Bölüm:13●Gerçek● (Part-1)

"Seviyorsa zaten sonunda birleşirdi insanlar, aşk gerçekse bitmezdi, seven insanlar birbirlerini beklerdi."

****************

Bölüm Şarkısı: Bilal Sonses/ Ansızın

*******************

Medya da Savaş 

******************

Sıkıca sarılmıştık birbirimize. Aynı kenetlenmiş gibiydik. Ne o konuşuyor ne de be. Sessizdik. Ama bu sessizliğimiz bize bir çok şey anlatıyordu.

Savaş başını çekince bende kafamı kaldırdım. 

"Şimdi cevap verme sırasındayız Nefes Hanım. Burada ne arıyorsun?" Gözlerimi Savaş'tan çekip ağaçlara çevirdim. Şimdi nasıl söyleyecektim ki onu takip ettiği mi?

"Evet?" Elini çeneme koyup kendine doğru çevirince mecbur ona bakmak zorunda kaldım.

"Şey şey olmuştu işte. Bende o şeyi şey yapayım derken şey oldu. Böyle şey oldu." Ne kadar da şeyli bir cümle! Saçmaladığım cümlem yüzünde hafif bir gülümseme bırakmıştı.

Kızarık gözlere gülümsemek...

Yakışmıştı!

"Ney oldu işte?" Gözlerimi tekrar kaçırıp ağaçlara baktım. Ağaçlar da ne güzelmiş lan!

Gözlerim Savaş'tan başka her yerde geziyordu. Şimdi ona nasıl anlatacaktım. Nasıl diyecektim 'Savaş ben senin kanser olduğunu biliyorum' diye.

"Açıklama yapmanı istiyorum Nefes." Sesi sinirli çıkıyordu. Gerçi bende de böyle durum olsa ben de sinirlenirdim.

Savaş'a tam her şeyi anlatacakken kanser olduğu aklıma gelince gözlerim yine dolmuştu. Ellerim hiçbir şey demeden beline doladığım da yüzümü de boynuna bastırdım. Elleri belimde ki yerlerini alınca iyice yerleştim.

"Savaş ben her şeyi -hıçkırık- biliyorum." Söylediğim sözlerle birlikte Savaş'ın bedeni kasılınca kafamı daha çok bastırdım göğsüne. Kokusu burnuma dolunca bir an tüm hayatım boyunca böyle kalmak istedim.

"N-neyi öğrendin."

"Senin kanser olduğunu" Göz yaşlarım çoktan tişörtünü ıslatmıştı.

"Güzelim bana bir baksana." Kafam olumsuzca salladım. Yapamazdım. O gücü kendimde bulamıyordum.Şimdi bir sürü şey söyleyecekti. Saklamamı isteyecekti.

Üzülecekti...

Üzülecektim...

Üzülecektik...

"Nefes ağlama"  Ağlardım ben. Belki çoğuna göre çocukçaydı ama  ben sıkıntıları içime atamazdım. Ağlardım rahatlardım. Ama şimdi? Ağlasam da rahatlayamıyordum. Neden? Çünkü bu geçmeyecek bir gerçekti.

"Güzelim boşuna üzme kendini. Ben kanser değilim"

Buse'den

Elimde  bulunan çay bardağından bir yudum daha içip masanın üstüne koydum. Nefes gittikten sonra Efe'de birlikte öğle yemeği yiyelim diye beni câfe tarzı bir restoranda getirmişti. Gözlerim karşımda oturan Efe'ye çevirdiğim de bana bakarak gülümsediğini gördüm.

Güzel gülüyordu Allahsız.

"Niye bakıyorsun öyle?" Çayından bir yudum daha içti.

"Hiç şey diyecektim. Yemekten sonra birlikte sahilde yürüyelim mi?"Benim için bir sıkıntı olmazdı. Zaten tatil diye geldiğimiz evde anca yatıyorduk.

"Olur. Hatta şimdi kalkalım." Başıyla beni onaylayıp garsondan hesabı istedi.

Hesabı ödeyip câfeden çıktık.

Sahilde yavaş adımlarla ilerliyorduk yine konuşmuyorduk. Yere eğik olan başımı kaldırdığım esnada kafama sert bir cisim indiğinde acıyla kafamı tutum.

"Ah-h" Başımda ki elimi şişen yere götürdüğümde acısı biraz daha artmıştı.

