Bölüm 6
💅🏻
Kitap etiketlemelerde YÜKSELİYOR. Lütfen oy ve en azından emoji yorumu yapmayı unutmayın canlarım. ✨🥰😘
"Koş!"
Ağzımız açık kalmış şekilde birbirimize bakarken aynı an da geriye birkaç adım atmıştık. Onu bileğinden tutmuştum, ikimizde birbirimizi sıkıca tutmuştuk.
Doğruca en arka raftaki pencerenin oraya gitmiştik. Dolunay'ın üzerime basmasına göz yumarak yukarı çıkmasına yardım etmiştim. Omzum fena halde acımıştı.
Karşımdaki kişi yaz günü bot giyiyordu. Nasıl acımayabilirdi ki! Simsiyah botlarının geniş tabanları vardı, tabanındaki tırtıkların arası da epey fazlaydı. Bu yüzden batmıştı.
Adam sesi duymuş ama nereden geldiğini anlayamamıştı fakat bu uzun sürmemişti, doğruca bana doğru geliyordu.
Elindeki devasa feneri gözüme tuttuğunda far görmüş tavşan gibi kalmıştım, hemen ardından da pencereye tutunup kendimi yukarı çekmeye çalışmıştım.
Kalbim deli gibi atıyordu, buradan kaçmayı başarırsam bile en az iki yıl hastalanmamalıydım. Aksi halde beni çok rahat tanır ve annemlere neler olduğunu anlatırdı.
Polis ekiplerinin çok geçmeden geleceğine emindim. Kim kızıl saçlı bir kızı kolay kolay unutabilirdi ki? Doğru düzgün kızıl saçlı biri görmek bile mümkün değildi, rahatça beni bulabilirlerdi.
"Elini ver!" dese de cevabımı veya tepki vermemi beklememişti.
Bekçi elini bana doğru uzatmıştı, bana bağırıyor olsa da panik anında neler dediğini anlayamamıştım. Alnımdan aşağı boncuk boncuk terler akıyordu.
Dolunay hızla beni tutmuş, yukarı çekmişti. Tıpkı bir dakika önce fark ettiğim gibi oldukça güçlüydü, kesinlikle sıradan bir insandan daha kuvvetliydi.
Evet, belki tamamen kurtulduğumu sanabilirsiniz ama yanılıyorsunuz çünkü bekçi ayağımı tuttu. Çığlıklar atıyor, bir yandan da bekçiye tekme atmaya çalışıyordum.
Gerçi doğru düzgün vuramıyordum da... Kıyamıyordum, işini yapan sıradan biriydi. Burada suç işleyen kişi bendim, ona zarar vermeye hakkım yoktu. Zaten bana da zarar vermeye çalışmamıştı.
"Ayyyy BİR KURTULAMADIM BE!"
Dolunay kollarımdan tutmuş, dışarı doğru çekmeye devam etmişti. Eğer bekçi biraz daha gövdeme yakın bir yerden tutsaydı ortadan ikiye bölünebilirdim.
Canım feci halde acımıştı, en bekçi feneri bırakıp diğer eliyle de tutmak için hamle yapıyordu ki ayakkabım çıktı. Artık elinde benden bir hediye ile dolaşabilirdi...
O an beni çekmeye devam eden Dolunay ise geriye doğru düşmüştü, neyse ki popo üstüne düşüp fazla hasar almamıştı. Komik şekilde düşmüş olsa da gülmemiştim.
Kendisinden önce beni önemsemişti, daha nasıl olduğuna bakmadan bana bakmıştı. "İyi misin?"
"Evet ama birkaç saat içinde Silivri ziyaretimiz var gibi."
Ayağa kalkıp kıyafetlerini silkeledi, güzelce tozlarını temizlediğinden emin oldu. Aslında Dolunay'ın kendinden çok değer verdiği birçok şey vardı: Mesela kıyafetleri gibi...
Elini uzattı. "Hadi diğerlerini bulalım."
Cebimden düşmüş olan telefona baktım, hiçbir kırığı yoktu ve işin en tuhaf yani video çekmeye devam ediyordu. Videoların şimdilik bir değeri olmasa da ilerde çok büyük değeri olacaktı.
Yani... En azından benim ve takipçilerim için oldukça önemli diyelim.
