Yılbaşı Gecesi

Gün ışığını unuttum.

Güneşin aydınlattığı gökyüzü ne renkti? Ben sadece siyah görüyorum. Yıldızları küçümsediğimden değil ama, onların aydınlığı yetmiyor koskoca gökyüzünü aydınlatmaya. Oysaki tek bir güneş, günü görmek  istediğimiz parlak renge boyardı hiç zorlanmadan. Yıldızlar yanıp sönüyor, binlercesi, yüzbinlercesi, sonsuzlarcası geliyor da, minik bir beyaz nokta olmaktan ileri gidemiyorlar koskoca gök tavanında.

Güneşi methettiğime bakma, ona da kapattım gözlerimi. Zaten o da pek çıkmıyor artık. Yokluğundan mıdır, her şeye bir hüzün çöktü. Gözyaşları durmuyor yerinde, kirpiğin ucunda nöbetteler her daim. 

Hep şikayet ederdin uyanmak bilmediğimden. Uyandırmak için kaç kere öptüğünü sayamadığından bahseder, ses tonuna memnuniyetsiz bir ifade katmaya çabalardın. Ama gözlerin öyle güzel bakardı ki, hemen anlardım. Zaten hiç yalan söyleyemezdin. Yine de bazen üzülmüş gibi yapardım. Vicdanını oynatırdım sırf o güzel yüzündeki şefkatli ifadeyi bir kez daha görebilmek için. ''Sen hep uyu, dudaklarım hep sende olsun.'' derdin

Giderken de yalan söyleyemedin Ali, ''Güneşe yeminim olmasa gitmezdim,'' dedin. Güneş utancından çıkamıyor bulutların arkasından. O da bekliyor seni, tıpkı benim gibi. Peki ya geceleri katil eden kimdi Ali? Mevta kimdi?

2012'nin son dakikalarında, her zaman oturduğum bankta değilim. 2012'nin son dakikalarında, haftalar öncesinden yaptığımız yılbaşı planına sadık kalarak o güzel teknelerin olduğu yere geldim. Bu teknelerden birine binip mi gittin Ali? Denizaşırı bir mesafede misin, yoksa birkaç saat ötemde mi? Denizin altında mısın yoksa üstünde mi?

Artık aynı havayı soluduğumuzdan bile emin olamıyorum, çünkü bu hava beni boğuyor. Sanki atsam kendimi ay ışığının yansıdığı şu engin denize, orada yaşayabilecekmişim de şimdi bulunduğum yer beni öldürürmüş gibi hissediyorum. Ya da artık ben yaşamla ölümü, gerçek anlamlarının tam zıttı olarak algılıyorum.

Sanki ölsem, sana kavuşacakmışım gibi hissediyorum.

Ölsem yaşayacakmışım gibi...

Ali,

Seni seviyorum.

2013'ün ilk dakikalarında, denizin dibindeyim.

''Söylemiştim, tekrar söylüyorum,
Sahile inme...Sahilde fırtına olur,
Ve seni alır götürür.
Ve eğer beni alıp götürürse
Aşağıya, o derin sulara
Vücudumu tekne yaparım
Küçük ellerimi kürek,
Mendilimi yelkencik
Karaya girip çıkarım''

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top