"Buse iyi misin? Ambulans çağırayım mı? Başın falan dönüyor mu? Hadi gel arabaya gidelim. Hastane ye götüreyim seni? Çok mu ağrıyor? Canın acıdı mı? Kim attı lan bu topu buraya!?" Beni soru yağmuruna tutarken son cümlesini ise etrafa bakarak bağırmıştı.

Yanımıza doğru koşturan yakışıklıya baktığım da yanıma doğru ilerledi.

"Han fendi iyi misiniz? Biz özür dileriz. Bir anda topa fazla vurunca size kadar geldi? İsterseniz ben başınıza bir bakayım hastane de staj eğitimi aldım." Yakuşukluya daha bir şey diyemeden elini çoktan benim elimin olduğu yere koymuştu.

Tam ben kendimi geri çekecekken Efe'nin eli beni belimden tutmuş kendine doğru çekmişti bile.

"Gerek yok. Sen gidebilirsin. Bir şey olursa ben hastaneye götürürüm." Efe'nin sert sesinden sonra Yakuşuklu Bey gözlerini benden çekip Efe'ye bakmıştı sonunda! 

"Bakın ciddi bir şey olabilir. Yine de benim bakmam da fayda var."  Yakuşuklu Bey'de Efe'ye sert konuşmuştu. Ben mi? Ben tabi ki birazdan çıkacak kavgayı izliyordum.

"Sana ne kardeşim? Hadi ikile istemiyoruz dedik işte!" Efe'nin siniri belimde duran eline de vurduğunda belimi acıtmıştı. Kendimi Efe'den ayırıp yanına dikildiğim de ikisinin de gözü bana dönmüştü. İkisine de bakınca bir an 'Ne bakıyon yapraağğam' diyesim gelmişti.

"Pardon ama siz nesi oluyorsunuz da karışıyorsunuz?" Yakuşuklu Bey'in sözlerinin sonunda Efe'den sert bir yumruk hakkı kazanmıştı. Efe'nin yumruğundan dolayı yakuşuklu yere düşmüştü.

"Sana ne lan? Sana ne? Pezevenk herif. Ben sana staj eğitimi veren kişinin ebesini sikeyim." Küfüründen sonra beynim kırmızı ışınlarla eror yazısını gösterip kaybolmuştu.

"Efe' hadi gidelim" Ellerimle Efe'nin kolundan tutup çekmeye çalıştım.

"Ne demek gidelim lan? Pezevenkin sana nasıl baktığını görmedin mi? Sende gelmiş benim yanımdan çekiliyorsun?"

"Geri zekalı ellerinle belimi o kadar çok sıkmıştın ki canımı acıtmıştın bende çekildim. Hem sana ne ya sen ne karışıyorsun o zaman? Madem senin için bu kadar sıkıntı oldu siktirip gitseydin!" Sinirle sarf ettiğim cümlemden sonra derin bir nefes alıp verdim.

"Neden karıştım biliyor musun? Çünkü seni seviyorum. Seviyorum ulan!. Seviyorum!" Ben bir şey diyemeden dudaklarını dudaklarımla buluşturdu.

Daha ben şoktan bir şey yapamamışken Efe geri çekilince bir an ne olduğunu ben bile anlamadan Efe'ye tokat attım. 

Efe bir eli yanağında dururken şaşkın gözlerle bana baktı.

"B-ben özür dilerim. Bir an şey oldu ondan öptüm. Özür dilerim" Pişman gözlerle Efe'ye baktım.

"Efe kusura bakma bir an reflex olarak tokat attım. Yani yanlış anlama seni sevmediğimden falan değil." Ulan bir de sert attım. Elim bile acıyordu.

"N-nasıl yani seviyor musun beni?" Gülümsedim.

"Hee" Tekrar dudaklarımızı buluşturduğunda mutlulukla ona karşılık verdim.

*****************

Arkadaşlar uzun zamandan beri bölüm istediğiniz için 13. Bölümün yarısını sizlerle paylaştım gelecek bölüm devamı olacak.

Beni sevindirip votelere basmayı ve düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayın.

Sizleri seviyorum Kod Adı Ailem ♥♥

Bu arada gelecek bölümler de ithaf isteyenler yorumlarda kendilerini belli edebilirlermi?

Ulan bu arada hanginiz beddua etti? Yazdığım bölümü sildim yanlışlıkla yeniden yazdım şuan o yüzden 2 parçaya böldüm bölümü.



Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top