İster İstemez B.46.
Selam...
Hatırlatma
Tam sözlerimi bitirmiş Asya'dan geçerli bir açıklama bekliyordum ki, elli metre kadar uzağımızda kol kola girmiş bir çift, "Hey Taksi!..." diye durmam için el sallıyordu.
🚖🚖🚖
Gecenin bir yarısı bu çiftin aciliyeti neydi acaba, diye geçirdim içimden. Ben onlara yaklaştıkça kadın ısrarla el sallıyordu durmam için. Ben mesleğim gereği durmak istiyordum ama gecenin konuğu vardı takside. Başımı çevirip Asya'nın gözlerine baktım, katran karası koca gözlerini bir defa kapatıp açtı.
Bu alabilirsin demekti...
Ne o Evrim, bakıyorum dilin susmuş gözler konuşur olmuş? Bak benden söylemesi dostum, baştan beri bu kızdan işkilleniyorum ben... Sakın ha kalbini kalbine bağlama, gezgin ruhtan sevgili mevgili olmaz aman diyeyim...
Beni uyaran sevgili içgüdüme git başımdan diye yol verdim...
Tam önlerinde durdum. Kadın eğilip taksinin içerisine baktı, "Şoför bey, gördüğüm kadarıyla yolcunuz var ama lütfen bizi de alın," dedikten sonra başını çevirip koluna girmiş olduğu adama ters ters baktı. Adamın sarhoş olduğu sarsak duruşundan belli oluyordu. Üstelik aldığı alkolün keskin kokusu insanın burun deliklerini sızlatıyordu.
İster istemez ikinci kez Asya'ya baktım. Yine gözlerini kapatıp açarak almam için beni onayladı. Taksiden indim arka kapıyı açtım. Kadın sağ kolundan ben sol kolundan tutarak içkiden zom olmuş adamı arka koltuğa yerleştirdik.
Kadın, "O kadar söyledim içme diye ama söz dinleyen kim. Ben içme dedikçe sen içtin," diye söylene söylene taksiye bindi.
Onlar arka koltuğa yerleşince kapıları kapatıp ben de şoför mahalline geçtim ve emniyet kemerimi bağlayıp hareket ettik. Yeni müşterilere yönümü dönmeden dikiz aynasından bakarak, "Hanımefendi nereye?" diye sordum.
"Şoför bey, kusura bakmayın lütfen nereye gideceğimizi söylemeyi unuttum."
Gideceği adresi vermeden önce yanı başında oturan ve etrafına boş gözlerle bakan adama ters ters bakıp, "Bu adam bende akıl mı bıraktı," dedi sinirle. "Esen tepe mahallesi, ikinci sokak, yılmaz apartmanı."
Kadın adresi verirken Asya, aniden arkasına döndü.
Asya, neden ani bir tepki vermişti doğrusu hiç anlam verememiştim. Ben sol şeride geçip verilen adrese yönelmiştim. Bir ara gözlerim Asya'ya kaydığında onun elleriyle huzursuzca yüzünü ovuşturduğunu gördüm.
Kadın, "Bugün iş yemeğimiz vardı içki dokunur eşime. Ben içme dediğim halde arkadaşlarına uydu ve içti. Aslında kendi arabamız vardı ama taksiye binmek zorunda kaldık, malum," dedi eşini göstererek.
"Böyle yapmakla iyi etmişsiniz efendim, sarhoş araba kullanmak çok tehlikeli, malum," dedim.
Kadın, göz kapaklarını kırpıştırarak konuşmaya başladı: "Fakat insan kendini bilir, bilmiyorsa da söz dinler. Şimdi siz onun sus pus olduğuna bakmayın. İnanın ortalığı birbirine kattı, rezil olduk rezil," dedi ve tiksinir gibi adamın yüzüne baktı.
Arka koltukta şimdiye kadar sessizce oturan adam gözlerini açmakta zorlanıyordu. Her nefes alış verişinde taksinin içi alkol kokusuna boğuluyordu. "Bir susmadın Esin, vır vır başımı beynimi yedin," dedi ve uyku moduna geçti. Sarhoş adamın Esin, kelimesini telaffuz ettikten sonra Asya, sağ elini dudaklarına götürüp koca gözlerini fazlasıyla açarak tekrar arka koltuğa baktı. Sanki çığlık atmak istiyor ama kendini engelliyor gibiydi.
Gözümü yoldan ayırmadan onun gözlerine bakarak tedirginliğinin nedenini sorguladım ama maalesef Asya gibi zihin okumakta usta değildim.
Kendi içimde yürüttüğüm tek tahmin Asya'nın içkinin kokusundan rahatsız olmuş olabileceği yönündeydi. Bu bir varsayımdı ama anladığım kadarıyla mahalle ve kadının isimi geçince tepki vermişti Asya.
Sarhoş adam, bir öğürtüyle gözlerini araladı. Kadın kocasını tutup silkeledi, "Gözün kör olmaya," dedi kendi ağzını eliyle kapatarak. Adam, kadına abanıp, "Öpücem Esin!" dedi ve tekrar kapandı gözleri. Kadının dudakları arasına hassas bir gülüş yayılırken biz de ona eşlik ettik.
Asya, hâlâ durgundu. .
Adam arada bir "öpücem" diyor tekrar gözlerini kapatıyordu. Her defasında bu hareketi bize komik geliyor ister istemez yüzümüzde çarpık bir tebessüm oluşmasına neden oluyordu.
Asya, bir ara, "Adınız Esin demek?" diye sordu.
Kadın, "Evet, hanımefendi!" diye yanıt verdi.
Nedenini bilmiyorum ama kadının cevabı Asya'nın gözlerinin dolmasına neden olmuştu ve derin bir iç çekip bırakmıştı. Yalnız hâlâ gergin olduğu hal ve hareketinden belli oluyordu.
Evrim, çok merak ediyorsun biliyorum, istersen sor Asya'ya ne için bu kadar tedirgin veya kendini kastı diye. "Şimdi sırası mı?" diye savuşturdum içimdeki acil durumu.
Ben iç sesimle münakaşa yaparken Asya, "Efendim Evrim," diye sordu. Buz kütlesi gibi dondum kaldım. Ben sesli mi konuşmuştum.
Bu kez sesli konuştun Evrim, hiç boşuna Asya'nın vebalini alma dedi içimdeki ben.
Hayret edilecek bir şey, yoksa sen Asya'yı sevmeye mi başladın?
Bilirsin Evrim, ben doğruya doğru derim, darılmaca gücenmece yok dedi...
İşin içinden çıkamayınca gamzeli çenemi kaşınmaya başladım. Asya'ya acilinden bir cevap vermem gerekiyordu bende kolayı seçerek, "Hiç, Asya." dedim.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top