlık. Çok zahmet etmişsiniz."
"Afiyet olsun ya ne demek. Buyrun ama çok az yiyorsunuz siz." dedi gülerek Halime teyze.
Maşallah kadının karşısında gülmeden duramıyordunuz. Çok sevimli bir gülüşü vardı.
Keyifli süren yemekten sonra tabakları topladık ve tekrar yengemle ikimiz mutfağa geçtik. Yengemin hamile olduğunu öğrenen Halime teyze onu zorla içeriye oturması için gönderdi.
Ben de feracemin üstüne kapının arkasında asılı duran önlüklerden birisini giydim ve bulaşıkları yıkamak için işe koyuldum. Halime teyze kapıyı kapatıp yanıma gelirken daha önce fark etmediğim bulaşık makinesinin kapağını açtı ve bulaşıkları onun içine yerleştirdim.
"Sizin başka bir işiniz varsa onu yapabilirsiniz. Burayı ben hallederim."
"Peki madem ben de çayı hazırlayım."
Ocaga çayı koyarken ben de işimi bitirdim ve tezgahı sildim. Sonra sarı bezi güzelce yıkayıp dürdükten sonra lavabonun önüne koydum.
Ah şu görüntü ne kadar da huzur verici ya rabbim. Ben mutlu bir şekilde tezgâha bakarken Halime teyze bana gülmeye başladı. Ben onunla birlikte gülümserken sordum.
"Başka yapabileceğim bir şey var mı?"
"Yok kızım saol, sen geç içeri geliyorum hemen."
Başımla onayladıktan sonra önlüğü üstümden çıkarıp yerine astıktan sonra önce mutfağın kapısını hafif aralayıp birileri var mı diye kontrol ettim.
Kimsenin olmadığına kânaat getirince mutfaktan çıktım ve salona annemgilin yanına geçtim.
Biz ev ve Halime teyze hakkında istatik yaparken beş dakika geçmişti ki Halime teyze de yanımıza geldi.
Annemgil konuşmaya dalarken cebimden telefonumu çıkardım ve gelen mesajları cevapladım. Sınıf grubundakiler yine coşturmuştu.
Viş anam bunların işi gücü yok birbirlerine emoji atıp duruyorlar. Midem bulandı vallahi.
Çok fazla bakarsam annemin kaş göz işareti yapacağını bildiğim için hemen telefonu cebime attım. Ayıp olur diye misafirlikte pek baktırmıyordu.
Ben de onları dinlemeye koyuldum daha doğrusu dinlemeye çalıştım. Çünkü bonem yine gevşemişti ve ben rahat edemiyordum. En sonunda dayanamadım.
"Lavabo müsait mi Halime teyze? Başörtümü düzelteceğim de."
"Dur kızım bir bakayım."
Ardından kapıdan biraz ilerledi ve etrafına baktı. Yanımıza geri geldiğinde kapıyı açarak konuştu.
"Gel kızım müsait."
Ben de ayağa kalktım ve Halime teyzenin işaret ettiği yere doğru ilerledim. O annemgilin yanına geri dönerken ben hangi kapıyı işaret ettiğini anlamamıştım ama anlıyor gibi yapmıştım.
Salaksın Zümra.
Önümdeki ilk kapının koluna asılıp bir iki santim açtım ama yatak odası olduğunu anlayınca utanarak hızla kapattım. Bir yandan da ses yapıp dikkat çekmemek için çaba sarf ediyordum.
O sırada arkamdaki erkeklerin oturduğu odanın kapısı açılınca hızlıce elime gelen ilk kapıyı açıp içeri girdim.
Bismillahirrahmanirrahim.
Ah salak kafam ah! Ne diye başka başka yerlere giriyorsun ki?
Kafamı çevirip etrafa bakınca buranın çocukların odası olduğunu düşündüm. Çünkü kocaman odada bir ranza ve bir de baza vardı.
Üç yatak olduğuna göre Asaf ve kardeşlerinin odası olmalıydı. Yine çok zekiyim maşAllah.
Odanın çoğu mavi ve gri ağırlıklıydı. Hemen çıkmam lazım hemen, yanlış anlaşılacak ya!
Kalbim adrenalin pompalarken vücuduma, kapıya yaslandım ve dışarıdan ses geliyor mu diye dinledim. Şu an ses gelmiyordu. Kapının kolunu açtığım gibi dışarı fırladım.
Başörtü falan düzeltemem şu an.
Tam kadınların oturduğu odanın kapısını açacakken koridorda başka bir kapı açılma sesi duyuldu.
Ani bir refleksle bakışlarımın o tarafa dönmesi, saçlarını ıslatmış bir şekilde karşımda duran Asaf'ı görmem ve bakışlarımı çekmem iki saniye gibi kısa bir sürede gerçekleşmişti.
Kahverengi gözleri hafif bir şaşkınlık içerse de hemen kafasını çevirdi.
Ben jet hızıyla kapıyı açıp girerken aynı şekilde o da bana bakmadan arkasını döndü ve odaya girdi.
Acaba benim o odadan çıktığımı gördü mü? Eğer gördüyse hakkımda ne düşündü? O zaman niye şaşırdı bu kadar? Kesin gördü ve "Bu lanet kızın odamızda ne işi var?!" diye düşündü.
Of beni bir ateş bastı.
Hiç bir şey demeden yerime oturdum ve annemgili izlerken düşüncelere boğuldum.
İnşAllah görmemiştir. Ne olur ordan çıktığımı görmemiş olsun.
Hırsız gibi milletin evini karıştırıyor imajı çizerdim. Ya da misafirliğe gittiğinde evin altını üstüne getiren yaramaz çocuklar gibi.
Çok ayıp olmuştu ya? Hakkımda ne düşünüyordu kim bilir?
Suratım biraz düşsede çok belli etmedim.
O akşamın geri kalanını biraz durgun geçirmiştim. Çayları içmiş, meyveleri yemiş, midemizi şişirip gelmiştik.
Halime teyze ısrarla sahura kalmamızı söylese de vakit geç olduğu için kalmadık. Saat on ikiye gelirken de vedalaşıp eve gelmiştik.
Yatsı namazını geç saatlere bırakınca vesveselerden yüzünden 'gir yatağa zıbar' diyordum bazen ama sonra uykulu uykulu da olsa o namazı kılıyordum.
Şimdi ise ne kadar uykum olsa da hala uyumamak gibi bir salaklık yapıyordum.
Sınıf grubundaki mesajları silerken mesajlardan biri gözüme çarptı.
"Yarın üniversite gezisi var unutmayın."
Amanın hemen uyumam lazım.
Telefonumu masanın üstüne koydum ve hemen yorganı kafama kadar çekip kendimi uykunun kollarına bıraktım.
◆ ◆ ◆
İthaf yapamıyorum çünkü çok fazla istek var, o yüzden bu bölümü kalbi güzel bütün okuyucularıma ithaf ediyorum♥
Hakkımda merak ettikleriniz varsa sorabilirsiniz, elimden geldiğince cevaplarım :)
Bu arada kadın ve erkeklerin niye ayrı oturduğunu soranlar olmuş. Birbirlerine helal olmayan kişiler var. Mesela Zümra'nın annesiyle Asaf'ın babası birbirine helal değil ve aynı ortamda bulunmaları uygun değil. Bu tür hassasiyetlerden rahatsız olacaklar lütfen okumasın rica ediyorum.
Neyse diğer bölümlerde görüşmek üzere,
Selametle 👋
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top