Bölüm 16
🦇
Aramızdaki o anlık hissi nasıl açıklayabileceğimi bilmiyorum ama sanırım tarif edebilirim. Yani aramızda demekte yanlış olur çünkü ben öyle hissetmiyordum. Tamamen yapacağım itirafı düşünüyordum, hatta saatlerdir ağlamaktan mı bilmem ama boğazım kupkuru hale gelmişti.
Yani... Nasıl desem sanırım o an benim çıplak olduğum gerçeğiyle yüzleşmişti, bunun sandığı kadar da "normal" bir şey olmadığını fark etmişti.
Aramızda duş kabinin iç göstermeyen kapısı vardı, yani pek te önemli bir gerçek sayılmazdı. Sadece bir anda bir şey söylemek atılmıştım, bu da anlık olarak ne söylemek istediğimi düşünmesine neden olmuştu.
Aniden kapıyı açmamdan filan korkmuş olmalıydı. "Banyoda olman hakkında filan mı?"
"Ne?" Kafamı iki yana salladım. Bir yandan da kıyafetlerimin kalan kısımlarını halletmeye çalışıyordum. "Hayır, tabi ki de."
"Ağ?" Sesi incelmişti. "Ben kaçayım o zaman, sonra konuşuru-"
"Kapıyı açmamdan filan korkuyorsan ben sapık değilim!" Bunu kapıyı açarak söylemiştim.
Hızla arkasını döndü, epey korkmuştu. Gözlerini de sıkı sıkı kapatmıştı. Ellerini ise bana doğru savurmuştu, sanki ona saldırmak üzere olan küçük bir köpekten korunmaya çalışıyormuş gibiydi.
"Giyindim."
"Olabilir!" Gözlerini açtı. "Fark ettim zaten ben de onu, malum dışarı çıkıyorum demeden açtın ya kapıyı."
Haklı olabilirdi, olmaya da bilirdi. Konu acayip derece de saçmaydı, bu tarz bir konunun uzatmaya değer olduğunu sanmıyordum.
Kolunu tuttum. "Artık söyleyebilir miyim?" O kadar heyecanlanmıştım ki...
Üstelik bu herkesin önünde sunum yapmak gibi bir his değildi, sanki hediye alıyormuşum gibi hissediyordum. Paketi açtığımda yani düşüncelerimi söylediğimde, hislerimi açığa çıkardığımda rahatlayacaktım.
Hediyenin -cevabının- ne olduğu pek umurumda değildi. Bir kere söyledim mi, paketti açtım mı rahatlayacaktım. Ama paketi açmama izin vermediği sürece o his benim içimde kalacaktı. Adeta beni yiyip bitirecekti.
Korkuyla kolunu çekti. "Bence söylememen daha iyi." Cümlesini bitirir bitirmez dışarı doğru yürümeye başladı.
"Senden hoşlanıyorum."
Kapının dibine geldiğinde durdu. "Dediğim gibi her ne söyleyeceksen sonra söylersin."
"Söyledim ya işte!"
Öylece yüzüme baktı, dediklerime inanmamıştı. İnanamamaktan da öteydi, ciddiye almamıştı. Yanılmıyorsam yavaşlatmak için dediğimi sanmıştı. Tekrardan söylemekten, lafımın arkasında durmaktan vazgeçmiştim.
"Son kalan dersleri dışarıda geçiririz, herkes dersteyken bir an önce binayı terk et ve arabaya gel. Annelerimiz müdürle konuşmuş."
Şimdilik görüşürüz anlamında elimi salladım. Ardından da salak gibi gözükmemek için yukarı aşağı başımı da sallamayı ihmal etmedim. Gözlerim yere kaydığında o çoktan koridoru kontrol etmiş, dışarı çıkmıştı.
Yaklaşık otuz saniye boyunca öylece yere bakmıştım. Normal bir şekilde nefes alıp vermiştim. Ne bir panik ne de başka bir duygu vardı. Böyle olması da güzeldi aslında.
Saraçoğlu ailesinin hiçbir üyesini yakından tanımıyordum, Dolunay'da dahil. Bana diğerlerine göre daha iyi davranmış olması sonradan kötülük yapmayacağı anlamına gelmiyordu. En azından şansımı denemiştim.
