Ali'ye, 50. Gece

Kaç gün oldu sen gideli, kaç gün oldu ben öleli? Gömmüyorlar ki bedenimi huzuru bulsun, huzurla uyusun artık.

Yetmez mi rüyalarda kavuşamayışım sana... Yetmez mi yalnız yatıp, gözlerimi yalnızlığa açışım? Yetmez mi sensizlikte seni arayışım, yetmez mi vazgeçmeyişim?

Aşk mı bu Ali? Eğer aşksa bu yalnızlığa sarılışım; ne acı şeymiş, ne kötü şeymiş! Gözlerime mil çekip bir uçurumun kenarına attı beni bu aşk. Göz görmeyince gönlüm nereye götürürse oraya sürükleniyorum. Uçurumun kenarında savruldukça savruluyorum. Düşe-yazıyorum, öle-yaşıyorum.

Şimdi toprağın üstünde, gökyüzüne yakın bedenim. Kafamı kaldırsam göklerde olabilirim. Fakat her nasılsa, toprağın ötesine çok daha fazla tanışıklığım. Kuşlar yabancı, dallar, çiçekler, nefesler...

Senden sonra kaç gün uyandım? Diyelim ki elli... Elli gün yaşadım denebilir mi? Sen gittiğinden beri, her gün ilk günü gidişinin. Yüreğimdeki acı hep taze kaldı, özlem hep taze; fakat kokun tazelenmiyor, niye?

Sen varken bu hayat renkten, duygudan, histen bir hayaldi. Şimdiyse senli günlerin hayali çöllerde bir serap gibi. Kızgın kumlarda bir vaha görür gibi olup gerçek olmadığını anlamak nasıl yakar, bilir misin ki?

Söylemişlerdi, ''Çöl, insanların yüreğini hayallerle doldurur.'' demişlerdi. Hayallerle yaşıyorum şimdi.

Beni niye vatanımdan sürdün Ali? Neden her günümü, her gecemi sonsuz ettin. Oysa ben hayatımdan sürülsem de, yüreğimde senin yüreğinin belli belirsiz çarpışıyla yürüyorum ancak. Yüreğinin çarpışı hayali var ediyor beni.

Ne zaman bir sıkıntı düşse hayali yüreğinin yanına, ne zaman bu sürgündeki sonsuz yalnızlığım tekrar yüzüme çarpsa, tüm dargınlığımla bedenimi vurasım geliyor dalgalara. Onlar nereye götürecekse götürsün beni, çünkü benim daha fazla gücüm yok bu sürgünde yalnız olmaya.


8 Şubat 2013, Cuma

50. gece

''Yar gurbette, can yürekte 
Bir kafeste ne amansız
Sonsuz ayrılıktır, geçmez zaman
Her gece hep aynıdır"

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top