Yardım
Efendim, yaklaşık üç saatlik yolumuz kaldı. İki taraftanda birbirimize yaklaştığımız için çok uzun sürmüyor yolculuğumuz. Şu an onlardan hızlıyız ve gözden kaybolmuş durumdalar. Ara sıra yavaşlıyoruz motorları çok fazla zorlamamak için ve o aralar tek tük gözüküyorlar. Artık bizim için zararı olacaklarını sanmıyoruz. Sanırım yardımı boşa çağırmış olabiliriz, şu an sadece geri dönebilmek için bir gemiye ihtiyacımız var ve onun içindeyiz. Arayıp geri dönmelerini söyleyelim mi?
Tabi ki hayır Anna. Ya bir aksilikle karşılaşırsak ne olur düşünebiliyor musun? Bırak da liderlik işini şimdilik ben yapayım ha ne dersin? Hemen yerine dön ve güverteye de iki gözcü daha gönder. Ne olur ne olmaz boş oturma zamanı değil haydiyin.
Gerçekten çok sinir bozucu bu George, Franko haklıymış sanırım. Denizin dibine atsak ne de güzel olur şu sinir bozucu lider bozuntusunu. Neyse ki az yolumuz kaldı sabret Anna, sabret..
Yardım ulaşmıştı. Peşlerinde hala gelen bir ordu gözükmüyordu ama gelen yardımın onları bulup yok etmesi gerekliydi. Tehdit etmelerini bekleyemezlerdi. Düşmanların yakınlarda bir yerlerde olması bütün insanları rahatsız edebilirdi. Grup geri dönerken Fuat başkanlığındakiler ise işe koyulmaya hazırlardı. İtalya'ya gelen grup oradan uçak yoluyla İstanbul'a geçeceklerdi.
Fuat:
-Hoşgeldiniz arkadaşlar. Murat için üzgünüm, çok sevdiğim bir yardımcımdı. Ölmesi beni derinden üzdü. Böyle kayıplar vermek en son isteyeceğim şeydi fakat bunun olacağının farkındaydım. Kayıpsız geri dönmenin zor olacağının farkındaydım ve sanırım bu durumda suçlu benim. Bana kızmakta haklısınız arkadaşlar ama şimdilik daha ciddi konularımız var. Gelin konuşalım.
Franko:
-Konuşalım ha, ben birinin derisini yüzerek panzehir yapmaya çalışırken sen buradan emirler yağdırıyordun. Yetmezmiş gibi bir de bu George seni taklit etmeye çalışınca işler daha can sıkıcı oldu. Bütün bunlar olurken siz burada oturup bizi mi bekliyordunuz ha?
Anna:
-Hey Franko, biraz daha sakin olabilirsin dostum. Herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor, etrafına bak görmüyormusun. Bizim kadar onların da çalıştığı ortada. Bırakta şu bahsedilen plan Kavanozu anlatsınlar artık nasıl olur dostum? Kendine biraz hakim ol..
Franko:
-Bırak ya ben gidiyorum, dinlenmem gerek. Siz dinleyin.
Fuat: Tamam arkadaşlar, dinlenmek isteyenler gidebilir kalmak isteyenler kalabilir. Plan Kavanoz'u açıklamam gerekiyor çünkü bunun için sizin de onayınızı almamız gerekiyor. Vicdanen bazı şeyler bize izin vermese de bunu yapmak zorunda hissediyoruz.
Hemen açıklamaya başlıyorum. Öncelikle Plan Kavanoz dediğimiz şey bu öfkeli insanları bir hayali dünyaya gönderme operasyonudur. Makinelere bağlayıp onların anlayamayacağı şekilde bir hayat sürmelerini sağlayabiliriz. Şu an olduklarından daha iyi olacakları kesin ama yaşadıkları hayat tamamen bir sanal dünyadan ibaret olacaktır. Belki bu virüsün panzehirini bulana kadar onları orada tutabilir ve panzehirden sonra kendilerine getirebiliriz fakat virüs çok ciddi. Panzehiri bulmanın en az on yıl alacağı tahmin ediliyor. Yani on yıl o makine de bir hayal yaşayacaklar. Kalktıklarında bu durumu iyi karşılamayacakları kesin gözüyle bakıyoruz ama başka çözümümüz yok. Öncelikle söylemem gerekir ki şu an fazla virüslü insan yok. Orta doğuda yaklaşık yirmi yedi bin insanın bu virüsten etkilendiği rapor edildi. Öncelikle oraya gidip hava yoluyla onların bayılmalarını sağlayabiliriz. Herkeste el bombaları olacak ve içlerinde hava yoluyla onları bayıltacak ekipmanlar bulunacak. Yakınına atmanız gerekli bombaları, havayı içlerine çekmezlerse bir işe yaramaz. Böylece onları bayılttıktan sonra bir gemiye toplayıp ülkemize getirip onları hayal dünyasına göndereceğiz. Umarım bizim için en iyi olan budur arkadaşlar..
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top