Islak alandan çıkıp eski ayakkabılarımı giydim. Kıyafetlerimi ise çöpe attım, kullanılmaz hale gelmişlerdi. Sabahleyin okula hazırlanırken favori kıyafetlerimi giyip giymemeyi düşünmüştüm, iyi ki de böyle bir hataya düşmemiştim.
Ayakkabılarım da berbat haldeydi, eve gider gitmez her yerimi tekrardan yıkayacaktım. Veya sadece odama gidip oturur, yemek yerdim. Annem olmadığına göre odada yemek yememe kuralını da çiğneyebilirdim.
Koridora çıkmadan önce kapıyı sona kadar ittirmiş, birkaç saniye bekleyerek çıkmıştım. Kapıları kontrol etme huyu bende artık refleks hale gelecekti, bundan emindim.
Her yer bomboştu, bu oldukça tuhaftı çünkü en boş olduğu zamanlarda bile bir sınıfın dersi boş olurdu. Durumu yadırgadığımdan değil, korktuğumdan böyle davranıyordum.
Koşarak, arkama dahi bakmadan okulun dışına çıktım. Bahçede beden eğitimi dersinde olan öğrenciler vardı. Bana baktılar, başta sırayı bozmak istediler ama son derece katı olan beden öğretmenimiz izin vermedi.
Şükürler olsun ki doğru zamanda çıkmıştım. Kapıyı açar açmaz yerime oturdum, çantamı sınıfta bırakmıştım. Şansım varsa sonradan gelecek olan kardeşlerim alırdı, şansım yoksa da umurumda değildi.
Kitaplar, defterler, ödevler sonradan temin edilebilecek şeylerdi. Psikolojim ise asla kolay kolay temiz edilemezdi.
Kalan birkaç saati arabada dinlenerek, uyuyarak geçirmiştim. Dolunay aramıza ilk katılan kişiydi, geri kalan kardeşlerim ise derslerini sonuna kadar dinlemişlerdi. Notlara bu kadar çok önem verdiklerini cidden bilmiyordum.
Kimse benimle konuşmadı ya da fazla uykulu olduğum için duymadım. Genelde yolculuk boyunca uyudum. Arada kafamı kaldırıyor, gelip gelmediğimizi kontrol ediyordum. Ha bir de ağzım açık uyuya kalmaktan korkuyordum.
Malum insanın tüm kardeşleri birer pislik olunca şantaj yapma ihtimalleri de epey yüksekti. Aptal bir resmimin internettin derinliklerinde dolaşmasına izin veremezdim.
"Her şey yolunda mı?"
Sanırım kendini suçlu hissettiği için bana cevap verme gereği duymuştu. "Annemlerin ofisine gidiyormuşuz, ana birime bağlı olmayana..." Yıllardır kardeşim olduğu için bazı şeyleri konuşmadan da halledebiliyorduk, neden orada toplandığımızı anlamıştım. "Bir tür açıklama yapacaklarmış Defne."
Annemler bizi ofisine çağırdıklarında hep büyük ve önemli kısımlarında bekliyor olurlardı, bu sefer küçük bir kısımda olmalarının sebebi ise muhtemelen en büyük düşmanlarının da orada olmasıydı.
Onları tasarımlarının, en büyük sırlarının dibine kadar çekmek istemiyorlardı. Her şey saklı kalmalıydı, her ne kadar bizlere -güya- çok önem verseler de neticede rakipleri vardı.
Her iki ailede birbirinin düşmanıydı. Ve bugün... Konuşacakları konunun birçok şeyi değiştireceğinden korkuyordum. Eğer gerçekten dava süreci ile ilgili önemli bir süreç olmasaydı hepimizi bir araya toplamazlardı.
İçimden bir ses daha bunun için erken olduğunu söylüyordu. Başka bir ses ise davanın tam tamına dört yıldır devam etmekte olduğunu, sonuçların çıkmakta geç bile kaldığını söylüyordu.
Evet, test sonuçları çıkmış olmalıydı.
Merhabalar umarım bölümü beğenmişsinizdir, artık bol bol bölüm yazacağım. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Eski yorumlarınıza da ara tatilde cevap vereceğim. <3
🦇
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top