Yerler çamurlu olduğu için ayağım batmış, kirlenmişti. Yine de koşarken bu tarz şeyleri umursama gibi bir imkanınız olmuyordu. Bir yandan da telefonumdaki arama kısmını açmaya çalışıyordum.
Daha açar açmaz Dolunay numaraları söylemeye başlamıştı. Yanlış numarayı tuşlamamak için elimden ne geliyorsa yapıyordum. Ara sıra birbirimize bağırdığımızda oluyordu.
Yanından geçtiğimiz insanlar bize tuhaf tuhaf bakıyordu, ya deli olduğumuzu ya da devasa boyutta bir canavardan kaçıyor olduğumuzu düşünüyorlardı. Hastanenin arka kısımlarına geçtiğimizde ise neredeyse sakinlemiştim.
Neredeyse...
Gözlerimin önüne gelen kızıl saçları kulağımın arkasına attım. "Aslında annenlere köpek saldırısına uğradığımızı söylemek daha mantıkl- LAN..."
Diğer kaba laflara göre pek kaba olmasa da ağzından ilk kez kaba bir laf çıkmıştı, o yüzden hem şaşırmış hem de onu bu kadar çok korkutan şeye doğru bakmıştım.
Daha ne olduğunun farkına varamamıştım ki bir şeyin bizi kovaladığını fark ettim. "KÖPEK Mİ O?"
Size ne kadar şansız olduğumuzu kelimelerle anlatamazdım. Gördüğünüz gibi... Başımız beladan eksik olmuyor.
Nefesimiz tükenmeye başlarken daha da hızlı koşmaya çalışmış ama başaramamıştık, gerçekten de yere yığılmak üzereydik. Neyse ki arkamızdan salyalarını akıta akıta gelen köpek oldukça şişmandı.
Hızlı koşamaması yararımıza olmuştu. Artık içeri girmemiz gerektiğini biliyorduk aksi halde köpekten kurtulamayacaktık. Farklı bir kısımdan girer ve birkaç dakika beklersek atlatma ihtimalimiz vardı.
İlk gördüğümüz kapı acil çıkış kapısıydı, şükürler olsun ki açıktı. Üzerine atlarcasına kapıyı açmış, düşercesine de içeri girmiştik. Girer girmez ise çıkışa gitmekte olan Burak ve Alp ile karşılaşmıştık. Bizi zar zor tutmuşlardı.
"Neler oldu?" Masmavi gözleriyle bizi baştan aşağı süzdü, iyi olup olmadığımızı anladığında ise alaycı haline geri döndü. "Ne o köpek saldırısına mı uğradınız?" diye dalga geçti.
Benden beklenmeyecek şekilde dikleşmiş, birkaç adım öne çıkmıştık. Boğazımı temizleyerek herkesin dikkatini üzerime toplamıştım.
"Burak..." Kahkaha attım. "Biliyor musun? Bu gerçekten güzel bir şaka." Yana çekilerek önden gitmesini işaret ettim. "Bu yüzden yakışıklı beyefendiler lütfen önden. Ne olur beni kırma."
Dolunay'ın gözleri kocaman olmuş, ne yaptığıma anlam verememişti ama sesini çıkarmasından Burak'a onun da sinir olduğunu anlamıştım. Yine de kafasını iki yana sallayıp gerçeği söylemem için omzuma dokunmuştu.
Mucize Uğur Böceği Ve Karakedi çizgi filmindeki Adrien'ın daha akıllı ve sessiz haline benziyordu. Tabi sapsarı saçları yoktu, onun yerine sarıyı andıran bembeyaz saçlara sahipti.
Burak aramızda olup biten kısa süreli tuhaflığı fark etmişse de önemsemedi. Kendinden emin bir şekilde göğsünü kabartarak Dolunay'ın önüne geçti ve dışarı çıktı.
Peki sizce ne mi oldu? Heyecanla köpeğin onu ısırmasını beklemiş, karşılığını alamamıştım. Eh... Köpeği de yadırgamamak lazım: Kimse kalitesiz mal sevmez.
"Öyleyse eve gidebil-" Durdum, bir kişi eksikti. "Bir dakika... Sizin ikinci mal olanını- Cenk nerede?"
Merhaba, nasılsınız?
Kitaptaki en uzun bölümümüzü yazmış bulunmaktayım. <3 Umarım bu bölümü sevmişsinizdir.
💅🏻
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top